Aydın
Doğu Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu üçgeninin tam ortasında yer alan,
Türkiye'nin tarım, sanayi ve dış ticaret ile turizm faaliyetlerinin bir
arada bulunduğu, ekonomisi en gelişmiş bölgelerden olan Ege Bölgesi
içindedir. Aydin ili ilk çağlardan beri verimli toprakları, elverişli,
iklimi, ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle önemli bir
yerleşim merkezi olmuştur. Tarihi süreç içerisinde çeşitli uygarlıklara
beşiklik etmiş, bugün hala geçmişin derin izlerini taşıyan güzel yurt
köselerimizden biridir. Günümüzde de tarımsal faaliyetlerin yoğunluğu
ve çeşitliliği, turizm olanaklarına sahip bulunması il'in önemini
giderek artırmaktadır. Aydin, Anadolu'nun batısında, Ege Bölgesi'nin
güneybatı kesiminde kıyı Ege bölümündedir.Kuzeyinde İzmir, Manisa,
doğusunda Denizli, güneyinde Muğla ve batısından Ege Denizine açılır.
Kuzey ve güneyi dağlık, engebelidir, iki bölüm arasında iki yandan
faylarla sınırlanmış ve sonradan alüvyonlarla örtülmüş genç bir çöküntü
alanı olan Büyük Menderes ovası yer alır. 1. derece deprem alanı olan
bölge bir çok kez yıkıcı depremlere maruz kalmıştır.Yüzölçümü 8.007 km²
dir. 37-38 kuzey enlemleri ile 27-29 doğu boylamları arasındadır.
Nüfusu, 1997 nüfus sayımına göre 897.821'dir. Son sayımda bu sayının
bir milyonu aşması beklenmiş ve bu tahminler fazlasıyla doğru çıkmıştır.
Aydın, Batı Anadolu Bölgemizde tarih ve uygarlığın izlerini taşıyan, dünyanın ender yerlerinden biridir.
Tarihin çeşitli evrelerindeki değişik kültür birikimlerinin açık bir
müzesidir. Tarihi M.O. 7000 yılına dayanan bu topraklarda yerleşen ilk
insanlar, nerelere nasıl yerleştikleri ile ilgili el yapımı kayıtlar
mevcuttur. Bu eserlerde M.O.5000 yılındaki koy kültürü, M.O.3000
yılında şehir devletleri kültürüne dönüşmektedir. Yeni gelenler
M.O.2000 yılından itibaren devlet kurarak Anadolu kültürüne katkıda
bulunmuşlardır. MÖ.. 14. VE 12. yy da Ege ve Doğu Akdeniz'in her yanına
dağılan halk toplulukları kavimler halinde Ege kıyılarına kadar
geldiler. Bu göç sonucunda Hitit devleti, Troia Krallığı, Miken
kolonileri yıkılmıştır. Bu kavimlerden Atoller ve Ionlar Bati Anadolu'
da, Büyük ve Küçük Menderes ovalarına yerleştiler ve Lidya Krallığı
bünyesinde 12 kıyı kenti kurdular, site denilen bu kentlerde deniz
ticareti geliştirildi. Siyaset, sanat, bilim, felsefe, mimarlık,
alanında da Sosyo-kültürel etkinlikler yarattılar.
Üçgözler (TRALLES) Lidya döneminde, Tralleis kenti, Karya, Kilikya,
Iran ve Suriye ve Uzak Doğudan gelen ticaret mallarının toplandığı ve
Ege limanına gönderildiği dağıtım merkezi durumundaydı. Ayrıca Büyük
Menderes vadisinde yetiştirilen ürünler Milet limanından Yunanistan,
Roma, Mısır ve Fenike'ye ihraç edilmekteydi. Nitekim Lidya gerek kendi
kaynakları gerekse topladığı vergilerle olağanüstü gelişti, bölge
ekonomisinde önderlik etti. Dünyanın ilk parasını darp eden (basan)
ülke oldu.
Frigler, Anadolu'da ilk büyük devleti kurdular. M.O.1200 yılında Büyük
Menderes'in yukarı platosuna yerleştiler.Frigler'in Trak Kavimlerinden
olduğu Iiliryalilar'in saldırısı üzerine Boğazlar'dan geçerek
Geldiklerini, Hitit krallığını yıktıkları biliniyor. lonlar'in M.O.1200
yılında Gediz ve Büyük menderes ovalarında kurmuş oldukları şehirlerin
en Önemlisi Milet şehri idi. lonlar felsefede önemli aşamalar yaptılar.
Matematik ve Astroiiomi bilgini Thales (Tales) her şeyin ana
elementinin su olduğunu ileri sürdü; Lidyalilar'la Modyalilar arasında
yapılan savaştaki güneş tutulması olayını önceden hesapladı. Miletli
diğer bir bilgin Anoksimandros, her şeyin başlangıcının
"sinirsizlik-sonsuzluk" olduğunu ileri sürdü. MÖ..5.YY da Irandan gelen
Perslerin istilası sonucunda doğu kültürü ile tanışan Bati Anadolu
kentlerinde Greko-Pers denilen yeni ve özgün bir kültür sentezi oluştu.
M.O.546 yılında Lidya kralı Krezüs, Pers kralı Kyros (Kurus) ile
yaptığı savası kaybedince, Ion şehirleri Pers Krallığı'na bağlandılar.
Persler'in hoşgörüsüz davranışları kolonileri ile şehirlerin bağlarını
kopardı. M.O.500 yılında karışıklıklar başladı. Perslerin bölgedeki
egemenliği Makedonya'nın basına Aleksandr gelene dek devam etti ve
Helenistik dönem başladı. Tüm bu istilalar sırasında Tralleis odaksal
konumu nedeniyle askeri üs olarak kullanılmıştır. MÖ.. 1.ve 2. Yy.da
Roma yönetimi altında kalan bölge, ekonomik, ticari ve kültürel alanda
önemli gelişmeler gösterdi. Romalıların yerel kültürü benimsemeleri,
kaynakları, yolları ve ticareti geliştirmesiyle yöredeki antik kentler,
özellikle Efes, Milet, Tralleis, Aphrodisias kalkındı, büyük boyutlu
anıtsal yapılarla donatıldı.
MS. 4. Y.Y. sonlarında Roma imp.nun ikiye ayrılmasıyla Anadolu tümüyle
doğu Roma diğer bir deyişle Bizans egemenliğinde kaldı. Antik
tapınaklar kiliseye, tiyatrolar savunma kulelerine dönüştürüldü.Düz
alanlarda bulunan kentlerin çevreleri yüksek surlarla koruma altına
alindi. Ramsey' e göre Tralleis açık alanlardan, bir çayın sürükleyip
getirdiği tas yığınlarında oluşmuş bir tepe üzerine alindi.Böyle bir
ortamda, 10.YY. dan itibaren devam eden Türk göçleriyle gelen
Türkmenler kırsal alanları hemen hemen boşalmış olarak buldular.
Anadolu'daki erken dönem Türk kolonizasyonu sistematik bir fetih
olmaktan öte küçüklü büyüklü göç gruplarının Anadolu'ya gelerek kırsal
yöre halklarıyla uzlaşması ve ekonomik kaynakları paylaşmasıdır.
Türkler denizlere ulaşmadıkça uluslararası ticaretin dışında
kalacaklarını gördüklerinden Anadolu yarımadasını çevreleyen yabancı
kuşatmasını kırarak denizlere ulaştılar. Önceleri merkezi otoritenin
ortadan kalkmış olduğuna sevinen Latinler, bölgeye daha önceleri göçle
gelmiş olan Türkmen toplulukları ile yeni gelenler arasındaki
yakınlaşma ile yüzyüze geldiler. Böylece belli bir isim (Aydin Beyliği)
ve bayrak altında Ege denizinin Anadolu kıyılarında siyasi ve ekonomik
gücü elde eden Türkmenler denizcilikle tanışmışlardır. Aydin beyliğinin
hükümdarları kültür, sanat ve bilim hayatına önem vermişlerdir. Yörede
günümüze ulasan cami, medrese, türbe gibi mimari eserlerin yanısıra
çeşitli kütüphanelerde bulunan değerli el yazma eserler bulunmaktadır.
Aydıoğulları Beyliği, 14. Yy.ın sonlarında Osmanlı Devletine
katılmıştır. Osmanlı İmparatorluğunu son döneminde bati Anadolu'da
yaygınlaşan çetecilere "EFE" denilmiştir. Genelde Ege kırsal alanında
tek tek ya da gruplar halinde yasayan gözüpek dürüst, mert kişilerdir.
Başkanları "Efe", yardımcıları "Zeybek" ve "Kızan" adıyla anılır.
Efelik 10.y.y.' in sonunda Yusuf Pasa ile başlamış olup, en
bilinenleri, 17.y.y. da Sivri Bölükbaşı, 19.y.y. da Atçalı Kel Memet ve
nihayet 20.y.y. da Yörük Ali' dir. Bu efeler adaletsizliğe ve
haksızlığa uğradıkları gerekçesiyle hükümete başkaldıran silahlı
eylemcilerdir. Zenginden alıp fakire vermişler, milli mücadele
yıllarında kurtuluş yanlısı savaşçılar olmuşlardır. Milli mücadele
yıllarında bölgenin Yunanlılarca işgali karşısında yörenin yurtsever
asker, aydin ve din adamları efeleri yurt savunmasına davet etmişler ve
Yörük Ali Efe grubu oluşturulmuştur. Az sayıda, dağınık halde Yunan
askerleriyle mücadeleye giren Yörük Ali Efe ile birlikte Demirci Mehmet
Efe ve maiyetindekiler giderek artan direniş göstermiş ve Yunan
askerlerinin geri çekilmelerini sağla¤¤¤¤¤ çok etkili olmuşlardır.
Düşman işgalinden kurtuluş günü olan 5 Eylül Kuyucak, Nazilli, 6 Eylül
Söke, 7 Eylül Aydın'da her yıl törenlerle kutlanmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
Müzeler
Aydın Müzesi: Aydın Müzesi 1959 yılında kurulmuştur. Çok geniş ve güzel
bir bahçe içinde modern Müze binasına sahiptir. Müze bahçesinde Aydın
çevresinden derlenmiş lahitler, mezar taşları, sütun başlıkları,
yazıtlı steller ve çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir. Müze
içerisinde bir Arkeoloji salonu, bir sikke salonu ve bir etnografya
salonu mevcuttur.
Milet Müzesi: Milet antik kenti içinde yer alır. 1973 yılında hizmete
açılan Milet Müzesi'nde mavi salon, küçük salon ve orta salon olmak
üzere üç teşhir salonu vardır. Mavi salonda;kronolojik sırayla eserler
teşhir edilmiştir. Bunlar, fosiller, keramikler, geometrik eserler,
taban mozaikler ile amphoralardır. Küçük salonda; tiyatro maskeleri,
kandiller, maden eserler, cam eserler, heykelcikler, altın eserler ve
küçük madeni eşyalar ile sikkeler bulunmaktadır. Orta salonda;
heykeller ve mezar taşları yer alır.
Afrodisyas Müzesi: Karacasu ilçesi, Afrodisyas antik kenti içinde
bulunmaktadır. 1979'da ziyarete açılan Müzede Afrodisyas kazılarından
elde edilen arkeolojik buluntular sergilenmektedir. M.Ö. 4000'den
itibaren yapıldığı anlaşılan eserler sekiz ayrı salonda yer almakta
olup, bu salonlar; Afrodit salonu, Panthesilaia salonu, küçük eserler
salonu, bitmemiş eserler salonu,odeon salonu, Melpomene salonu( iç avlu
ve bahçe açık salonu)'dur. Ayrıca bu salonların dışında bahçede birçok
eser bulunmaktadır.
Doğu Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu üçgeninin tam ortasında yer alan,
Türkiye'nin tarım, sanayi ve dış ticaret ile turizm faaliyetlerinin bir
arada bulunduğu, ekonomisi en gelişmiş bölgelerden olan Ege Bölgesi
içindedir. Aydin ili ilk çağlardan beri verimli toprakları, elverişli,
iklimi, ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle önemli bir
yerleşim merkezi olmuştur. Tarihi süreç içerisinde çeşitli uygarlıklara
beşiklik etmiş, bugün hala geçmişin derin izlerini taşıyan güzel yurt
köselerimizden biridir. Günümüzde de tarımsal faaliyetlerin yoğunluğu
ve çeşitliliği, turizm olanaklarına sahip bulunması il'in önemini
giderek artırmaktadır. Aydin, Anadolu'nun batısında, Ege Bölgesi'nin
güneybatı kesiminde kıyı Ege bölümündedir.Kuzeyinde İzmir, Manisa,
doğusunda Denizli, güneyinde Muğla ve batısından Ege Denizine açılır.
Kuzey ve güneyi dağlık, engebelidir, iki bölüm arasında iki yandan
faylarla sınırlanmış ve sonradan alüvyonlarla örtülmüş genç bir çöküntü
alanı olan Büyük Menderes ovası yer alır. 1. derece deprem alanı olan
bölge bir çok kez yıkıcı depremlere maruz kalmıştır.Yüzölçümü 8.007 km²
dir. 37-38 kuzey enlemleri ile 27-29 doğu boylamları arasındadır.
Nüfusu, 1997 nüfus sayımına göre 897.821'dir. Son sayımda bu sayının
bir milyonu aşması beklenmiş ve bu tahminler fazlasıyla doğru çıkmıştır.
Aydın, Batı Anadolu Bölgemizde tarih ve uygarlığın izlerini taşıyan, dünyanın ender yerlerinden biridir.
Tarihin çeşitli evrelerindeki değişik kültür birikimlerinin açık bir
müzesidir. Tarihi M.O. 7000 yılına dayanan bu topraklarda yerleşen ilk
insanlar, nerelere nasıl yerleştikleri ile ilgili el yapımı kayıtlar
mevcuttur. Bu eserlerde M.O.5000 yılındaki koy kültürü, M.O.3000
yılında şehir devletleri kültürüne dönüşmektedir. Yeni gelenler
M.O.2000 yılından itibaren devlet kurarak Anadolu kültürüne katkıda
bulunmuşlardır. MÖ.. 14. VE 12. yy da Ege ve Doğu Akdeniz'in her yanına
dağılan halk toplulukları kavimler halinde Ege kıyılarına kadar
geldiler. Bu göç sonucunda Hitit devleti, Troia Krallığı, Miken
kolonileri yıkılmıştır. Bu kavimlerden Atoller ve Ionlar Bati Anadolu'
da, Büyük ve Küçük Menderes ovalarına yerleştiler ve Lidya Krallığı
bünyesinde 12 kıyı kenti kurdular, site denilen bu kentlerde deniz
ticareti geliştirildi. Siyaset, sanat, bilim, felsefe, mimarlık,
alanında da Sosyo-kültürel etkinlikler yarattılar.
Üçgözler (TRALLES) Lidya döneminde, Tralleis kenti, Karya, Kilikya,
Iran ve Suriye ve Uzak Doğudan gelen ticaret mallarının toplandığı ve
Ege limanına gönderildiği dağıtım merkezi durumundaydı. Ayrıca Büyük
Menderes vadisinde yetiştirilen ürünler Milet limanından Yunanistan,
Roma, Mısır ve Fenike'ye ihraç edilmekteydi. Nitekim Lidya gerek kendi
kaynakları gerekse topladığı vergilerle olağanüstü gelişti, bölge
ekonomisinde önderlik etti. Dünyanın ilk parasını darp eden (basan)
ülke oldu.
Frigler, Anadolu'da ilk büyük devleti kurdular. M.O.1200 yılında Büyük
Menderes'in yukarı platosuna yerleştiler.Frigler'in Trak Kavimlerinden
olduğu Iiliryalilar'in saldırısı üzerine Boğazlar'dan geçerek
Geldiklerini, Hitit krallığını yıktıkları biliniyor. lonlar'in M.O.1200
yılında Gediz ve Büyük menderes ovalarında kurmuş oldukları şehirlerin
en Önemlisi Milet şehri idi. lonlar felsefede önemli aşamalar yaptılar.
Matematik ve Astroiiomi bilgini Thales (Tales) her şeyin ana
elementinin su olduğunu ileri sürdü; Lidyalilar'la Modyalilar arasında
yapılan savaştaki güneş tutulması olayını önceden hesapladı. Miletli
diğer bir bilgin Anoksimandros, her şeyin başlangıcının
"sinirsizlik-sonsuzluk" olduğunu ileri sürdü. MÖ..5.YY da Irandan gelen
Perslerin istilası sonucunda doğu kültürü ile tanışan Bati Anadolu
kentlerinde Greko-Pers denilen yeni ve özgün bir kültür sentezi oluştu.
M.O.546 yılında Lidya kralı Krezüs, Pers kralı Kyros (Kurus) ile
yaptığı savası kaybedince, Ion şehirleri Pers Krallığı'na bağlandılar.
Persler'in hoşgörüsüz davranışları kolonileri ile şehirlerin bağlarını
kopardı. M.O.500 yılında karışıklıklar başladı. Perslerin bölgedeki
egemenliği Makedonya'nın basına Aleksandr gelene dek devam etti ve
Helenistik dönem başladı. Tüm bu istilalar sırasında Tralleis odaksal
konumu nedeniyle askeri üs olarak kullanılmıştır. MÖ.. 1.ve 2. Yy.da
Roma yönetimi altında kalan bölge, ekonomik, ticari ve kültürel alanda
önemli gelişmeler gösterdi. Romalıların yerel kültürü benimsemeleri,
kaynakları, yolları ve ticareti geliştirmesiyle yöredeki antik kentler,
özellikle Efes, Milet, Tralleis, Aphrodisias kalkındı, büyük boyutlu
anıtsal yapılarla donatıldı.
MS. 4. Y.Y. sonlarında Roma imp.nun ikiye ayrılmasıyla Anadolu tümüyle
doğu Roma diğer bir deyişle Bizans egemenliğinde kaldı. Antik
tapınaklar kiliseye, tiyatrolar savunma kulelerine dönüştürüldü.Düz
alanlarda bulunan kentlerin çevreleri yüksek surlarla koruma altına
alindi. Ramsey' e göre Tralleis açık alanlardan, bir çayın sürükleyip
getirdiği tas yığınlarında oluşmuş bir tepe üzerine alindi.Böyle bir
ortamda, 10.YY. dan itibaren devam eden Türk göçleriyle gelen
Türkmenler kırsal alanları hemen hemen boşalmış olarak buldular.
Anadolu'daki erken dönem Türk kolonizasyonu sistematik bir fetih
olmaktan öte küçüklü büyüklü göç gruplarının Anadolu'ya gelerek kırsal
yöre halklarıyla uzlaşması ve ekonomik kaynakları paylaşmasıdır.
Türkler denizlere ulaşmadıkça uluslararası ticaretin dışında
kalacaklarını gördüklerinden Anadolu yarımadasını çevreleyen yabancı
kuşatmasını kırarak denizlere ulaştılar. Önceleri merkezi otoritenin
ortadan kalkmış olduğuna sevinen Latinler, bölgeye daha önceleri göçle
gelmiş olan Türkmen toplulukları ile yeni gelenler arasındaki
yakınlaşma ile yüzyüze geldiler. Böylece belli bir isim (Aydin Beyliği)
ve bayrak altında Ege denizinin Anadolu kıyılarında siyasi ve ekonomik
gücü elde eden Türkmenler denizcilikle tanışmışlardır. Aydin beyliğinin
hükümdarları kültür, sanat ve bilim hayatına önem vermişlerdir. Yörede
günümüze ulasan cami, medrese, türbe gibi mimari eserlerin yanısıra
çeşitli kütüphanelerde bulunan değerli el yazma eserler bulunmaktadır.
Aydıoğulları Beyliği, 14. Yy.ın sonlarında Osmanlı Devletine
katılmıştır. Osmanlı İmparatorluğunu son döneminde bati Anadolu'da
yaygınlaşan çetecilere "EFE" denilmiştir. Genelde Ege kırsal alanında
tek tek ya da gruplar halinde yasayan gözüpek dürüst, mert kişilerdir.
Başkanları "Efe", yardımcıları "Zeybek" ve "Kızan" adıyla anılır.
Efelik 10.y.y.' in sonunda Yusuf Pasa ile başlamış olup, en
bilinenleri, 17.y.y. da Sivri Bölükbaşı, 19.y.y. da Atçalı Kel Memet ve
nihayet 20.y.y. da Yörük Ali' dir. Bu efeler adaletsizliğe ve
haksızlığa uğradıkları gerekçesiyle hükümete başkaldıran silahlı
eylemcilerdir. Zenginden alıp fakire vermişler, milli mücadele
yıllarında kurtuluş yanlısı savaşçılar olmuşlardır. Milli mücadele
yıllarında bölgenin Yunanlılarca işgali karşısında yörenin yurtsever
asker, aydin ve din adamları efeleri yurt savunmasına davet etmişler ve
Yörük Ali Efe grubu oluşturulmuştur. Az sayıda, dağınık halde Yunan
askerleriyle mücadeleye giren Yörük Ali Efe ile birlikte Demirci Mehmet
Efe ve maiyetindekiler giderek artan direniş göstermiş ve Yunan
askerlerinin geri çekilmelerini sağla¤¤¤¤¤ çok etkili olmuşlardır.
Düşman işgalinden kurtuluş günü olan 5 Eylül Kuyucak, Nazilli, 6 Eylül
Söke, 7 Eylül Aydın'da her yıl törenlerle kutlanmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
Müzeler
Aydın Müzesi: Aydın Müzesi 1959 yılında kurulmuştur. Çok geniş ve güzel
bir bahçe içinde modern Müze binasına sahiptir. Müze bahçesinde Aydın
çevresinden derlenmiş lahitler, mezar taşları, sütun başlıkları,
yazıtlı steller ve çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir. Müze
içerisinde bir Arkeoloji salonu, bir sikke salonu ve bir etnografya
salonu mevcuttur.
Milet Müzesi: Milet antik kenti içinde yer alır. 1973 yılında hizmete
açılan Milet Müzesi'nde mavi salon, küçük salon ve orta salon olmak
üzere üç teşhir salonu vardır. Mavi salonda;kronolojik sırayla eserler
teşhir edilmiştir. Bunlar, fosiller, keramikler, geometrik eserler,
taban mozaikler ile amphoralardır. Küçük salonda; tiyatro maskeleri,
kandiller, maden eserler, cam eserler, heykelcikler, altın eserler ve
küçük madeni eşyalar ile sikkeler bulunmaktadır. Orta salonda;
heykeller ve mezar taşları yer alır.
Afrodisyas Müzesi: Karacasu ilçesi, Afrodisyas antik kenti içinde
bulunmaktadır. 1979'da ziyarete açılan Müzede Afrodisyas kazılarından
elde edilen arkeolojik buluntular sergilenmektedir. M.Ö. 4000'den
itibaren yapıldığı anlaşılan eserler sekiz ayrı salonda yer almakta
olup, bu salonlar; Afrodit salonu, Panthesilaia salonu, küçük eserler
salonu, bitmemiş eserler salonu,odeon salonu, Melpomene salonu( iç avlu
ve bahçe açık salonu)'dur. Ayrıca bu salonların dışında bahçede birçok
eser bulunmaktadır.