.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Bios Nedir Ne İşe Yarar Nasıl Kullanılır?

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Bios Nedir Ne İşe Yarar Nasıl Kullanılır? Empty Bios Nedir Ne İşe Yarar Nasıl Kullanılır?

    Mesaj  AsiRuH Salı Kas. 18, 2008 4:02 am

    BIOS Nasıl Çalışır?

    İlk olarak tasarlandığında BIOS’un 4 fonksiyonu vardı: Sisteminiz her
    açıldığında, temel bir donanım kontrolü yaparak bir arıza olup
    olmadığını tespit etmek (Power On Self Test – POST), sistem çalıştıktan
    sonra RAM belleği devamlı olarak tazelemek (bu, artık yonga seti
    tarafından gerçekleştiriliyor).

    Diğer iki temel fonksiyondan biri, sistem açıldığında bazı ufak RAM
    bloklarını rezerve edip, bu bloklara sisteminiz hakkında bilgiler
    yazmak. Bunun amacı da, yazılımlarınızın sisteminizdeki donanımlar
    hakkında bilgi sahibi olabilmesi, örneğin bir yazılımın, bellekteki
    belli bir alana bakarak kaç GB’lık bir disk kullandığınızı ve kaç tane
    diskinizin olduğunu anlayabilmesi. Bu bloklara BIOS Data Area deniyor.

    Temel BIOS işlevlerinden sonuncusu ise, yazılımlarınızın donanımınız
    ile iletişebilmesini sağlamak, böylece adını aldığı işlemi, temel
    giriş/çıkış işlevlerini gerçekleştirmek.

    Günümüzde, gelişmiş
    işletim sistemleri BIOS’un yaptığı bir çok işi üzerlerine almış
    durumdalar. BIOS hala var ve temel işlemler için gerekli, ama işletim
    sistemleri çoğu BIOS parametresini de es geçebiliyorlar. Örneğin,
    BIOS’un Setup ekranına girip, sisteme takılı disklerinizden birisini
    devre dışı bıraksanız da, Windows’a girdiğinizde diskin yerli yerinde
    olduğunu görebiliyorsunuz.

    Sistem Açılırken

    BIOS’un ilk işlevi, sistemin açılmasını sağlamak. Eğer işlemcinize bir
    şeyler yapmasını söylemezseniz, anakartınızın üzerine kendi başına, bir
    şey yapmadan çalışıp duracaktır. Oysa BIOS, işlemcinize ilk temel
    komutları vererek, sistemin açılış sürecini başlatır. POST işlemi
    tamamlandıktan sonra da kontrolü diğer programlara bırakır. Bu sayede
    PC’lerimizin evrensel olması sağlanır, yani işletim sistemine özel
    BIOS’a gerek kalmaz. BIOS işini yapıp kontrolü devreder, ondan sonra
    işi ister Windows XP devralır, ister Linux, ister BeOS.

    Şu CMOS Denilen Şey?

    Bazı yerlerde “CMOS Setup” yada “CMOS’u sıfırladım” gibi ifadeler
    okumuş, duymuş olabilirsiniz. BIOS derken şimdi nereden çıktı bu CMOS,
    gelin bakalım.

    Biraz önce söylediğimiz gibi, BIOS, sadece okunabilir bir ROM bellek
    yongasında kayıtlıdır. Bu durumda, BIOS’da yaptığınız ayarları
    kaydetmek için bir yer gerekiyor tabii ki. İşte CMOS burada devreye
    giriyor. CMOS, uzun ismi Complimentary Metal Oxide Semiconductor olan
    bir bellek çeşidi. BIOS’un ayar ekranlarına girip yaptığınız
    değişiklikler, bu CMOS yongasına kaydediliyor. Sistem kapatıldığında
    yonganın içindeki bilgiler kaybolmasın diye de anakartınızın üzerinde
    bir pil var, bu pil CMOS yongasını yıllarca besleyebiliyor. Hani bazen
    kullanıcıların “BIOS, yaptığım sistem ayarlarını kaydetmiyor, sistem
    her açıldığında ayarlar sıfırlanıyor” şikayetlerini duyarsınız. İşte bu
    şikayetlerin nedeni ya CMOS’un arızalı olması, yada pilin bitmiş olması
    nedeni ile içine kaydedilen bilgileri unutması.

    Kimi zaman kullanıcılara BIOS Setup’da yanlış bir ayar yaparlar ve
    sistemleri açılmaz olur. İşte o zaman “BIOS’u sıfırla” diye akıl
    veririz. Aslında önerdiğimiz şey BIOS’un sıfırlanması değil, bunu
    yapabilseydik sistemimiz çalışmaz olurdu. Burada kastedilen şey, BIOS
    ayarlarının kaydedildiği, az önce tanıttığımız CMOS’un içerdiği
    verileri sıfırlamak, sistemin varsayılan ayarlar ile açılmasını
    sağlamak.

    Güncel anakartların üzerinde “CMOS Clear” yada “CLR RTC” gibi etiketlenmiş bir köprü bulunur, bu köprü genelde BIOS’un kayıtlı olduğu Flash ROM yongasının yakınındadır. Bu köprünün yerini bulmanın en kolay ve garantili yolu, anakartınızın kitapçığına başvurmaktır. Bu köprüyü
    kapattığınızda, yani jumper dediğimiz ufak parça yada bir tornavida ucu
    yardımızla içi ucu birleştirdiğinizde, CMOS’da kayıtlı tüm bilgiler
    gider, sisteme yaptığınız bütün ince ayarlar sıfırlanır.


    BIOS’un sahip olduğu sistem ayar ekranlarına erişimin en yaygın yolu,
    sisteminiz açılırken DEL tuşuna basmak. Zaten sisteminiz açılırken
    beliren “Press DEL to enter Setup” yazısı mutlaka gözünüze takılmıştır,
    işte o yazı size BIOS’a girişin yolunu gösteriyor. Kimi anakartlarda
    Setup ekranına ulaşmak için DEL tuşu yerine ESC, F1 yada F2 tuşlarına
    basıldığı da oluyor, ama en yaygın yöntem DEL tuşuna basmak.

    Bazı Gizemli BIOS Ayarları

    BIOS’un System Setup ekranlarında bütün ayarları bu kısıtlı sayfalarda
    aktarmak mümkün değil. Biz bütün ayarları sıralamak yerine, çok sık
    rastlanan, ama ne işe yaradıkları tam bilinmeyen, üzerlerinde bazı
    efsaneler dolaşan bazı gizemli ayarlardan bahsetmek, onların ne işe
    yaradıklarını anlatmayı tercih ediyoruz.

    *
    AGP Aperture Size:
    BIOS ayarlarının en çok tartışılanlarından biridir AGP Aperture Size.
    Çoğu zaman, performansa büyük etkisi olduğu yolunda yada belleği
    tükettiği yönünde yanlış inanışlar vardır. Oysa durum böyle değil. AGP
    sistemi sayesinde, ekran kartınız, sistem belleğinizin bir kısmını
    sanki kendi üzerindeki bellekmiş gibi kullanabilir. İşte AGP Aperture
    Size, ekran kartının sistem belleğinin ne kadarını kendisi için
    kullanabileceğini belirliyor. Yanlış anlamayın, burada belirlenen bir
    limit, yani bu miktarda belleği direkt olarak bloke etmiyorsunuz. Ekran
    kartı, bu miktara kadar olan bellek alanına gerek duyarsa
    ulaşabileceğini anlıyor bu limit sayesinde. Örneğin ekran kartınızda
    64MB bellek var, Aperture Size olarak da 64MB seçerseniz, uygulamalar
    sistemde toplam 128MB grafik belleği olduğunu düşünüyorlar. AGP
    Aperture Size’ın performansa etkisi olduğu iddia edilsede, bu etki
    günümüz uygulamalarında ciddi düzeyde değildir. Tek dikkat edeceğiniz
    şey, miktarını ekran kartınızın RAM miktarından az, sisteminizdeki
    bellek miktarından ise fazla tutmayın.

    *
    AGP Driving Control:
    Özellikle AMD işlemciler için tasarlanmış anakartlarda çok rastlanan
    bir ayardır. Bu ayar üzerinde de efsaneler dolaşır, kullanıcılara
    “filanca değere getirirseniz daha iyi olur” gibi asılsız tavsiyelerde
    bulunulur. Oysa gerçekte, ekran kartınızı çalıştırmakta bir sorun
    yaşamadığınız sürece bu değerle oynamanıza gerek yoktur.

    *
    Power On After AC Failure: Bazı kullanıcılarımız “sabah kalktım ki
    sistem kendi kendine açılmış, nasıl olur” diye sorularlar. Bu işin
    sırrı işte bu seçenekte gizli. İsminin “PWR On After PWR Loss” gibi
    çeşitli varyasyonları olabilen bu seçenek, sistemin bağlı olduğu şehir
    elektriği kesilir, sonra yine gelirse sistemin kendi kendine çalışmaya
    başlayıp başlamamasını ayarlar. Eğer bu seçeneği “On” yada “Enabled”
    yaparsanız, elektrik kesilip tekrar geldiğinde sistem kendi kendine
    açılır, siz de sistemi çalışır durumda bulursunuz. Yeni anakartlarda bu
    madde için bir de "Previous State" seçeneği var. Bunu seçerseniz,
    elektrik kesildiğinde sistem çalışıyorsa, elektrik geldiğinde yeniden
    çalışmaya başlar, kesinti olduğunda sistem kapalıysa, elektrik
    geldiğinde de kapalı kalır.

    *
    Floppy Mode 3 Support: Her BIOS’da bulunan, ama ne işe yaradığını
    kimsenin bilmediği bir seçenektir. Bu özellik, sadece Japonya’da yaygın
    olan, 1.2MB’lık bir 3.5” disket formatını desteklemekte kullanılır.
    Bizler için hiç bir önemi ve anlamı yok.

    *
    VGA Palette Snooping: Her BIOS’da olan, ama ne işe yaradığı bilinmeyen
    bir diğer ayar. Sadece çok eski video yakalama (capture) ve MPEG
    oynatma kartları tarafından kullanılır ve bu kartların, ekran
    görüntüsünü yakalamasını sağlar. “Disable” durumda bırakın, çünkü
    günümüzde hiç bir anlamı yok.

    *
    Virus Warning:
    Çoğu BIOS’da rastladığımız bu seçenek, sanıldığının aksine bir dahili
    virüs koruması değil. Evet, bu seçeneği aktifleştirdiğinizde bir
    uygulama sabit diskinizin boot sektörüne yada partiton tablosuna
    yazmaya kalkıştığında anakartınız alarm verir, ama bu her zaman virüs
    demek değildir. Örneğin, bu seçenek aktif olduğunda Windows kurmaya
    çalıştığınızda da virüs uyarısı alırsınız. Windows 95 ilk çıktığında
    yayılan “bu işletim sistemi virüslü, kurmaya kalktım sistem alarm
    verdi” efsanesi işte buradan çıkmıştı. Sanıldığının aksine,
    sisteminizin genelini virüslere karşı korumak gibi bir özelliği de
    yoktur, dolayısıyla bu seçeneği aktif hale getirip, sisteminizi
    virüslere karşı tamamiyle güvende zannetmeyin.

    *
    Paralel Port Mode:
    Yazıcınızı ve tarayıcınızı bağladığınız paralel port (LPT diye geçer)
    için bu ayar yine her BIOS’da bulunur. Standart, ECP ve EPP
    seçeneklerini görebilirsiniz. Standart, en eski haliyle, tek yönlü
    paralel bağlantıdır, sadece PC yazıcıya veri gönderebilir, yazıcı PC’ye
    veri yollayamaz. Günümüz yazıcılarından çoğu bu ayar ile çalışmaz
    “Bidirectional Connection Required” uyarısı ile iki yönlü iletişim
    yapabilecek bir paralel porta ihtiyaç duyduklarını belirtirler. Bu
    gerekliliği, ayarı ECP yada EPP seçeneklerinden birisine getirerek
    karşılayabilirsiniz, ECP’ye getirmeniz önerilir. EPP, Enhanced Paralel
    Port demektir ve Intel, Xircom, Zenith gibi firmalar tarafından
    oluşturulmuş bir standarttır. ECP, Extended Capabilities Port demektir,
    Microsoft ve HP tarafından yaratılmıştır. Her iki sistem de paralel
    port bağlantısını hızlandırmayı hedefler. ECP portu yazıcı ve
    tarayıcılar için, EPP ise paralel portu kullanan yazıcı dışındaki
    araçlar için uygundur. ECP modu, DMA ve tampon bellek gibi avantajlara
    sahiptir.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Bios Nedir Ne İşe Yarar Nasıl Kullanılır? Empty Geri: Bios Nedir Ne İşe Yarar Nasıl Kullanılır?

    Mesaj  AsiRuH Salı Kas. 18, 2008 4:03 am

    Gate A20 Option:
    İşte PC’nin çok eski zamanlarından günümüze gelen bir seçenek. Temel
    olarak klavye kontrolcüsü ile ilgilidir, varsayılan ayardan farklı bir
    değere getirmeniz gerekmez.

    *
    CPU L2 Cache ECC Check:
    ECC, bellek hatalarını belirleyip, düzeltmeye yarayan bir sistemdir. Bu
    seçeneği aktif hale getirmeniz, işlemcinin kullandığı Level 2 tampon
    belleğin ECC fonksiyonuna sahip olup olmamasını belirler. Güncel
    işlemciler L2 cache belleklerini işlemcinin içinde taşıdıkları için bu
    ayarın anlamı kalmıyor. Bu ayar daha çok L2 tampon belleğin işlemci
    çekirdeğinin dışında olduğu sistemler için geçerli. Aktif hale
    geldiğinde, performansa çok ufak miktarda olumsuz etkisi olacaktır.

    *
    Swap Floppy Drive:
    Eğer iki disket sürücünüz varsa, bu seçenek ile A: olarak görünenin B:,
    B: olarak görünenin ise A: olarak görünmesini sağlayabilirsiniz. Bu
    seçeneği olmayan BIOS’larda aynı işi yapmak için sistemi söküp,
    sürücülerin kablolarını değiştirmeniz gerekecektir.

    *
    Typematic Ayarları:
    Her BIOS’da bulunan tarihi ayarlardan birisi de bu seçenekler. Klavyede
    bir tuşa basılı tuttuğunuzda, tuşun kaç saniye sonra devamlı basılı
    kaldığının anlaşılacağını, basılı kalan tuşun ardı ardına karakter
    basarken saniyede kaç karakter basacağını bu ayar belirler. Güncel
    sistemlerde genelde devre dışıdır, bizim önerimiz de varsayılan
    değerlerde bırakmanız.

    *
    Report No FDD for Win95:
    Windows 95’in kötü bir huyu vardır, sisteminizde disket sürücü olmasa
    bile varmış gibi davranıp sorun yaratabilir. Eğer sisteminizde disket
    sürücü yoksa ve Windows 95 kullanıyorsanız, bu ayarı aktif hale
    getirin, sorunlar çözülsün. Aksi halde varsayılan değerinde bırakın.

    *
    Memory Hole at 15M-16M:
    Yine her BIOS’da bulunan ve temelleri çok eskiye dayanan bir seçenek.
    Kimi eski ISA kartların taşıdıkları BIOS’lar (Evet, ek donanımların
    kendi BIOS’ları da olabilir) sistem belleğinin 15MB ile 16MB’ları
    arasındaki bir bölüme yerleşirler. Eğer böyle bir kartınız varsa,
    çalışabilmesi için bu seçeneği “Enabled” yapmalısınız. Günümüzde bu
    durumu gerektirecek bir donanım yok denebilir.

    *
    USB Keyboard Support:
    Ülkemizde hala yaygın değiller ama sisteme USB üzerinden bağlanan
    klavyeler dünyada var. Bu ayarın “OS” ve “BIOS” gibi iki seçeneği
    vardır. Eğer bir USB klavyeniz varsa ve bu klavyeyi DOS gibi işletim
    sistemlerinde de kullanmak istiyorsanız, bu seçeneği BIOS yapmalısınız.
    Aksi halde, örneğin bir BIOS güncellemesi için sistemi disketten
    açtığınızda klavyeniz çalışmaz.

    *
    Force Update ESCD:
    ESCD, Extended System Configuration Data kelimelerinin baş harflerinden
    oluşan bir kısaltmadır. Tak-Çalıştır (Plug ‘n Play) sistemi ile
    bağlantılı olan bu birim, sistem kaynaklarının çeşitli donanımlar
    arasında dağılımını düzenler. Sisteminize yeni bir kart taktığınızda,
    bu seçeneği aktif hale getirip sisteminizi yeniden başlatmanız, yeni
    kartın sistem tarafından tanınmasını kolaylaştırabilir. Bu seçenek
    işlevini tamamladıktan sonra yine devre dışı hale gelir.

    *
    PCI Latency Timer:
    Bu değer, bir PCI kartın, PCI veriyolunu ne kadar süreyle meşgul
    edebileceğini belirler. Çok yükseltmeniz yada çok azaltmanız sorun
    yaratacaktır, genelde varsayılan değer olan 32’de bırakın.

    *
    VGA use IRQ ve USB use IRQ: Bu seçenekler ekran kartınızın ve USB
    kontrolcünüzün bir sistem kesmesi (IRQ) kullanıp kullanmayacağını
    belirler. Güncel bir ekran kartınız varsa “VGA use IRQ” seçeneğini
    mutlaka onaylamalısınız. Eğer sisteminizde hiç bir USB cihaz
    kullanmıyorsanız, “USB use IRQ” seçeneğini kapatabilirsiniz.

    *
    Boot Other Devices: Yeni anakartlarda, sistemin sıra ile hangi
    araçlardan açılabileceğini seçtiğimiz kısımda, bir de bu seçenek var.
    Anlamı ise, sistemin eğer belirttiğimiz cihazlardan açılamazsa, başka
    cihazlara da erişip erişmeyeceğini belirlemek. Örneğin siz sistemin
    açılacağı cihazları sırasıyla Hard Disk, CD-ROM ve SCSI olarak
    seçtiyseniz ve bu seçeneği de aktif hale getirdiyseniz, sistem bu
    cihazlardan boot edemezse, bu sefer disket sürücüyü de kontrol
    edecektir.

    *
    Delay IDE Init: Bazı eski sabit disklerin, çalışmaya başlamarı ile
    kullanıma hazır olmaları arasında belli bir süre gerekmektedir. Eğer bu
    kadar antika bir diskiniz varsa, diskinizin hazır olması için gereken
    süreyi buradan ayarlayabilirsiniz. Sistem, açılmadan önce diskinizin
    kullanıma hazır hale gelmesini bekleyecektir.

    *
    Run VGABIOS if S3 Resume: Sadece çok yeni anakartlarda gördüğümüz bu
    seçenek, Suspend-to-RAM (STR) moduna girdikten sonra kendine gelemeyen
    ekran kartınızı, yeniden çalışmaya ikna etmenizi sağlar. Eğer
    sisteminiz bekleme (stand-by) durumuna geçtikten sonra, yeniden sistemi
    kullanmak istediğinizde bütün cihazlar çalışmaya başlıyor ama monitöre
    görüntü bir türlü gelmiyorsa, bu seçeneği aktif hale getirin.

      Forum Saati Çarş. Mayıs 08, 2024 1:54 am