İstanbul Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

.talk4her
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İstanbul

Aşağa gitmek

İstanbul Empty İstanbul

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:12 pm

İstanbul

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 5.712 km²

Nüfus: 7.309.190 (1990)

İl Trafik No: 34

"Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat hep birlikte, yeryüzünde öylesine
mükemmel bir yer yarattılar ki, görülmeğe değer." Bir koluyla Asya'ya,
diğeriyle Avrupa'ya uzanarak iki kıtayı da kucaklayan kenti Lamartine
böyle tanımlıyor.

Başkentler başkenti olarak bilinen, önce Roma, ardından Doğu Roma
(Bizans) İmparatorluğu ve kıtalara hükmederek büyük barış coğrafyaları
yaratmış, Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapan İstanbul, geçmişin
ihtişamını gur***a korurken modern bir geleceğe doğru ilerlemektedir.
İstanbul'daki çeşitlilik ziyaretçileri gerçekten büyülemektedir.
Müzeleri, kiliseleri, sarayları, camileri, pazar yerleri ve doğal
güzellikleri bitmez tükenmez nüanslar sunmaktadır. Boğazın kıyısında
şöyle bir arkanıza yaslandığınızda, grupta kızaran renklerin karşı
sahildeki evlerin pencerelerine yansımasını seyrederek, yüzyıllar
öncesinde, insanların bu olağanüstü yeri neden seçtiklerini birden
anlar ve İstanbul'un "dünyanın merkezindeki" şehir olduğunu
hissedersiniz.

Şehrin en güzel anıtları, Haliç-Marmara Denizi-S***ar arasında kalan
yarımadada yer alır. Kentin tepelerinden yükselen 500'ü aşkın caminin
sulieti baş döndürücü bir atmosfer yaratır. İnsan kendini geçmiş
zamanla bugün arasında bir rüyada gibi hisseder! Altı minaresiyle
İstanbul'un sembolü haline gelen, dekorasyonunda kullanılan mavi
çiniler nedeni ile "Mavi Cami" diye anılan Sultanahmet Camii'ni mutlaka
görmelisiniz. Karşısında, İmparator Justinien zamanında kilise olarak
inşa edilmiş olan ünlü Ayasofya Müzesi yer alır; mimari hünerler örneği
olan bu yapı, Hz. İsa'yı, Hz. Meryem'i ve imparatorları tasvir eden
nefis mozaik panolarla bezenmiştir. Bir başka tepeden bu iki muhteşem
abideyi seyreden Süleymaniye Cami ise Osmanlı mimarlık sanatının
zirvesidir. Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine Mimar Sinan
tarafından inşa edilmiştir.

Marmara'ya ve Boğaz'a hakim bir tepe üzerinde, 400 yıl boyunca Osmanlı
sultanlarına konutluk ve siyasi merkezlik etmiş olan Topkapı Sarayı yer
alır. Topkapı'da Çin Porselenleri koleksiyonunu, altın işlemeli ve
değerli taşlarla süslü tahtları, sultan kostümlerini, masallardakileri
andıran mücevherleri, nadir elyazması kitapları, yüzyıllarca merak
uyandırmış olan harem salonlarını görebilirsiniz.

Ayasofya ile Sultanahmet Cami arasında araba yarışlarının yapıldığı
Bizans Devrinin ünlü Hipodromu ve bu Hipodromun orta yerinde, bu
dönemden kalma üç dikilitaş bulunur.

Yerebatan Sarayı Bizans döneminde yapılmış en önemli su sarnıçlarından
biridir. En güzel Bizans devri eserlerinden biri sayılan Kariye Müzesi
mozaik ve fresklerle süslü orijinal dekorunu muhafaza etmektedir.
İstanbul'da görmeden edemeyeceğiniz bir başka mekan da Eyüp Camiidir.
Burası, Eyüp Sultan'ı ziyaret edip manevi haz arayanlara güvercin
sesleriyle her an cıvıl cıvıl bir ortam sunar.

İstanbul tarihsel yapıların yeniyle buluştuğu, yenilendiği bir şehirdir
aynı zamanda. Kapalıçarşı labirentvari yapısıyla geçmişin hülyalı
günlerinin izlerini taşımakta ısrar ederken bir yandan da modern
dünyanın yepyeni ürünlerini serer önünüze; büyüleyici mücevherler,
bakır eşyalar, halılar, çeşit çeşit deri ve süet giyim... Cazibesine
kapılınca en ufak bir yorgunluk duymadan saatlerce dolaşabilirsiniz bu
çarşıda.

Boğaz'da bir vapur gezisi, unutulmaz anılarınız arasına girecektir.
Boğaz'ın iki yakasında sıralanan her birinden ayrı bir sevda masalının
sulara yansıdığı asude ve emsalsiz yalılar, 20. yüzyılda yapılan lüks
villalar, Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Sarayları, Rumeli ve Anadolu
Hisarları, balıkçı köylerinden kalma izler, lokantalar, çay bahçeleri,
parklar, gece kulüpleri sizi büyüleyebilir. Aynı günde Karadeniz'in
vahşi sahillerinde denize girip ardından Marmara'nın sakin kıyılarında
bir çay bahçesinde bir fincan kahvenizi yudumlarken belki de tarihe
geçecek anılarınızı kaleme alabilirsiniz.

Eşsiz tarihi ve kültürel geçmişi ve sayısız cazibesine ilave olarak
modern oteller, istisnai lokantalar, gece kulüpleri, kabareler, tarihi
çarşılar ve dükkanlar İstanbul'u konferans ve kongreler için dört
dörtlük bir mekan yapmaktadır.

İlçeler

Adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Eminönü, Eyüb, Fatih, Gazi
Osman Paşa, Kadıköy, Kâğıthane, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Sarıyer,
Şişli, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri,
Şile, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler, Güngören,
Maltepe, Sultanbeyli, Tuzla.

Önemli Semtler

Boğaz: Avrupa ve Asya'yı ayıran Boğaz'da Karadeniz'e doğru geleneksel
ve unutulmaz bir deniz gezisi yapmadan İstanbul ziyareti tamamlanmış
sayılamaz. Büyük bir ihtişam ve saf bir güzellik yansıtan kıyıları
geçmiş ve günümüzün karmasıdır. Yalıların yanında modern oteller,
taştan hisarların yanı başında rustik saraylar ve küçük balıkçı
köylerinin hatırasını taşıyan semtlerde şık yapılar... Boğaz'ı görmenin
en iyi yolu kıyılarında zig zag çizen yolcu vap***arından birine
binmektir. Eminönü'nden başlayan gezi sanki bir bayramda akraba ziyaret
ediyormuş gibi sırayla Boğazın Asya ve Avrupa kıyılarına uğranarak
devam eder. Gezi, aşağı yukarı 6 saat sürmektedir. Eğer gezi özel bir
biçimde gerçekleştirilmek istenirse, bu konuda gece veya gündüz kısa
düzenlemeler yapan ihtisaslaşmış acentalara başvurulabilinir.

Haliç: Uzun ve dar, boynuz biçimindeki Haliç İstanbul'un Avrupa
tarafını bölmektedir. Dünyanın en tabii limanlarından biri olduğundan
Bizans ve Osmanlı donanmaları ve ticari gemicilikle ilgilenenler burada
toplanmışlardır. Gurup vakti suyun altın rengini aldığı bu yerin
kıyıları bugün hoş parklarla ve yürüme alanlarıyla çevrilidir. Haliç'in
ortasına doğru gidildiğinde yer alan Fener ve Balat semtlerinde, Bizans
ve Osmanlı döneminden kalma ahşap evler, kiliseler ve sinagoglarla dolu
sokaklar bulunmaktadır. Ortodoks Patriği de burada oturmaktadır. Biraz
yukarıdaki Eyüp, Osmanlı mimarisinde oymacılığın yansıdığı bir yerdir.

Tepelerin yamaçlarını yer yer koyu selvilerin bulunduğu mezarlıklar
kaplamaktadır. Dualarının kabul göreceğine inananlar buradaki Eyüp
Türbesini ziyaret ederler. Bu tarafa bakan tepedeki Pierre Loti Kahvesi
manzaranın keyfine varmak için mükemmel bir mekandır.

Beyoğlu Ve Taksim: Beyoğlu yapıldığı devrin özelliklerini koruyan, 100
yıl evvelki Avrupa tesirli mimari mirasıyla görülmeye değer bir
semttir. Avrupa'nın ikinci eski metrosu Tünel halen en kısa metro
unvanını korumaktadır. Metro ile kulesi bir sembol haline gelen Galata
bölgesine geçmek mümkündür. Tünelin üst ucu Istiklal Caddesinin
başlangıcıdır. Eski tramvayların tekrar servise konulduğu, yalnız
yayalara açık cadde, Cumhuriyet devrinde konsolosluklara tahsis edilen
eski elçilik binaları ile çevrilidir. Tünelin üst kısmında, İstiklal
Caddesinin başlangıcındaki Divan Edebiyati Müzesi (Mevlevi Tekkesi -
18. yy. eseri) güzel bir yapıdır. Caddenin iki yanında birbirinden
meşhur mekanlar vardır. Bir yanda Galatasaray Lisesi, karşı sırada
rengarek, otantik restoranları ve Balık Pazarını içine alan Çiçek
Pasajı... Sonra cadde boyunca sinemalar, tiyatro, kafe, lokanta ve
eğlence yerleri... Taksim meydanına ulaşan cadde eski parlak,
hareketli, daima kalabalık gün ve gecelerine yeniden kavuşmuştur.

Türk'ün Kurtuluş Savaşını, ****** ve arkadaşlarını sembolize eden, göz
okşayan abide Taksim meydanını süslemektedir. Yeni metronun ana
terminali meydanın altında, ****** Kültür Merkezi de kuzeyde yer
almaktadir. Beş yıldızlı Hyatt ve Intercontinental Otelleri Taksim
Parkındadır, Istanbul Hilton Oteli de buradadır. Sınıfında Türkiye'de
yapılan ilk otel olan Hilton (1955) halen en meşhur ve en iyi olma
özelliğini korumaktadır. Radyo Evi, türünün en zenginlerinden olan
Istanbul Askeri Müzesi, Lütfü Kırdar Kongre Sarayı, Açık Hava Tiyatrosu
da bu civardadır.

Sultanahmet: Tarihi yarımadanın batı ucunda yer alan semtte farklı
İmparatorlukların önemli dini, idari ve sivil yapıları yer almaktadır.
Tarihi Sultanahmet meydanının etrafı Ayasofya, Haseki Hürrem Hamamı,
Sultanahmet Camii, Hippodrome, Dikilitaşla gibi tarihi eserlerle
çevrilidir.

Ortaköy: Boğazın en güzel yerine tahtlanan, zamanında padişahların
sayfiye yeri olan Ortaköy Osmanlı Dönemi'nden beri ilgi çeken bir
yerleşim merkezidir. Bugün Çırağan Sarayı, Kabataş Erkek Lisesi,
Feriye, Princess Oteli, ve cami kilise ve sinagog üçgeninde yer alan
Ortaköy, çarşısı ve içindeki seyyar "entel pazarı", hediyelik eşya
dükkanları, kafeleri, barları ve restoranlarıyla İstanbulun önemli
eğlence ve alışveriş merkezlerinden birisidir.

Sarıyer: Tarabya'dan sonraki virajdan Boğaziçi'nin Karadeniz'e
kavuşması ilk defa görünür. Buradan Sarıyer semti içlerine kadar
elçiliklere ve şahıslara ait eski yazlıklar ve balık lokantaları
sıralıdır. Büyükdere'den ayrılan dar bir yol orman içlerini aşarak,
bentleri geçerek Karadeniz sahillerine, meşhur Kilyos plajlarına ulaşır.

Sarıyer ve sonraki Rumeli Kavaği vapur seferleri ile Boğazı gezenlerin
Avrupa yakasındaki son iskeleleridir. Balık lokantaları ile şöhretli
her iki komşu semt ve karşı kıyıda bulunan Anadolu Kavağı tatil günleri
çok kalabalık olur.

Boğaziçi bu yerleşimleri geçtikten sonra sadece yeşil koruluklarla
örtülü yamaçlara sahiptir. Her iki kıyıda son yerleşimler Karadeniz'e
komşu Anadolu ve Rumeli Fenerleri ile balıkçı köyleridir.

Üsküdar: Üsküdar, Kız Kulesi ile bütünleşen bir semttir. Karşıya,
Avrupa'ya geçişin iskelesidir. Meydandaki 16. yüzyıl camileri, ortadaki
abidevi çeşme, sahildeki minyatür Şemsi Paşa Cami ve Medresesi Türk
sanatının güzel örnekleridir. Tarihi Karacaahmet Mezarlığı ve daha
ilerideki büyük ve küçük Çamlıca tepeleri Üsküdarın sırtlarında
bulunur. Tepeler çamlıklarla örtülü olup, Adaların ve Boğazın kuş
bakışı manzaralarına hakimdir.

Kadıköy: Marmara sahillerindeki güzel Kadıköy'de tarihi yapı bulunmaz.
Istanbul'un son yüzyılda hızla gelişen semtlerinden biridir. Antik
Kahlkedon yerleşim biriminde sonraları bir çok manastır inşaa
edilmişti. M.S. 5. yüzyıl Hıristiyanlık dünyası önemli konsül
toplantıları burada yapılmıştı. Eski bahçeli malikanelerin çok azı
zamanımıza gelebilmiştir. Yat Kulüpleri, marinalar, geniş caddeler,
Kadıköy sahilleri boyu uzanır.

Fenerbahçe güzel bir gezinti yeridir. Meşhur Bağdat Caddesi de
alışveriş imkanları ile ünlüdür. 1908 yılında tamamlanan Prusya mimari
üslubundaki Haydarpaşa Tren İstasyonu, Üsküdar çıkışındadır. İstasyon
Bağdat demiryolunun ilk (veya son) duraği idi. Yandaki yamaçta Kırım
Savaşında hayatlarını kaybeden Ingiliz ve Fransız askerlerinin
mezarları ve abideleri, büyük askeri hastanenin yanında
bulunmaktadır.

Ticari liman tesisleri arkasındaki
tepelere yerleşmiş iki büyük bina vardır. Saat kuleli olan eski
Haydarpaşa Lisesi, şimdi üniversitedir. Diğeri, büyük ve 4 kuleli olan
Selimiye Kışlasıdır (19. yy). Kırım Savaşı sırasında buradaki
yaralılara hemşirelik yapan Florence Nightingale anısına kaldığı oda o
günlerdeki gibi korunmaktadır.

Şile: Üsküdar'dan 50 km. mesafedeki şirin ve güzel turistik kasaba
Karadeniz sahillerindedir. Kısmen tamamlanmış otoyolu ve sonrası
ormanları aşan viraj yol ile geniş ve meşhur Şile plajlarına ulaşılır.
Balıkçı barınaği, Ceneviz kale kalıntısı ve şöhretli feneri görülmeye
değer yerlerdir. Batıda plajlar, kasabanın doğusunda da bir sıra küçük
kumsal koy uzanır. Yaz aylan hareketli ve kalabalık geçer, bol sayıda
pansiyon ve oteller mevcuttur.

Adalar: Prens Adaları adı ile de bilinen Istanbul Adaları, Marmara
Denizinde, şehre bir saat kadar yakınlıkta 8 adadır. Haliç girişi ve
Kabataş Iskelelerinden kalkan vapur veya deniz otobüsleri dört adaya
muntazam seferler yaparlar.

Bizans devrinde manastırların kurulduğu Adalar, saray mensuplarına
yazlık veya sürgün yeri olmuş; Heybeliada'da Bizans'ın son yapısı,
Meryem Ana'ya ithaf edilmiş küçük kilise, Deniz Lisesi üst binası
avlusunda bulunur.

19. yüzyıl başlarında servise giren buharlı vap***ar ile Adalar'a
ulaşım kolaylaşmış, okullar ve oteller de inşa edilince nüfus artışı
başlamıştır. Büyükçe olan, yan yana sıralı dört ada yazlık evler,
villalar, çamlık korularla kaplı olup, plaj ve piknik yöreleri ile
ünlüdürler. Mayıs ayından eylül sonuna kadar kalabalıklaşan Adalar
diğer zamanlarda tenhadır. Yerleşim bölgelerinin iskelelere yakın
çevrelerde, şehre bakan yönde geliştiği, tepeleri çamlıklarla örtülü
ada yollarının tek vasıtası faytonlardır. Mevsim boyu, bilhassa tatil
günlerinde koylar ve plajlar özel yat ve motorların, yelkenli
teknelerin çekici duraklarıdır.

Her adada bulunan Yelken ve Su Sporlan kulüplerinin ilki ve meşhuru
Burgaz Adasındadır. Hikaye yazarı Salt Faik Abasiyanık adada yaşamış,
yaşadığı ev müzeye çevrilmiş ve uğrağı, gün batımı ile şöhretli
Kalpazan Kaya mahalli meşhur bir kahve olmuştur.

Heybeli yönünde, şeklinden dolayı adlandırılmış, Kaşık Adası yer alır.
Heybeli Ada'nın ikiz tepeleri arasında Deniz Lisesi üst binası
bulunurken, öndeki diğer tepe üzerinde, çamlık içerisinde, Rum Ruhban
Okulu ilk görülen büyük yapılardır. Ada iskelesi yanında Deniz Lisesi
sahil boyu uzanır. Lokanta ve çayhaneler diğer yöndedir. Yerleşim
alanlarının arka cephesinde çok güzel bir koy ile, Kaşık Adası'na bakan
tarafta halk plajı ve Deniz Kulübü tesisleri ile arkasında meşhur
Değirmen Burnu piknik alanı bulunur. Tepeleri çevreleyen yollarda,
çamlar içerisinde güzel ve manzaralı yürüyüş güzergahlan adayı dolanır.
Ada okullar ve sanatoryum tesislerinden dolayı kış aylannda da nispeten
hareketlidir.

Takım Adaların en büyüğü ve meşhuru Büyük Ada'dır. Fayton turu ile
etrafı iki saate yakın bir sürede dolaşabilirsiniz. Ancak bir saatte
dolaşılan yarım tur daha enteresandır. Halk plajlarından Heybeli Ada
yönündeki Yörük Plajı şahane bir koyda bulunmaktadir. Dil Burnu mesire
alanı tercih edilen güzel bir yerdir. Iskele civarı kalabalık yerleşim
bölgesinin aksine adanın güney tarafı ıssızdır. Buralardaki koylar
teknelerin ziyaret yerleridir. Adanın üst sırtlarında harap halde
bulunan 19. yüzyıl yapısı eski oteli, belki dünyadaki en büyük ahşap
yapı, ihya edileceği zamanın özlemi ile ayakta durmaya çabalamaktadır.
Büyük Ada iskele civarı lokantaları, çayhaneleri ve dükkanları ile
renkli ve hareketlidir. Yaz aylarında servis veren dört oteli vardır.
Güzel evler, bakımlı bahçeler eşsiz manzaralar adaları gezenlerde
unutulmaz anlar bırakır. Sonraki Sedef Adası sakinlerinin dışında
gelenlere plajı ile açıktır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İstanbul Empty Geri: İstanbul

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:12 pm

Çevresi

İstanbul'un dışından 25. km.de, Karadeniz'in Avrupa kıyısında Kilyos'un
geniş kumsalları yaz aylarında İstanbulluları çekmektedir.
Karadeniz'den içeride, Avrupa kıyısındaki Belgrad Ormanı İstanbul'un
çevresindeki en geniş ormandır. İstanbullular, hafta sonlarında,
gölgeliklerinde, mangallı aile piknikleri yapmak amacıyla arabalarıyla
buraya giderler. Yöredeki 7 adet eski su deposu ve bazı doğal kaynaklar
farklı bir atmosfer oluşturur. Osmanlı su kemerlerinden 16.'ncı
yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılan Moğlova Su Kemeri en
muhteşemidir. Golf Kulübü'nün üzerinden geçen yine Sinan'ın eseri 800
m. uzunluğundaki Sultan Süleyman Su Kemeri Türkiye'deki su kemerlerinin
en uzunlarından biridir.

İstanbul'dan 25 km. uzaklıktaki Polonezköy, 19'uncu yüzyılda Polonyalı
göçmenler tarafından Asya kıyısında kurulmuştur. Köy atmosferi içinde
yürüyüşler, atlı gezintiler yapmak, buraya ilk gelenlerin yakınlarınca
sunulan geleneksel Polonya yemeklerinden tatmak için Polonezköy,
İstanbulluların uğrak yeridir. Üsküdar'a 70 km. uzaklıkta Karadeniz
kıyısındaki Şile'nin kumsalları, restoranları ve otelleri burayı
İstanbul'un en hoş tatil mekanlarından biri haline getirmektedir.
Turistik açıdan popüler olan yöre, tanınmış Şile bezinin üretildiği
yerdir.

Bayramoğlu - Darıca Kuş Cenneti ve Botanik Parkı İstanbul'un 38 km
uzağında eşsiz bir dinlenme yeridir. Yaya yürüyüş yolları, restoranları
ile bu devasa park dünyanın farklı bölgelerinden gelen kuş çeşitleri ve
bitkilerle doludur.

Marmara Denizi'ndeki günlük seyirlerinden sonra yatçıların marinasına
yanaşabildiği şirin Eskihisar balıkçı kasabası İstanbul'un
güneydoğusundadır. Türkiye'nin 19'uncu yüzyıl büyük ressamı Osman Hamdi
Bey'in kasabadaki evi müzeye dönüştürülmüştür. Eskihisar ve Gebze
arasında yer alan Anibal'ın mezarı bir Bizans kalesi çevresindeki
sitlerdendir.

İstanbul'dan 65 km. mesafedeki popüler tatil yeri Silivri'de birçok
İstanbullunun yazlık evi bulunmaktadır. Burası harika restoranları,
spor ve sağlık merkezleri ile büyük bir tatil yeridir. Konferans
merkezi de iş - tatil karışımı faaliyetleri ve "kültür turizmi" için
şehrin hızlı temposundan kaçan iş adamlarını çekmektedir. Tarifeli
deniz otobüsü servisi İstanbul'u Silivri'ye bağlamaktadır.

Dokuz ada ile bezeli Marmara Denizi'ndeki adalar Bizanslı prenslerin
sürgün yeriydi. Bugün artık varlıklı İstanbulluların yaz aylarında
serin meltemlerine ve 19'uncu yüzyıl şık evlerine kaçtıkları
mekanlardır. Adaların en büyüğü Büyükada'dır. Çam ağaçları arasında
harika bir fayton gezisi yapabilir veya adanın çevresindeki sayısız
küçük koylardan birinde denize girebilirsiniz!

Diğer popüler adalar Kınalı, Sedef, Burgaz ve Heybeliada'dır. Muntazam
araba vapuru seferleri adaları her iki Avrupa ve Asya kıyılarına
bağlamaktadır. Yazın Kabataş'tan hızlı deniz otobüsü servisi vardır.

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Şehir içi ulaşım:Minibüs ve otobüslerin yanısıra, merkezi
Aksarayda olan tranway, Taksim ile Levent arasındaki metro,
Beyoğlundaki elektrikli tranway sıkça kullanılan şehir içi ulaşım
araçlarıdır.

Şehirlerarası ulaşım:İstanbuldan yurdun her tarafına karayolu
bağlantısı vardır. Yurtiçi ulaşımının hareket noktası, Anadolu
yakasında Harem, Avrupa yakasında Esenler de bulunan uluslararası
otogarıdır.

Uluslararası ulaşım:İstanbuldan yurdışına Yunanistan, Üsküp, Makedonya,
Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, Suudi Arabistan, Suriye, Rusya
(Moskova) Romanya, Bulgaristan, Ürdün (Amman) seferleri yapılmaktadır.

Otogar Tel : (+90-212) 658 05 05 - 658 10 10 - 658 00 36 (9 Hat) - 333 37 63 - 310 63 63

Demiryolu: İstanbul'dan Ankara, İzmir ile Doğu Anadolu şehirlerine
demiryolu bağlantısı vardır. İstanbul'dan yurtdışına Sirkeci- Viyana,
Münih, Budapeşte, Selanik, (Eskişehir, Konya, Gaziantep)- Halep,
(Tatavan, Van)- Tahran, S, Moskova, Büktreşe tren seferleri
bulunmaktadır.

İstasyon Tel : (+90-212) 348 80 20 - 336 19 16 - 337 87 24

Haydarpaşa Gar: Tel: (+90-216) 348 80 20/336 19 16

Rezervasyon Tel: (+90-216) 337 87 24

Danışma Tel: (+90-216) 336 04 75

Sirkeci Gar Tel: (+90-216) 520 65 75

Danışma Tel: (+90-216) 527 00 50

Denizyolu: İstanbulda hem şehir içi, hem de yurt içi ulaşım
sağlanmaktadır. Ayrıca marinaların Avrupa limanlarına bağlantısı vardır.

Şehir içi Denizyolu Ulaşımı:Kadıköy- H.Paşa- Karaköy, Eminönü- Üsküdar, Eminönü-Kadıköy, Köprü-Yeniköy, Beykoz-Kavaklar, Sirkecii- Bostancı, Köprü-Adalar, Köprü-Yalova, Kabataş-Çınarcık, Bostancı-Çınarcık arasında vapur işlemektedir.

Şehirlerarası Ulaşım: Karadeniz (İstanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun,
Giresun, Trabzon, Rize), İzmir, Marmara hattı (Marmara adası, Bandırma,
Mudanya), Avşa Adalarına t***ar bulunmaktadır.

Liman Tel : (+90-212) 245 53 66 - 249 71 78 - 249 18 96

Adres: TDİ Denizyolları Acentası Rıhtım Cad. Kadıköy/İstanbul

Merkez Ofis: Tel: (+90-212) 245 53 66-249 71 78-249 18 96

Rezervasyon:Tel: (+90-212) 249 92 22-293 74 54

Danışma:Tel: (+90-212) 244 25 02-244 02 07

Havayolu: İstanbul Uluslararası ****** Havalimanı, şehir merkezine 20
km mesafededir. Ayrıca İstanbulda uçak ve helikopter kiralama olanağı
vardır.

Hava Limanı Tel : (+90-212) 663 64 00 - 663 63 00 - 663 63 71 - 663 63 72 - 663 63 73 - 663 63 74 - 663 63 75

****** Havalimanı DHM İşletmesi: (+90-212) 663 64 00

THY Genel Müdürlüğü : (+90-212) 663 63 00 71 5 Hat,

THY Rezervasyon: (+90-212) 663 63 63

İç Hatlar: (+90-212) 663 63 00

Dış Hatlar: (+90-212) 663 63 00 (THY),

Kargo Rezervasyon: (+90-212) 663 63 00

GEZİLECEK YERLER

Müzeler

Arkeoloji Müzesi

Adres: Osman Hamdi Bey Yokuşu Gülhane - İstanbul

Tel: (212) 520 77 40

Faks: (212) 527 43 00
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İstanbul Empty Geri: İstanbul

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:13 pm

Askeri Müze

Seferlerde Osmanlı orduları tarafından kullanılan büyük saha çadırları
Askeri Müze'de sergilenmektedir. Osmanlı silah ve askeri teçhizatları
da sergide yer almaktadır. Osmanlı askeri bandosu, Mehter Takımı
öğleden sonraları saat 15.00-16.00 arasında Osmanlı askeri müziği ile
gösteri yapmaktadır.

Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

****** Müzesi

Şişli'de ******'ün oturduğu ev daha sonra onun anısına müzeye dönüştürülmüştür. Kişisel eşyaları sergilenmektedir.

Ziyarete açık günler : Pazartesi ve Salı hariç her gün açıktır

Aya İrini Kilisesi (St. İrene)

İstanbul'da yapılan ilk kilisedir. Konstantin'in emri üzerine 4'üncü
yüzyılda yapılmış, sonradan Jüstinyen zamanında restore edilmiştir.
Yapı, Hıristiyanlık öncesi dönemi tapınağının üzerine inşa edilmiştir.

Ayasofya Müzesi

Adres: Sultanahmet Meydanı - İstanbul

Tel: (212) 528 45 00

Fax: (212) 512 54 74

Mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden ilk ve son ünik
uygulama olarak görülen Ayasofya; Osmanlı camilerine fikir bazında da
olsa esin kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür. Bu eser
dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli
anıtları arasında yer almaktadır. Bu nedenle, Ayasofya, tarihi
geçmişinin yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile
yüzyıllar boyunca tüm insanlığın ilgisini çekmiştir. Ayasofya 916 yıl
kilise, 481 yıl cami olmuş, 1935'ten bu yana müze olarak tarihi
işlevini sürdürmektedir.

Bizans tarihçileri tarafından İmparator I. Konstantinos (324-337)
zamanında yapıldığı ileri sürülen ilk Ayasofya bir ayaklanma sonunda
yanmış, bu yapıdan günümüze hiç bir kalıntı gelmemiştir. İmparator II.
Theodosius, Ayasofya'yı ikinci defa yaptırmış ve 415'te ibadete
açmıştır. Yine bazilika planlı bu yapı 532'de Nika ihtilali sırasında
yanmıştır. 1936 yılında yapılan kazılarda bununla ilgili bazı
kalıntılar ortaya çıkmıştır. Bunlar mabede girişi gösteren basamaklar,
sütunlar, başlıklar, çeşitli mimari parçalardır.

İmparator Iustinianus (527-565) ilk iki Ayasofya'dan daha büyük bir
kilise yaptırmak istemiş, çağın ünlü mimarlarından Miletos'lu İsidoros
ve Tralles'i Anthemios'a günümüze ulaşan Ayasofya'yı yaptırmıştır.
Anadolu'nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler
ve renkli taşlar Ayasofya'da kullanılmak üzere İstanbul'a getirilmiştir.

Ayasofya'nın yapımına 23 Aralık 532'de başlanmış, 27 Aralık 537'de
tamamlanmıştır. Mimari yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki
yan mekân (nef), absis, iç ve dış nartekslerden meydana gelmiştir. İç
mekân, 100 x 70 m. ölçüsünde olup, üzeri dört büyük ayağın taşıdığı 55
m. yüksekliğinde, 30.31 m. çapında kubbe ile örtülmüştür.

Ayasofya'nın mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem
taşımaktadır. En eski mozaikler iç narteks ve yan neflerde altın
yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir. Figürlü
mozaikler IX.-XII. yüzyıllarda yapılmıştır. Bunlar İmparator kapısı
üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride
görülmektedir.

Ayasofya İstanbul'un fethi ile birlikte başlayan Türk döneminde çeşitli
onarımlar görmüştür. Mihrap çevresi, Türk çini sanatı ve Türk yazı
sanatının en güzel örneklerini içerir. Bunlardan kubbedeki ünlü Türk
Hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin Kuran'dan alınma bir suresi
ile 7.50 m. çapındaki yuvarlak levhalar en ilgi çekici olanıdır. Bu
levhalarda, Allah, Muhammed, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Ebu Bekir,
Hüseyin'in isimleri yazılıdır. Mihrabın yan duvarlarında ise Osmanlı
padişahlarının yazıp buraya hediye ettiği levhalar vardır.

Sultan II. Selim, Sultan III. Mehmet, Sultan III. Murat ve şehzadelerin
türbeleri, Sultan I. Mahmut'un şadırvanı, sıbyan mektebi, imareti,
kütüphanesi, Sultan Abdülmecid'in hünkar mahfeli, muvakkithanesi,
Ayasofya'daki Türk çağı örnekleri olup türbeler, iç donanımı, çinileri
ve mimarisiyle klasik Osmanlı türbe geleneğinin en güzel örneklerini
oluşturmaktadır.

Müze pazartesi dışında hergün 09.30-16.30 saatleri arasında
gezilebilir. ÇİNİLİ KÖŞK: 15 inci yüzyılda, Fatih Sultan Mehmet
zamanında bir köşk veya pavyon şeklinde yaptırılmıştır. İznik parçaları
dahil 16'nci yüzyıl Selçuk ve Osmanlı çömlek ve çini sanatının en iyi
örneklerini barındıran Türk Seramikleri Müzesi yer almaktadır.

Ayasofya Müzesi I.Mahmud Kütüphanesi

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi

Adres: Sultanahmet Arastası - İstanbul

Tel: (212) 511 97 00

Mozaik Müzesi, Bizans imparatorlarının Büyük Sarayı'ndan kalmadır. 5.
ve 6'ncı yüzyıl nadide mozaik döşemeler burada korunmaktadır.

Denizcilik Müzesi

Beşiktaş'tadır. Osmanlı denizcilik tarihine ait bir çok ilginç eserler
yanında, sultanların Boğazı geçerken kullandıkları "saltanat kayıkları"
da sergilenmektedir.

Ziyarete açık günler : Cumartesi ve Pazar hariç her gün açıktır

Divan Edebiyatı Müzesi (Galata Mevlevihanesi)

Adres: Galipdede Cad. 15 Beyoğlu - İstanbul

Tel: (212) 245 41 41

Fethiye Müzesi (Pammakaristos)

Güzel Sanatlar Müzesi

Beşiktaş'taki Güzel Sanatlar Müzesi'nde 19. uncu yüzyılın sonundan
günümüze uzanan döneme ait Türk resim ve heykel örnekleri yer
almaktadır.

Ziyarete açık günler : Pazartesi ve perşembe hariç her gün açıktır

Havacılık Müzesi

Yeşilköy'dedir. Türk havacılığının gelişmesi teması üzerine kurulmuştur.

Ziyarete açık günler : Salı hariç her gün açıktır

İmrahor Anıtı (İlyas Bey Camii) St. Studios Manastırı Hagios Ionnes Prodromos Bazilikası

Kariye Müzesi

Adres: Edirnekapı - İstanbul

Tel: (212) 523 30 09

11. yüzyıl eseridir ve "Hz. İsa" Kilisesi adıyla da anılır. İstanbul'da
Ayasofya'dan sonra en önemli Bizans yapısıdır. İstanbul Edirnekapı
yakınlarında yer alan mozaik ve freksleriyle ünlü bu kilise Bizans
İmparatoru Alexius Komnenos'un kayınvalidesi Maria Dukaina tarafından
yaptırılarak Hz. İsa'ya ithaf edilmiş daha sonra büyütülmüştür. Hz. İsa
ve Hz. Meryem'in yaşantılarını sahneleyen mozaik ve fresklerinin çoğu
1305-1320 yıllarında yapılmıştır. II. Bayazıt döneminde camiye çevrilen
kilise Cumhuriyet döneminde 1929'da restore edilmiş, mozaikleri meydana
çıkarıldıktan sonra müze olarak ziyarete açılmıştır. Bu arada, müze
ziyareti sonrasında Kilise'yi çevreleyen ahşap evlerde, şehrin
koşuşturan ortamından uzakta, rahat bir atmosfer içinde çay ve kahve
sunulmaktadır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İstanbul Empty Geri: İstanbul

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:14 pm

Orhan Kemal Müzesi

Müze Tel : (+90-212) 292 92 45 - 292 12 13 Fax: (+90-212) 243 67 82

Yakın edebiyatımıza ışık tutan Orhan Kemal için, Orhan Kemal Kültür
Sanat Koordinatörlüğü katkıları ile İstanbul'da, Akarsu caddesi No:32
Cihangir 80060 adresindeki ev müze haline getirildi. Müzede Orhan
Kemal'in fotoğrafları, ilk baskı kitapları, yabancı dilde yayınlanan
kitapları, çalışma odası, kullandığı eşyalar ve giysileri
sergilenmektedir.

Ziyarete açık günler : Her gün 10.00-17.00 saatleri arasında açıktır. Giriş ücretsizdir.

Rumelihisarı Müzesi - Anadoluhisarı Müzesi - Yedikulehisarı Müzesi

Rumelihisarı Müzesi

Adres: Yahya Kemal Cad. No:42 Hisarönü - İstanbul

Tel: (212) 263 53 05

Anadoluhisarı Müzesi

Adres: Beykoz - İstanbul

Tel: (212) 263 53 05

Rahmi Koç Endüstri Müzesi

Hasköy'ün banliyösünde, Haliç kıyısında, daha önceleri Lengerhane
adıyla anılan Osmanlı dönemi demir ve çelik işçiliğinin mekanı Rahmi
Koç Endüstri Müzesi endüstrideki gelişmeleri sergilemektedir.

Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

Sadberk Hanım Müzesi

Boğazdan yukarıya doğru, Büyükdere'nin kenar mahallesindeki, 19 uncu
yüzyıl iki ahşap villayı Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonları
doldurmaktadır. Önceden Türk süsleme sanatı örneklerinin sergilendiği
bu özel müze yeni arkeolojik koleksiyonun eklenmesi ile daha da
büyümüştür.

Ziyarete açık günler : Çarşamba hariç her gün açıktır.

Şehir Müzesi

Yıldız Sarayı'nın bahçesindeki Şehir Müzesi'nde ise Osmanlı fethinden
bu yana İstanbul'un tarihi ile ilgili belgeleri korumaktadır.

Ziyarete açık günler : Perşembe hariç her gün açıktır. Yine Yıldız
Sarayı bahçesinde çok zengin dekor ve sahnesi, zarif kostümleri ile
Tiyatro ve Tarihi Sahne Kostümleri Müzesi yer almaktadır.

Tekel Müzesi

Topkapı Sarayı Müzesi

Adres: Sarayiçi Sultanahmet - İstanbul

Tel: (212) 522 44 22

Fax: (212) 522 44 22

Türk Halıları Müzesi

İbrahim Paşa Sarayı'nın bulunduğu sokağın karşısındadır. Türkiye'nin
her yöresinden toplanan çok güzel antika halı ve kilimler
sergilenmektedir.

Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç her gün açıktır

Türk - İslâm Eserleri Müzesi

Adres: İbrahim Paşa Sarayı Sultanahmet - İstanbul

Tel: (212) 518 18 05

Faks: (212) 518 18 07

Müzede Türk ve İslam sanatı eserleri sergilenmektedir. Bina, 1524'de
Muhteşem Süleyman'ın Baş Veziri İbrahim Paşa tarafından ikametgahı
olarak yaptırılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminin en büyük özel
konutudur. Bugün, zarif seramik koleksiyonlarının, minyatürlerin, hat
sanatı örneklerinin, tekstillerin, en eski halıların yanında ağaç oyma
eserlerin sergilendiği bir mekandır.

Türbeler Müzesi

Adres: Atmeydanı Sultanahmet - İstanbul

Tel: (212) 517 05 44

Yıldız Sarayı Müzesi

Adres: Beşiktaş - İstanbul

Tel: (212) 258 30 80

Faks: (212) 258 30 85

Yerebatan Sarnıcı

Bizans Sarnıcı olarak da anılan sarnıç, Ayasofya'nın yakınındadır.
Büyük salonun ince tuğla kemerleri 136 adet korint stili sutünla
desteklenmektedir.

Ziyarete açık günler : Salı hariç her gün açıktır

Örenyerleri

Polonezköy

Kuleler

Kız Kulesi: İstanbulun sembolü olan Kız Kulesi, Boğaz girişindeki
kayalık üzerine kurulmuş küçük, şirin bir kuledir. Tarih içinde
gözetleme kulesi, deniz feneri olarak kullanılan kule günümüzde turizme
tahsis edilmiştir. Batı kaynakları burayı sevgilisi Hera'ya kavuşmak
için yüzerken boğulan Leander'in kulesi olarak tanıtır. Bir diğer
hikayeye göre de burası, kızının yılan tarafindan sokulacağını
rüyalarında gören İmparatorun, emniyette olması için genç kızı
yerleştirdiği kule idi. Meyve sepeti içinde gelen yılan trajediye sebep
olur.

Galata Kulesi: Bizanslıların Cenevizliler aleyhine hareketlerine
karşılık, Cenevizliler tarafından yapılmıştır. Bölgeyi her türlü
saldırıdan korumak için de bu kuleyi yaptırmışlardı. Kulede büyük
sahanlığa kadar duvar içinde dönerek çıkan bir taş merdiven vardır. Son
yıllarda 1967'de restore edilmiş, içine asansör konmuş, diğer katlarına
da lokanta yapılmıştır.

Beyazıt Kulesi: Bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binasının
bulunduğu yerdeki yapı (eski saray), II. Mahmut devrinde Milli Savunma
Bakanlığı (Seraskerlik) olarak kullanılmıştır. Seraskerliğin
avlusundaki ahşap kule, yangın gözcüleri için uzun süre varlığını
sürdürmüştür. II. Mahmut, daha güzelini yaptırtmak için bu kuleyi
yıktırmıştır ve kitabesine göre, onun emri ile, 1828 yılında Serasker
Hüseyin Paşa tarafından o devrin mimari özelliklerini yansıtan, kagir
bir kule yapılmıştır. 50 m yüksekliğindeki bu abide, belirgin
kütlesiyle, kente karekteristik bir çizgi kazandırmaktadır. Ahşap bir
merdivenle çıkılan yukarıdaki sahanlık, şehrin büyük bir kısmını
kuşbakışı seyretme olanağı sağlar.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İstanbul Empty Geri: İstanbul

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:14 pm

Hisarlar

Üçgeni andıran eski İstanbul yarımadasının etrafı 5. yüzyılda Roma
döneminde yapılan, 22 km.yi bulan s***arla çevrilidir. Byzantion şehir
sitesi, kurulmasından itibaren batı yönüne doğru genişleyerek 4 defa
yeni s***arla çevrilmiştir. Marmara Denizi ve Haliç kıyıları da tek
sıra fakat güçlü s***arla çevrili idi. Şehrin akropolisini çevreleyen
s***ardan, 3. yüzyılda yapılmış İmparator Septimus Severius ve 320'de
Büyük Konstantin'in yaptırdığı 3. sur tamamen yıkılmıştır. Kara s***arı
deniz kıyısından başla¤¤¤¤¤ tepeleri ve vadileri geçerek Haliç
s***arına iner.

Yedikule: Bu s***ardaki en görkemli kapı, Marmara Denizi'ne yakın olan
"Altın Kapı" idi. Bu Imparator merasim kapısı, iki mermer kule arasında
zafer takı gibi yerleştirilmişti. Zaferden dönen ordular, Imparator ve
erkanı şehre bu kapıdan girerdi. Burayı çevreleyen Türk devri eseri 5
kule ilavesi ile 7 kule, bir iç kale haline sokulmuştu. Zaman
içerisinde hazine, depo ve elçi hapishanesi olarak kullanılmış iken,
günümüzde enteresan girişi ve "Altın Kapı" kuleleri ile şehrin bir
diğer müzesidir. Yaz aylannda çeşitli etkinlikler ve konserler
yapılmaktadır.

Anadolu Hisarı: Karadeniz'in tek çıkışı Boğaziçi'nin Asya kısmında yer
alan hisar, 1390'lı yıllarında Sultan Bayazıt tarafından
yaptırılmıştır. Karşı kıyıdakı Rumelihisarı ile birlikte Boğaziçi
transit geçişinin tam kontrol altında tutulması sağlayan bu küçük kale,
burçlarına yaslanan eski ahşap evler ve civarı ile pitoresk bir manzara
oluşturur.

Rumeli Hisarı: İstanbul Boğazı'nın Rumeli yakasındadır. Bizans'a
kuzeyden yardım gelmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmet
tarafından 1452 yılında yaptırılmıştır. Üç büyük kule yapımını üstlenen
Çandarlı Kara Halil, Saruca ve Zaganos Paşaların adlarıyla anılır.

Saraylar, Köşkler ve Kasırlar

Aynalıkavak Kasrı

Aynalı Kavak Yazlık Köşkü 18 inci yüzyılda yapılmış ve daha sonra
çeşitli sultanlar tarafından restore ettirilmiştir. 1718'de takılan,
bir kısmı Venediklilerden hediye aynaları nedeniyle bu ismi aldığı
sanılmaktadır. Haliç üzerindeki saray, geleneksel Türk mimarisinin en
güzel örneklerinden biridir.

Beylerbeyi Sarayı

Boğaziçi Köprüsü Asya
kulesinin dikili olduğu Beylerbeyi, Bizanstan beri saraylara tahsis
edilmiş güzel bir semttir. Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında, eski
ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülmecit tarafından
yaptırılmıştır. Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve Türk motifleri, Batı
süs öğeleri ile birlikte kullanılmıştır. Dolmabahçe Sarayının havasını
taşıyan üç katlı yapı, harem ve selamlık bölümlerini oluşturan 26 oda
ve altı salondan ibarettir. Bu küçük sarayın içi her biri küçük çapta
bir servet olan Bohemya avizeleri, Yıldız imalatı çiniler ve seramik
vazolarla süslenmiştir.Yaldızlı mobilyaları ile nefis halıları buraya
ayrı bir güzellik vermektedir. Otantik mobilyalar, halılar, perdeler ve
diğer eşyalar olduğu gibi korunmuşlardır.

Denize bakan cephe süsleri, bakımlı bahçe ve orta bölümdeki havuzlu
salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir
büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneği at ahırları yer almıştır.
1970'li yıllara kadar kullanılan eski yol bir tünel saray bahçesinin
altından geçerdi. Sahilde iki küçük seyir köşkü bulunan sarayda devlet
misafirleri de ağırlanırdı.

Çırağan Sarayı

Haliç ve Boğaziçinin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere
saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu
yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan 1910 yılında yanmıştır.
Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yIında Sultan Abdülaziz
tarafından Saray Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştı. Dört yılda dört
milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda
mermer kaplıydı. Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları, zengin
döşenmiş mekanlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın
yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi'nin diğer
sarayları gibi Çırağan da birçok önemli toplantıya mekan olmuştu.
Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka
sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü
ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar
boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya
olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile 5 yıldızlı, güzel bir otele
dönüştürülmüştür.

Dolmabahçe Sarayı

19 uncu yüzyılda Sultan I. Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe
Sarayı'nın cephesi Boğaz'ın Avrupa kıyısında 600 m boyunca
uzanmaktadır. Dolmabahçe Sarayı, Avrupa sanatı üsluplarının bir
karışımı olarak 1843-1856 yılları arasında inşa edilmiştir. Sultan
Abdülmecit'in mimarı Karabet Balyanın eseridir. Osmanlı Sultanlarının
her devirde birçok sarayı bulunurdu. Ancak esas saray Topkapı,
Dolmabahçe Saraylarının tamamlanmasından sonra terk edilmiştir.

Dolmabahçe Sarayı üç katlı, simetrik planlıdır. 285 odası ve 43 salonu
vardır. Denizden 600 metrelik bir rıhtımı, kara tarafında ise birisi
çok süslü iki abidevi kapısı vardır. Bakımlı ve güzel bir bahçenin
çevrelediği bu sahil sarayının ortasında, diğer bölümlerden daha yüksek
olan tören ve balo salonu yer alır. Büyük, 56 sütunlu kabul salonu 750
ışıkla aydınlanan 4.5 tonluk muazzam kristal avizesi ile ziyaretçileri
hayrete düşürür.

Sarayın giriş tarafı Sultanın kabul ve görüşmeleri, tören salonunun
diğer tarafındaki kanat ise harem bölümü olarak kullanılmıştır. Iç
dekorasyonu, mobilyaları, ipek halı ve perdeleri ve diğer tüm eşyası
eksiksiz olarak, orijinaldeki gibi günümüze gelmiştir. Dolmabahçe
Sarayı mevcut hiç bir sarayda bulunmayan bir zenginlik ve ihtişama
sahiptir. Duvar ve tavanlar devrin Avrupalı sanatkarlarının resimleri
ve tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiştir. Önemli
oda ve salonlarda her şey aynı renk tona sahiptir. Bütün zeminler
birbirinden farklı, çok süslü ahşap parke ile kaplıdır. Meşhur Hereke
ipek ve yün halılar, Türk sanatının en güzel eserleri, birçok yerde
serilidir. Avrupa ve Uzak doğunun ender dekoratif el işi eserleri
sarayın her yerini süsler. Pırıl pırıl kristal avize, şamdan ve
şömineler sarayın pek çok odasında güzelliklerini sergiler.

Dünyadaki saraylar içerisinde en büyük balo salonu buradakidir. 36 m.
yüksekliğindeki kubbesinden ağırlığı 4.5 ton olan devasa kristal avize
asılı durur. Önemli siyasi toplantılarda, tebrik ve balolarda
kullanılan bu salon, önceleri alttaki, fırına benzer bir düzen ile
ısıtılırdı. Saraya kalorifer ve elektrik sistemi daha sonraları
eklenmiştir. Altı hamamdan Selamlık bölümündeki, eşi olmayan, güzel
oymalı alabaster mermerleri ile dekorludur. Büyük salonun üst
galerileri orkestra ve diplomatlar için ayrılmıştır.

Uzun koridorlar geçilerek varılan harem bölümünde, sultan yatak odaları
ve sultanın annesinin bölümü ile diğer kadın ve hizmetkarlar bölümleri
bulunmaktadır. Sarayın kuzey eklenti bölümü şehzadelere tahsis
edilmiştir. Girişi Beşiktaş semtinde olan yapı Resim ve Heykel Müzesi
olarak hizmet vermektedir. Cumhuriyet döneminde, ******'ün Istanbul
ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanıldığı sarayda en önemli olay,
1938'de ******'ün ölümüdür.

Filizli Köşk

Florya ****** Deniz Köşkü

******'ün Florya Deniz Köşkü Türkiye cumhurbaşkanlarının yazlığı
şeklinde kullanılmıştır. Marmara Denizi'ne T biçiminde uzantısı ile bu
köşk, 1935'de inşa edilmiştir. Erken 20 inci yüzyıl mobilyalarından en
iyi örneklerin görülebildiği bir sergendir. ****** burada kalan ilk
cumhurbaşkanıdır.

Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İstanbul Empty Geri: İstanbul

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:15 pm

Ihlamur Kasırları

19 uncu yüzyıl yaptırılan Ihlamur Köşkü ismini bahçesinde yetişen
ıhlamur ağaçlarından almıştır. Şimdilerde İstanbul'un ortasında yer
alan bu köşk eskiden şehrin dışındaydı.

Küçüksu Kasrı

Yazlık olarak kullanılan saray, 19 uncu yüzyılın ortasında I. Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır.

Maslak Kasırları

Sultan Abdülaziz tarafından av evi olarak tasarlanan Maslak Köşkü, 19
uncu yüzyıl Osmanlı süsleme sanatının kayda değer en güzel örneklerini
taşımaktadır.

Merasim Köşkü

Resmi törenler için kullanılmaktayken, Maiyet Köşkü sultanın maiyetini,
bazı hallerde de saraydan gezinti için ayrıldıklarında haremini
barındırmıştır. (Pazartesi ve Perşembe hariç her gün açıktır.)

Tekfur Sarayı

Topkapı Sarayı

15-19 uncu yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezinde
bulunan Topkapı Sarayı, labirentleriyle, Boğaz, Haliç ve Marmara
Denizi'nin sularının karıştığı noktada, bir kara parçası üzerinde yer
almaktadır. Yeni sarayın (Topkapı Sarayının) yapımına 1466'dan sonra
başlanmış ve Fatih ölmeden birkaç sene önce 1478'de tamamlanmıştır. Bu
saray diğer Avrupa Sarayları gibi tek bir binada olmayıp çeşitli köşk
ve dairelerden oluşmuştur. İlk olarak yapılan Çinili Köşk Sırça
Saray'dır ve 1472'de bitmiştir. Orta Asya mimarisi karakterinde ve iki
katlı köşk 1875'te Arkeoloji, 1908 senesinde de Türk İslam Eserleri
Müzesi olmuştur. 1953'te ise Fatih Eserleri Müzesi olarak açılmıştır.
Çinili Köşkü, Kubbealtı Arzodası, Hasoda, Hazine, Kiler ve Seferliler
gibi koğuşlar, mutfakların bir kısmı, hastalar odası, hamam şimdi
kütüphane olan Ağalar Cami, ahır ve diğer binaların yapımı izlemiş ve
son olarak da yapı 1478'de Saray s***arının ve Bab-ı Humayun denen
Sultanahmet yönündeki asıl kapının inşaatı ile tamamlanmıştır.

Fatih devrinde ortalama 750 kişi olan saray halkı gittikçe artmış ve
XIX. yüzyılda normal günlerde 5000, bayram günleri gibi fevkalade
zamanlarda ise 10.000'i bulmuştur. Bu sebeple bu saraya zamanla yeni
yeni ilaveler yapılmıştır.

Topkapı Sarayı Harem kısmı III. Sultan Murat devrinde 1574 - 1595
yıllarında yapılmış ve ondan sonra Bayazıt'daki harem halkı buraya
nakledilmiştir. XIX. yüzyıl başlarında harem halkı 474 kişi idi.
Harem'e girerken Kızlar Ağası Dairesi ve onun üst katında da küçük
şehzadelerle Sultanlar için Şehzadeler Mektebi vardı. Sarayda zamanla
Enderun Mektebi, Hekimbaşı Odası, Enderun Eczanesi, iç avlulardaki
köşklerle Sarayburnu sahillerinde yazlık köşkler yapılmış, mutfaklar,
ahırlar genişletilmiş, yeni yeni cami ve küyüphaneler ilave edilmiştir.

Yıldız Porselen Fabrikası

Yıldız Sarayı

Boğaziçine hakim tepeler ve vadileri kaplayan geniş alan üzerine
serpiştirilmiş, yüksek duvarların çevrelediği avlular içerisinde
köşkler, bahçeler kompleksidir. İstanbul'un bu ikinci büyük sarayı
günümüzde değişik hizmetlere ayrılmış, bölünmüş durumu ile gelmiştir.
Yıldız Sarayı, III.Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından ilk
yaptırılan bir köşkler bütünüdür. II.Mahmut Yıldız adını verdiği ikinci
bir köşk yaptırmış, bu isim daha sonra Abdülmecit, Abdülaziz ve
Abdülhamit'in hükümdarlığında yaptırılan bütün gruba geçmiştir. Sultan
Abdüaziz zamanında köşkler çoğalmaya başlamış, Malta, Çit, Çadır, Şale
Köşkleri yapılmış, koru usta bahçevanların elinde bakir görünüşüne
dokunulmadan düzenlenmiştir. Sultan Abdülhamit, burada 32 yıl yaşamış,
33 yıllık saltanatında, şehir içinde şehir gibi olan bu korunaklı
sarayı resmi daire ve haremi olarak kullanmıştır.

Yönetim Kısımları'na ilaveten Yıldız Sarayı'nda birçok bölüm ve bir de
cami bulunmaktadır. 19 uncu yüzyılın sonunda, II. Abdülhamit zamanında
tamamlanmıştır. Yapıların en büyük ve zarifi Şale, sultanların nasıl
bir lüks içinde yaşayıp eğlendiklerini göstermektedir. Dünyanın her
yöresinden getirilen çiçekler, ağaçlar ve bodur bitkilerle bezeli büyük
saray parkından Boğaz'ın panoramik görüntüsü çok güzeldir. Restorasyon
çalışmaları nedeniyle sadece Şale ve park halka açıktır.

Camiler, Kiliseler ve Sinagoglar

İsanbul'un ünlü camileri arasında Sultanahmet Cami, Süleymaniye Cami,
Rüstem Paşa Cami, Fatih Cami, Eyüp Cami, Yeni Cami, Sokullu Mehmet Paşa
Cami ve Mihrimah Sultan Cami sayılabilir.

Kente pek çok kilise ve manastır faal durumdadır. Bir kısmı ise cami
haline dönüştürülmüştür. Studios Manastin Kilisesi , Sergios-Bakhos
Kilisesi, Hagia Eirene Kilisesi, Pantakrator Manastir Kilisesi, Vefa
Kilisesi (Hagios Theoderos), Nyrelaion Manastır Kilisesi, Eglise
D'hagia Thekla Manastırı, Eski İmaret Cami (Pantepoptes Manastin
Kilisesi), Kalenderhane Cami (Akataleotos Manastırı), Fenari İsa Cami
(Lios Manastır Kilisesi) ve Fethiye Cami (Pammakaristos Manastr
Kilisesi) ünlüleridir.

Bedestenler

Kapalı Çarşı: Dev ölçülü bir labirent gibi, 60 kadar sokağı, üç binden
fazla dükkanı ile dünyanın en eski ve büyük kapalı çarşısı olan "Kapalı
Çarşı" İstanbul şehrinin merkezinde yer alır. Adeta bir şehri andıran,
bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde gelişip büyümüştür. 15.
yüzyıldan kalma duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının
etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek,
ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline getirilmiştir. Geçmişte
burası, her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el
işi imalatın sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve
törelere çok saygı gösterilen bir çarşıydı.

Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla mücevher dükkanları,
buraya açılan yan bir sokakta altıncılar bulunur. İstanbul'u ziyarete
gelen turist grupları için alışveriş olanakları, çarşının ana
girişindeki modern ve büyük alışveriş merkezleri tarafından
sağlanmaktadır.

Mısır Çarşısı: İstanbul'un ikinci kapalı çarşısıdır. IV. Mehmet'in
annesi Hatice Turhan Sultan tarafından Yeni Cami'ye vakıf olarak
yaptırılmıştır. Çarşıda 6 kapı vardır. Bunlardan 3'ü revak olup, yapıyı
daha da güzelleştirmektedir.

Bakırcılar Çarşısı: İstanbul’un özellikle yabancıların dikkatini çeken,
bir çarşısı da Beyazıttaki Bakırcılar Çarşısıdır. Şimdiki İstanbul
Üniversitesi Merkez Binası bahçesinin doğu ve kuzey duvarları altında
bir sıra dükkan halindedir. Burada çeşitli bakır işi levha bakırdan
döğme olarak elle yapılmakta ve kazan tencere, kuşhane, sahan, tava,
tas, leğen, ibrik, güğüm, bakraç, kova, maşrapa, sini, mangal, şamdan,
bakırdan, "gülabdab" olarak satılmaktadır.

Kapalı Çarşı: (Kuleli Cami Altındaki Kapalı Çarşı) Üstü kapalı
çarşıların bir örneği de, 19 yüzyılda yapılan son senelerde restore
edilen Laleli Camii altı dükkanlarıdır.

Su Kemerleri

Mualla Kemeri: Mimar Sinan tarafından yapılan su kemerlerinden biridir.
Alibey deresi vadisindedir. Orta kesimde 4 büyük kemer vardır.

Uzun Kemer: Mimar Sinanın yaptığı kemerlerden biridir. Kemerburgazın
1500 m kadar kuzeybatısıdadır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında
yaptırılmıştır.

Güzelce Kemer: Cebeci Köy Kemeri olarak da bilinen eser Kanuni Sultan
Süleyman devrinde Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Kemerburgazın
güneyindeki Cebeci Köyün 1500 m. kadar doğusundadır.

Bahçeköy Kemeri: Sultan Mahmut Kemeri olarak bilinen kemer Bahçeköyden
Büyükdere'ye doğru 1 km mesafededir. I. Mahmut zamanında 1731'de
tamamlanmıştır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İstanbul Empty Geri: İstanbul

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:16 pm

Çeşmeler

Sultanahmet Çeşmesi (III. Ahmet Çeşmesi): Topkapı sarayının Bab-i
Hümayun kapısı önündedir. Binanın dört cephesindeki taş ve bronz
işçiliği yazılar kadar tahta saçaklann süsleri birer sanat şaheseridir.
Çeşme, klasik dönemin mütevazi çizgilerinden sıyrılmış, hatların
zerafeti, zenginlik ve güzelliği ile emsalleri arasında sivrilmiştir.

Üsküdar III. Ahmet Çeşmesi: Üsküdar'da iskele meydanında yer alır.
1728'de yapılmıştır. Ahşap çatılı ve dört yüzlü bir meydan çeşmesi olup
mimarlık, hattatlık, taş işçiliği ve şiir sanatının bir şaheseridir.

Alman Çeşmesi: Sultanahmet meydanında parkın içindedir. Alman
İmparatoru II. Wilhelm'in İstanbul'u ikinci ziyaretinin anısı için
bütün kısımları ile Almanya'da yapılmış, İstanbul'a getirilerek
hazırlanan kemerlerin üzerlerine konmuştur. 20'inci yüzyılın ilk günü
olan 1 Ocak 1901'de açılış töreni yapılan bu çeşmenin üç kubbesi altın
mozaik kaplıdır.

Tophane Çeşmesi: Tophane Meydanındadır. 1732'de I. Mahmut tarafından Hassa Baş Mimarı Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır.

Beykoz Ishak Ağa Çeşmesi: İstanbul'da Beykoz ilçesindedir. Türkiye çapında en güzel çeşme anıtlarımızdan birisidir.

Ayazma Çeşmesi: Üsküdar'da Ayazma Camii avlusundadır. 18. yüzyılda III.
Mustafa tarafından yaptırılan Çeşme devrin mimari özelliklerini taşır.

Azapkapı Saliha Sultan Çeşmesi: 1732'de Sultan I. Mahmut tarafından annesi Saliha Sultan adına yaptırılmıştır.

Göksu Çeşmesi: Sultan III. Mustafa'nın eşi ve III. Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından yaptırılmıştır.

Esma Sultan Çeşmesi: 1799 da III. Ahmet'in kızı Esma Sultan tarafından yaptırılmıştır. Meydan çeşmelerinin bir örneğidir.

Osmanlı Dönemi İstanbul Çeşmeleri

Anıtlar ve Meydanlar

Hipodrom: Günümüze çok az kalıntıları ulaşan Roma devri önemli yapıları
ve abideleri, Hipodrom çevresinde inşa edilmiştir. "Büyük Saray" diye
bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanında başlar, aşağılara, deniz
kenarına kadar uzanırdı. Bu saraydan günümüze bir büyük salonun yer
mozaik panosu gelebilmiştir. Semt Bizans ve Türk devirlerinde de
merkezi önemini devam ettirmiştir. İstanbul'un en önemli abideleri
Ayasofya, Sultan Ahmet Cami, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yere Batan
Sarnıcı burada, Hipodromun çevresindedir. Günümüzde Hipodromdan
günümüze Theodosius Dikili Taş, Konstantin Sütunu (Orme Odelisk),
Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun) ları kalmıştır.

Theodosius Dikili Taş: Aslı eski Mısır eseridir. MÖ 1547 yıllarında
Firavun III. Tutmosis (Toothmesis) adına Heliopolis'de dikilmiştir.
Pembe granitten ve yekparedir. Üzerinde Hiyeroglif yazısı ile II.
Tutmosis'in zaferleri yazılmıştır. 390 yıllarında Bizans İmparatoru Iç
Theodosius tarafından İstanbul'a getirilerek Hipodroma dikilmiştir.
Kaidedeki kabarmalar üzerinde I. Theodosius, oğulları, karısı,
Arkedios, Honorios ile İmparator II. Valantinianos görülür. Ayrıca
Hipodrom sahneleri ve anıtın dikilişini gösteren tasvirlerde vardır.

¤¤¤lar Sütunu: Topkapı Sarayı dış bahçesinde, Gülhane Parkı Sarayburnu
girişinde bulunan ve Roma Devri'nden günümüze hiç değişikliğe uğramadan
gelen çok eski bir abidedir. 3. veya 4. yüzyılda dikilmiş olan bu sütun
yüksek kaide üzerinde 15 m. boyunda monolit mermerden ibarettir. Sütun
başı korint üslubunda kartal arması ile süslüdür. ¤¤¤lar'a karşı
kazanılan zaferden bahseden kitabe satırlarından dolayı abide "¤¤¤lar
Sütunu" adıyla da anılır.

Çemberlitaş (Konstantin Sütunu): MS 330'da Başkentin Roma'dan İstanbula
nakli sebebi ile kentin ikinci tepesindeki büyük oval bir meydan
ortasında, Konstantinin şerefine dikilmiş olan ve Çemberlitaş sütunu
olarak da bilinen bu abide orijinalinden daha kısa olarak günümüze
gelebilmiştir.

Yılanlı Sütun (Burmalı Sütun): Bu sütun Delphi'deki Apollon
tağınağından 4.yüzyılda istanbula getirilmiştir. İstanbuldaki en eski
anıtlardan birisidir. Orijinalinin M.Ö. 409' da yapıldığı
bilinmektedir. Birleşmiş olan çeşitli Yunan sitelerinin Perslere galip
gelmesi üzerine Pers ordusunun silahlarının eritilip dökülmesinden
meydana getirilmiştir.

Beyazıt Meydanı: İmparator Teodosius devrinde MS. 393 yılında şehrin en
büyük meydanı olarak inşa edilmiştir. Ortasındaki dev boyutlu zafer
takının üzerinde yer alan bronz boğa başlarında dolayı buraya "Form
Tauri" meydanı ismi verilmiştir. Üzerinde İmparatorun da heykeli
yükselen zafer takından günümüze bir kaç mermer blok ve sütun
kalmıştır. Kuzeyde, Fatih'in yaptırdığı ilk sarayın yerinde İstanbul
Üniversitesi bulunmaktadır. Üniversite girişi abidevi kapı ve bahçedeki
yangın kulesi 19. yy yapılarıdır. Meydanı süsleyen ve adını veren 15.
yüzyıl Beyazıt Camii kalabalık ve hareketli Kapalı Çarşının komşusu
olup, buraya ait külliyeden günümüze medrese, hamam ve dükkanlar
kalmıştır.

Korunan Alanlar

Göknarlık Tabiatı Koruma Alanı

Polonezköy Tabiat Parkı

Türkmenbaşı Tabiat Parkı

Subaşı Havuzlar Çınarı Tabiat Anıtı

Mesire Yerleri

Adalar, Yıldız Parkı, Emirgan Korusu, Gülhane Parkı, Boğaziçi, Boğaz,
Belgrad Ormanı, ****** Ormanı, ****** Ormanı, Çamlıca, Taşdelen,
Beykoz Çayırı, Karakulak, Polonezköy, Küçük ve Büyükçekmece Gölü,
Kumburgaz, Kilyos, Piyerloti Kahvesi, Şile gidilecek mesire yerleridir.

Plajlar

Büyükada, Beykoz, Poyrazköy, Kilyos ve Sarıyerde plajlar mevcuttur.

Sportif Etkinlikler

Kamp-Karavan: Silivri, Büyükçekmece, Küçük Çekmece, Florya, Ataköy, Bakırköy, Kilyos, Şilede kamping yerleri bulmak mümkündür.

Av Turizmi: Bakırköy, Çatalca, Beykoz ve Şile'de av turizm yapılması mümkündür.

Bakırköy : Küçüçekmece gölü civarında ender olarak ördek ve yaban kazı,
Alibeyköy baraj gölü çevresinde ördek ve kaz, Kemerburgaz civarındaki
Belgrad ormanlarının ava açık olan bölgelerinde yaban domuzu, tilki,
ender olarak çakal ve kurt sık ormanlarda çulluk, sülün ve yaban
güvercini avı yapılmaktadır.

Çatalca: İstanbul'un en çok ava müsait ilçesidir. Kuzey batıda Yalıköy
bölgesi karaca ve sülün üretim sahası olarak belirlenmiştir. Bunun
haricinde Binkılıç ve civarında yaban domuzu, çulluk ve yaban
güvercini, tavşan ve tilki avı yapılmaktadır. Istranca Dağlarının
yüksek tepelerinde ve sık ormanlıklarda ender de olsa kurta rastlanır.
Çulluk avı göç zamanlarında dinlenme periodlarında yapılabilir. Orman
içine sıkışmış ve düzlükte bulunan açıklık alanlarda bıldırcın ve çil
keklik avı yapılabilir (güney kısımlar). Ayrıca ülkemizde ender olarak
rastlanan sürülerinden ayrılmış ve giderek orman içinde vahşileşmiş
mandalar, köy muhtarlığının izni ile avlanabilir. Duru su ve terkoz
gölleri, ördek ve yaban kazı avı için çok uygun bölgelerdir. Ayrıca
çevrede bulunan küçük akarsu ve göllerde yukarıda değinilen ördek kaz
ve su kuşları avı yapılmaktadır. Güney bölgeleri ilçe sınırlan
dahilinde bıldırcın, üveyik, çil, keklik, tavşan ve tilki avlanması
uygundur. Kuzey bölgelerinde ormanlık alanlarda yaban domuzu ve çulluk
avı yapılır. Sinekli yöresi sülün koruma sahası olarak belirlenmiştir.

Beykoz: İlçe sınırlarının kuzeydoğu tarafinda çulluk, tavşan ve tilki
avı ile ender olarak Dağ kekliği bulunur. Ömerli baraj gölü civarında
kaz ve ördek avı yapılır. Sık ormanlık alanlarda yaban domuzu avı da
yapılmaktadır.

Şile: Asya bölümünde şehrin en iyi av yapılabilen bölümüdür. Karadeniz
kıyısındaki ormanlar yaban domuzu ve çulluk avı için uygun bölgelerdir.
Göç zamanlarında çevre dere ve küçük göllerde (Rez ve Riva) yaban kazı
ve yaban ördeği avı yapılmaktadır.

Yatçılık: İstanbul'da yatçılar için popüler bir başlangıç noktasıdır.
Yatcılar Kuzey Denizi'nden başla¤¤¤¤¤ Avrupa içinden kanallar yoluyla
Ren ve Tuna Nehirlerini kullanarak Karadeniz'e, İstanbul Boğazı ve
marinalarına açılabilirler. İki kıta arasında uzanan köprülerin altındaki İstanbul Boğazı ve Adalar'ın güzel koylarında yatçıların tercih ettiği bir güzergahtır.

Bölgenin iki büyük marinası bulunmaktadır.

Golf İstanbul'da Turizm Bakanlığından işletme belgesi bulunan iki golf tesisi bulunmaktadır.

Kuş Gözlem Alanı

Büyük Çekmece Gölü ve Şile Adaları Kuş Alanları İstanbul'da bulunmaktadır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İstanbul Empty Geri: İstanbul

Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 5:16 pm

Sanat, Kültür ve Eğlence

İstanbul uluslararası bir sanat ve kültür merkezidir. Uluslararası
Sanat ve Kültür Festivali, dünyanın her tarafından gelen sanatçıların
iştirakiyle, her yıl, Haziran ve Temmuz aylarında burada
gerçekleşmektedir. Gösterilerin çoğu ****** Kültür Merkezi'nde
yapılmaktadır. Klasik müzikten hoşlananlar bu tür müziği Cemal Reşit
Rey Salonu'nda dinleyebilirler. Operalar, operetler, baleler, filmler,
konserler, sergi ve konferanslar şehrin kültürel paletinde yer alırlar.
İstanbul'un ışık gösterisi programı da çok zengindir. Türk
şarkılarından meşhur göbek dansına uzanan örneklerle, gece kulüpleri
akşam yemeği sırasında hoş eğlence mekanlarıdır.

Modern diskolar, kabareler ve caz kulüpleri Taksim - Harbiye
semtindedirler. Sultanahmet'teki restorasyon görmüş Bizans ve Osmanlı
yapılarında yer alan lokantalar dışarıda bir akşam geçirilecek hoş
yerlerdir.

Kumkapı, birçok tavernası, barları ve balık restoranlarıyla çekici
diğer bir semttir. Yıllardan beri insanlar bir iki lokma atıştırmak ve
özel deniz mahsullerinden tatmak için, Beyoğlu'ndaki Çiçek Pasajı'nda
buluşmaktadırlar. Çiçek Pasajı'nın yanındaki dar Nevizade Sokağı rakı
içmek ve Türk yemeklerinden tatmak için İstanbul'daki en iyi yerdir.
Boğaz'da Ortaköy, gece kulüpleri, caz kulüpleri, mükemmel deniz mahsulü
sunan restoranları ve barlarıyla İstanbul gece hayatının en iyi
yeridir. Eminönü'ndeki geleneksel Osmanlı kıyafetleri içindeki yine
geleneksel Osmanlı kayıklarındaki balıkçıları görüp, sandallarından
meşhur kızartılmış balıklarından tatma fırsatı kaçırılmamalıdır.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz