Zekat sözlükte; temizlemek, çoğalmak ve bereketlenmek anlamını ifade eder.
Onu şöyle tanımlayabiliriz: "Belli bir malın, belli bir bölümünü, belli
yerlere vermektir." Zekatın farziyeti Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve İcma
ile sabittir. Yüce Allah Kur'an'da 6 yerde "... namaz kılın, zekat
verin..." buyurmaktadır. Kur'an'da zekat kelimesi, 28 yerde müstakil
olarak, 34 yerde de namaz ile birlikte zikredilmiştir. Bu durum,
zekatın fert ve toplum açısından ne kadar büyük bir önemi haiz olduğunu
bizlere göstermektedir. Bakara süresi 277. ayetinde Cenab-ı Hak şöyle
buyuruyor:
"İman edip yararlı işler yapanlar, namazı kılıp zekatı verenler için,
Rableri katında karşılık vardır. Onlar için korku da yoktur üzüntü de."
Zekat vermenin karşılığı dünyada güven, bolluk, bereket ve huzur;
ahirette ise cennettir. Dünyada mutlu ve huzurlu yaşamak isteyenler,
eğer zengin iseler zekatlarını eksiksiz ödemelidirler. Zekatı ödemeyen
müslümanlar kazandıklarının hayrını göremezler. Allah katında da,
kullar katında da sorumlu olurlar.
Zekat, görünüşte malı eksiltir. Fakat, dalları budanan ağaçlarda budama
ve ayıklama işlemi, meyvelerin daha sağlıklı ve gür çıkmasını sağladığı
gibi; zekat vermek de kazanılan malları bir takım kem nazarlardan
korur, güçlendirir, daha bol olmasını sağlar. Bu sebeple her yıl mal
varlığını hesap edip düzenli bir şekilde zekatını ödeyen müslümanların
mal varlıkları kat kat artmaktadır.
Zekat, cimriliği önler, insanların cömertlik damarlarını coşturur,
hayır-hasenat kapılarını açar. Mülkiyeti sağlamlaştırır. Mal ve servet
düşmanlarının azalmasını sağlar. Mükemmel bir sosyal güvenlik ortamı
meydana getirir. Ekonomik büyümeye büyük ölçüde katkısı olur.
Zekatın farz olmasının şartları vardır. Bu şartlar da şunlardır: Dinen
zengin sayılabilecek miktarda mala sahip olunması, bu malın yıllık asli
ihtiyaçlardan artmış olması, mal varlığının üzerinden bir yıl geçmiş
bulunması, akıllı olmak, erginlik çağına girmiş olmak ve müslüman olmak.
Yıllık asli harcamalar da şunlardır:
İçinde barınılacak normal bir ev, normal ölçülerde ev eşyası, normal
bir binek yahut otomobil, geçimi sağlamaya yönelik dükkan, tezgah,
sanat aletleri, yiyim-giyim kuşam harcamaları, çocukların her türlü
okul harcamaları, seyahat giderleri, tedavi giderleri, kitaplara
yapılan harcamalar, hizmetçi masraflarıdır.
Erginlik çağına girmeyen çocukların zekatını, onlar adına velilerinin ödemesi gereki
Ancak zekat; zekat niyetiyle, nezaket kurallarına uyularak verilmeli, zekatı alanların gönülleri incitilmemelidir.
Alan el değil, veren el olalım. Toplumdaki muhtaç insanları zekat,
fitre ve sadakalarımızı vererek görüp, gözetelim. Bu mübarek ay
vesilesiyle hem nefsimizi hem de malımızı temizleyelim.
Onu şöyle tanımlayabiliriz: "Belli bir malın, belli bir bölümünü, belli
yerlere vermektir." Zekatın farziyeti Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve İcma
ile sabittir. Yüce Allah Kur'an'da 6 yerde "... namaz kılın, zekat
verin..." buyurmaktadır. Kur'an'da zekat kelimesi, 28 yerde müstakil
olarak, 34 yerde de namaz ile birlikte zikredilmiştir. Bu durum,
zekatın fert ve toplum açısından ne kadar büyük bir önemi haiz olduğunu
bizlere göstermektedir. Bakara süresi 277. ayetinde Cenab-ı Hak şöyle
buyuruyor:
"İman edip yararlı işler yapanlar, namazı kılıp zekatı verenler için,
Rableri katında karşılık vardır. Onlar için korku da yoktur üzüntü de."
Zekat vermenin karşılığı dünyada güven, bolluk, bereket ve huzur;
ahirette ise cennettir. Dünyada mutlu ve huzurlu yaşamak isteyenler,
eğer zengin iseler zekatlarını eksiksiz ödemelidirler. Zekatı ödemeyen
müslümanlar kazandıklarının hayrını göremezler. Allah katında da,
kullar katında da sorumlu olurlar.
Zekat, görünüşte malı eksiltir. Fakat, dalları budanan ağaçlarda budama
ve ayıklama işlemi, meyvelerin daha sağlıklı ve gür çıkmasını sağladığı
gibi; zekat vermek de kazanılan malları bir takım kem nazarlardan
korur, güçlendirir, daha bol olmasını sağlar. Bu sebeple her yıl mal
varlığını hesap edip düzenli bir şekilde zekatını ödeyen müslümanların
mal varlıkları kat kat artmaktadır.
Zekat, cimriliği önler, insanların cömertlik damarlarını coşturur,
hayır-hasenat kapılarını açar. Mülkiyeti sağlamlaştırır. Mal ve servet
düşmanlarının azalmasını sağlar. Mükemmel bir sosyal güvenlik ortamı
meydana getirir. Ekonomik büyümeye büyük ölçüde katkısı olur.
Zekatın farz olmasının şartları vardır. Bu şartlar da şunlardır: Dinen
zengin sayılabilecek miktarda mala sahip olunması, bu malın yıllık asli
ihtiyaçlardan artmış olması, mal varlığının üzerinden bir yıl geçmiş
bulunması, akıllı olmak, erginlik çağına girmiş olmak ve müslüman olmak.
Yıllık asli harcamalar da şunlardır:
İçinde barınılacak normal bir ev, normal ölçülerde ev eşyası, normal
bir binek yahut otomobil, geçimi sağlamaya yönelik dükkan, tezgah,
sanat aletleri, yiyim-giyim kuşam harcamaları, çocukların her türlü
okul harcamaları, seyahat giderleri, tedavi giderleri, kitaplara
yapılan harcamalar, hizmetçi masraflarıdır.
Erginlik çağına girmeyen çocukların zekatını, onlar adına velilerinin ödemesi gereki
Ancak zekat; zekat niyetiyle, nezaket kurallarına uyularak verilmeli, zekatı alanların gönülleri incitilmemelidir.
Alan el değil, veren el olalım. Toplumdaki muhtaç insanları zekat,
fitre ve sadakalarımızı vererek görüp, gözetelim. Bu mübarek ay
vesilesiyle hem nefsimizi hem de malımızı temizleyelim.