.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Adnan Menderes (1899 - 1961)

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Adnan Menderes (1899 - 1961) Empty Adnan Menderes (1899 - 1961)

    Mesaj  AsiRuH Cuma Kas. 07, 2008 12:33 am

    Adnan Menderes (1899 - 1961)

    1899 yılında Aydın’da doğdu. Babası İzmirli Katipzade İbrahim Ethem
    Bey, annesi Aydınlı Hacı Alipaşazadeler’den Tevfika Hanım’dır.Anne ve
    babasını küçük yaşta kaybetti. O'nu anneannesi büyüttü. Tahsil hayatına
    İzmir İttihat ve Terakki Mektebi’nde başlayan Adnan Menderes, Kızılçulu
    Amerikan Koleji’nde okurken misyonerlerle başı derde girdiği için,
    çeşitli makamlara müracaat etti. Müracaat ettiği makamların birinin
    başında Celal Bayar vardı. Bayar’la böyle tanışmış oldu.


    Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitiren Adnan Menderes, Birinci Dünya Savaşı
    sırasında yedeksubay olarak askerliğini yaptı. Aydın’da bazı
    arkadaşlarıyla birlikte Ayyıldız Çetesi’ni kurdu. Daha sonra Söke’de
    Piyade Alay Yaveri olarak savaşa katıldı. Savaştan sonra İstiklal
    Madalyası aldı.


    Ali Fethi Okyar tarafından 1930 senesinde kurulan ancak kısa sürede
    kapatılan Serbest Fırka’nın Aydın Teşkilatı'nı kurarak başkanı oldu. Bu
    parti kapatılınca CHP’ye girdi ve 1931 yılında bu partiden Aydın
    Milletvekili seçildi.


    1945 senesine kadar TBMM’de komisyon raportörlüğü yapan Adnan Menderes,
    o yıl Saracoğlu Hükümeti’nin getirdiği Toprak Kanunu Tasarısı'nı
    şiddetle reddederek, komisyondan istifa etti. Partide yaptıkları
    muhalefetten dolayı, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte CHP
    Disiplin Kurulu tarafından 12 Haziran 1945’te ihraç edildiler.


    Celal Bayar da hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa etti. Bu
    hareketler Demokrat Parti’nin 7 Ocak 1946’da kurulmasına sebep oldu.
    1946 seçimlerinde Demokrat Parti’den Kütahya Milletvekili olarak
    meclise girdi. Celal Bayar’dan sonra ikinci adam durumuna geldi.


    KESİTLER

    ****** ve CHP macerası
    27 Mayıs Darbesi
    Darbe hakkında bir yazı
    Bebek Davası
    Menderes'in son dakikaları
    61 Nolu Tebliğ

    14 mayıs 1950 seçimlerinde DP oyların 53,5’ini alarak iktidar oldu. 10
    senelik DP iktidarının tek başbakanı oldu ve o döneme damgasını vurdu.
    İktidarı zamanında 5 hükümet kurdu. Bu 10 senelik zaman içinde
    Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu. Sanayileşme ve
    şehirleşme hamlesi başladı, köye makine girdi, ulaşım, enerji, eğitim,
    sağlık, sigorta ve bankacılık yeniden başladı. Türkiye kalkınma
    kavramıyla tanıştı.


    27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan askeri darbeyle iktidardan indirildi.
    Yassıada’ya hapsedildi. Milli Birlik Komitesi tarafından kurulan Yüksek
    Adalet Divanı’nca idama mahkum edildi. Yassıada'da tutuklu bulunduğu
    sırada çeşitli işkencelere maruz kaldığı söylenir.




    --------------------------------------------------------------------------------

    ATATÜRK'ÜN SÖZÜ VE CHP MACERASI
    Türk demokrasi tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Adnan
    Menderes 1930 yılında Serbest Fırka'ya katıldı. Serbest Cumhuriyet
    Fıkrası feshedildikten sonra, Celal Bayar'la görüşerek, Cumhuriyet Halk
    Partisine girdi, en sonunda da Mustafa Kemal'in "Bugün konuştuğum genç,
    elbette burada bizim parti mutemetleri ile çalışamaz. Şayan-ı dikkat
    bir gençtir" cümlesi ile beğenisini kazanmıştı ve 1931 yılında CHF
    Aydın Milletvekili seçildi, 1945 yılına kadar CHF Milletvekilliğini
    sürdürmüştür.

    Adnan Menderes o dönemi şöyle anlatıyor:

    "****** zamanında ben, Aydın'da Serbest Fırka'nın reisiydim. Fethi Bey
    bizzat Aydın'a gelerek, Serbest Fırka ile meşgul oldu. Aydın'daki
    belediye seçimlerini kazandım. Gayet dürüst bir mücadeleye giriştim.
    Halk Fırkası ileri gelenleri ile tanışıyordum. Ama Halk Partisi'ne,
    onların rica ve ısrarına rağmen girmemiştim... Fethi Bey'in partisi,
    malum şartlar altında feshedildi. Memlekete derin bir teessür hakim
    oldu. Halk Partisi kendisini toparlamak istedi. Vilayetlere heyetler
    gönderildi. Bu arada Izmir ve Aydın'a da, Celal Bayar riyasetinde bir
    heyet geldi...Ben gelen heyetle bir hafta temas etmedim. Nihayet, Celal
    Bayar tanıdığım ve hürmet ettiğim bir zattı. Vasıf Çınar Ittihat ve
    Terakki mektebinden hocamdı... Ve temas temin edildi. Bu muhterem
    zatların ibram ve ısrarı üzerine, Halk Partisine girerek, fikirlerimizi
    parti içinde müdafaa etmek muvafık olacaktı. O zamana kadar ve benimle
    beraber Halk Partisi'ne karşı çekingen tanınan arkadaşlarla, Halk
    Partisi'ne girdik." (Bilgin Çelik, " Toplumsal Tarih Aralık 2000",
    "Aydın'da Serbest Fırka ve Belediye Seçimleri )


    1945 senesine kadar TBMM'de komisyon raportörlüğü yapan Adnan Menderes,
    o yıl Saracoğlu Hükümeti'nin getirdiği Toprak Kanunu tasarısını
    şiddetle eleştirerek komisyondan istifa etti.Partide yaptıkları
    muhalefetten dolayı bir süre sonra Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile
    birlikte CHP Disiplin Kurulu tarafından 12 Haziran 1945'te ihraç
    edildiler.






    --------------------------------------------------------------------------------

    27 MAYIS DARBESİ

    Sabah saat 04:36'da Ankara Radyosu'ndan yapılan bir anons nefesini
    tutan insanları bir anda heyecanlandırdı. Tek haberleşme aracı olan
    devlet radyosundan evlere ulaşan anonsta, ''Bugün, demokrasimizin içine
    düştüğü buhran ve en son müessif hadiseler dolayısıyla ve kardeş
    kavgasına meydan vermemek maksadıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri,
    memleketin idaresini eline almıştır'' deniliyordu ve Türk halkı
    ihtilalle ilk defa tanışmış oldu.


    Cumhurbaşkanı Celal Bayar Çankaya Köşkü'nde; Başbakan Adnan Menderes
    Kütahya'da gözetim altına alınıyordu. Bakanlar Kurulu ve Tahkikat
    Komisyonu üyeleriyle DP milletvekilleri de bulundukları mekanlardan
    toplanarak Harp Okuluna gönderildiler.


    Demokrat Parti iktidarı ile iyi ilişkiler içinde bulunan dönemin
    Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun başta olmak üzere üst rütbeli asker
    ve bürokratlar cezaevlerine konuldu. Ülkede ilan edilen sıkıyönetim
    sonucu tüm Demokrat Partili milletvekilleri, üst derecedeki
    bürokratlar, polis şefleri tek tek evlerinden alındı. Tüm siyasiler
    yargılanmak üzere Yassıada'ya gönderildiler.





    --------------------------------------------------------------------------------

    DARBE HAKKINDA BİR YAZI
    BÜYÜK GÜN (Çetin Altan-27 Mayıs 1960-Milliyet )

    BÜTÜN Türk vatanperverleri bu muazzam ve şanlı günün sevinci ve heyecanı içindedirler.

    Çürümüş, sufli politik tertiplerinin şahsi ihtiraslarla Türkiye'yi en
    tehlikeli badirelere, kardeş kavgalarına sürüklemek üzere olduğu bir
    sırada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin medeni bir şekilde devlet idaresine
    el koymaları ve memleketi karanlık bir akibetten kurtarmaları,
    tarihimizin büyüklüğüne yakışan mutlu bir hareket olarak, Milletimize
    hür ve insan haklarına uygun yeni ufuklar açmaktadır.

    Kara ve şüpheli günler selamete ermiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin şahsında mukedderatına hakim olmuştur.

    Silahlı Kuvvetlerimizi tam zamanında ve üstün bir anlayışla, Milletin
    kaderini, gitmekte olduğu kötü yoldan bir anda aydınlığa çıkarmıştır.

    Her türlü yalan, baskı ve küçük oyunlardan uzak olarak, Kurucu
    Meclis'in koyacağı demokratik prensipler çerçevesinde, yakında serbest
    seçimlere gidilecektir.

    Vatandaşların vakur bir anlayışla aynı milletin çocukları olduklarını
    hatırlamaları, Hukuk ve İnsan Haklarının koyduğu esaslar içinde, hür
    bir memlekette yaşayabilmek için birbirlerine kardeşce davranmaları
    bugün her zamandan ziyade milli bir vazife olmuştur.

    Artık hiçbir partinin rozeti kanun dışı bir imtiyazın sembolü
    olmayacaktır. Güzel vatanımızda eşit ve hür olarak insanca yaşamanın
    saadetini paylaşacağımız dakikalar yakındır.

    Kinsiz, baskısız ve zindansız kardeşce bir sevginin memleket üzerinde
    esas saadetini duyuyor ve bu büyük günü candan alkışlıyoruz.

    Nefretlerin, kıskançlıkların ve ahlaksızlıkların uğursuz bulutları
    dağılmaktadır. Bütün vatandaşların bu yeni devrin kapısından bir tek
    vücut halinde girmeleri ve her türlü şahsi duyguların üzerinde,
    memleket menfaatlerini düşünmeleri en kutsal vazife olmuştur.

    Hakiki hürriyetin saati çalmıştır. ******'ün inkilaplarına bağlı
    olarak demokratik bir memlekette Türklüğün şerefine yakışan bir nizamın
    temelleri atılmaktadır.

    Yaşasın Türk milleti yaşasın Türk Ordusu...





    --------------------------------------------------------------------------------

    BEBEK DAVASI
    "Adnan Menderes'in gayri meşru çocuğu, Dr. Mükerrem Sarol tarafından
    alınarak öldürüldü." Gazetelerin kullandığı bu haberler Yassıada
    Savcılarınca delil telakki edilerek, Adnan Menderes hakkında tarihte
    Bebek Davası olarak anılan dava açıldı. bunun yanında Başbakanlık
    kasasından çıktığını iddia edilen kadın iç çamaşırı ve bir kutu da
    çıplak kadın fotoğrafı da delin olarak kullanıldı. Menderes ise bu
    tutum karşısında gönül ilişkisini yalanlamadığı gibi özür de dilemedi;
    çocuğun öldürülmediğini, doğum anında öldüğünü söyledi. Adnan
    Menderes'in gönül ilişkisine girdiği Ayhan Aydan, gerçekten de
    Menderes'ten hamile kalmış ancak bebekten kurtulmayı kesinlikle
    istemediği gibi, doğurmayı çok arzulamıştı. Doğuma giren Dr. Fahri
    Atabey de, "bebeğin boynunu saran kordon yüzünden ölü doğduğunu"
    saptamıştı.

    Türk siyasi tarihinde, kaçamağı göze alan, evliyken yaşadığı bir ilişki
    yüzünden kendini kamuoyu önünde savunmak durumunda kalan tek başbakan
    Adnan Menderes oldu.


    Ayhan Aydan ise, Yassıada duruşmalarında tanık olarak dinlendiği kürsüde şunları söylüyordu:


    "Adnan Menderes'i 1951'de tanıdım. Evli olmasına rağmen büyük bir aşkla
    sevdim. Bütün emelim ondan bir çocuk sahibi olmaktı. Bunu başaramadım.
    Ancak hangi vicdansız ana, üzerine titrediği bebeğinin öldürülmesine
    razı olabilir?" Mahkeme başkanı tarafından sevgilisini kurtarmaya
    çalışmakla suçlansa da, kamuoyu düşüncesini değiştirmeye, bu yasak
    ilişkideki masumiyete inanmaya, hatta sempati duymaya başladı. Tarihe
    "bebek davası" olarak geçen bu duruşmaların sonunda Adnan Menderes
    beraat etti. Menderes'in beraat ettiği tek dava da buydu. Fakat
    "devletin yüksek menfaatlerine ve istihbarat işlerine sarfedilmek üzere
    emrine tahsis edilen paraların bir kısmıyla opera sanatçısı Aydan
    Ayhan'a ev aldığı" iddiasıyla açılan davada suçlu bulundu.





    --------------------------------------------------------------------------------

    MENDERES'İN SON DAKİKALARI
    İmralı'ya gelindiğinde, memleket içinde ve dış basında sıhhi durumu
    türlü spekülasyonlara yol açan Menderes, iskeleden konulduğu misafir
    salonuna kadar çiçek tarhları arasındaki 100 metrelik yolu hiç kimsenin
    yardımı olmadan rahatça yürüdü. Ayrıca misafir salonu ile darağacının
    bulunduğu yer arasındaki 80 metrelik yolu da, gene aynı rahatlıkla
    katetti.

    İmralı Adasının etrafında ve içinde Örfi İdare Kumandanlığınca sıkı
    emniyet tedbirleri alınmıştı. İmralı Adasının etrafında donanmamıza
    mensup tekneler, içinde de deniz, kara ve hava askerleri görülmekteydi.


    Yassıada'dan bir enstantane
    ‘.... birden önümdeki sırada sağda Bayar’ın başını tanıdım. Yanında
    oturanı seçemedim önce. Yalnız çok ince bir boyun, gevşek beyaz yaka ve
    sarı saçlar gözüme çarptı. Bir ara başını çevirdi, o zaman Bayar’ın
    yanında oturanın Adnan Bey olduğunu hayretle gördüm. Yarabbi ne hale
    gelmişti! Zayıflamış, zayıflamıştı. Yüzünde benek benek çiller. Sanki
    uzun bir hastalıktan yeni kalkmıştı...’ Samet Ağaoğlu, Arkadaşım
    Menderes 1967 Baha Matbaası syf:176

    Menderes'e M.B.K.'nin tasdik kararı, kendisine tahsis olunan misafir
    salonunda tefhim edilmiştir. Cumartesiyi pazara bağlıyan gece saat
    01.30'da Zorlu ve Polatkan için yapılan formaliteler, Menderes için
    tekrarlandı.

    Menderes Egesel'i dinlerken Polatkan derecesinde olmamakla beraber gene
    korku ile sarsıldı. Fakat zamanla kendisini toparladı. Oturduğu yerde
    kamburunu çıkararak daha da küçülmüş ve son arzusu sorulduğu zaman bir
    sigara istedi.

    Verilen Yenice sigarasını içerken şunları söyledi:

    - Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı şefkatle andığımı
    kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın.

    Menderes, sabaha karşı saat 02.31'de Zorlu'nun ipe çekildiği
    darağacında asılmak suretiyle idam edildi. Menderes'in de, Zorlu ve
    Polatkan gibi darağacına götürülürken, usule uygun olarak bilekleri
    arkasına bağlanmıştı.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 11:38 am