Adnan Menderes (1899 - 1961)
1899 yılında Aydın’da doğdu. Babası İzmirli Katipzade İbrahim
Ethem Bey, annesi Aydınlı Hacı Alipaşazadeler’den Tevfika
Hanım’dır.Anne ve babasını küçük yaşta kaybetti.
O'nu anneannesi büyüttü. Tahsil hayatına İzmir İttihat
ve Terakki Mektebi’nde başlayan Adnan Menderes, Kızılçulu
Amerikan Koleji’nde okurken misyonerlerle başı derde girdiği
için, çeşitli makamlara müracaat etti. Müracaat
ettiği makamların birinin başında Celal Bayar vardı. Bayar’la
böyle tanışmış oldu.
Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Adnan Menderes, Birinci
Dünya Savaşı sırasında yedeksubay olarak askerliğini yaptı.
Aydın’da bazı arkadaşlarıyla birlikte Ayyıldız
Çetesi’ni kurdu. Daha sonra Söke’de Piyade Alay
Yaveri olarak savaşa katıldı. Savaştan sonra İstiklal Madalyası aldı.
Ali Fethi Okyar tarafından 1930 senesinde kurulan ancak kısa
sürede kapatılan Serbest Fırka’nın Aydın Teşkilatı'nı
kurarak başkanı oldu. Bu parti kapatılınca CHP’ye girdi ve 1931
yılında bu partiden Aydın Milletvekili seçildi.
1945 senesine kadar TBMM’de komisyon raportörlüğü
yapan Adnan Menderes, o yıl Saracoğlu Hükümeti’nin
getirdiği Toprak Kanunu Tasarısı'nı şiddetle reddederek, komisyondan
istifa etti. Partide yaptıkları muhalefetten dolayı, Refik Koraltan ve
Fuat Köprülü ile birlikte CHP Disiplin Kurulu tarafından
12 Haziran 1945’te ihraç edildiler.
Celal Bayar da hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa etti. Bu
hareketler Demokrat Parti’nin 7 Ocak 1946’da kurulmasına
sebep oldu. 1946 seçimlerinde Demokrat Parti’den
Kütahya Milletvekili olarak meclise girdi. Celal Bayar’dan
sonra ikinci adam durumuna geldi.
KESİTLER
****** ve CHP macerası
27 Mayıs Darbesi
Darbe hakkında bir yazı
Bebek Davası
Menderes'in son dakikaları
61 Nolu Tebliğ
14 mayıs 1950 seçimlerinde DP oyların 53,5’ini alarak
iktidar oldu. 10 senelik DP iktidarının tek başbakanı oldu ve o
döneme damgasını vurdu. İktidarı zamanında 5 hükümet
kurdu. Bu 10 senelik zaman içinde Türkiye’nin
iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu.
Sanayileşme ve şehirleşme hamlesi başladı, köye makine girdi,
ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık yeniden başladı.
Türkiye kalkınma kavramıyla tanıştı.
27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan askeri darbeyle iktidardan indirildi.
Yassıada’ya hapsedildi. Milli Birlik Komitesi tarafından kurulan
Yüksek Adalet Divanı’nca idama mahkum edildi. Yassıada'da
tutuklu bulunduğu sırada çeşitli işkencelere maruz kaldığı
söylenir.
--------------------------------------------------------------------------------
ATATÜRK'ÜN SÖZÜ VE CHP MACERASI
Türk demokrasi tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan
Adnan Menderes 1930 yılında Serbest Fırka'ya katıldı. Serbest
Cumhuriyet Fıkrası feshedildikten sonra, Celal Bayar'la
görüşerek, Cumhuriyet Halk Partisine girdi, en sonunda da
Mustafa Kemal'in "Bugün konuştuğum genç, elbette burada
bizim parti mutemetleri ile çalışamaz. Şayan-ı dikkat bir
gençtir" cümlesi ile beğenisini kazanmıştı ve 1931 yılında
CHF Aydın Milletvekili seçildi, 1945 yılına kadar CHF
Milletvekilliğini sürdürmüştür.
Adnan Menderes o dönemi şöyle anlatıyor:
"****** zamanında ben, Aydın'da Serbest Fırka'nın reisiydim.
Fethi Bey bizzat Aydın'a gelerek, Serbest Fırka ile meşgul oldu.
Aydın'daki belediye seçimlerini kazandım. Gayet dürüst
bir mücadeleye giriştim. Halk Fırkası ileri gelenleri ile
tanışıyordum. Ama Halk Partisi'ne, onların rica ve ısrarına rağmen
girmemiştim... Fethi Bey'in partisi, malum şartlar altında feshedildi.
Memlekete derin bir teessür hakim oldu. Halk Partisi kendisini
toparlamak istedi. Vilayetlere heyetler gönderildi. Bu arada Izmir
ve Aydın'a da, Celal Bayar riyasetinde bir heyet geldi...Ben gelen
heyetle bir hafta temas etmedim. Nihayet, Celal Bayar tanıdığım ve
hürmet ettiğim bir zattı. Vasıf Çınar Ittihat ve Terakki
mektebinden hocamdı... Ve temas temin edildi. Bu muhterem zatların
ibram ve ısrarı üzerine, Halk Partisine girerek, fikirlerimizi
parti içinde müdafaa etmek muvafık olacaktı. O zamana kadar
ve benimle beraber Halk Partisi'ne karşı çekingen tanınan
arkadaşlarla, Halk Partisi'ne girdik." (Bilgin Çelik, "
Toplumsal Tarih Aralık 2000", "Aydın'da Serbest Fırka ve Belediye
Seçimleri )
1945 senesine kadar TBMM'de komisyon raportörlüğü yapan
Adnan Menderes, o yıl Saracoğlu Hükümeti'nin getirdiği Toprak
Kanunu tasarısını şiddetle eleştirerek komisyondan istifa etti.Partide
yaptıkları muhalefetten dolayı bir süre sonra Refik Koraltan ve
Fuat Köprülü ile birlikte CHP Disiplin Kurulu tarafından
12 Haziran 1945'te ihraç edildiler.
--------------------------------------------------------------------------------
27 MAYIS DARBESİ
Sabah saat 04:36'da Ankara Radyosu'ndan yapılan bir anons nefesini
tutan insanları bir anda heyecanlandırdı. Tek haberleşme aracı olan
devlet radyosundan evlere ulaşan anonsta, ''Bugün, demokrasimizin
içine düştüğü buhran ve en son müessif
hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla,
Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini eline almıştır''
deniliyordu ve Türk halkı ihtilalle ilk defa tanışmış oldu.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar Çankaya Köşkü'nde; Başbakan
Adnan Menderes Kütahya'da gözetim altına alınıyordu. Bakanlar
Kurulu ve Tahkikat Komisyonu üyeleriyle DP milletvekilleri de
bulundukları mekanlardan toplanarak Harp Okuluna gönderildiler.
Demokrat Parti iktidarı ile iyi ilişkiler içinde bulunan
dönemin Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun başta olmak
üzere üst rütbeli asker ve bürokratlar cezaevlerine
konuldu. Ülkede ilan edilen sıkıyönetim sonucu tüm
Demokrat Partili milletvekilleri, üst derecedeki bürokratlar,
polis şefleri tek tek evlerinden alındı. Tüm siyasiler yargılanmak
üzere Yassıada'ya gönderildiler.
--------------------------------------------------------------------------------
DARBE HAKKINDA BİR YAZI
BÜYÜK GÜN (Çetin Altan-27 Mayıs 1960-Milliyet )
BÜTÜN Türk vatanperverleri bu muazzam ve şanlı günün sevinci ve heyecanı içindedirler.
Çürümüş, sufli politik tertiplerinin şahsi
ihtiraslarla Türkiye'yi en tehlikeli badirelere, kardeş
kavgalarına sürüklemek üzere olduğu bir sırada,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin medeni bir şekilde devlet idaresine el
koymaları ve memleketi karanlık bir akibetten kurtarmaları, tarihimizin
büyüklüğüne yakışan mutlu bir hareket olarak,
Milletimize hür ve insan haklarına uygun yeni ufuklar
açmaktadır.
Kara ve şüpheli günler selamete ermiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin şahsında mukedderatına hakim olmuştur.
Silahlı Kuvvetlerimizi tam zamanında ve üstün bir anlayışla,
Milletin kaderini, gitmekte olduğu kötü yoldan bir anda
aydınlığa çıkarmıştır.
Her türlü yalan, baskı ve küçük oyunlardan
uzak olarak, Kurucu Meclis'in koyacağı demokratik prensipler
çerçevesinde, yakında serbest seçimlere
gidilecektir.
Vatandaşların vakur bir anlayışla aynı milletin çocukları
olduklarını hatırlamaları, Hukuk ve İnsan Haklarının koyduğu esaslar
içinde, hür bir memlekette yaşayabilmek için
birbirlerine kardeşce davranmaları bugün her zamandan ziyade milli
bir vazife olmuştur.
Artık hiçbir partinin rozeti kanun dışı bir imtiyazın
sembolü olmayacaktır. Güzel vatanımızda eşit ve hür
olarak insanca yaşamanın saadetini paylaşacağımız dakikalar yakındır.
Kinsiz, baskısız ve zindansız kardeşce bir sevginin memleket
üzerinde esas saadetini duyuyor ve bu büyük
günü candan alkışlıyoruz.
Nefretlerin, kıskançlıkların ve ahlaksızlıkların uğursuz
bulutları dağılmaktadır. Bütün vatandaşların bu yeni devrin
kapısından bir tek vücut halinde girmeleri ve her türlü
şahsi duyguların üzerinde, memleket menfaatlerini
düşünmeleri en kutsal vazife olmuştur.
Hakiki hürriyetin saati çalmıştır. ******'ün
inkilaplarına bağlı olarak demokratik bir memlekette
Türklüğün şerefine yakışan bir nizamın temelleri
atılmaktadır.
Yaşasın Türk milleti yaşasın Türk Ordusu...
--------------------------------------------------------------------------------
BEBEK DAVASI
"Adnan Menderes'in gayri meşru çocuğu, Dr. Mükerrem Sarol
tarafından alınarak öldürüldü." Gazetelerin
kullandığı bu haberler Yassıada Savcılarınca delil telakki edilerek,
Adnan Menderes hakkında tarihte Bebek Davası olarak anılan dava
açıldı. bunun yanında Başbakanlık kasasından çıktığını
iddia edilen kadın iç çamaşırı ve bir kutu da
çıplak kadın fotoğrafı da delin olarak kullanıldı. Menderes ise
bu tutum karşısında gönül ilişkisini yalanlamadığı gibi
özür de dilemedi; çocuğun
öldürülmediğini, doğum anında
öldüğünü söyledi. Adnan Menderes'in
gönül ilişkisine girdiği Ayhan Aydan, gerçekten de
Menderes'ten hamile kalmış ancak bebekten kurtulmayı kesinlikle
istemediği gibi, doğurmayı çok arzulamıştı. Doğuma giren Dr.
Fahri Atabey de, "bebeğin boynunu saran kordon yüzünden
ölü doğduğunu" saptamıştı.
Türk siyasi tarihinde, kaçamağı göze alan, evliyken
yaşadığı bir ilişki yüzünden kendini kamuoyu önünde
savunmak durumunda kalan tek başbakan Adnan Menderes oldu.
Ayhan Aydan ise, Yassıada duruşmalarında tanık olarak dinlendiği kürsüde şunları söylüyordu:
"Adnan Menderes'i 1951'de tanıdım. Evli olmasına rağmen büyük
bir aşkla sevdim. Bütün emelim ondan bir çocuk sahibi
olmaktı. Bunu başaramadım. Ancak hangi vicdansız ana, üzerine
titrediği bebeğinin öldürülmesine razı olabilir?"
Mahkeme başkanı tarafından sevgilisini kurtarmaya çalışmakla
suçlansa da, kamuoyu düşüncesini değiştirmeye, bu
yasak ilişkideki masumiyete inanmaya, hatta sempati duymaya başladı.
Tarihe "bebek davası" olarak geçen bu duruşmaların sonunda Adnan
Menderes beraat etti. Menderes'in beraat ettiği tek dava da buydu.
Fakat "devletin yüksek menfaatlerine ve istihbarat işlerine
sarfedilmek üzere emrine tahsis edilen paraların bir kısmıyla
opera sanatçısı Aydan Ayhan'a ev aldığı" iddiasıyla
açılan davada suçlu bulundu.
--------------------------------------------------------------------------------
MENDERES'İN SON DAKİKALARI
İmralı'ya gelindiğinde, memleket içinde ve dış basında sıhhi
durumu türlü spekülasyonlara yol açan Menderes,
iskeleden konulduğu misafir salonuna kadar çiçek tarhları
arasındaki 100 metrelik yolu hiç kimsenin yardımı olmadan
rahatça yürüdü. Ayrıca misafir salonu ile
darağacının bulunduğu yer arasındaki 80 metrelik yolu da, gene aynı
rahatlıkla katetti.
İmralı Adasının etrafında ve içinde Örfi İdare
Kumandanlığınca sıkı emniyet tedbirleri alınmıştı. İmralı Adasının
etrafında donanmamıza mensup tekneler, içinde de deniz, kara ve
hava askerleri görülmekteydi.
Yassıada'dan bir enstantane
‘.... birden önümdeki sırada sağda Bayar’ın
başını tanıdım. Yanında oturanı seçemedim önce. Yalnız
çok ince bir boyun, gevşek beyaz yaka ve sarı saçlar
gözüme çarptı. Bir ara başını çevirdi, o zaman
Bayar’ın yanında oturanın Adnan Bey olduğunu hayretle
gördüm. Yarabbi ne hale gelmişti! Zayıflamış, zayıflamıştı.
Yüzünde benek benek çiller. Sanki uzun bir hastalıktan
yeni kalkmıştı...’ Samet Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes 1967 Baha
Matbaası syf:176
Menderes'e M.B.K.'nin tasdik kararı, kendisine tahsis olunan misafir
salonunda tefhim edilmiştir. Cumartesiyi pazara bağlıyan gece saat
01.30'da Zorlu ve Polatkan için yapılan formaliteler, Menderes
için tekrarlandı.
Menderes Egesel'i dinlerken Polatkan derecesinde olmamakla beraber gene
korku ile sarsıldı. Fakat zamanla kendisini toparladı. Oturduğu yerde
kamburunu çıkararak daha da küçülmüş ve
son arzusu sorulduğu zaman bir sigara istedi.
Verilen Yenice sigarasını içerken şunları söyledi:
- Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı
şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah
içinde bıraksın.
Menderes, sabaha karşı saat 02.31'de Zorlu'nun ipe çekildiği
darağacında asılmak suretiyle idam edildi. Menderes'in de, Zorlu ve
Polatkan gibi darağacına götürülürken, usule uygun
olarak bilekleri arkasına bağlanmıştı.
1899 yılında Aydın’da doğdu. Babası İzmirli Katipzade İbrahim
Ethem Bey, annesi Aydınlı Hacı Alipaşazadeler’den Tevfika
Hanım’dır.Anne ve babasını küçük yaşta kaybetti.
O'nu anneannesi büyüttü. Tahsil hayatına İzmir İttihat
ve Terakki Mektebi’nde başlayan Adnan Menderes, Kızılçulu
Amerikan Koleji’nde okurken misyonerlerle başı derde girdiği
için, çeşitli makamlara müracaat etti. Müracaat
ettiği makamların birinin başında Celal Bayar vardı. Bayar’la
böyle tanışmış oldu.
Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Adnan Menderes, Birinci
Dünya Savaşı sırasında yedeksubay olarak askerliğini yaptı.
Aydın’da bazı arkadaşlarıyla birlikte Ayyıldız
Çetesi’ni kurdu. Daha sonra Söke’de Piyade Alay
Yaveri olarak savaşa katıldı. Savaştan sonra İstiklal Madalyası aldı.
Ali Fethi Okyar tarafından 1930 senesinde kurulan ancak kısa
sürede kapatılan Serbest Fırka’nın Aydın Teşkilatı'nı
kurarak başkanı oldu. Bu parti kapatılınca CHP’ye girdi ve 1931
yılında bu partiden Aydın Milletvekili seçildi.
1945 senesine kadar TBMM’de komisyon raportörlüğü
yapan Adnan Menderes, o yıl Saracoğlu Hükümeti’nin
getirdiği Toprak Kanunu Tasarısı'nı şiddetle reddederek, komisyondan
istifa etti. Partide yaptıkları muhalefetten dolayı, Refik Koraltan ve
Fuat Köprülü ile birlikte CHP Disiplin Kurulu tarafından
12 Haziran 1945’te ihraç edildiler.
Celal Bayar da hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa etti. Bu
hareketler Demokrat Parti’nin 7 Ocak 1946’da kurulmasına
sebep oldu. 1946 seçimlerinde Demokrat Parti’den
Kütahya Milletvekili olarak meclise girdi. Celal Bayar’dan
sonra ikinci adam durumuna geldi.
KESİTLER
****** ve CHP macerası
27 Mayıs Darbesi
Darbe hakkında bir yazı
Bebek Davası
Menderes'in son dakikaları
61 Nolu Tebliğ
14 mayıs 1950 seçimlerinde DP oyların 53,5’ini alarak
iktidar oldu. 10 senelik DP iktidarının tek başbakanı oldu ve o
döneme damgasını vurdu. İktidarı zamanında 5 hükümet
kurdu. Bu 10 senelik zaman içinde Türkiye’nin
iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu.
Sanayileşme ve şehirleşme hamlesi başladı, köye makine girdi,
ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık yeniden başladı.
Türkiye kalkınma kavramıyla tanıştı.
27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan askeri darbeyle iktidardan indirildi.
Yassıada’ya hapsedildi. Milli Birlik Komitesi tarafından kurulan
Yüksek Adalet Divanı’nca idama mahkum edildi. Yassıada'da
tutuklu bulunduğu sırada çeşitli işkencelere maruz kaldığı
söylenir.
--------------------------------------------------------------------------------
ATATÜRK'ÜN SÖZÜ VE CHP MACERASI
Türk demokrasi tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan
Adnan Menderes 1930 yılında Serbest Fırka'ya katıldı. Serbest
Cumhuriyet Fıkrası feshedildikten sonra, Celal Bayar'la
görüşerek, Cumhuriyet Halk Partisine girdi, en sonunda da
Mustafa Kemal'in "Bugün konuştuğum genç, elbette burada
bizim parti mutemetleri ile çalışamaz. Şayan-ı dikkat bir
gençtir" cümlesi ile beğenisini kazanmıştı ve 1931 yılında
CHF Aydın Milletvekili seçildi, 1945 yılına kadar CHF
Milletvekilliğini sürdürmüştür.
Adnan Menderes o dönemi şöyle anlatıyor:
"****** zamanında ben, Aydın'da Serbest Fırka'nın reisiydim.
Fethi Bey bizzat Aydın'a gelerek, Serbest Fırka ile meşgul oldu.
Aydın'daki belediye seçimlerini kazandım. Gayet dürüst
bir mücadeleye giriştim. Halk Fırkası ileri gelenleri ile
tanışıyordum. Ama Halk Partisi'ne, onların rica ve ısrarına rağmen
girmemiştim... Fethi Bey'in partisi, malum şartlar altında feshedildi.
Memlekete derin bir teessür hakim oldu. Halk Partisi kendisini
toparlamak istedi. Vilayetlere heyetler gönderildi. Bu arada Izmir
ve Aydın'a da, Celal Bayar riyasetinde bir heyet geldi...Ben gelen
heyetle bir hafta temas etmedim. Nihayet, Celal Bayar tanıdığım ve
hürmet ettiğim bir zattı. Vasıf Çınar Ittihat ve Terakki
mektebinden hocamdı... Ve temas temin edildi. Bu muhterem zatların
ibram ve ısrarı üzerine, Halk Partisine girerek, fikirlerimizi
parti içinde müdafaa etmek muvafık olacaktı. O zamana kadar
ve benimle beraber Halk Partisi'ne karşı çekingen tanınan
arkadaşlarla, Halk Partisi'ne girdik." (Bilgin Çelik, "
Toplumsal Tarih Aralık 2000", "Aydın'da Serbest Fırka ve Belediye
Seçimleri )
1945 senesine kadar TBMM'de komisyon raportörlüğü yapan
Adnan Menderes, o yıl Saracoğlu Hükümeti'nin getirdiği Toprak
Kanunu tasarısını şiddetle eleştirerek komisyondan istifa etti.Partide
yaptıkları muhalefetten dolayı bir süre sonra Refik Koraltan ve
Fuat Köprülü ile birlikte CHP Disiplin Kurulu tarafından
12 Haziran 1945'te ihraç edildiler.
--------------------------------------------------------------------------------
27 MAYIS DARBESİ
Sabah saat 04:36'da Ankara Radyosu'ndan yapılan bir anons nefesini
tutan insanları bir anda heyecanlandırdı. Tek haberleşme aracı olan
devlet radyosundan evlere ulaşan anonsta, ''Bugün, demokrasimizin
içine düştüğü buhran ve en son müessif
hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla,
Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini eline almıştır''
deniliyordu ve Türk halkı ihtilalle ilk defa tanışmış oldu.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar Çankaya Köşkü'nde; Başbakan
Adnan Menderes Kütahya'da gözetim altına alınıyordu. Bakanlar
Kurulu ve Tahkikat Komisyonu üyeleriyle DP milletvekilleri de
bulundukları mekanlardan toplanarak Harp Okuluna gönderildiler.
Demokrat Parti iktidarı ile iyi ilişkiler içinde bulunan
dönemin Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun başta olmak
üzere üst rütbeli asker ve bürokratlar cezaevlerine
konuldu. Ülkede ilan edilen sıkıyönetim sonucu tüm
Demokrat Partili milletvekilleri, üst derecedeki bürokratlar,
polis şefleri tek tek evlerinden alındı. Tüm siyasiler yargılanmak
üzere Yassıada'ya gönderildiler.
--------------------------------------------------------------------------------
DARBE HAKKINDA BİR YAZI
BÜYÜK GÜN (Çetin Altan-27 Mayıs 1960-Milliyet )
BÜTÜN Türk vatanperverleri bu muazzam ve şanlı günün sevinci ve heyecanı içindedirler.
Çürümüş, sufli politik tertiplerinin şahsi
ihtiraslarla Türkiye'yi en tehlikeli badirelere, kardeş
kavgalarına sürüklemek üzere olduğu bir sırada,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin medeni bir şekilde devlet idaresine el
koymaları ve memleketi karanlık bir akibetten kurtarmaları, tarihimizin
büyüklüğüne yakışan mutlu bir hareket olarak,
Milletimize hür ve insan haklarına uygun yeni ufuklar
açmaktadır.
Kara ve şüpheli günler selamete ermiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin şahsında mukedderatına hakim olmuştur.
Silahlı Kuvvetlerimizi tam zamanında ve üstün bir anlayışla,
Milletin kaderini, gitmekte olduğu kötü yoldan bir anda
aydınlığa çıkarmıştır.
Her türlü yalan, baskı ve küçük oyunlardan
uzak olarak, Kurucu Meclis'in koyacağı demokratik prensipler
çerçevesinde, yakında serbest seçimlere
gidilecektir.
Vatandaşların vakur bir anlayışla aynı milletin çocukları
olduklarını hatırlamaları, Hukuk ve İnsan Haklarının koyduğu esaslar
içinde, hür bir memlekette yaşayabilmek için
birbirlerine kardeşce davranmaları bugün her zamandan ziyade milli
bir vazife olmuştur.
Artık hiçbir partinin rozeti kanun dışı bir imtiyazın
sembolü olmayacaktır. Güzel vatanımızda eşit ve hür
olarak insanca yaşamanın saadetini paylaşacağımız dakikalar yakındır.
Kinsiz, baskısız ve zindansız kardeşce bir sevginin memleket
üzerinde esas saadetini duyuyor ve bu büyük
günü candan alkışlıyoruz.
Nefretlerin, kıskançlıkların ve ahlaksızlıkların uğursuz
bulutları dağılmaktadır. Bütün vatandaşların bu yeni devrin
kapısından bir tek vücut halinde girmeleri ve her türlü
şahsi duyguların üzerinde, memleket menfaatlerini
düşünmeleri en kutsal vazife olmuştur.
Hakiki hürriyetin saati çalmıştır. ******'ün
inkilaplarına bağlı olarak demokratik bir memlekette
Türklüğün şerefine yakışan bir nizamın temelleri
atılmaktadır.
Yaşasın Türk milleti yaşasın Türk Ordusu...
--------------------------------------------------------------------------------
BEBEK DAVASI
"Adnan Menderes'in gayri meşru çocuğu, Dr. Mükerrem Sarol
tarafından alınarak öldürüldü." Gazetelerin
kullandığı bu haberler Yassıada Savcılarınca delil telakki edilerek,
Adnan Menderes hakkında tarihte Bebek Davası olarak anılan dava
açıldı. bunun yanında Başbakanlık kasasından çıktığını
iddia edilen kadın iç çamaşırı ve bir kutu da
çıplak kadın fotoğrafı da delin olarak kullanıldı. Menderes ise
bu tutum karşısında gönül ilişkisini yalanlamadığı gibi
özür de dilemedi; çocuğun
öldürülmediğini, doğum anında
öldüğünü söyledi. Adnan Menderes'in
gönül ilişkisine girdiği Ayhan Aydan, gerçekten de
Menderes'ten hamile kalmış ancak bebekten kurtulmayı kesinlikle
istemediği gibi, doğurmayı çok arzulamıştı. Doğuma giren Dr.
Fahri Atabey de, "bebeğin boynunu saran kordon yüzünden
ölü doğduğunu" saptamıştı.
Türk siyasi tarihinde, kaçamağı göze alan, evliyken
yaşadığı bir ilişki yüzünden kendini kamuoyu önünde
savunmak durumunda kalan tek başbakan Adnan Menderes oldu.
Ayhan Aydan ise, Yassıada duruşmalarında tanık olarak dinlendiği kürsüde şunları söylüyordu:
"Adnan Menderes'i 1951'de tanıdım. Evli olmasına rağmen büyük
bir aşkla sevdim. Bütün emelim ondan bir çocuk sahibi
olmaktı. Bunu başaramadım. Ancak hangi vicdansız ana, üzerine
titrediği bebeğinin öldürülmesine razı olabilir?"
Mahkeme başkanı tarafından sevgilisini kurtarmaya çalışmakla
suçlansa da, kamuoyu düşüncesini değiştirmeye, bu
yasak ilişkideki masumiyete inanmaya, hatta sempati duymaya başladı.
Tarihe "bebek davası" olarak geçen bu duruşmaların sonunda Adnan
Menderes beraat etti. Menderes'in beraat ettiği tek dava da buydu.
Fakat "devletin yüksek menfaatlerine ve istihbarat işlerine
sarfedilmek üzere emrine tahsis edilen paraların bir kısmıyla
opera sanatçısı Aydan Ayhan'a ev aldığı" iddiasıyla
açılan davada suçlu bulundu.
--------------------------------------------------------------------------------
MENDERES'İN SON DAKİKALARI
İmralı'ya gelindiğinde, memleket içinde ve dış basında sıhhi
durumu türlü spekülasyonlara yol açan Menderes,
iskeleden konulduğu misafir salonuna kadar çiçek tarhları
arasındaki 100 metrelik yolu hiç kimsenin yardımı olmadan
rahatça yürüdü. Ayrıca misafir salonu ile
darağacının bulunduğu yer arasındaki 80 metrelik yolu da, gene aynı
rahatlıkla katetti.
İmralı Adasının etrafında ve içinde Örfi İdare
Kumandanlığınca sıkı emniyet tedbirleri alınmıştı. İmralı Adasının
etrafında donanmamıza mensup tekneler, içinde de deniz, kara ve
hava askerleri görülmekteydi.
Yassıada'dan bir enstantane
‘.... birden önümdeki sırada sağda Bayar’ın
başını tanıdım. Yanında oturanı seçemedim önce. Yalnız
çok ince bir boyun, gevşek beyaz yaka ve sarı saçlar
gözüme çarptı. Bir ara başını çevirdi, o zaman
Bayar’ın yanında oturanın Adnan Bey olduğunu hayretle
gördüm. Yarabbi ne hale gelmişti! Zayıflamış, zayıflamıştı.
Yüzünde benek benek çiller. Sanki uzun bir hastalıktan
yeni kalkmıştı...’ Samet Ağaoğlu, Arkadaşım Menderes 1967 Baha
Matbaası syf:176
Menderes'e M.B.K.'nin tasdik kararı, kendisine tahsis olunan misafir
salonunda tefhim edilmiştir. Cumartesiyi pazara bağlıyan gece saat
01.30'da Zorlu ve Polatkan için yapılan formaliteler, Menderes
için tekrarlandı.
Menderes Egesel'i dinlerken Polatkan derecesinde olmamakla beraber gene
korku ile sarsıldı. Fakat zamanla kendisini toparladı. Oturduğu yerde
kamburunu çıkararak daha da küçülmüş ve
son arzusu sorulduğu zaman bir sigara istedi.
Verilen Yenice sigarasını içerken şunları söyledi:
- Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı
şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah
içinde bıraksın.
Menderes, sabaha karşı saat 02.31'de Zorlu'nun ipe çekildiği
darağacında asılmak suretiyle idam edildi. Menderes'in de, Zorlu ve
Polatkan gibi darağacına götürülürken, usule uygun
olarak bilekleri arkasına bağlanmıştı.