Oğlum! İlimsiz ibadetin tadı olmaz. Tek kanatlı kuş uçmaz. İnsanların
dünyaya dalıp, istikbal sevdasına düştükleri şu günde, Mevla'nın ilmini
okuyacağız. O, insana iki cihanda izzet ve şeref veren âli (yüksek) bir
iştir.
* Allah yolunda ol, dosdoğru ol, verdiğin sözün eri ol.
* Evladım, ağzın laf ediyorsa dil ile doğru ol, sözünle doğru ol. Sana
inanan kişilere karşı sözünden cayma. Eğer sözünü tutarsan "söz" olur
ve seni cennete götürür; tutmazsan "köz" olur.
* Elinle doğru ol. Kolunu muzırda (zararlı şeyde) değil, yardım işinde kullan.
* Tartıyla iş yapıyorsan terazinde, ölçüyle iş yapıyorsan metrende ve litrende doğru ol.
* Doğrunun doğruluğu, bütün sülalesine akseder, hepsini hayra götürür.
* İhlas ve samimiyet Allah ve Resûlüne yönelen kimse, gölge gibi dönen
dünyayı ve her hayrı kendine tabi kılar. Ahirete çalışan dünyayı elde
eder. Dünyaya çalışan ise ahireti kazanamaz. Zira ahiret, hakikat,
dünya haleftir. Ağacı kökünden götürürsen, gölge de beraber gider.
Ahirette ne varsa, dünyada onun misali vardır. Eğer olmazsa dünya yalan
olur. Teyemmüm abdestin halefidir, dünya da ahiretin.
* İnsanları sev ve kimseyi kendinden alçak görme. Tevazu sahibi ol,
zira en halis niyyet alçak gönüllülüktür. Mütevazi olan kimse en güzel
zineti takınmıştır. Kimseyi kendinden aşağı görme.
* Hayatta haset etmeden say, kıskanmadan sev. Bazı insanlar
başkasındakini istemez. Öyle olma. Gıpta et, fakat haset etme. Zira
Allah'ın huzuruna fesatle çıkılmaz.
* Şöyle düşünmeli; Ya Rabbi, aciz kulunu ümmet-i Muhammed'e hizmet
etmeye muktedir kıl. Eğer "Yâ Rabbi, bana ilim ihsan et." denirse,
şahsi menfaate taalluk edeceğinden (şahsi istek olacağından) rıza-yı
ilahiye muvafık (uygun) olmaz. Zira her ilim sahibi; bu ümmete hizmet
etmiş değildir, edemez. Bu itibarla da rıza-yı Bâri'yi bulamaz, ilim ve
cennet istemek menfaat-ı şahsiyedir. Gaye ise rıza-yı Bârî'dir.
(Allah'ın rızasıdır.)
* Memur olduğun zaman, sana gelen vatandaşlara sakın yüksekten bakma.
Yanına geleni ayakta bekletme, yanında daima bir sandalye bulundur ve
oturtuver. Biraz dinlendirdikten sonra halini sor, işini hallet. Sakın
ha, "Bugün git, yarın gel" deme. İşini o gün bitir. Eğer öyle
yapmazsan, on parmağım yakanda olacaktır.
* Senden daha iyi hizmet edecek olan varsa, makamını ona ver. İşte
vatanperverlik budur. Başında müdürün varsa, haset etmeden say,
kıskanmadan sev.
* Hak'tan korkan, halktan korkmamalı. İşini düzgün yapanın içi de düzgün olur.
* İnsanlar muhteliftir. Bazısı daha kabiliyetli, bazısı daha
yakışıklıdır. "Ben niye onun yerinde olmayayım." deme, elindekinden
olursun.
* "Allah bana bir verirse arkadaşıma, komşuma iki versin." diye
düşünürsen, seninki üç olur. Eğer arkadaşın veya komşun böyle
düşünmüyorsa, onunki ikide kalır.
* Vasiyetim olsun, tefrikaya düşmeyiniz, kavmiyet gütmeyiniz. Ehl-i
sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız. Her yerde birlik ve
beraberlik lazımdır. Muvaffak olmak için her hususta ittifak etmeli ve
dayanışmayı asla elden bırakmamalıdır. Çünkü Allah'ın nusreti, maddi ve
manevi yardımı cemaat ile beraberdir. Toplu çalışanlar bunun semeresini
kısa zamanda elde ederler.
* Çalışkan ol, üretici ol. Zira Peygamber Efendimiz, "Çalışmak
ibadettir" buyuruyor. Evladım, alın teri olmadan hiç bir şeyin kıymati
bilinmez. Tarlanı ek, mahsulünü al. Komşuna ver, ağaç dik.
* "Her koyun kendi bacağından asılır" sözü yanlıştır. Dinimizde "neme lazım" demek yok. "Bana lazım" demek vardır.
* Macaristan vaktiyle Müslümandı. Fakat bir gün geldi, orada yalnız
zahiri ulema kaldı. Zahiri ulema, maneviyattan mahrum olduğu için
dengeyi tartamadı. Ve işte gördüğünüz gibi Hristiyan olup gittiler. Bu
din maneviyatsız muhafaza edilemez.
* Bizim; para pul, mevki, makam, siyaset, politika, kavga ve gürültüyle
işimiz yok. İsnatsız her Müslümanın çocuğunu da okuturuz. Bir tek fert
geri dönmüşse haber versinler.
* Temizlik ibadettir ve imanın yarısıdır. Eğer sokakta birisi hata yapmışsa, (pisletmişse) sen onu ayağının ucuyla örtüver.
* Din asıl, dünya ve siyaset feri'dir. (ayrıntıdır) Dünya ve siyaset
dinin inkişafına alet olabilir. Fakat din, dünya ve menfaat ve
siyasetine alet olamaz. Alet edenlere lanet vardır.
* Evden çıktığında veya eve dönerken karşından gelen ilk kişiye selam
ver. Onun vermesini beklersen olmaz; evvela sen ver. İşte o zaman o da
sana karşılığını verecektir. Veren el alan elden, sunan gönül alan
gönülden azizdir.
* Ya Rabbi! Dünyayı kalbime koyma, elimden de alma.
* İlim, nûr-i ilahidir; insan ise kovan. Kirli bir kovanda arının
durmadığı gibi, isyan ve zulmetle kirlenmiş vücut ve kalpte de ilim
durmaz.
* İnsan gibi, ilmin de anâsır-ı erbaası (dört unsuru) vardır. Ağızdan
öğrenmek ve anlatmak, gözüyle görmek, kulağıyla işitmek, eliyle yazmak.
Bununla beraber, kalbiyle de feyz-i ilahiyi çekecek.
* Günde en az iki kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu
gönül almaktan geçer. Gönül almak cennetin Firdevs kapısını açmaktır.
* Ben sabahları kalkarken, "Ey Allahım, bana bugün bir kişiye iyilik yapmak nasip eyle" diye dua ederim.
* Sırf batınla meşgul olanlar mülhiddir. Sırf zahirle meşgul olanlar gafildir. Kemalat, her ikisinin birleşmesindedir.
* Yemek yerken, su içerken "İbadet için kuvvet olsun yâ Rabbi" diye, Mevla'nın huzurunda olduğunu düşünmek lazım.
* Bildiğini öğret. Temiz ol ve temizliğinle örnek ol. Münevver kişi,
münevvir (nurlandırıcı) kişi demektir. Öyleleri var ki, üç fakülte
bitirir de, hasedinden, kıskançlığından, hiç bir şey öğretmez. Gerçek
münevver, bildiğini yapan ve öğreten kişidir.
* Emir vermeye alışmayın. Ben, validenizden su dahi istemem. Emir
vermekle sözün ruhu ölür. İhbar, emirden daha müessirdir (tesirlidir.)
Misal, (Sigara içme! demek yerine) "Benim oğlum sigara içmez değil mi?"
demek gibi.
dünyaya dalıp, istikbal sevdasına düştükleri şu günde, Mevla'nın ilmini
okuyacağız. O, insana iki cihanda izzet ve şeref veren âli (yüksek) bir
iştir.
* Allah yolunda ol, dosdoğru ol, verdiğin sözün eri ol.
* Evladım, ağzın laf ediyorsa dil ile doğru ol, sözünle doğru ol. Sana
inanan kişilere karşı sözünden cayma. Eğer sözünü tutarsan "söz" olur
ve seni cennete götürür; tutmazsan "köz" olur.
* Elinle doğru ol. Kolunu muzırda (zararlı şeyde) değil, yardım işinde kullan.
* Tartıyla iş yapıyorsan terazinde, ölçüyle iş yapıyorsan metrende ve litrende doğru ol.
* Doğrunun doğruluğu, bütün sülalesine akseder, hepsini hayra götürür.
* İhlas ve samimiyet Allah ve Resûlüne yönelen kimse, gölge gibi dönen
dünyayı ve her hayrı kendine tabi kılar. Ahirete çalışan dünyayı elde
eder. Dünyaya çalışan ise ahireti kazanamaz. Zira ahiret, hakikat,
dünya haleftir. Ağacı kökünden götürürsen, gölge de beraber gider.
Ahirette ne varsa, dünyada onun misali vardır. Eğer olmazsa dünya yalan
olur. Teyemmüm abdestin halefidir, dünya da ahiretin.
* İnsanları sev ve kimseyi kendinden alçak görme. Tevazu sahibi ol,
zira en halis niyyet alçak gönüllülüktür. Mütevazi olan kimse en güzel
zineti takınmıştır. Kimseyi kendinden aşağı görme.
* Hayatta haset etmeden say, kıskanmadan sev. Bazı insanlar
başkasındakini istemez. Öyle olma. Gıpta et, fakat haset etme. Zira
Allah'ın huzuruna fesatle çıkılmaz.
* Şöyle düşünmeli; Ya Rabbi, aciz kulunu ümmet-i Muhammed'e hizmet
etmeye muktedir kıl. Eğer "Yâ Rabbi, bana ilim ihsan et." denirse,
şahsi menfaate taalluk edeceğinden (şahsi istek olacağından) rıza-yı
ilahiye muvafık (uygun) olmaz. Zira her ilim sahibi; bu ümmete hizmet
etmiş değildir, edemez. Bu itibarla da rıza-yı Bâri'yi bulamaz, ilim ve
cennet istemek menfaat-ı şahsiyedir. Gaye ise rıza-yı Bârî'dir.
(Allah'ın rızasıdır.)
* Memur olduğun zaman, sana gelen vatandaşlara sakın yüksekten bakma.
Yanına geleni ayakta bekletme, yanında daima bir sandalye bulundur ve
oturtuver. Biraz dinlendirdikten sonra halini sor, işini hallet. Sakın
ha, "Bugün git, yarın gel" deme. İşini o gün bitir. Eğer öyle
yapmazsan, on parmağım yakanda olacaktır.
* Senden daha iyi hizmet edecek olan varsa, makamını ona ver. İşte
vatanperverlik budur. Başında müdürün varsa, haset etmeden say,
kıskanmadan sev.
* Hak'tan korkan, halktan korkmamalı. İşini düzgün yapanın içi de düzgün olur.
* İnsanlar muhteliftir. Bazısı daha kabiliyetli, bazısı daha
yakışıklıdır. "Ben niye onun yerinde olmayayım." deme, elindekinden
olursun.
* "Allah bana bir verirse arkadaşıma, komşuma iki versin." diye
düşünürsen, seninki üç olur. Eğer arkadaşın veya komşun böyle
düşünmüyorsa, onunki ikide kalır.
* Vasiyetim olsun, tefrikaya düşmeyiniz, kavmiyet gütmeyiniz. Ehl-i
sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız. Her yerde birlik ve
beraberlik lazımdır. Muvaffak olmak için her hususta ittifak etmeli ve
dayanışmayı asla elden bırakmamalıdır. Çünkü Allah'ın nusreti, maddi ve
manevi yardımı cemaat ile beraberdir. Toplu çalışanlar bunun semeresini
kısa zamanda elde ederler.
* Çalışkan ol, üretici ol. Zira Peygamber Efendimiz, "Çalışmak
ibadettir" buyuruyor. Evladım, alın teri olmadan hiç bir şeyin kıymati
bilinmez. Tarlanı ek, mahsulünü al. Komşuna ver, ağaç dik.
* "Her koyun kendi bacağından asılır" sözü yanlıştır. Dinimizde "neme lazım" demek yok. "Bana lazım" demek vardır.
* Macaristan vaktiyle Müslümandı. Fakat bir gün geldi, orada yalnız
zahiri ulema kaldı. Zahiri ulema, maneviyattan mahrum olduğu için
dengeyi tartamadı. Ve işte gördüğünüz gibi Hristiyan olup gittiler. Bu
din maneviyatsız muhafaza edilemez.
* Bizim; para pul, mevki, makam, siyaset, politika, kavga ve gürültüyle
işimiz yok. İsnatsız her Müslümanın çocuğunu da okuturuz. Bir tek fert
geri dönmüşse haber versinler.
* Temizlik ibadettir ve imanın yarısıdır. Eğer sokakta birisi hata yapmışsa, (pisletmişse) sen onu ayağının ucuyla örtüver.
* Din asıl, dünya ve siyaset feri'dir. (ayrıntıdır) Dünya ve siyaset
dinin inkişafına alet olabilir. Fakat din, dünya ve menfaat ve
siyasetine alet olamaz. Alet edenlere lanet vardır.
* Evden çıktığında veya eve dönerken karşından gelen ilk kişiye selam
ver. Onun vermesini beklersen olmaz; evvela sen ver. İşte o zaman o da
sana karşılığını verecektir. Veren el alan elden, sunan gönül alan
gönülden azizdir.
* Ya Rabbi! Dünyayı kalbime koyma, elimden de alma.
* İlim, nûr-i ilahidir; insan ise kovan. Kirli bir kovanda arının
durmadığı gibi, isyan ve zulmetle kirlenmiş vücut ve kalpte de ilim
durmaz.
* İnsan gibi, ilmin de anâsır-ı erbaası (dört unsuru) vardır. Ağızdan
öğrenmek ve anlatmak, gözüyle görmek, kulağıyla işitmek, eliyle yazmak.
Bununla beraber, kalbiyle de feyz-i ilahiyi çekecek.
* Günde en az iki kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu
gönül almaktan geçer. Gönül almak cennetin Firdevs kapısını açmaktır.
* Ben sabahları kalkarken, "Ey Allahım, bana bugün bir kişiye iyilik yapmak nasip eyle" diye dua ederim.
* Sırf batınla meşgul olanlar mülhiddir. Sırf zahirle meşgul olanlar gafildir. Kemalat, her ikisinin birleşmesindedir.
* Yemek yerken, su içerken "İbadet için kuvvet olsun yâ Rabbi" diye, Mevla'nın huzurunda olduğunu düşünmek lazım.
* Bildiğini öğret. Temiz ol ve temizliğinle örnek ol. Münevver kişi,
münevvir (nurlandırıcı) kişi demektir. Öyleleri var ki, üç fakülte
bitirir de, hasedinden, kıskançlığından, hiç bir şey öğretmez. Gerçek
münevver, bildiğini yapan ve öğreten kişidir.
* Emir vermeye alışmayın. Ben, validenizden su dahi istemem. Emir
vermekle sözün ruhu ölür. İhbar, emirden daha müessirdir (tesirlidir.)
Misal, (Sigara içme! demek yerine) "Benim oğlum sigara içmez değil mi?"
demek gibi.