Maradona 30 Ekim 1960’ta dünyaya geldi. Futbola Boca Juniors
takımında başladı ve burada 1981’e kadar oynadı. 1981’de
rekor bir ücretle (12 milyon Dolar) Barcelona’ya transfer
oldu.
Nou Camp’taki ilk maçını 82 dünya kupası
açılışında Belçika’ya karşı oynayan Maradona
beklenmedik şekilde kötü bir başlangıç yaparak
karşılaşmayı izleyen Barca taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmıştı.
2 sezon Barca, forması giyen Maradona hastalık ve sakatlıklar
dolayısıyla bekleneni tam anlamıyla veremedi. Maradona, kendisini 1978
Dünya Kupası kadrosuna almayan Menotti’nin takımın başına
gelmesiyle Barcelona’dan ayrıldı. İtalya’nın Napoli
takımıyla sözleşme imzalayan Maradona için altın yıllar
başlıyordu.
Napoli formasıyla 2 şampiyonluk yaşayan Maradona, 1986 Dünya
Kupasının da yıldızıydı. Arjantin, Dünya Kupasının sahibi olurken,
çeyrek finalde Maradona’nın İngiltere ağlarına eliyle
gönderdiği gol, üstünden uzun yıllar tartışıldı.
Büyük tepki alan Maradona ise topa değen elini
“tanrının eli olarak” tanımlamaktan çekinmemişti.
1990 Dünya Kupasında da takımını finale taşıyan Maradona
Almanya’ya penaltı golüyle teslim oluyordu. Bu belki de,
Maradona’nın yükselen kariyerinin tersine
döndüğü andı.
1991 yılında bir İtalya lig maçı sonrası rutin bir doping
kontrolünde kokain kullandığı ortaya çıkan Maradona,
Arjantin’e dönüşünde de polis tarafından
uyuşturucu bulundurduğu gerekçesiyle göz altına alınıyordu.
Gözaltı günlerinin ardından evinin önünde bekleyen
basın mensuplarına saldıran Maradona, artık çalımlarından
çok olaylarıyla manşetlerden düşmüyordu. Bu olaydan
sonra Maradona’nın “bittiğini” düşünenler
yanılmıştı. 1993 yılında İspanya’da bu kez Sevilla’ya
dönen Maradona, 1994 Dünya Kupası için yine
iddialıydı. Ancak 94’ Amerika, Maradona için beklenmedik
şekilde kısa sürdü. Yasak madde kullandığı tespit edilen
Maradona şampiyonadan men edildi ve 15 ay ceza aldı. 15 aylık süre
zarfında Deportivo Mandiyu ve Racing Clup’da teknik
direktörlük yapan Maradona, cezasının bitmesiyle 1995 yılında
yuvam dediği Boca Juniors’a oyuncu olarak döndü. 2
sezon Boca’da oynayan Maradona kariyerini kemiren kokain
alışkanlığından kurtulamayınca 37 yaşında aktif futboldan koptu.
Futbolu bıraktıkna sonra sağlık problemleri yaşayan Maradona,
uyuşturucuya bağlı olarak kalbiden geçirdiği rahatsızlığın
ardından Küba’da 22 aylık bir tedavi gördü.
Tedavinin ardından bir trafik kazası geçiren Maradona dizinden
ufak bir operasyon geçirdi.
Bu kadar çalkantılı bir hayata rağmen Maradona 2000’de
FİFA tarafından Pele ile birlikte yüzyılın futbolcusu
seçildi. 11 Aralık 2000’de yapılan bir törenle
ödülünü aldı. Fakat törende kendi
ödülünü aldıktan hemen sonra Pele’nin
ödül almasını beklemeden salonu terketti. Nitekin bir
gün sonra yaptığı açıklamada “Kendi bedenime karşı
saygısız olsam da işime devamlı saygılıydım; bu yüzden de
dünyanın en iyisi benim” diyerek bütün spor
kamuoyunun beklediği açıklamayı yapmıştı.
takımında başladı ve burada 1981’e kadar oynadı. 1981’de
rekor bir ücretle (12 milyon Dolar) Barcelona’ya transfer
oldu.
Nou Camp’taki ilk maçını 82 dünya kupası
açılışında Belçika’ya karşı oynayan Maradona
beklenmedik şekilde kötü bir başlangıç yaparak
karşılaşmayı izleyen Barca taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmıştı.
2 sezon Barca, forması giyen Maradona hastalık ve sakatlıklar
dolayısıyla bekleneni tam anlamıyla veremedi. Maradona, kendisini 1978
Dünya Kupası kadrosuna almayan Menotti’nin takımın başına
gelmesiyle Barcelona’dan ayrıldı. İtalya’nın Napoli
takımıyla sözleşme imzalayan Maradona için altın yıllar
başlıyordu.
Napoli formasıyla 2 şampiyonluk yaşayan Maradona, 1986 Dünya
Kupasının da yıldızıydı. Arjantin, Dünya Kupasının sahibi olurken,
çeyrek finalde Maradona’nın İngiltere ağlarına eliyle
gönderdiği gol, üstünden uzun yıllar tartışıldı.
Büyük tepki alan Maradona ise topa değen elini
“tanrının eli olarak” tanımlamaktan çekinmemişti.
1990 Dünya Kupasında da takımını finale taşıyan Maradona
Almanya’ya penaltı golüyle teslim oluyordu. Bu belki de,
Maradona’nın yükselen kariyerinin tersine
döndüğü andı.
1991 yılında bir İtalya lig maçı sonrası rutin bir doping
kontrolünde kokain kullandığı ortaya çıkan Maradona,
Arjantin’e dönüşünde de polis tarafından
uyuşturucu bulundurduğu gerekçesiyle göz altına alınıyordu.
Gözaltı günlerinin ardından evinin önünde bekleyen
basın mensuplarına saldıran Maradona, artık çalımlarından
çok olaylarıyla manşetlerden düşmüyordu. Bu olaydan
sonra Maradona’nın “bittiğini” düşünenler
yanılmıştı. 1993 yılında İspanya’da bu kez Sevilla’ya
dönen Maradona, 1994 Dünya Kupası için yine
iddialıydı. Ancak 94’ Amerika, Maradona için beklenmedik
şekilde kısa sürdü. Yasak madde kullandığı tespit edilen
Maradona şampiyonadan men edildi ve 15 ay ceza aldı. 15 aylık süre
zarfında Deportivo Mandiyu ve Racing Clup’da teknik
direktörlük yapan Maradona, cezasının bitmesiyle 1995 yılında
yuvam dediği Boca Juniors’a oyuncu olarak döndü. 2
sezon Boca’da oynayan Maradona kariyerini kemiren kokain
alışkanlığından kurtulamayınca 37 yaşında aktif futboldan koptu.
Futbolu bıraktıkna sonra sağlık problemleri yaşayan Maradona,
uyuşturucuya bağlı olarak kalbiden geçirdiği rahatsızlığın
ardından Küba’da 22 aylık bir tedavi gördü.
Tedavinin ardından bir trafik kazası geçiren Maradona dizinden
ufak bir operasyon geçirdi.
Bu kadar çalkantılı bir hayata rağmen Maradona 2000’de
FİFA tarafından Pele ile birlikte yüzyılın futbolcusu
seçildi. 11 Aralık 2000’de yapılan bir törenle
ödülünü aldı. Fakat törende kendi
ödülünü aldıktan hemen sonra Pele’nin
ödül almasını beklemeden salonu terketti. Nitekin bir
gün sonra yaptığı açıklamada “Kendi bedenime karşı
saygısız olsam da işime devamlı saygılıydım; bu yüzden de
dünyanın en iyisi benim” diyerek bütün spor
kamuoyunun beklediği açıklamayı yapmıştı.