Muharrem Ayı ve Aşure Günü -forumnetten- Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

.talk4her
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Muharrem Ayı ve Aşure Günü -forumnetten-

Aşağa gitmek

Muharrem Ayı ve Aşure Günü -forumnetten- Empty Muharrem Ayı ve Aşure Günü -forumnetten-

Mesaj  AsiRuH Paz Ocak 18, 2009 1:56 pm

"Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı
Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani
ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.
Allah'ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak Allah'ın rahmetine
ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz
tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.
Âşura Günü ise Muharrem'in 10. günüdür.
Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır.
Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda
bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç
tutmak çok faziletlidir.
Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü
Âşura Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar
arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün
de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir
konumu bulunmaktadır.
Âşura Gününün Allah katında da çok
seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci
âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinin tefsirinden
öğrenmekteyiz.
Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir.(1)

Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.
Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu
gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında
geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin
hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik
ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle
belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize
ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara
gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.(2)
Hz. Âişe'nın belirttiğine göre, Kabe'nin
örtüsü daha önceleri Âşura gününde
değiştirilirdi.
İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin
yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet
Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir.
Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar,
başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır.
Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan
ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur.
Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç
tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan
Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim,
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine'ye hicret
buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını
öğrendi.
"Bu ne orucudur?" diye sordu.
Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı
Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür
olarak bugün oruç tutmuştur" dediler.
Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da,
"Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve
hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da
emretti.(3)
Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh
Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam
öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim
Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve
oruç tutuluyordu.
Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir:
"Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde
oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun
hareket ediyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve
başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi
Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı.
Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç
tuttu, isteyen tutmadı." 'Buhari, Savm: 69.
O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için
Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç
tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra
Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. "İsteyen tutar, isteyen terk
edebilir" buyurdu.(4) Böylece Âşura orucu sünnet bir
oruç olarak kalmış oldu.
Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir.
Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:
"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında
oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda
öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin
tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir"
buyurdu.(5)
Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o
günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını
kuvvetle ümit ediyorum."(6)
"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan
Muharrem ayında tutulan oruçtur”(7) hadis-i şerifi ise, bu
günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.
Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, "Muharrem ayı Hicrî
senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir
temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla
ümit edilir" demektedir.
Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura
Gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu,
onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye
edilmiştir.
Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir. Bunun
için, müstehap olan, aşure Gününü
ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç
tutmaktır.
Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi
güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde
olacaktır. Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve
komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren
hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını
kat kat alacaktır. Bilhassa, Peygamberimiz, mü'minin aile efradına
Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda
bulunmasını tavsiye etmiştir.
Bîr hadiste şöyle buyurular: "Her kim Aşura
Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak
da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."(9)
Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu
komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete
girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes
imkânı ölçüsünde ikram eder.
Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde
Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret
yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam
Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain
tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve
zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni
Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber
verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet
gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir.
Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere
ulaşmıştır. Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en
âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kader
hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür,
ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve
taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen
bütün olaylar ezelî takdirin bir
hükmüdür. Bu açıdan bunu bir "yas merasimi"
haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve
inancına aykırıdır.

1) Hak Dini Kur ân Dili. 8 5793.
2) Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140.
3) Ibtıı Mâce, Siyam: 31.
4) Müslim. Siyam: 117.
5) Tîrmizî. Savm: 40.
6) A.g.e., Savın: 47.
7) İbni Mâce. Siyam: 43.
8) İhyâ, 1:238
9) et-Tergîb ve'l-Terhİb, 2:116.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz