.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    karışık islami şiirler

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    karışık islami şiirler Empty karışık islami şiirler

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Ocak 17, 2009 5:41 pm

    MİRAÇ

    Kapatın gözlerinizi
    Ve karanlığı seyredin.
    İşte böyle bir gece.
    Mekke’de bir gece
    Yorgunluk havada
    Gariplik suda
    Simsiyah bir sessizlik
    Uyku bile uykuda.
    Kâbe’nin hatîm kısmında
    Yanı üzre yatan biri var
    Yıl hüzün yılı
    Ebu Talib yok
    Yıl hüzün yılı
    Vefakâr eş
    Haticetül kübrâ yok.
    Kâbe’nin hatîm kısmında
    Yanı üzre yatan biri var
    Teselli arayan kalp
    Hüzünle çarpan kalp
    O’nun kalbi.
    Ve ayak sesleri
    Yıldızlar ışıldıyor.
    Bu ayak sesleri göklerden
    Yol veriyor yıldızlar.
    Semâdan inenler var.
    İzin verseydi Allah
    Kâinat inerdi yere
    Çünkü kâbe’nin hatîm kısmında yatan
    Sultân-ı levlâk’tır.
    Habîb-i zîşândır o
    Nur-u hüda’dır.
    Merhamet ufkunun nazlı güneşi
    Kainatın biricik çiçeğidir o.
    İzin verseydi allah
    Âlemler inerdi yere
    Oysa emir yalnız cebrail’e
    Ve yalnız cebrail iner yere
    Kalk ya rasulallah
    Semada melekler seni bekler
    Taif’te taşlanan yüzüne hasret
    Alaya alınan sözüne hasret
    Seni bekler melekler.
    Yer yüzünde vefa yok mu?
    Seni teselli edecek birini mi arıyor kalbin.
    Sevdiklerin bir bir uçuyor mu elinden?
    Davetini hafife mı aldılar?
    Üzülme ve aç gözlerini
    Öteler bekliyor seni
    Bu gece kainat adını anacak,
    Aç gözlerini ki alemler nazarına kanacak.
    Burak, senin için uçacak.
    Aç gözlerini ya habiballah
    Bu gecenin adına isra diyecek allah.
    Ey yedi kat sema aç kapılarını,
    Ve haber ver hasretle bekleyen peygamberlere
    Deki hazreti Adem’e;
    Cennetin kapısına adı yazılan
    İsminin hatrına af istediğin
    Salih oğul geliyor.
    Söyle İsa’ya:
    Kuytu köşelerde
    Havarilerinle Allah’a sığınırken,
    Bir adım ötedeymiş gibi kokusunu aldığın
    Ve insanlığa gelişini müjdelediğin
    Ahmet geliyor.
    Yusuf’a, İdris’e, Harun’a söyle
    Musa’ya deki:
    Vasıflarına hayran olup da
    Ümmetinden olmak istediğin
    Salih kardeş geliyor.
    Müjde ver İbrahim Peygamber’e:
    Dua dua yalvarıp
    Gelmesini istediğin oğul geliyor
    Aç kapılarını ey yedi kat sema
    Bu gelen Muhammed Mustafa
    Cebrail yol gösterir
    Ve yürür sultanlar sultanı
    Bu nasıl bir yürüyüştür.
    Bu nasıl bir eda?
    İnci inci ter mübarek alınlarında
    Baştan ayağa edep var
    Attığı her adımda.
    Sultanım,
    Cennetler gösterilirken o gece
    Ümmetini hayal ettin mi cennette?
    Cehennemin alevleri selamlarken seni,
    Gözyaşlarını gördü mü Cebrail?
    Ümmetim dedin mi?
    Sen unutmazsın bizi bunda kuşku yok
    Tahiyyat duası haber verdi bize
    Sen bizi hiçbir yerde
    Hiçbir zaman unutmadın
    İnşallah biz de seni unutanlardan olmayız.
    Allah seni unutturmasın bize.
    Bir söz sultanının dediği gibi
    Eğer günahlarımızdan dolayı girersek cehenneme
    Ve Allah biran olsun açarsa ufkumuzu
    Talaal bedru aleyna diyeceğiz.
    Miraç gecesi
    Yürüdü rasulullah
    Cebrail önde
    Bir gece yürüyüşüyle
    Yürüdüler… Yükseldiler.
    Yükseldikçe yükseldiler.
    Cebrail durdu birden,
    Ya rasulallah, benimle buraya kadar.
    Efendimiz niçin diye sordu
    Burası sidre-i münteha’dır
    Bir adım daha atarsam, yanarım, kavrulurum.
    Allah rasulu, sordular:
    Nasıl gidilir sidre-i münteha’da?
    Cibril-i emin cevap verdi:
    Aşkla!
    Aşkla gidilir ya rasulallah
    Aşkla gidilir ya habiballah
    Aşkla gidilir ya nebiyyallah
    Yürü sultanım yol senindir!
    Aşk vadisinde mühür senin.
    Söz senindir hal senindir.
    Muhabbetin adı sensin.
    Varlıkların tadı sensin
    Yürü ve selamını ilet
    Gözü yaşlı ümmetinin
    Sensiz bunca yetimin
    İlet selamını
    Ahir zamanın ahını
    Yüceler yücesine ilet
    Sultanım
    Sen dönerken miraçtan
    İlahi hediyelerle
    Bizim için miraç olan
    Beş vakit namazla,
    Bakara suresinin son iki ayetiyle
    Ve şirke düşmeyenin affedilebileceği müjdesiyle
    Dönerken sen miraçtan
    Biz ahir zamandan
    Ebu Bekir edasıyla bakıyoruz sana
    “O söylediyse doğrudur”
    Rasulullah söylediyse doğrudur.
    Ve bir ayetin sıcaklğı sarıyor
    Kainatin kalbini:
    Her türlü noksanlıktan münezzeh olan allah
    Kulunu geceleyin mescid-i haram’dan alıp,
    Kendisine bir takım ayetler gösterelim diye
    Etrafını mübarek kıldığımız
    Mescid-i aksa’ya götürdü.
    Çünkü, işiten ve bilen odur.
    Şimdi açın gözlerinizi
    Ve mîrâc’a hazırlanın



    :: Uhud::..




    Günlerden cuma...
    Uhut'a gelenler var.
    Medine yolu toz duman...
    Uhut'a gelenler var.
    Bir dağılsa da şu hava,
    Görsek Medine-i Münevvere'den Uhut'a gelenleri.
    Bir görsek Allah Rasulü'nü
    Ve eroğlu erleri...
    Bakın göründüler işte;
    Atının üzerinde evrenin efendisi!
    Cihanın gözbebeği!
    Uhut'un sevgilisi!
    Sağında ve solunda ashab-ı güzin
    Önündeyse iki üveyk yürüyor;
    Biri Sad bin Muaz,
    Diğeri Sad bin Übade.
    Allah'ım bu ne edep
    Atlarının bile başı yerde...
    Bakın şu iki gence!
    İkisi de onbeşinde...
    Şu kısa boylu olanı Rafi' bin Hadic!
    Parmaklarının ucuna basıyor ki
    Boyu uzun görünsün!
    İyi ok attığı söylenince
    İzin veriyor efendimiz.
    Diğer gençse Semüre bin Cündüp...
    Ağlayarak peygamberinin yanına gidiyor.
    Ya rasulallah! diyor,
    Rafi'ye izin verdiniz. Bana niye izin yok?
    Ben rafi'yi güreşte yeniyorum.
    Efendimiz tebessüm buyuruyorlar.
    Ve bu iki ana kuzusuna güreş tutturuyorlar.
    Semüre Rafi'yi yenince güreşte,
    Fahr-i kainat ona da izin veriyor.
    Günlerden cumartesi...
    Uhud'a gelenler var.
    İşte Ayneyn Tepesi-Okçular Tepesi-
    Başlarında Abdullah bin Cübeyr
    Sultanı dinliyorlar.
    Düşmanı yendiğimzi görsenizde
    Size haber vermedikçe, adam göndermedikçe
    Yerlerinizden ASLA ayrılmayın!
    Kuşların cesetlerimizi kapıştıklarını görseniz dahi
    Ben size adam göndermedikçe
    Yerlerinizden asla ayrılmayın!
    İki ordu da hazır...
    İki ordu da harp nizamında...
    Ve Uhud'un kalp atışları dışında yeryüzü nefes bile almıyor!
    Sessizliği bozan Kureyş'in Sancaktarı'dır.
    Söylediği her söz küfür kokulu...
    Benimle çarpışmaya er meydanına kim çıkar!
    Bu bir meydan okumadır.
    Cevapsa bir çift ayak sesi...
    Gözler Uhud toprağında yürüyen bu ayaklarda...
    Kime ait bu adımlar ki bastığı toprak 'ALLAH' diyor!
    Ve Esedullah namıyla Hz. Ali(R.A.) yürüyor.
    Birkaç saniye, bir tek hamle...
    ALLAH'ın(C.C.) Arslanı dimdik ayakta
    Kureyş'in sancağı ise yerde...
    Ardından bir başkası yükseltiyor sancağı
    Ama bilmiyor ki bu defa kim var Uhud meydanında
    Gökyüzünde yıldırımlar
    Yeryüzünde Hamza var.
    Asıl şimdi başladı Uhud'un türküsü.
    Tam üç katı düşmanla Peygamber(A.S.M) ordusu
    Göz göze ve diş dişe.
    Uhud'da yiğitler var.
    İşte: Ebu Lücane...
    Kılıcın üzerinde bir yazı
    Korkaklıkta ar
    İlerlemekte şeref var!
    İşte: Musab bin Umeyr...
    Zırhını giyinince
    Nasılda Peygamber'e(A.S.M.) benziyor.
    Ve döne döne savaşan Hz. Hamza...
    Ben Allah'ın(C.C.) Arslanı'yım diyor!
    Ebu Katade'ye bakın.
    Bakın bir ok fırlıyor müşrik yayından
    Bir havayı yara yara geliyor.
    Hedefte Rasulullah(A.S.M.) var.
    İşte: Ebu Katade...
    Okun Fahr-i Kainat'a(A.S.M) doğru gittiğini görünce
    ALLAH'ı(C.C.) andı önce
    Ve uzattı başını!
    Ok Katade'nin gözüne saplandı.
    Uhud'da yiğitler var...
    Şirk ordusunu bozguna uğratan...
    Ömer bin Hattab'a bakın
    Gözleri çakmak çakmak...
    Ama telaş var yüzünde Hz. Ömer'in(R.A.)
    Bu ne hal ey Ömer...
    Düşman hüsran yaşarken
    Zafer kaznılmışken
    Bu ne hal ey koca Ömer!
    Niçin okçular tepesine bakıyorsun?
    Neler oluyor orda?
    Niye iniyor okçular Ayneyn Tepesi'nden?
    Allah Rasulü(A.S.M) haber vermeden niye iniyorlar?
    Ey Abdullah bin Cübeyr!
    Durdursana okçuları!
    Durun, Allah(C.C.) aşkına durun!
    Arkanızdan düşman geliyor, inmeyin yerinizden.
    Sahabe sendeliyor inmeyin yerinizden.
    Kainat yalvarıyor inmeyin!
    Sultanlar Sultanı'nı(A.S.M) incitecekler, inmeyin!

    Peygamber(A.S.M) ordusu iki ateş arasında...
    Efendimizin(A.S.M) etrafında on beş sahabe...
    Bakın, mübarek elleri Rasulullah'ın(A.S.M.)
    Yüzüne kapanıyor!
    Kainatın affı için semaya kalkan eller
    Şimdi kan içinde!
    Yetiş Ey Ebu Ubeyde!
    Nur saçan yüz kan içinde!

    Zaman donuyor sanki,
    Ve dudaklarının arasından birşey düşüyor.
    Kıpkırmızı bir yakut gibi
    Peygamberin(A.S.M.) mübarek dişi!
    Uhud Dağı'nı bir titreme alıyor.
    Zaman donuyor sanki,
    Ve gökler yırtılıyor!
    Uhud Dağı'nı bir titreme alıyor!
    Kimse Uhud'a ilişmesin.
    Çünkü bir ses geliyor altı yerden!
    Muhammed'in(A.S.M.) dişi yere düşmesin!
    Ve Cibril-i Emin yaratıldığı günden beri,
    En hızlı inişiyle iniyor!
    Çünkü altı yönden bir ses geliyor!
    Yere düşmesin Muhammed'in(A.S.M.) dişi!

    Kara bulutlar çöktü Uhud'a!
    Bir ses ortalığı velveleye verdi:
    Muhammed(A.S.M.) öldürüldü!
    Muhammed(A.S.M.) öldürüldü!
    'Eğer O(A.S.M.) öldürüldüyse ben niye yaşıyorum! '
    Diyen Enes bin Nad atıdı küfrün alevleri arasına!
    Artık yaşlı gözler Sevgili'yi(A.S.M.) arıyor.
    Kab bin Malik Hz. sesi duyuldu:
    'Rasuluh(A.S.M) yaşıyor,
    Allah(C.C.) 'ın Rasulü(A.S.M.) yaşıyor,
    Onu(A.S.M.) miğferinin arasından ışıl ışıl parlayan gözlerinden tanıdım.
    Habibullah(A.S.M.) yaşıyor.
    Onu(A.S.M.) şefkat dolu gözlerinden tanıdım.'

    Ashab-ı Güzin'in sevincine bir bakın!
    Uhud'un sevincine bir bakın!
    Hz.Hamza duydu ya bu yeter!
    Rasulullah(A.S.M.) yaşıyor ya bu yeter!
    Yine daldı Hamza Kureyş'in dalgalarına!
    Ama savaşırken bir ara sendeledi Hamza.
    Ve boşlukta bir mızrak belirdi.
    Ey Hamza! Uhud'u her anışımızda kaç mü'min girmek ister mızrakla senin arana?
    Kaç mü'min keşke ben öleydim, keşke mızrak benim sineme saplansaydı der?
    Ama Şehidlerin Seyyidi sensin!
    Şehidlerin Efendisi sensin!
    Uhud'da şehidler var...
    Şehidlerin Seyyidi Hamza var Uhud'da!
    Rasul-i Zişan'ın(A.S.M.) gözlerinden boşalan yaş,
    Hamza'yı yıkar gibiydi!
    Fahr-i Kainat(A.S.M.) hiç bu kadar elem duymamıştı!
    Hiç bu kadar üzülmemişti!
    Ve amcasına hiç böyle seslenmemişti:
    'Ey Rasulullah'ın(A.S.M) amcası Hamza;
    Ey Allah(C.C.) 'ın ve Rasulü'nün(A.S.M) Arslanı Hamza;
    Ey hayırlar işleyen Hamza;
    Ey Rasulullah'a(A.S.M) koruyucu olan Hamza;
    Allah(C.C.) sana rahmet etsin!
    Eğer senden sonra yas tutmak gerekseydi;
    Sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım! '
    Ve bir ayet yankılanıyor Ahzab dağında:
    (Bismillahirrahmanirrahim-Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla!)
    'Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki,
    Onlar Allah(C.C.) 'a verdikleri sözde sadakat gösterdiler.
    Onlardan bazıları şehid oluncaya kadar
    çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi.
    Kimisi de şehid olmayı bekliyor.
    Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler.'
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    karışık islami şiirler Empty Geri: karışık islami şiirler

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Ocak 17, 2009 5:41 pm

    HAK YOL İSLAM

    Kör dünyanın göz bebeğine
    Hak yol islam yazacağız
    Kuşların göz bebeğine
    Hak yol islam yazacağız

    Yola, ağaca, pınara
    Esen yele, yağan kara
    Yağmur yüklü bulutlara
    Hak yol islam yazacağız

    Koç burcuna, yay burcuna
    Bebeklerin avucuna
    Minarelerin ucuna
    Hak yol islam yazacağız

    Her kapının eşiğine
    Her sofranın kaşığına
    Yıldıza, aya, güneşe
    Hak yol islam yazacağız

    Her kapının eşiğine
    Her sofranın kaşığına
    Mağraların eşiğine
    Hak yol islam yazacağız

    Herkes duyacak bilecek
    Saklanmaz artık bu gerçek
    Yaprak yaprak, çiçek çiçek
    Hak yol islam yazacağız

    ŞEHİT TAHTINDA

    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Ah binler ce canım olsaydı der
    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Canım bedeli bir sofradan yer

    Ümitsiz olmaz ümitsiz olmaz
    Sevdasız olmaz sevdasız olmaz

    Dağları oyup zindan etseler
    Allah nurunu söndüremezler
    Dağları oyup zindan etseler
    Davamın önüne geçemezler

    Yarasız olmaz Çilesiz olmaz
    Şehitsiz olmaz Kurbansız olmaz

    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Ah binler ce canım olsaydı der
    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Canım bedeli bir sofradan yer

    Karanlık ölür zülümat ölür
    Gözler önünde ve Ölüm ölür

    Anladım artık Uhud ve Bedir
    Ve Ümit sevda Şehadet nedir
    Soludum Kanri Mahşer anını
    Ümidi Şehidi ve Sevdayı

    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Ah binler ce canım olsaydı der
    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Canım bedeli bir sofradan ye

    Bilmem nideyim, Allah Allah
    Aşkın elinden, hay hay
    Kande gideyim, aşkın elinden.
    Sallallahu alâ Muhammed
    Sallallahu aleyke Ahmed

    Meskenim dağlar, Allah Allah
    Gözyaşı çağlar, hay hay
    Durmaz kan ağlar, aşkın-elinden.
    Sallallahu alâ Muhammed
    Sallallahu aleyke Ahmed

    Varım vereyim, Allah Allah
    Kadre ereyim, hay hay
    Üryan olayım, aşkın elinden.
    Sallallahu alâ Muhammed
    Sallallahu aleyke Ahmed.

    Yunus'un sözü, Allah Allah
    Kül olmuş özü, hay hay
    Kan ağlar gözü, aşkın elinden.
    Sallallahu alâ Muhammed
    Sallallahu aleyke Ahmed.

    ......AMAN ÇEŞME......

    Aman çeşme canım çeşme
    Sen Ahmedi görmedin mi?
    Biraz önce abdest aldı
    Şu karşiki camiye sor

    Aman cami canım cami
    Can Ahmadi görmedin mi?
    Biraz namaz kıldı
    Şu karşiki çarşıya sor

    Aman çarşı canım çarşı
    Nur Ahmedi görmedin mi?
    Biraz önce kefen aldı
    Şu karşiki kabire sor

    Aman kabir canım kabir
    Muhammedi görmedin mi?
    Şimdiye dek sizin idi,
    Şimdi ise bizim oldu

    Allah-u Allah (Hicaz)

    Ömrün bitirmiş viranemiyem
    Aklın yitirmiş divanemiyem

    Allahu Allah Allahu Allah
    Allahu Allah Allahu Allah

    Kanat vururum, döner dururum
    Yanar kurururm, pervanemiyem

    Allahu Allah Allahu Allah
    Allahu Allah Allahu Allah

    Yaşlı gözlerim, tutmaz dizlerim
    Yolun izlerim, mestanemiyem

    Allahu Allah Allahu Allah
    Allahu Allah Allahu Allah

    Aşkî can feda, olsa ne fayda
    Aşk oku yayda, kemanemiyem

    Allahu Allah Allahu Allah
    Allahu Allah Allahu Allah

    Biz Bu Gülistanın Bülbülleriyiz (Hüseyni)

    Biz Bu Gülistanın Bülbülleriyiz
    Bahçe-i Rindanın sünbülleriyiz

    Biz secde ederiz Cemal-i yare
    Vuslata olamaz başka bir çare

    Biz gayret ile maksuda ereriz
    Fırsat bulup gülistana gireriz

    Biz münkiri müminlerden seçeriz
    Mal-u canı terkeyleyip geçeriz

    Biz el elel verip Hakka gidelim
    Gelin gönülleri tavaf edelim

    CÜRMÜM İLE GELDİM SANA

    Ey rahmeti bol padişah
    Cürmüm ile geldim sana
    Ben eyledim hadsiz günah
    Cürmüm ile geldim sana

    Süphanallah sultanallah
    Tüm dertlere derman allah
    Beneyledim hadsiz günah
    Cürmüm ile geldim sana

    Kalpten tecavüz eyledin
    Derya yüzem mi boyladın
    Malum sana benneyledim
    Cürmüm ile geldim sana

    Hiç sana kulluk etmedim
    Ğazızıra la gitmedim
    Hem buyruğunu tutmadım
    cürmüm ile geldim sana


    Süphanallah sultanallah
    Tüm dertlere derman allah
    Beneyledim hadsiz günah
    Cürmüm ile geldim sana

    Zemmim ile doldu cihan
    Sana ayar zahir nihan
    Ey lutfum ol kahrı güzel
    Cürmüm ile geldim sana

    Çağırayım Mevlam Seni (Hicaz)

    Dağlar ile taşlar ile
    Çağırayım Mevlam seni
    Seherlerde Kuşlar ile
    Çağırayım Mevlam seni

    Gökyüzünde İsa ile
    Tur dağında Musa ile
    Elindeki asa ile
    Çağırayım Mevlam seni

    Derdi aşkın Eyyub ile
    Gözü yaşlı Yakub ile
    Ol Muhammed Mahbub ile
    Çağırayım Mevlam seni

    Yunus okur diller ile
    Hakkı seven kullar ile
    Ol Fahri bilenler ile
    Çağırayım Mevlam seni


    Güllere Vurgunum

    Güllere vurgunum güllere sevdalı,

    Bana güller derin kırmızı güller verin

    Kan rengi hüzünlü şehit edalı,

    Bana güller derin kırmızı güller verin



    Güller ağlar bana bu derdi güller anlar

    Bana güllerimi güllerimi verin



    Gül yüzlü şehadet gülleri derin,

    Gül kokulu yâre, yâre gönderin

    Ölsem ölsem yine dirilsem derim,

    Bana güller derin kırmızı güller verin



    Güller ağlar bana bu derdi güller anlar

    Bana güllerimi güllerimi verin



    Gün olur yaprağı düşer güllerin,

    Bu can ten evinden çıkar giderim

    Sevdam güle döner ben de gülerim,

    Bana güller derin kırmızı güller verin



    Güller ağlar bana bu derdi güller anlar

    Bana güllerimi güllerimi verin







    Seher Vakti Bülbüller

    Seher vakti bülbüller
    Nede güzel öterler
    Açınca tüm çiçekler
    Birlikte zikrederler

    AmanAllah illallah
    Dertlere derman Allah
    Gönüle şifa veren
    Lailahe illallah

    Akşam olur giderler
    Boyun büker çiçekler
    Kimbilir ne söylerler
    Feryat eder bülbüller

    Onlar da bütün dertler
    Yine de şükrederler
    Selat selam söylerler
    Beytullaha giderler

    Sen Allah’ı seversen
    Allah seni sevmez mi
    Emrince hizmet etsen
    Hakk ecrini vermez mi?

    Sen rıza kapısında
    Aman Allah’ım dersen
    O alemler sultanı
    Lebbeyk kulum demez mi?

    Aşık Derviş ne söyler
    Söyler de kimler dinler
    Bu yollar Hakk’a gider
    Gidenler rahat eder.

    Aman Allah illallah
    Dertlere derman Allah
    Gönüle şifa veren
    Lailahe illallah.




    Sevdim Seni

    Sevdim seni mabuduma canan diye sevdim
    Bir ben değil alem sana hayran diye sevdim

    Evlad-ı iyalden geçerek ben ravzana geldim
    ahlakını meth etmede Kur'an diye sevdim

    Kurbanın olam Şa-ı Rusül kovma kapından
    Didarına müştak olan yezdan diye sevdim.

    Mahşerde nebiler bile senden medet ister
    Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim.





    Şol Cennetin Irmakları (Segah)

    Şol cennetin ırmakları
    Akar Allah deyu deyu
    Çıkmış İslam bülbülleri
    Öter Allah deyu deyu

    Salınır tuba dalları
    Kur'an okur hem dilleri
    Cennet bağının gülleri
    Kokar Allah deyu deyu

    Ol Allah'ın melekleri
    Daim tesbihte dilleri
    Cennet bağı çiçekleri
    Kokar Allah deyu deyu

    Aydan aydındır yüzleri
    Şekerden tatlı sözleri
    Cennette huri kızları
    Gezer Allah deyu deyu

    Kimler yeyip kimler içer
    Hep melekler rahmet saçar
    İdris nebi hulle biçer
    Subhan Allah deyu deyu

    Yunus Emre var yarına
    Koma bu günü yarına
    Yarın Allah divanına
    Varam Allah deyu deyu




    Veysel Karani (Uşşak)

    Hakkın Habibinin sevgili dostu
    Yemen illerinde Veysel Karani
    Söylemez yalanı,yemez haramı
    Yemen ilerinde Veysel Karani

    Seherde kalkuben yola giderdi
    Hakkın binbir ismin zikir ederdi
    Allah Allah deyu deve güderdi
    Yemen ilerinde Veysel Karani

    Elinde asası hurma dalından
    Eğninde hırkası deve yününden
    Asla hata gelmez onun dilinden
    Yemen ilerinde Veysel Karani

    Aşık Yunus ey dür ben de varaydım
    Ol mübarek hub cemalin göreydim
    Ayağın tozuna yüzler süreydim
    Yemen ilerinde Veysel Karani


    Abdest Aldığın Zaman

    Dökülür bedede cümle günahlar
    Namaz işin abdest aldığın zaman
    İki melek iki yanında durur
    Sabah namazım kıldığın zaman

    Dahi namazım terketme sakın
    İsterisen ola imanın bütün
    Hak kulum der sana Rasül ümetim
    Öğle namazım kaldığın zaman

    Gökten yere iner bütün melekler
    Meleklere müştak olur felekler
    Kabul olur anda bütün dilekler
    İkindi namazın kıldığın zaman

    Cennet bahçesin! Hak kendi bezer
    Şad olur müminler içinde gezer
    Kiramen Katibin sevabın yazar
    Akşam namazım kıldığın zaman

    Bu namazdır müminlerin burağı
    Hak teala yakın eder ırağı
    Cenneti ala olur anın durağı
    Yatsı namazım kıldığın zaman

    Ecel yastığına koyunca başın
    Dökülür gözünden kan ile yaşın
    İman Kur’an olur senin yoldaşın
    Azraile canın verdiğin zaman


    Aman Afveyle Allahim
    Gİzlİ GÜnahlarim Çoktur,huzurunda YÜzÜm Yoktur
    İlahİ Rahmetİn Çoktur Aman Afveyle Allahim

    Rahmetİne Ümİt Varim Aman Afveyle Allahim
    Rahmetİne Ümİdİm Var Aman Afveyle Allahim

    GÜnahim Çok YÜzÜm Kara Aman Afveyle Allahim
    Onun İÇİn YÜreĞİm Yare Aman Afveyle Allahim

    GÜnahimi Bİlen Sensİn Feryadimi Duyan Sensİn
    Ümİdİm Var Afv Edersİn Aman Afveyle Allahim

    SEN YOKTUN

    Sen yoktun...
    Hz Âdem’deydi nurun
    Önce cenneti,
    Sonra yeryüzünü şereflendirdin.
    Âdem nuruna affedildi
    Arafat bu affa şâhitti

    Sen yoktun
    Nuh’un gemisindeydi Nurun...
    Dalgalar yeryüzünü boğarken
    Taprağın bağrındaki su
    Gökyüzüyle buluşurken
    Ve bu bir ilahi azap derken,
    Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
    Tûfan, nurunu selamladı edeple...

    Sen yoktun...
    Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
    İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
    “Rabbimiz” dedi,
    “Onlara kendi içlerinden
    Senin ayetlerini okuyacak
    Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
    Onları temizleyecek bir elçi gönder,
    Amin dedi on sekiz bin âlem
    Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
    Amin dedi İsmail.
    Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
    Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.

    Sen yoktun...
    Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni
    Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
    Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine..
    Çünkü bu âlemin reisi geliyor...
    Bekleyin Ahmed geliyor.
    Kainata rahmet geliyor.
    Havarilerin yüzünü okşayan,
    Ölüleri dirilten bir nefes oldun
    Ama sen yoktun...

    Sen yoktun Sultânım,
    Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
    Başı eğik gezerdi mazlum
    Kuteyle göklerden seni sorardı
    Varaka seni arardı semada
    Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
    Ağlayarak süslediler ölüme...
    Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
    Sen yokken,
    Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
    Anne yüreğinin çıldırtan ç****izliğiydi.
    Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi...
    En son çocuk atılırken çukura
    Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
    Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.
    Melekler süslüyordu hirâyı.
    Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,
    Efendisine hazırlanıyordu mekke.
    Âlem Efendisine hazırlanıyordu
    Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.
    Toprak yalvarıyordu rabbine,
    Allahım gönder artık diyordu.
    Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada

    Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
    Bir inişin vardı yer yüzüne...
    Önünde cebrail!
    Ardında yalın kılıç melekler!
    Bir inişin vardı yer yüzüne...
    Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
    Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.

    Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
    Herşey sus pus olmuştu.
    Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
    Kainat bir isim duymak istiyordu.
    Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
    Muhammed!
    Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
    Muhammed!
    Melekler öptü o nurdan ellerini.
    Muhammed!
    Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
    Sana o adı veren rahmana kurbanız

    Artık sen vardın
    Susuz topraklara rahmet indi seninle
    Annenden sonra anne halime sevindi seninle
    Yağmura mı ihtiyaç var?
    Kaldır şehadet parmağını,
    Yağmurları salsın Allah.
    Sonra tut ağacın yaprağını,
    Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.
    Yeterki sen iste,
    Sen iste yarasulallah
    Deki ben kimim?
    Dağlar, taşlar dile gelsin,
    Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,
    Ente Rasulullah desin.

    Sen vardın
    Bedir kârdı,
    Uhut dardı
    Hendek yârdı.
    Yiğitlerin vardı.
    Ölmek için yarışan yiğitler...

    Hele bir enesin vardı senin.
    Enes bin malik...

    Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
    Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
    Onlar da
    “Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince
    Enes kükremiş:
    “ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
    Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.
    Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.
    Hem de ne şehit ey nebi!
    Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
    Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...

    Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
    Uhut’ta sancağını taşıyan.
    Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
    Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.

    Ebu hureyren vardı...
    Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.
    Sen anlardın,
    Ya Ebâhir gel! Derdin.

    Ve sen gittin...
    Bir gidişle gittin
    Ardında hüznün kaldı.
    Hasretin kaldı göklerde.
    Bilal ezan okuyamaz oldu
    Ne zaman teşebbüs etse
    Muhammed rasulullah demeye
    Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi.

    Sonra günler ay,
    Aylar yıl oldu.
    Ve asırlar oldu
    Sensizliğe açtık gözlerimizi.
    Ama sen bırakmazsın bizi.
    Sen varsın ey şehitlerin sultanı
    Sen varsın!
    Bir şehit bile ölmezken
    Sana nasıl yok deriz.
    Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
    Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
    Ne anam var ne babam...
    Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden .

    Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
    Bırakma bizi ki; Allah;
    Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
    Bırakma bizi!
    Hayatı seninle öğretti Rahman.
    Kulluğu seninle tanıdık.
    Duayı senden öğrendik sevgili!
    Hz Ömer umre için senden izin isteyince,
    “Kardeşcik” dedin ona,
    Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
    Bizler Ömer değiliz ama
    Bütün dualarımız senin için
    Ey Rabbimiz!
    Rasulünü anışımızdan haberdar et!
    O’na binler salat, binler selam!
    Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
    O’na vesileyi lutfet.
    O’nu refik-i Âlâya yükselt
    Bizi de affet
    O’nun hatrına affet
    Zatının hatrına Affet.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    karışık islami şiirler Empty Geri: karışık islami şiirler

    Mesaj  AsiRuH C.tesi Ocak 17, 2009 5:42 pm

    ARAYU ARAYU

    Arayu arayu bulsam izini
    İzinin tozuna sürsem yüzüm
    Hak nasip eylese görsem yüzünü
    Ya Muhammed canım arzular seni

    Bir mübarek sefer olsada gitsem
    Kabe yollarında kumlara bassam
    Hak nasip eylese yüzünü görsem
    Can Muhammed canım arzular seni



    MEVLANA GİBİ

    Mesneviden ders aldım
    Oldum Mevlana gibi
    Uçsuz ummana daldım
    Yüzdüm Mevlana gibi

    Sağ elimi kaldırdım
    Sol elimi daldırdım
    Dilim kalbe indirdim
    Döndüm Mevlana gibi

    Yüceldim döne döne
    Umudum hep o güne
    Giderken o düğüne
    Gülsem Mevlan gibi

    Sağ elimi kaldırdım
    Sol elimi daldırdım
    Dilim kalbe indirdim
    Döndüm Mevlana gibi

    Hayranı der aşk versin
    Şems gibi yoldaş versin
    Canlar kemale ersin
    Ersem Mevlana gibi

    Sağ elimi kaldırdım
    Sol elimi daldırdım
    Dilim kalbe indirdim
    Döndüm Mevlana gibi

    RABBİM ALLAH DİYECEĞİM

    İnse başıma bin yumruk
    Rabbim Allah diyeceğim.
    Aksa kanım oluk oluk
    Rabbim Allah diyeceğim.

    Yusuf gibi düşsem suya
    Atsalar beni kuyuya
    Nice şeref duya duya
    Rabbim Allah diyeceğim.

    Sürseler yaban eline
    Atsalar zindan evine
    Haykırıp zindan evine
    Rabbim Allah diyeceğim.

    Elekten süzseler beni
    Taş ile ezseler beni
    Haykırıp gönülden yine
    Rabbim Allah diyeceğim.

    Ecelden gelip öleceğim
    Ben kabre gireceğim
    Melekler sual sorunca
    Rabbim Allah diyeceğim.

    Baş koymuşum ben bu yola
    Ölüm bana düğün ola
    Hem başında hem sonunda
    Rabbim Allah diyeceğim.

    YAN YÜREĞİM YAN

    Yan yüreğim yan
    Gör ki neler var
    Bu halk içinde
    Bize gülen var

    Koy gülen gülsün
    Hak bizi bilsin
    Gafiller bilsin
    Hakkı seven var

    Bu yol uzundur
    Menzili çoktur
    Geçidi yoktur
    Derin sular var

    Her kim merdane
    Gelsin meydane
    Kıyamaz cane
    Kimde hüner var

    Yunus sen burda
    Meydan isteme
    Meydanlar içinde canım
    Merdaneler var.

    LA İLAHE İLLALLAH

    Bir avuçtuk biz,
    göklere sığmayan
    Bir avuçtuk biz,
    cennete susayan.
    Düşmez dilimizden
    Sökülmez kalbimizden
    En kutlu sözdür bu:
    La ilahe illallah.

    Yâr oldun gönlüme,
    sevgi ektin içime
    Tevhid binasında
    gönlüm gönlün üstüne.
    Düşmez dilimizden
    Sökülmez kalbimizden
    En kutlu sözdür bu
    La ilahe illallah.

    Alnımızın aklığı,
    kafire kabus olur
    Mazlumun canı yansa,
    ahı bize dokunur.
    Düşmez dilimizden
    Sökülmez kalbimizden
    En kutlu sözdür bu
    La ilahe illallah.

    GÖÇTÜ KERVAN

    Nice bir uyursun, uyanmaz mısın?
    Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.

    Çağrışır tellâllar, inanmaz mısın?
    Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.

    Yunus sen bu dünyaya niye geldin
    Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin

    Evliyâya uğramaz ise yolun
    Göçtü kervan, kaldık dağlar başında.

    BİZLERİ DE MAHRUM EYLEME ALLAH

    Durmaz yanar vücudum Allah
    Bizleri de mahrum eyleme Allah
    Sensin benim maksudum Allah
    Bizleri de mahrum eyleme Allah

    Gül bülbülün ormanı Allah
    Ver derdime dermanı Allah
    Şükür erdik bugüne Allah
    Bizleri de mahrum eyleme Allah

    Halas eyle narından Allah
    Ayırma didarından Allah
    Cennette cemalinden Allah
    Bizleri de mahrum eyleme Allah

    Kandiller yana yana Allah
    Dervişler döne döne Allah
    Son nefeste imanından Allah
    Bizleri de mahrum eyleme Allah.


    HAK YARAB

    Canı gönülden seversen
    Yalvar kul Allah'a yalvar

    Maksuda ermek istersen
    Yalvar kul Allah'a yalvar

    Hak Yarab yalvar
    Kul Allah'a yalvar

    Geceler uykudan uyan
    Gizli sırlar olsun ayan

    Mahrum olmaz Allah diyen
    Yalvar kul Allah'a yalvar

    Hak Yarab yalvar
    Kul Allah'a yalvar

    Tanı gafil kendini tanı
    Niçin yarattı Hak seni

    Azrail'e tatlı canı
    Verdiğin gün inanırsın

    Hak Yarab yalvar
    Kul Allah'a yalvar.

    BİR GÜNEŞ DOĞUYOR

    Zalimler zulmüne, kafirler küfrüne
    İnat edip devâm etse
    Allah nurun tamamlar, çünkü bir vaadi var
    Kafirler istemese bile.

    Bir güneş doğuyor, bir güneş Cezayir'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş Filistin'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş Türkiye'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş ülkemde.

    Mekkede başladı bu diriliş muştusu
    Bugün de devam eder
    Allah erleri canlarını seve seve
    Rahman'a teslim eder

    Bir güneş doğuyor, bir güneş Cezayir'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş Filistin'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş Türkiye'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş ülkemde.

    Onun için yaşamak güç veriyor bize
    Ve yolunda şehit vermek
    Meleklerle konuşup semaya yükselmek
    Ne güzel Resul'ü görmek.

    Bir güneş doğuyor, bir güneş Cezayir'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş Filistin'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş Türkiye'de
    Bir güneş doğuyor, bir güneş ülkemde.

    EBEDA

    Yarab haberin nereden alalım
    Bir kamil mürşide varalım
    Hakkın yoluna kurban olalım

    Bir anda sabah olmaz ebeda
    Gözüme uyku girmez ebeda
    Gönlüm teselli bulmaz ebeda

    Gönül kuşunu eyleyemedim
    Dünyaya mesken bağlayamadım
    Yandı yüreğim ağlayamadım

    Bir anda sabah olmaz ebeda
    Gözüme uyku girmez ebeda
    Gönlüm teselli bulmaz ebeda

    Tazedir solmaz Hakkın gülleri
    Mestane gezer saadet kulları
    Gayet incedir Hakkın yolları

    Bir anda sabah olmaz ebeda
    Gözüme uyku girmez ebeda
    Gönlüm teselli bulmaz ebeda

    Yarabberrahim Ey lütfü Kerim
    Yoluna kurban canım var benim
    Yarab sen varken kime gideyim

    Bir anda sabah olmaz ebeda
    Gözüme uyku girmez ebeda
    Gönlüm teselli bulmaz ebeda

    AŞKIN İLE AŞIKLAR

    Aşkın ile aşıklar
    Yansın yâ Resullallah.

    İçip aşkın şarâbın
    Kansın yâ Resullallah.

    Şol seni seven kişi
    Verir yoluna başı

    İki cihan güneşi
    Sensin yâ Resullallah.

    Aşık Yunus'un canı
    Hilm-ü şefaat kanı

    Alemlerin sultanı
    Sensin yâ Resullallah.

    SEHER VAKTİ BÜLBÜLLER

    Seher vakti bülbüller
    Nede güzel öterler
    Açınca tüm çiçekler
    Birlikte zikrederler
    Aman Allah illallah
    Dertlere derman Allah
    Gönüle şifa veren
    Lailahe illallah

    Akşam olur giderler
    Boyun büker çiçekler
    Kim bilir ne söylerler
    Feryad eder bülbüller
    Aman Allah illallah
    Dertlere derman Allah
    Gönüle şifa veren
    Lailahe illallah

    Onlarda bütün dertler
    Yine de şükrederler
    Salat selam söylerler
    Beytullaha giderler
    Aman Allah illallah
    Dertlere derman Allah
    Gönüle şifa veren
    Lailahe illallah

    KABE YOLLARINDA
    Başım açık yalın ayak
    Düştüm Kabe yollarına.
    Günahıma ağlayarak
    Düştüm Kabe yollarına.

    Dost ahbapla vedalaşıp
    Nice sarp dağları aşıp
    Halilullaha ulaşıp
    Düştüm Kabe yollarına.

    Musul, Bağdat ve Kerbela
    Nurlar yağar her gün hâlâ
    Hoştur deyip kaza bela
    Düştüm Kabe yollarına.

    Bazen açık bazen susuz
    Bazen yorgun, hem susuz
    Sabır isteyerek sonsuz
    Düştüm Kabe yollarına.

    Beytullahı görem diye
    Taşına yüz sürem diye
    Yoluna can verem diye
    Düştüm Kabe yollarına.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 9:57 am