.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Adnan Menderes-biyografisi-

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Adnan Menderes-biyografisi- Empty Adnan Menderes-biyografisi-

    Mesaj  AsiRuH Salı Ocak 13, 2009 9:10 pm

    Adnan Menderes (1899 - 1961)

    1899 yılında Aydın’da doğdu. Babası İzmirli Katipzade İbrahim
    Ethem Bey, annesi Aydınlı Hacı Alipaşazadeler’den Tevfika
    Hanım’dır.Anne ve babasını küçük yaşta kaybetti.
    O'nu anneannesi büyüttü. Tahsil hayatına İzmir İttihat
    ve Terakki Mektebi’nde başlayan Adnan Menderes, Kızılçulu
    Amerikan Koleji’nde okurken misyonerlerle başı derde girdiği
    için, çeşitli makamlara müracaat etti. Müracaat
    ettiği makamların birinin başında Celal Bayar vardı. Bayar’la
    böyle tanışmış oldu.


    Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Adnan Menderes, Birinci
    Dünya Savaşı sırasında yedeksubay olarak askerliğini yaptı.
    Aydın’da bazı arkadaşlarıyla birlikte Ayyıldız
    Çetesi’ni kurdu. Daha sonra Söke’de Piyade Alay
    Yaveri olarak savaşa katıldı. Savaştan sonra İstiklal Madalyası aldı.


    Ali Fethi Okyar tarafından 1930 senesinde kurulan ancak kısa
    sürede kapatılan Serbest Fırka’nın Aydın Teşkilatı'nı
    kurarak başkanı oldu. Bu parti kapatılınca CHP’ye girdi ve 1931
    yılında bu partiden Aydın Milletvekili seçildi.


    1945 senesine kadar TBMM’de komisyon raportörlüğü
    yapan Adnan Menderes, o yıl Saracoğlu Hükümeti’nin
    getirdiği Toprak Kanunu Tasarısı'nı şiddetle reddederek, komisyondan
    istifa etti. Partide yaptıkları muhalefetten dolayı, Refik Koraltan ve
    Fuat Köprülü ile birlikte CHP Disiplin Kurulu tarafından
    12 Haziran 1945’te ihraç edildiler.


    Celal Bayar da hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa etti. Bu
    hareketler Demokrat Parti’nin 7 Ocak 1946’da kurulmasına
    sebep oldu. 1946 seçimlerinde Demokrat Parti’den
    Kütahya Milletvekili olarak meclise girdi. Celal Bayar’dan
    sonra ikinci adam durumuna geldi.


    KESİTLER

    ****** ve CHP macerası
    27 Mayıs Darbesi
    Darbe hakkında bir yazı
    Bebek Davası
    Menderes'in son dakikaları
    61 Nolu Tebliğ

    14 mayıs 1950 seçimlerinde DP oyların 53,5’ini alarak
    iktidar oldu. 10 senelik DP iktidarının tek başbakanı oldu ve o
    döneme damgasını vurdu. İktidarı zamanında 5 hükümet
    kurdu. Bu 10 senelik zaman içinde Türkiye’nin
    iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu.
    Sanayileşme ve şehirleşme hamlesi başladı, köye makine girdi,
    ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık yeniden başladı.
    Türkiye kalkınma kavramıyla tanıştı.


    27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan askeri darbeyle iktidardan indirildi.
    Yassıada’ya hapsedildi. Milli Birlik Komitesi tarafından kurulan
    Yüksek Adalet Divanı’nca idama mahkum edildi. Yassıada'da
    tutuklu bulunduğu sırada çeşitli işkencelere maruz kaldığı
    söylenir.




    --------------------------------------------------------------------------------

    ATATÜRK'ÜN SÖZÜ VE CHP MACERASI
    Türk demokrasi tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan
    Adnan Menderes 1930 yılında Serbest Fırka'ya katıldı. Serbest
    Cumhuriyet Fıkrası feshedildikten sonra, Celal Bayar'la
    görüşerek, Cumhuriyet Halk Partisine girdi, en sonunda da
    Mustafa Kemal'in "Bugün konuştuğum genç, elbette burada
    bizim parti mutemetleri ile çalışamaz. Şayan-ı dikkat bir
    gençtir" cümlesi ile beğenisini kazanmıştı ve 1931 yılında
    CHF Aydın Milletvekili seçildi, 1945 yılına kadar CHF
    Milletvekilliğini sürdürmüştür.

    Adnan Menderes o dönemi şöyle anlatıyor:

    "****** zamanında ben, Aydın'da Serbest Fırka'nın reisiydim.
    Fethi Bey bizzat Aydın'a gelerek, Serbest Fırka ile meşgul oldu.
    Aydın'daki belediye seçimlerini kazandım. Gayet dürüst
    bir mücadeleye giriştim. Halk Fırkası ileri gelenleri ile
    tanışıyordum. Ama Halk Partisi'ne, onların rica ve ısrarına rağmen
    girmemiştim... Fethi Bey'in partisi, malum şartlar altında feshedildi.
    Memlekete derin bir teessür hakim oldu. Halk Partisi kendisini
    toparlamak istedi. Vilayetlere heyetler gönderildi. Bu arada Izmir
    ve Aydın'a da, Celal Bayar riyasetinde bir heyet geldi...Ben gelen
    heyetle bir hafta temas etmedim. Nihayet, Celal Bayar tanıdığım ve
    hürmet ettiğim bir zattı. Vasıf Çınar Ittihat ve Terakki
    mektebinden hocamdı... Ve temas temin edildi. Bu muhterem zatların
    ibram ve ısrarı üzerine, Halk Partisine girerek, fikirlerimizi
    parti içinde müdafaa etmek muvafık olacaktı. O zamana kadar
    ve benimle beraber Halk Partisi'ne karşı çekingen tanınan
    arkadaşlarla, Halk Partisi'ne girdik." (Bilgin Çelik, "
    Toplumsal Tarih Aralık 2000", "Aydın'da Serbest Fırka ve Belediye
    Seçimleri )


    1945 senesine kadar TBMM'de komisyon raportörlüğü yapan
    Adnan Menderes, o yıl Saracoğlu Hükümeti'nin getirdiği Toprak
    Kanunu tasarısını şiddetle eleştirerek komisyondan istifa etti.Partide
    yaptıkları muhalefetten dolayı bir süre sonra Refik Koraltan ve
    Fuat Köprülü ile birlikte CHP Disiplin Kurulu tarafından
    12 Haziran 1945'te ihraç edildiler.






    --------------------------------------------------------------------------------

    27 MAYIS DARBESİ

    Sabah saat 04:36'da Ankara Radyosu'ndan yapılan bir anons nefesini
    tutan insanları bir anda heyecanlandırdı. Tek haberleşme aracı olan
    devlet radyosundan evlere ulaşan anonsta, ''Bugün, demokrasimizin
    içine düştüğü buhran ve en son müessif
    hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla,
    Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini eline almıştır''
    deniliyordu ve Türk halkı ihtilalle ilk defa tanışmış oldu.


    Cumhurbaşkanı Celal Bayar Çankaya Köşkü'nde; Başbakan
    Adnan Menderes Kütahya'da gözetim altına alınıyordu. Bakanlar
    Kurulu ve Tahkikat Komisyonu üyeleriyle DP milletvekilleri de
    bulundukları mekanlardan toplanarak Harp Okuluna gönderildiler.


    Demokrat Parti iktidarı ile iyi ilişkiler içinde bulunan
    dönemin Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun başta olmak
    üzere üst rütbeli asker ve bürokratlar cezaevlerine
    konuldu. Ülkede ilan edilen sıkıyönetim sonucu tüm
    Demokrat Partili milletvekilleri, üst derecedeki bürokratlar,
    polis şefleri tek tek evlerinden alındı. Tüm siyasiler yargılanmak
    üzere Yassıada'ya gönderildiler.





    --------------------------------------------------------------------------------

    DARBE HAKKINDA BİR YAZI
    BÜYÜK GÜN (Çetin Altan-27 Mayıs 1960-Milliyet )

    BÜTÜN Türk vatanperverleri bu muazzam ve şanlı günün sevinci ve heyecanı içindedirler.

    Çürümüş, sufli politik tertiplerinin şahsi
    ihtiraslarla Türkiye'yi en tehlikeli badirelere, kardeş
    kavgalarına sürüklemek üzere olduğu bir sırada,
    Türk Silahlı Kuvvetlerinin medeni bir şekilde devlet idaresine el
    koymaları ve memleketi karanlık bir akibetten kurtarmaları, tarihimizin
    büyüklüğüne yakışan mutlu bir hareket olarak,
    Milletimize hür ve insan haklarına uygun yeni ufuklar
    açmaktadır.

    Kara ve şüpheli günler selamete ermiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin şahsında mukedderatına hakim olmuştur.

    Silahlı Kuvvetlerimizi tam zamanında ve üstün bir anlayışla,
    Milletin kaderini, gitmekte olduğu kötü yoldan bir anda
    aydınlığa çıkarmıştır.

    Her türlü yalan, baskı ve küçük oyunlardan
    uzak olarak, Kurucu Meclis'in koyacağı demokratik prensipler
    çerçevesinde, yakında serbest seçimlere
    gidilecektir.

    Vatandaşların vakur bir anlayışla aynı milletin çocukları
    olduklarını hatırlamaları, Hukuk ve İnsan Haklarının koyduğu esaslar
    içinde, hür bir memlekette yaşayabilmek için
    birbirlerine kardeşce davranmaları bugün her zamandan ziyade milli
    bir vazife olmuştur.

    Artık hiçbir partinin rozeti kanun dışı bir imtiyazın
    sembolü olmayacaktır. Güzel vatanımızda eşit ve hür
    olarak insanca yaşamanın saadetini paylaşacağımız dakikalar yakındır.

    Kinsiz, baskısız ve zindansız kardeşce bir sevginin memleket
    üzerinde esas saadetini duyuyor ve bu büyük
    günü candan alkışlıyoruz.

    Nefretlerin, kıskançlıkların ve ahlaksızlıkların uğursuz
    bulutları dağılmaktadır. Bütün vatandaşların bu yeni devrin
    kapısından bir tek vücut halinde girmeleri ve her türlü
    şahsi duyguların üzerinde, memleket menfaatlerini
    düşünmeleri en kutsal vazife olmuştur.

    Hakiki hürriyetin saati çalmıştır. ******'ün
    inkilaplarına bağlı olarak demokratik bir memlekette
    Türklüğün şerefine yakışan bir nizamın temelleri
    atılmaktadır.

    Yaşasın Türk milleti yaşasın Türk Ordusu...





    --------------------------------------------------------------------------------

    BEBEK DAVASI
    "Adnan Menderes'in gayri meşru çocuğu, Dr. Mükerrem Sarol
    tarafından alınarak öldürüldü." Gazetelerin
    kullandığı bu haberler Yassıada Savcılarınca delil telakki edilerek,
    Adnan Menderes hakkında tarihte Bebek Davası olarak anılan dava
    açıldı. bunun yanında Başbakanlık kasasından çıktığını
    iddia edilen kadın iç çamaşırı ve bir kutu da
    çıplak kadın fotoğrafı da delin olarak kullanıldı. Menderes ise
    bu tutum karşısında gönül ilişkisini yalanlamadığı gibi
    özür de dilemedi; çocuğun
    öldürülmediğini, doğum anında
    öldüğünü söyledi. Adnan Menderes'in
    gönül ilişkisine girdiği Ayhan Aydan, gerçekten de
    Menderes'ten hamile kalmış ancak bebekten kurtulmayı kesinlikle
    istemediği gibi, doğurmayı çok arzulamıştı. Doğuma giren Dr.
    Fahri Atabey de, "bebeğin boynunu saran kordon yüzünden
    ölü doğduğunu" saptamıştı.

    Türk siyasi tarihinde, kaçamağı göze alan, evliyken
    yaşadığı bir ilişki yüzünden kendini kamuoyu önünde
    savunmak durumunda kalan tek başbakan Adnan Menderes oldu.


    Ayhan Aydan ise, Yassıada duruşmalarında tanık olarak dinlendiği kürsüde şunları söylüyordu:


    "Adnan Menderes'i 1951'de tanıdım. Evli olmasına rağmen büyük
    bir aşkla sevdim. Bütün emelim ondan bir çocuk sahibi
    olmaktı. Bunu başaramadım. Ancak hangi vicdansız ana, üzerine
    titrediği bebeğinin öldürülmesine razı olabilir?"
    Mahkeme başkanı tarafından sevgilisini kurtarmaya çalışmakla
    suçlansa da, kamuoyu düşüncesini değiştirmeye, bu
    yasak ilişkideki masumiyete inanmaya, hatta sempati duymaya başladı.
    Tarihe "bebek davası" olarak geçen bu duruşmaların sonunda Adnan
    Menderes beraat etti. Menderes'in beraat ettiği tek dava da buydu.
    Fakat "devletin yüksek menfaatlerine ve istihbarat işlerine
    sarfedilmek üzere emrine tahsis edilen paraların bir kısmıyla
    opera sanatçısı Aydan Ayhan'a ev aldığı" iddiasıyla
    açılan davada suçlu bulundu.





    --------------------------------------------------------------------------------

    MENDERES'İN SON DAKİKALARI
    İmralı'ya gelindiğinde, memleket içinde ve dış basında sıhhi
    durumu türlü spekülasyonlara yol açan Menderes,
    iskeleden konulduğu misafir salonuna kadar çiçek tarhları
    arasındaki 100 metrelik yolu hiç kimsenin yardımı olmadan
    rahatça yürüdü. Ayrıca misafir salonu ile
    darağacının bulunduğu yer arasındaki 80 metrelik yolu da, gene aynı
    rahatlıkla katetti.

    İmralı Adasının etrafında ve içinde Örfi İdare
    Kumandanlığınca sıkı emniyet tedbirleri alınmıştı. İmralı Adasının
    etrafında donanmamıza mensup tekneler, içinde de deniz, kara ve
    hava askerleri görülmekteydi.

    Yassıada'dan bir enstantane
    ‘.... birden önümdeki sırada sağda Bayar’ın
    başını tanıdım. Yanında oturanı seçemedim önce. Yalnız
    çok ince bir boyun, gevşek beyaz yaka ve sarı saçlar
    gözüme çarptı. Bir ara başını çevirdi, o zaman
    Bayar’ın yanında oturanın Adnan Bey olduğunu hayretle
    gördüm. Yarabbi ne hale gelmişti! Zayıflamış, zayıflamıştı.
    Yüzünde benek benek çiller. Sanki uzun bir hastalıktan
    yeni kalkmıştı...’ Samet Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes 1967 Baha
    Matbaası syf:176

    Menderes'e M.B.K.'nin tasdik kararı, kendisine tahsis olunan misafir
    salonunda tefhim edilmiştir. Cumartesiyi pazara bağlıyan gece saat
    01.30'da Zorlu ve Polatkan için yapılan formaliteler, Menderes
    için tekrarlandı.

    Menderes Egesel'i dinlerken Polatkan derecesinde olmamakla beraber gene
    korku ile sarsıldı. Fakat zamanla kendisini toparladı. Oturduğu yerde
    kamburunu çıkararak daha da küçülmüş ve
    son arzusu sorulduğu zaman bir sigara istedi.

    Verilen Yenice sigarasını içerken şunları söyledi:

    - Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı
    şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah
    içinde bıraksın.

    Menderes, sabaha karşı saat 02.31'de Zorlu'nun ipe çekildiği
    darağacında asılmak suretiyle idam edildi. Menderes'in de, Zorlu ve
    Polatkan gibi darağacına götürülürken, usule uygun
    olarak bilekleri arkasına bağlanmıştı.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 2:54 pm