.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Orhan GENCEBAY

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Orhan GENCEBAY Empty Orhan GENCEBAY

    Mesaj  AsiRuH Cuma Kas. 07, 2008 7:16 pm

    4 Ağustos 1944 yılında Samsun'da doğdu. Müziğe 6 yaşında Klasik
    Batı Müzikçi Emin Tarakçı
    Hoca’dan keman ve mandolin dersleri alarak başladı. 7 yaşında Türk
    Müziği’ni ve bağlamayı kucakladı. 10 yaşında beste çalışmalarına
    başladı. 13 yaşında babasının teşvikiyle Türk Sanat Müziği ve tamburla
    tanıştı.

    Samsun'daki ve İstanbul'daki
    halk evleri, müzik cemiyetleri ve müzik derneklerinde çalıştı,
    kurucularından oldu. İstanbul Belediye Konservatuarı’na girdi ve icra
    heyetinde bulundu.

    16 yaşından itibaren caz ve
    rock müziği ile ilgilendi. Batı nefesli sazlarından oluşan
    orkestralarda tenor saz çalarak görev yaptı.

    20 ve 22 yaşlarında Ankara ve
    İstanbul Radyo Evi TRT sınavlarına girdi, üst düzeyde başarıyla
    kazandı. 1967 yılında İstanbul Radyo Evi’nde bir süre çalıştı ve
    ayrıldı.

    1000'e yakın bestesi olan Orhan GENCEBAY, 400'e yakın bestesini kendi sesiyle seslendirdi.
    90'a yakın filmde Müzik
    Direktörlüğü yaptı. 36 sinema filminde başrol oynadı, televizyon için
    diziler ve Show programları yaptı...

    Orhan GENCEBAY'a göre Türk
    Müziği’nin daha zengin bir hale gelmesi için müziğimizin tüm geçmişi ve
    çeşitleriyle yeniden ele alınıp analiz edilmesi gerekiyordu. Türk
    Müziği’nin buna ihtiyacı vardı ve bu analizi aslında müzik enstitüleri
    yapmalı, buradan çıkan sonuçlar akademik öğretiler olmalıydı.

    Orhan GENCEBAY, bu düşünce ile
    müzikte kendine göre araştırmalar ve serbest çalışmalar yaptı. Bu
    yaptığı çalışmalara başkaları “Arabesk” ismini verdiyse de Orhan
    GENCEBAY, bu değerlendirmeyi yanlış diyerek kabul etmedi.

    Orhan GENCEBAY'a 1999 yılında
    Devlet Sanatçısı unvanı verildi. 1968 yılında kendi sesiyle yorumladığı
    ilk 45’lik plaktan bugüne kadar yasal olarak yaklaşık 60 milyon plak ve
    kaset tirajı olan Orhan GENCEBAY'ın yasal olmayan korsan yapımlarla
    beraber 150 milyon tirajı olduğu tahmin ediliyor.

    Orhan GENCEBAY'ın dokuz
    üniversite tarafından verilen uluslararası Montu Doktorası var. Orhan
    GENCEBAY'ın bestelerinin her biri kaset ve plak satış rekorları
    kırarken, aynı zamanda başrolünü oynadığı sinema filmleri de hasılat
    rekorları kırmıştır.

    GENCEBAY besteleri Akdeniz
    ülkelerinde, Orta Doğu’da, Orta Asya'da, Avrupa'da Türklerin bulunduğu
    her yerde dinlenmiş ve adaptasyonları yapılmıştır. GENCEBAY hakkında
    20’ye yakın kitap yazılmış, ansiklopedilerde yer verilmiş ve bir çok
    üniversitede GENCEBAY'la ilgili tezler hazırlanmış ve araştırmalar
    yapılmıştır.

    Şu an Türkiye'de internet üzerine en fazla web sayfası bulunan ve en çok ziyaret edilen sanatçıların başında gelmektedir.


    Orhan GENCEBAY Spacer2005 Creative
    ALBÜMLERİ



    CENNET GÖZLÜM

    Parçalar: 1-Dünya Dönüyor 2-Canın Sağolsun 3-Diyemem ki 4-Kal
    Sağlıcakla 5-Cennet Gözlüm 6-Benim Değil 7-Nerdesin Sevgilim 8-Niye
    9-Ne Oldu Gülüm 10-Dön



    AŞKI BEN YARATMADIM
    Parçalar: 1-Zaman Akıp Gidiyor 2-Nereden Bileceksin 3-En Büyük Dert
    4-Vazgeç Gönül 5-Ne Geçti ki Eline 6-Kır Gönlümün Zincirini 7-Yokluk
    8-Bulamadık ki 9-Kara Toprak 10-Vaktinde Gel Sevgilim



    LEYLA İLE MECNUN

    Parçalar: 1-Al Senin Olsun 2-Kolay Değil 3-Allah Bizimledir 4-Bir Yudum
    Mutluluk 5-Beklemek İbadet Kalmak Zulumdur 6-Leyla İle Mecnun
    7-Ziyankar 8-Haberin Varmı 9-Öyle Bir Aşk 10-Nazar Boncuğu



    KÖRDÜĞÜM

    Parçalar: 1-Kördüğüm 2-Veda Edecesen Et 3-Dalga Dalga 4-Vazgeç Gönlüm
    5-Ne Geçti ki Eline 6-Üç Günlük Dünya 7-Dönmeyen Yıllar 8-Yokluk
    9-Vaktinde Gel Sevgilim 10-Felekle Sohbet



    AKMA GÖZLERİMDEN

    Parçalar: 1-Sendin 2-O Benim 3-Akma Gözlerimden 4-Eyvallah 5-Oldu Mu
    yavrum Oldu Mu 6-Giderim 7-Zalimden Öte 8-Ha Varsın Ha Yoksun 9-Yıldız
    Falı 10-Dünya Dünya




    SARHOŞUN BİRİ

    Parçalar: 1-Seni Buldum Ya 2-Bağrımda Bir Ateş 3-Bunca Yıl Habersiz
    4-Beni Böyle Sev 5-Boynu Bükük Sevgililer 6-Sarhoşun Biri 7-Yaşamak Bu
    Değil 8-Kader Diye Diye 9-Nerede 10-Sende Bizdensin



    KLASİKLERİ =1=

    Parçalar: 1-Batsın Bu Dünya 2-Hatasız Kul Olmaz 3-Bir Teselli Ver
    4-Yarabbim 5-Meyhaneci (Musalla Taşı) 6-Kır Gönlünün Zincirini 7-Ümit
    Şarkısı 8-Bunca Yıl Habersiz 9-Beni Böyle Sev 10-Kaderimin Oyunu
    11-Dertler Benim Olsun 12-Yorgun Gözler 13-Çilekeş 14-Bir Görüşte Aşık
    Oldum 15-Hor Görme Garibi 16-Vazgeç Gönlüm 17-Aşk Pınarı 18-Sende
    Bizdensin 19-Akşam Güneşi 20-Dönmeyen Yıllar 21-Benim Dünyam 22-Kabahat
    Seni Sevende 23-Ziyankar 24-Bitecek Dertlerimiz



    KLASİKLERİ =2=

    Parçalar: 1-Dil Yarası 2-Bir Araya Gelemeyiz 3-Bilmesin O Felek 4-Dünya
    Dönüyor 5-Yaşamak Bu Değil 6-Tanrıya Feryat 7-Ayşen 8-Kahrolayım
    9-Dilenci 10-Güle Güle Sevdiğim 11-Seni Buldum Ya 12-Leyla İle Mecnun
    13-Ben Topraktan Bir Canım 14-Sarhoşun Biri 15-Ben Doğarken Ölmüş
    16-Gönül Fırtınası 17-Felekle Sohbet 18-Duyun Beni 19-Ben O Zaman
    Ölürüm 20-Bana Çok Mu Görüyorsun 21-Sevenlerin Kaderi 22-Zelzele
    23-Sevgilim Dinle 24-Goca Dünya 25-Gencebay Oryantal 26-Nihavent
    Üvertür



    YÜREKTEN OLSUN

    Parçalar: 1-Ben Kendim Bir Alemim 2-Seven Affeder 3-Yürekten Olsun
    4-Bozamazsın Beni Dünya 5-İdam Mahkumu 6-Aşk Mezarı 7-Hey Yabancı 8-Hep
    Böyle Kalalım 9-Güloylom 10-Cana Doğru 11-İpek Böceği 12-Arıyorum
    (Enst.)




    YARABBİM

    Parçalar: 1-Yarabbim 2-Çilekeş 3-Doğan Bir Pişman 4-Dalga Dalga
    5-Felekle Sohbet 6-Aşk Değil 7-Acı Gözyaşlarım 8-Bir Görüşte Aşık Oldum
    9-Öldürdün Beni 10-Vaktinde Gel Sevgilim 11-Nerede



    BİR DAMLA MUTLULUK

    Parçalar: 1-Ziyankar 2-Öyle Bir Aşk 3-Doğan Bir Pişman 4-Seveceksin
    5-Sende Seversen 6-Bir Damla Mutluluk 7-Bilmez İnsan Kadrini 8-Gitme
    9-Bırakında Yaşayalım 10-Bağlama Solo
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Orhan GENCEBAY Empty Geri: Orhan GENCEBAY

    Mesaj  AsiRuH Cuma Kas. 07, 2008 7:17 pm

    BİR DAMLA MUTLULUK

    Parçalar: 1-Ziyankar 2-Öyle Bir Aşk 3-Doğan Bir Pişman 4-Seveceksin
    5-Sende Seversen 6-Bir Damla Mutluluk 7-Bilmez İnsan Kadrini 8-Gitme
    9-Bırakında Yaşayalım 10-Bağlama Solo



    HATASIZ KUL OLMAZ

    Parçalar: 1-Hatasız Kul Olmaz 2-Karaçalı 3-En Büyük Sır 4-Sevmenin
    Zamanı Yok 5-Sev Dedi Gözlerim 6-Akşam Güneşi 7-Kimi Sarsın Ellerim
    8-Uğrunda Bir Ölmek Kaldı 9-Aşkımızın Duası 10-Aşk Pınarı

    YA EVDE YOKSAN
    (A:ya evde yoksan,seni arıyorum,nazar değmez,bahçevan,uyu ey
    gönlümBÖLÜM(B:gözüm sende,hep böyle kal,iç benim için,değişmem
    gerek,sev gönlünce yaşa

    SENDE HAKLISIN

    Parçalar: 1-Tek Hece (...Aşk) 2-Gücün Yeterse 3-Kime Ne 4-Sen de
    Haklısın 5-Hep O Yerdesin 6-Yasak Resim 7-İki Elin Kanda Olsa 8-İlah
    Gözlerin 9-Unutulmaz 10-Resminle Ağladım 11-Ayşen



    YANLIZ DEĞİLSİN

    Parçalar: 1-Aklım Takıldı 2-Al Hançeri 3-Yalnız Değilsin 4-Ayrılık
    Nikahı 5-Gönülden Gönüle 6-Nihavent Üvertür 7-Çoban Kızı 8-Gönül Dağı
    9-Bir Özürle Dil Aşınmaz 10-Demedimmi 11-En Nihayet Bir İnsansın
    12-Gencebay Oryantal



    GÖNÜL DOSTU

    Parçalar: 1-Neyi Değiştirdik ki 2-Yanar Yine Bu Yürek 3-Bulunur
    4-Çakmak Çakmak Gözler 5-Gidecek Yerim Olsaydı 6-Gelin Birlik Olalım
    7-Almina 8-Sadakan Olsun 9-Sen Bilirsin 10-Ne Çıkarsa Bahtına



    KİRALIK DÜNYA

    Parçalar: 1-Bir De Sen Vurma 2-Müsaaden Olursa Ben Gidiyorum 3-Kiralık
    Dünya 4-Küstüm Çiçeği 5-Bakırköy'den Mektup Var 6-Sevme Bensiz 7-Sıra
    Sende 8-Aşk Sensiz Olmaz 9-Ne Değişti? 10-Çok Görme Bana



    CEVAP VER

    Parçalar: 1-Cevap Ver 2-Deryada Bir Salım Yok 3-Yakılacak Yara (İçtim)
    4-Sevda Borcun Var 5-Eski Kavak Yelleri 6-Sen Farklı Birisin 7-Ayşe
    8-Giden Gelmez Yerine 9-Sevenlere Saygı Kalmamış 10-Kaçırcem Seni
    11-Kader Çıkmazı



    İDEAL AŞK

    Parçalar: 1-İdeal Aşk 2-İdeal Aşk Remix 3-İdeal Aşk Enstrumantal 4-Batsın Bu Dünya Remix 6-Batsın Bu Dünya Enstrumantal
    By T





    Gencebay ve Aksu bir de Fazıl Say...



    Yıllar önce Ortaköy'de tiyatro oyuncusu iki arkadaşımla oturmuş sohbet
    ediyorduk. Hatırlamıyorum ama bir şeyin kutlaması vardı ve Ortaköy
    sahilde oldukça yüksek sesle Kayahan'ın bir şarkısı çalınıyordu.
    İngiltere'den henüz dönmüş olan arkadaşlarım bu durumdan son derece
    rahatsız olmuş "Bu müzik daha ne kadar devam edecek" diyerek de epey
    bir söylenmişlerdi. O gün canımın çok sıkıldığını anımsıyorum.
    Popüler olanı seversek, Allah muhafaza belli edersek, sanata büyük
    ihanet edilir sanıyorduk. Sanıyordum. Dün gazeteleri okurken yıllardır
    görüşemediğimiz ama başarısından büyük kıvanç duyduğum arkadaşım Fazıl
    Say'in "Gencebay'a ilgi eğitimsizlik göstergesidir" cümlesine takılıp
    kaldım. Yıllar önce Berlin'de pek güzel işlerde beraber çalıştığımız,
    işine ve ruhuna sonsuz saygı duyduğum Fazıl'ın bu cümlesi beni
    üniversite yıllarımdaki o ikileme götürdü. Ve gerçek bir sanatçı
    olmanın sözüm ona önemli bir kuralına: "Popüler olanı aşağılamak..."
    Gençlik heyecanı işte. Meğer öyle değilmiş...

    Talihsiz bir yorum
    Burada Orhan Gencebay ya da Sezen Aksu savunuculuğu yapacak değilim ama
    sonuç olarak eğer Fazıl'ın söyledikleri eksiksiz ve direkt olarak bu
    manayı içeriyorsa sanırım Orhan Gencebay ya da Sezen Aksu'yu değil
    onları çok dinleyen ve seven biri olarak beni hedef alıyor. Ve benim
    gibi yüz binlerce insanı. "Türkiye'de Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk'un
    karşılığı Sezen Aksu, Orhan Gencebay oluyor. Bu Pamuk ve Kemal'i
    küçülten bir şey" cümlesinin fevkalâde talihsiz bir yorum olduğunu
    düşünüyorum. Bu bence toplumsal bir değerlendirme değil, kesinlikle
    Fazıl'in kişisel karşılaştırması. Ama çok uzun konuşmaların sonunda
    birkaç satıra sığdırılmaya çalışılan röportajlarda bazen böyle hazin
    sonuçlar olabiliyor. Umarım bu da öyle bir durumdur.

    Peki, açık ediyorum...
    Aslında birilerinin bir düşüncesi üzerine yine birilerinin fikirler
    belirtmeleri bana zaman zaman tuhaf gelir ama sanki Fazıl'in bu
    söylediğine biraz gücendim. Metin Altıok, Nazım Hikmet şiirlerini
    beraber seslendirdiğimiz, bir şey üretmenin heyecanını birlikte
    paylaştığımız ve hatta bana Almanca bir lied bile öğretip sahnede
    söyleten, yani kısacası "eğitim"se eğer söz konusu olan, Berlin'in en
    genç öğretim üyesi olarak (o zaman sadece 23 yaşındaydı) bana bir dolu
    şey aktaran Fazıl'in biraz haksızlık yaptığını düşünüyorum.
    Kalbimi ve zihnimi besleyen damarlarımı kesseniz büyük ihtimalle Orhan
    Babanın ya da Sezen'in melodileri ağırlığında akar kanım. Çarşamba
    akşamı Kayahan'ın yeni albümü için çekilecek klibin hazırlıkları
    yapılıyordu. Şanslıyım, şarkılarını ilk dinleyenlerden olabildim. Yine
    anlatıyor usta. Nasıl da güzel hem de...
    Yani şimdi bu sarkılan sevdiğim için, popüler olana ilgi duyduğum için,
    Orhan Gencebay ve Sezen Aksu sevdiğim için "eğitimsizliğim" açığa
    çıkıyorsa eğer... Peki, açık ettim o zaman. "Eğitimsizim" ama Fazıl Say
    dinlemeyi de severim...


    İCLAL AYDIN

    VATAN GAZETESİ



    Cilalı arabesk devri
    Arabesk artık çeşit çeşit. Hip hop, pop, hattâ rock ile yapılanı dahi
    var. Her geçen gün görüntüleri ile şarkıları arasında ilişki kurmakta
    zorlandığımız yeni gruplar çıkıyor ekranlara. Bu çeşitliliğin ulaştığı
    karmaşa ise akıllara ister istemez arabesk bitti mi sorusunu getiriyor.


    İlk olarak pop tarzında müzik ulaşıyor kulaklarınıza, ardından ekrana
    Bob Marley’in türevi bir şarkıcı çıkıyor. Yanında güneş gözlüklü, küt
    saçlı, uzaylı kıyafetlerinden esinlenmiş partneri. Artistik çekimler,
    rüzgârda uçan saçlar ve nihayet sözler başlıyor. ‘Cankan’ grubunun
    yanık sesle söylediği şarkı ile görüntü arasında ilişki kurmakta
    zorlanan zihniniz sizi arabesk kodlarınıza taşıyor. Bu müziğin babası
    olarak anılan Orhan Gencebay’ın oturaklı tavırlarıyla seslendirdiği
    içli şarkılar geliyor aklınıza. İki tablo arasında neredeyse hiçbir
    benzerlik bulamıyorsunuz. Farklılık arabeskin hızla değiştiğinin
    göstergesi; özellikle Cankan, İsmail YK gibi üçüncü kuşak ‘Alamancı’
    gruplar göç kültürünün ürettiği bu müziğe yeni yorumlar getiriyor. Öyle
    ki Doğu ile Batı arasında kalmışlığın bir çeşit ifadesi olan arabeskin
    hangi istikamete gittiğini kestirmek gün geçtikçe zorlaşıyor.
    Kimilerine göre klasik mânâda köyden kente göçün bitmesiyle bu müzik
    türü de noktalandı, bazılarına göre ise bu topraklarda isyan, özlem
    duygusu taze kaldıkça arabesk kaçınılmaz.

    Bir ülkenin toplumsal gelişimini anlamak için kaçınılmaz parametreler
    var; politika, insan hakları, ekonomi bunlardan birkaçı. Görünenlerin
    yanında bir de müzik gibi görünmeyen unsurlar var ki hiçbir yasak
    bastıramıyor, kendini ifade edecek bir kanal her haluklarda buluyor.
    Mesela Amerika’daki zenciler, üzerlerindeki baskıyı, ileriye dönük
    düşlerini müzik ile ifade ederek ‘jazz’ı ortaya çıkardı. 1960’ların
    isyancı ruhu ise bunu rock müziği ile ifade etti. Afrika’ya dönmek
    isteyen Jamaikalı zenciler reggae ile insanları bir araya getirdi.
    Türkiye’ye bu gözle bakıldığında, akla 60’lı yıllardan sonra ortaya
    çıkan arabesk müziği geliyor. Bu, bir bakıma Türkiye’deki toplumsal,
    kültürel karmaşanın, siyasal ve ekonomik çıkmazın, kısacası kaosun
    müziğe yansıyan yüzü. Müzik Yapımcısı Şahin Özer, ‘Her birimiz
    arabeskiz.’ sözleriyle konuyu özetliyor.

    Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Nazife Güngör,
    arabeskin jazz, blues gibi müziklerden farklı olarak gündelik yaşam
    içerisinde kendiliğinden değil, birileri tarafından üretilmiş olduğuna
    değiniyor. Yaklaşık yedi yıldır arabesk üzerine fotoğraf projesi
    hazırlayan Haluk Çobanoğlu ise sanatçıları ve bu müziğin hayranlarını
    fotoğraflıyor. Ona göre ilginç olan, diğer ülkelerdeki müziklerin dans
    gibi farklı enerjilere dönüştüğü halde Türkiye’de arabeskin yakınma
    kültürüne yönelmesi.

    Arabeskin ne kadar tesirli olduğunu anlamak için şarkılara bakmak
    yeterli, hemen hepsinde bu müziğin esintilerini görmek mümkün. Şahin
    Özer’in ifadesiyle: “Türkiye’de üretilen bütün şarkıların tabanında
    arabesk var.” Bu nedenle belki de Türk halkını en iyi ifade eden müzik
    diyebiliriz. Peki, arabesk bir kültür mü? Yoksa sadece müzik formu mu?
    Bu konuda iki farklı yaklaşım mevcut; özellikle sosyologlar arabeski
    hayatın her alanına sinmiş bir kültür olarak görürken, icra edenler
    müzikten ibaret olduğunda ısrarlı.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Orhan GENCEBAY Empty Geri: Orhan GENCEBAY

    Mesaj  AsiRuH Cuma Kas. 07, 2008 7:18 pm

    Göç tek etken değil

    Arabesk, aslında geçiş toplumunun ürünü. Hem gelenekselin bozulmuş
    halini hem de modern olamamış bir marjinalliğini yansıtıyor.
    Sanayileşme ile 1960’lı yıllarda geleneksel üretim yapılarının
    bozulması ve büyük şehirlere göçün yaşanması, beraberinde uyum
    sorunlarını da getirir. Çünkü köyünde hayatının öznesi olan insanlar,
    şehre geldiklerinde nesneye dönüşür, bu ise bunalımlı bir ruh haline
    zemin hazırlar. Birbirine temas etmekte zorlanan şehirli ve kırsal
    kesim insanlarının hayatları zamanla kesişerek, aradaki belirgin
    çizgiler azalır. Gecekondularda yaşayanlar apartman hayatına terfi
    eder, okullarda, iş yerlerinde bir araya gelen bu insanlar birbirlerine
    benzemeye başlar. Bu kaotik sürecin müzikteki ifadesi arabesk, ilk
    dönemler ‘Batsın bu dünya’ gibi isyancı söylemler içerirken zamanla
    kentleşerek daha ılımlı ifadelere bürünür. Özellikle 80’li yıllarda
    Turgut Özal’ın başında olduğu ANAP’ın da arabeski kabullenmesi, hatta
    seçmen sayısını artırmak adına arabesk ile ilgili bir araştırma grubu
    oluşturarak propagandalarını bu yönde yapması, müziğin niteliğinin
    değişmesinde önemli etkenlerden. 1990’lı yıllarda ise klasik anlamda
    göç sona erer. Artık şarkılarda ‘Hadi gel köyümüze geri dönelim” gibi
    farklı mesajlar aktarılmaktadır. Bilgi Üniversitesi Göç Araştırmaları
    Merkezi Başkanı Doç. Dr. Ayhan Kaya, arabeskin sadece yıkan değil,
    onaran bir yönü olduğuna da dikkat çekiyor: “Arabesk onu kullanan
    kişinin normal dili aslında. Fakat bu yakın zamana kadar yüksek kültür
    tarafından tehdit olarak algılandı, TRT ve kamusal alanda tepkiler
    gösterildi.” Kaya’ya göre ‘Âlem buysa kral benim’ diyen bir söylem,
    kaos içerisinde yaşayan bireyin kendi çözümünü üretme çabası.
    Dolayısıyla gerçekte arabesk bir kopuş değildir, eklemlenme gayretinin
    ürünüdür. Her ne kadar isyancı yanı baskın gibi görünse de pasifist
    yönü de mevcut. Umberto Eco’nun ‘narkotik pasifizm’ olarak dile
    getirdiği tepki ile arabesk arasında ilişki kurmak mümkün. Pop
    kültüründe de var olan, sorunları dile getirmekle yetinip, çözüm
    üretemeyen, teslimiyetçi bir tutumu var. Kaya’ya göre pop kültürü de bu
    mânâda çok arabesk. Yılların sanatçısı Orhan Gencebay ise arabeske
    yönelik bu eleştiriyi anlamsız buluyor. Sanatçı duyarlılığı ile
    şarkılarında hüzün, sevinç, acı gibi her duygunun aktarıcısı olduğunu
    fakat çözüm üretmenin kendi görevleri olmadığına değiniyor.

    Gencebay, arabeskin doğrudan göç ile tanımlanmasından da rahatsızlık
    duyuyor. Ona göre gerçek arabeskin geçmişi çok eskilere dayanır.
    Firavunlar döneminde Mısır’ın dolayısıyla Arap kültürünün çok geniş bir
    alanda tesirli olduğuna değinen Gencebay, ayrıca İslamiyet’in kabulüyle
    Arap motiflerinin hayatımıza daha çok dâhil olduğunu hatırlatıyor.
    “Bizim kültürümüzde; konuştuğumuz dil olsun, ibadetlerimiz olsun zaten
    Arap etkisi vardır.” diyor. Zira bu etkiyi müzikte de görmek mümkün.
    Türkiye’de ilk defa arabeskçi ifadesi Sadettin Kaynak için kullanılır.
    1930’lu yıllarda Türk müziği radyolarda yasaklanınca halk kendine yakın
    hissettiği için Arap radyolarının müziklerini dinlemeye başlar.
    ‘Arabeskçi’ ifadesi, bu müziklerin dublajlarını yapan Sadettin Kaynak
    için kullanılır. Kaynak, sadece dublaj yapmayıp kendi eserlerini de
    ortaya koyar. Fakat Arap müzikleri ile uğraştığı için uzun yıllar
    radyolarda eserleri yasaklanır. Gencebay, bugün arabesk olarak ifade
    edilen kendi tanımlamasıyla ‘serbest çalışmalar’ı 1960’lı yıllar ile
    ilişkilendiriyor. Bu yıllarda bazı müzisyenler Arap müziğinden
    aldıkları ezgilere sözler yazarak kendi imzaları ile icra ederler ve
    bunlara yanlış bir şekilde ‘arabesk’ adlandırması yapılır.
    Aynı dönem içerisinde kendi müzik tekniğini geliştiren Gencebay, “Ben
    de altmışlı yılların sonunda tanınan biri olduğum için, benzerliklerden
    dolayı arabeskçi olarak tanımlandım.” diyor. “Hâlbuki benim amacım
    sadece müzik adına iyi şeyler üretebilmekti, varoşlardaki garibanlara
    şarkı yapayım diye yola çıkmadım.” O dönemde Gencebay, eserlerine
    yönelik ciddi bir ilgi ile karşılaşır. Her kesim şarkılarını dinler
    fakat varoşların ezici çoğunluğu onun müziğinin bu kesimle
    ilişkilendirilmesine sebep olur. Gencebay, günün olaylarından
    etkilenerek ürettiği ‘Batsın bu dünya’ gibi protest müziklerin de
    varlığını kabul ediyor. Sadece aşkı değil insan ne hissediyorsa onu
    anlatmaya çalıştığını, sanatçı olması nedeniyle bir nevi tercüman
    olduğunu dile getiriyor.

    Arabesk, günümüze toplumun ruh haline göre şekillenerek ulaştı. Artık
    kalıplar daha modernist olsa da içerik nispeten Anadolu kokuyor.
    Gencebay, 60-70’li yıllarda daha çok araştırmaya meyil olduğu halde
    80’lerden sonra tüketim toplumuna dönüşürken eğlencenin merkeze
    alındığını ifade ediyor. Şu an yapılan müziklerin temellerinin 70’li
    yıllarda atıldığını söylüyor Gencebay. “Arabesk diye anılan bu
    çalışmaların getirileri şu an popun, sanat müziğinin ve özgün müziğin
    içinde de var.”

    Adı üzerinde serbest çalışmalar, farklı müzik türleriyle sentezlenmeye
    çok müsait. Özellikle pop ve hip hop ile arabeski bir araya getiren
    grupların sayısında son dönemlerde artış var. Bunun en uç örneklerinden
    biri Cankan. Söyledikleri şarkılar içerik olarak daha çok 60-70’li
    yılların arabeskini hatırlatıyor. Fakat kıyafetleri, saçları,
    müziklerinin alt yapısı tamamen Avrupai. Adeta Batı ile Doğu’nun
    arasında kalmışlığı resmediyor. Fakat bu tezadın bilincinde olduklarını
    vurguluyor grup üyesi Ayhan Malik; “Yaşadıklarımızı müziklerimize
    aktarıyoruz. Çocukluğumuzdan bu yana rahat kıyafetler giyiniyoruz,
    Avrupa’da yaşadığımız için onların müziklerinden, kıyafetlerinden
    etkilenmemiz normal. Fakat biz nerede büyürsek büyüyelim Türkiyeliyiz.”
    diyor ve ‘Şapur şupur’ şarkısını örnek gösteriyor. “Bu şarkı gençlerin
    diskoteklerde yaşadıklarını çok iyi anlatıyor. Biz de aramızda para
    toplar, eğlence mekânlarına giderdik.” Kendi yaşamlarından yola çıkarak
    tarzlarını üreten grup, yaptıkları müziğe R&Besk adını vermiş.
    R&B, ritim ve blues’tan geliyor, ‘besk’ ise arabeskten. Bu müzik
    Türkiye’de ve dünyada bir ilk. Grubun diğer üyesi Fatih ABB nota
    bilmiyor, bir hocası notaların ABB’nin yeteneğini sınırlayacağını
    söyleyerek öğrenmesine mani olmuş. Fakat bir makine hızıyla besteler
    üretiyor ABB. Arkadaşı Malik, ABB’nin isterse dokuz saatte dört şarkı
    besteleyebileceğini gururla ifade ediyor. Gruba görüntülerini mi yoksa
    söyledikleri şarkıları mı kendilerine daha yakın hissettiklerini
    soruyoruz. Aldığımız cevap ‘Her ikisi bizim için bir bütün.’ oluyor.
    Şahin Özer, ‘Cankan’ gibi örneklerin artacağına değiniyor. Kendisi de
    yeni starları için farklı arayışlar içinde, arabeski farklı tarzlarla
    sentezleyeceği renkli örnekler için kafa yoruyor şu günlerde. Bu
    karmaşanın genel olarak kafa karışıklığının ürünü olduğunu ise kabul
    ediyor.

    Pop arabeski asimile ediyor.

    Arabesk daha çok hip hop ve pop müzik ile bir arada sunuluyor. Hip hop
    işçi sınıfının, göçmen kökenli kültürün ürettiği bir müzik. Doğası
    itibarıyla küresel bir gençlik kültürü olsa da geleneksel olanı
    seslendirmeye çok müsait. Patchwork misali yöresel çalgıları, alt
    melodileri üzerine yapıştırmaya uygun bir yapı. Kaya, gençlerin
    arabeskle kendi otantik kültürleri ile bağ kurarken, hip hop ile
    evrensel gençlik kültürüne çapa atabildikleri kanaatinde. Bu dönüşümler
    zamanla müziklerin aynı düzlemde bir araya gelmesine de neden oluyor.
    Nazife Güngör ise arabeskin bu etkileşimler neticesinde pop kültüründe
    asimile olduğunu düşünüyor. “Bizim popüler müziğimiz haline gelen
    arabesk, giderek Batı’nın pop müziğine benzemekte ve “pop arabesk” bir
    forma bürünerek yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Ölmüyor, ama can
    çekişerek ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak özünü yitirmekte olduğu da
    bir gerçek.” Güngör’e göre yıllar öncesinde Gencebay’ın ‘Batsın bu
    dünya’ adlı parçası hüzünle dinlenirdi, oysa şimdi diskolarda bu
    şarkıda gençler coşkuyla dans ediyor. Bu, arabeskin özünü yitirmiş
    biçimde varlığını sürdürdüğünü gösteriyor. Ayhan Kaya da geleneksel
    anlamdaki göçün bitişiyle klasik mânâda arabeskin sona erdiğini
    düşünüyor. Arabesk, birtakım kültürel formları etkilerken kendisi de
    dönüşüyor. Neticede ortaya farklı bir kolaj çıkıyor. Bu nedenle Kaya,
    bildiğimiz arabesksin sona erdiğini düşünüyor. Bu görüşlerin aksine
    Orhan Gencebay, bu müziğin bütün alanlara yayıldığı kanaatinde.
    “Arabesk denen serbest çalışmalar toplumun temel taşı olmuştur. Her
    müzik kendi özü dâhilinde değişiyor. Bu çalışmalar bir yerde de
    özgürlük demektir.” diyen Gencebay, arabesk ile diğer müzikler arasında
    yapılan sentezlere olumlu bakıyor. Fakat ‘daha iyi olacağına
    inanıyorum’ sözüyle kibarca gençlere mesajını iletiyor. İsyanın,
    özlemin var olduğu sürece arabeskin devam edeceğine inanan Şahin Özer’e
    göre arabeski var eden sürecin izlerinin silinmesi için belki 300-500
    yıla ihtiyaç var. Özer, sürekli var olan isyan duygusunun yok olması
    için Türk halkının yeni bir kültür devrimine mecbur olduğuna dikkat
    çekiyor. Nitekim net bir duruş sergileyebilmek için Avrupalı mı
    olacağız yoksa Anadolulu mu kalacağız artık karar vermemiz gerekiyor.

      Forum Saati C.tesi Haz. 01, 2024 6:58 am