.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Bİrİncİ DÜnya SavaŞi

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Bİrİncİ DÜnya SavaŞi Empty Bİrİncİ DÜnya SavaŞi

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 4:13 pm

    BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI

    1914 Avustos’undan 1918 Kasım’ına kadar süren ve çok geniş bir bölgeyi
    içine alan uluslar arası bir savaştır. Savaşın başlangıcında ,
    ingiltere ve İngiliz Uluslar Topluluğu ülkeleri ile Fransa , Belçika ,
    Rusya , Sırbistan ve savaşa kısa bir süre katılan Japonya İtilaf
    Devletleri’ni oluşturdu. Bu devletlere daha sonra ABD,İtalya , Romanya
    , yunanistan ve öbür bazı ülkeler de katıldılar.Öbür yanda ise İtifak
    devletleri yani Almanya , Avusturya-Macaristan İmparotorluğu ,Osmanlı
    İmparatorluğu ve çok sonra katılan Bulgaristan bulunuyordu.

    SAVAŞIN NEDENLERİ

    18. yüzyılda Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirerek gelişen ve zenginleşen
    İngiltere , dünyanın her yerine yayılmış sömürgeleriyle , büyük bir
    imparotorluk kurmuştu. 19.yüzyılda Almanya , Fransa , Japonya , ABD
    gibi bazı ülkelerde hızla sanayileşmeye başladılar ve 19. Yüzyılın
    sonlarına doğru özellikle Almanya İngiltere’ye ciddi bir rakip oldu.
    Büyüyen ekonomisinin ve artan nufusunun gereksinimleri karşılayacak
    sömürgeler bulmak için dünyaya açılmaya çalışan Almanya çok yerde
    İngiltere ve Fransa ile karşı karşıya gelmeye başladı. Balkanlar’da
    siyasal ve ekonomik etkisini arttırmaya çalışan Avusturya – Macaristan
    İmparatorluğu ile Rusya’nın çatışması’da uzun süreden beri Avrupanın
    gündeminde yer alan uluslar arası sorunlardan biriydi. Ayrıca Afrika ,
    Orta Asya ve Orta Doğu yeni sömürgeler arayan devletlerin çıkar
    çatışmasına sahne olan önemli bölgelerdi.
    Böylece , birbirleriyle kıyasıya çıkar çatışması içinde olan devletler
    , güvenliklerine yönelebilecek tehlikelere karşı önlem alma amacıyla
    aralarında çeşitli savunma antlaşmaları yaptılar. İtilaf ve ittifak
    devletleri diye anılan iki karşıt cephe işte bu tür antlaşmaların
    ürünüdür.

    SAVAŞIN BAŞLAMASI

    Avusturya’nın 1908’de işgal etmiş olduğu Bosna’nın Saraybosna kentinde
    , 28 haziran 1914’te bir Sırp milliyetçisinin Avusturya veli ahtını
    öldürmesi savaşı başlatan kıvılcım oldu. Bu olaylardan Sırbistanı
    sorumlu tutan Avusturya , 27 Temmuz 1914’te bu ülkeye saldırıldı.Rusya
    Sırbistanı destekleyince Almanya , Avusturya’nın yandaşı olarak
    Rusya’ya savaş açtı ; Fransa’da 1892’de imzaladığı ikili ittifak
    çerçevesinde Rusya’ya arka çıktı. Bunun üzerine Almanya , Fransa’ya da
    savaş açtı.
    Alman birlikleri Fransa’ya saldırmak için Belçika’ya girdiler. Daha
    1839’da herhangi bir saldırı karşısında Belçika’ya yardım etmek için
    söz vermiş olan İngiltere , 4 Avustos 1914’te Almanya’ya savaş
    açtı.böylece I. Dünya Savaşı başlamış oldu.
    O yıllarda orduların savunma gücü saldırı gücünden fazlaydı.
    Başlangıçta güçlü filolara sahip olan İtilaf Devletleri , denizde
    üstünlüğü ele geçirdiler .Ama daha sonra alman denizaltıları da ticaret
    gemilerini batırmaya başladı.Bu savaş aynı zamanda , etkin bir rol
    oynamamış olsalar’da uçakların ilk kullanıldığı savaştır.

    OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞA GİRMESİ

    Osmanlı Devleti 20 Temmuz 1914’te tarafsızlığını ilan etmişken , 23
    Avustos 1914’te Almanya ile gizli bir anlaşma yaptı.10 Avustos’ta iki
    Alman savaş gemisi , Goeben ve Breslan İngiliz gemilerinin önünden
    kaçarken , çanakkale Bogazı’ndan geçip Marmara’ya girdi. İtilaf
    devletleri’nin protestolerı karşısında Osmanlı Devleti bu gemileri
    satın almış gibi göründü ; adlarınıda Yavuz ve midilli olarak
    değiştirip kendi donanmasına kattı. Ardından, içlerinde Yavuz’un da
    bulunduğu , osmanlı donanması Karadeniz’e çıktı ve bazı Rus limanlarını
    bombaladı. Bunun üzerine 1 Kasım’da Rusya, 5 Kasım’da İngiltere ve
    Fransa Osmanlı Devletine savaş açtılar.
    Osmanlılar I.Dünya Savaşı’nda üç ana cephede savaştılar. Bunlar , Marmara ve boğazlar , Kafkasya ve Orta Doğudur.

    BATI CEPHESİ

    Savaş çıktığında , Avrupa’nın büyük ülkelerinde tüm sağlıklı erkeklerin
    iki ya da üç yıl askerlik yapmalarını zorunlu kılan bir sistem
    uygulanıyordu. Bu nedenlede bu ülkelerin birkaç milyonu bulan orduları
    vardı. İngiltere’de ise gönüllülerden oluşan ordu çok daha küçüktü ve
    bazı bu ülkede zorunlu askerlik ancak 1916’da başladı.


    1/5
    Kara savaşlarının geçtiği en önemli iki alana ,
    Almanya’nın batısı ve doğusu anlamında , Batı cephesi ve Doğu cephesi
    adları verildi. Daha sonra İtilaf Devletleri deniz kuvvetlerinin
    desteği ile savaşı , özellikle Orta Doğu Akdeniz’de , yeni bölgelere
    sıçrattı ve Almanlar’ın sömürgelerini ele geçirme olanağı buldu. Bir
    başka cephe de 1915’te İtalyanın Avusturya – Macaristan
    İmparatorluğu’na saldırmasıyla , bu iki ülke arasındaki iki cephede
    birden savaşa bilmesini sağlayacak bir savaş planı 1905’te General
    Alfred von Schlieffen’ce ( 1833-1913 ) hazırlanmıştı. Amaç Doğu
    Cephesi’nde asker sayısı düşük tutulurken, Alman ordusunun olanca
    gücüyle Belçika üzerinden Fransa’ya girip Fransız ordusunu ezmesiydi.
    Ama Fransızlar , Alman saldırısını paris yakınlarında yer alan Marne
    Savaşı’nda durdurunca , Schlieffen’in planı bozuldu ve Almanya savaşı
    kısa bir sürede kazanma şansını yitirdi.
    Bundan sonra Batı cephesi’ndeki savaş , 1918 yazına kadar siper savaşı
    biçiminde sürdü. Belçika kıyısında Ostende dolaylarından ,İsviçre
    sınırına kadar uzanan siperler , en azından 180 metre eninde ve dikenli
    tellerle örülmüş bir bölgeyle birbirinden ayrılıyordu. Her iki tarafın
    da ağır kayıplar verdiği savaşta topçu mermilerinin toprakta açtığı
    çukurlar ilerlemeyi zorlaştırıyordu.Genellikle savunmada kalan Almanlar
    1915’te bu cephede ilk kez zehirli gaz kullandılar. İtilaf askeri önce
    paniğe kapıldılarsa da daha sonra gaz maskeleriyle kendilerini
    koruyarak Alman saldırısını püskürttüler.
    İngilizliler , siper ve engel tanımayan zırhlı bir motorlu taşıt olan
    tankı ilk kez bu cephede kullandılar. Ne varki , 15 Eylül 1916’da Somme
    ırmağı yakınlarında az sayıda tankla saldırıya geçmiş olmaları, başarı
    şanslarını yitirmelerine yol açtı.
    Somme savaşı , Batı Cephesi’ndeki büyük çatışmaların tüm özelliklerini
    taşıyordu. İngiliz komutanı Sir Douglas Haig’in ( 1861 – 1928 )
    yönettiği saldırı Alman siperlerinin bir hafta süreyle bombardıman
    edilmesiyle başladı.Yenilenen saldırı ve karşı saldırılarla gelişen
    savaş ,kasıma kadar sürdü. Batıdaki önemli çatışmalardan bir başkasıda
    Almanlar’ın Verdun’deki Fransız tabyalarına karşı giriştikleri
    saldırılar. 1916’daki bu çatışmada , önce geri piskürtülen Fransızlar ,
    yıl sonuna kadar General Henri Philippe Petain ( 1856 – 1951 )
    komutasında , yitirdikleri toprakların çoğunu geri aldılar. 1917’de de
    şiddetli süren , büyük can ve mal kaybına yol açan çatışmalar Batı
    Cephesi’nde iki tarafıda zayıflattı. 1917’de Fransız ordusuna baş
    gösteren ayaklanmaları önlemek genelde duruma bir çözüm bulmak için Sir
    Douglas Haig , Ypres yakınlarında yeni bir saldırı başlattı. Üç ay
    süren şiddetli çatışmalardan sonra bu saldırıda Psschendaele
    bataklıklarında son buldu.

    DOĞU CEPHESİ

    Doğu Cephesinde savaş , batıya göre daha belirsiz bir çizgide sürdü.
    Saldıran tarafın gücüne göre zafer kimi zaman bir tarafın kimi zaman
    diğer tarafın oldu. 1914 Avustos’unda Doğu Prusya’ya giren ruslar
    Tannenberg Savaşı’nda daha sonra bütün Alman ordularının başına geçecek
    olan Paul von Hindenburg ( 1847 – 1934 ) ve Erich Ludendorff ( 1865 –
    1937 ) komutasındaki birliklerce büyük bir yenilgiye uğratıldı. 1915
    yazında Almanlar , Ruslar’ı Doğu Cephesinde geri püskürtünce, bu
    başarıdan umutlanan Bulgarlar da ittifak Devletleri’ne katıldılar.
    Almanya , Avusturya ve Bulgaristan birlikleri Sırbistan’ı işgal
    etti.Sırbistana yardım etmek için Yunanistan’ın Selanik kentine çıkarma
    yapan itilaf Devletleri savaşın sonuna kadar başarı sağlayamadılar.
    Ruslar 1916’da silah ve cephane açısından büyük sıkıntı içindeyken ,
    bügün SSCB’yi Romanyadan ayıran dağlık Bukovina bölgesinde ,
    Avusturyalılar’a karşı beklenmedik bir saldırıya giriştiler. Bu
    saldırının başarıyla sonuçlanmasından yüreklenen Romanya , İtilaf
    Devletlerine katılmak istediyse de , Batı Cephesi’nden çektikleri
    birliklerle Romanya’ya saldıran Almanlar , Rumenler’i büyük bir
    yenilgiye uğrattılar. İtalya , İtilaf Devletleri’ne 1915’te katıldı.
    İtalya ile Avusturya sınırındaki dağların dorukları Avusturyalılar’ın
    elinde olduğundan İtalyanlar zorlu çatışmalar sonucu çok az ilerleye
    bildiler ve ağır kayıplar verdiler.

    OSMANLI CEPHESİ

    Kafkasya Cephesi. 1914’te Ruslar Sarı kamış üzerinden Erzurum’a doğru
    ilerlediler. Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Ardahan ve Sarı
    kamış’ta şiddetli kışında etkisiyle , çok büyük kayıplar verdi.
    1916’da geniş çaplı bir saldırı başlatan Çarlık Rusya’sı birlikleri ,
    Trabzon’nu Erzincan’ı alarak , Van Gölüne kadar indiler. Osmanlı
    ordusunun başlattığı karşı saldırı Muş ve Bitlis’in geri alınmasından
    sonra durduruldu. Bundan sonra bu cephede önemli bir gelişme olmadı.




    2/5
    Marmara ve Boğazlar Bölgesi. Kafkas Cephesi’ndeki
    Ruslar’a yardım etmek amacıyla yeni bir cephe açmaya karar veren İtilaf
    Devletleri 19 Şubart 1915’te Çanakkale Boğazı’nda bir saldırı
    başlattılar. Boğazı geçme girişimşeri başsrısızlığ uğrayınca geri
    çekilen İngiliz ve Fransız donanmaları 25 Nisan’da Gelibolu’ya çıkarma
    yaptılar. Mustafa Kemal ve Limon von Sanders yönetimindeki Türk
    birliklerinin kararlı direnişleri sonunda Aralık 1915-Ocak 1916’da tüm
    İtilaf birlikleri Marmara ve Boğazlar bölgesinden çekildi.
    Ortadoğu Cephesi. Savaşın başında Suriye Filistin ve Arabistan’ın büyük
    bölümü Osmanlı İmparatorluğu’na bağlıydı Basra Körfezi’nde bulunan
    petrol yataklarını korumak için İngiliz yönetimindeki Hint birlikleri
    21 Kasım 1914^te Basra’yı işgal ettiler. Daha sonra Dicle ırmağı
    boyunca kuzeye yönelen bu birlikler Kut-ül.Amare’de Osmanlı
    birliklerince kuşatıldılar ve 147 gün süren kuşatmadan sonra 1916’da
    teslim oldular İkinci Mezopotamya saldırısında İngilizler Küt-ül
    Amare’yi ; 11 Mart 1917’de de Bağdatı ele geçirdiler. Daha batıda ,
    İngiliz orduları ve İngiliz Ulusal Topluluğu birlikleri Mısır’dan sonra
    Sina Çölünü geçerek Filistine doğru ilerledilerse de Gazze’de Osmanlı
    ordusuna iki kez yenilince , bir yılı aşkın bir süre burada kaldılar.
    İngiliz birliklerinin başına getirilen General Edmund Allenby ( 1861-
    1936 ) 1917 son baharında başlattığı saldırı ile osmanlı ordularını
    ikiye bölerek 9 Kasım’da Kudüs’ü işgal etti. Birliklerin çoğu Batı
    Cephesi’ne yardıma gönderildiğinden , savaş uzunca bir duraklama
    dönemine girdi. Hindistan’dan yardım alan ve İngiliz casusu T.E.
    Lawrence’in ( 1888- 1935 ) kışkırttığı Arap ayaklanmasında yararlanan
    Allenby , ordusunu gizlice akdeniz kıyısında topladı ; hızla harekete
    geçerek önce Şam’ı ardından Halep’i işgal etti. İngiliz orduları
    Musul’a yürürken , Osmanlılar teslim oldular ve 30 Ekim’de Mondros
    Mütarekesi’ni imzaladılar.

    KARA ŞAVAŞLARININ SON AŞAMALARI

    Rusya’daki 1917 devrimi İtilaf Devletleri’nin Doğu Cephesinde çökmesine
    yol açtı. Almanlar başka yerlerde savaşa bilmek için birliklerini bu
    cepheden çektiler. Avusturalyalılar’la birlikte Cperotto’da ani bir
    saldırı düzenliyerek İtalyanlar’a büyük kayıp verdiler ve piave
    Irmağına kadar sürdüler. Bu arada Alman Deniz altının ticaret
    gemilerine saldırması ABD’nin İtilaf Devletleri’nin yanında savaşmasına
    kadar vermesine neden oldu. Ayrıca 1917 başlarında Almanya’nın , kendi
    safına çekmek için Meksika’ya ABD’nin savaşa girme kararı kesinleşti.
    İtilaf Devletleri’ne para , araç ve gereç yardımına başlayan ABD ,
    Ordularını Avrupa’da savaşmaya hemen gönderemedi. 1917 Mayıs’ında ABD
    hükümeti Kura ile Askerlik Yasası’nı çıkarınca 21-30 yaş arasındaki tüm
    erkekleri silah altına alma yetkisine sahip oldu. 1917-1918 kışı ,
    İtilaf Devletlerinin savunmada , ABD birliklerini beklemek zorunda
    kaldıkları bir dönemdi. Bu durumdan yararlanan Almanlar ,1918 baharında
    son bir yarma girişiminde bulunmaya karar verdiler. İtilaf Devletleri
    bu şiddetli saldırıları zorlukla durdura bildi. Bu sırada batıdaki
    bütün İtilaf Devletleri birliklerinin komutası Fransız Mareşali
    Ferdinand Foch’a ( 1851-1929 ) verildi ve her ay 300 bin ABD askerinin
    gelmeye başlamasıyla durum değişti. 1918 Temmuz’unda saldırı sırası
    Foch’agelmişti. Fransızlar’ın güneyde geliştirdikleri başarılı bir
    saldırının ardından , İngiltere , Kanada ve Avusturya birlikleri 8
    Avustos’ta Amiens yakınlarında genel bir saldırıbaşlattılar. Kasım
    ayında Almanlar savaşın başladığı 1914 hattına çekilmişti. İtilaf
    ordularına Selanik’te yenilen Bulgalar , 29 Eylül’de teslim oldular.
    İtilaf güçlari bu kez İtalya’da Piave Irmağı’nı geçti ve Vittorio
    Veneto savaşın’da kesin bir yenilgiye uğrayan Avusturalya , 3 Kasım’da
    Padova Ateşkes Antlaşması’nı imzaladı.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Bİrİncİ DÜnya SavaŞi Empty Geri: Bİrİncİ DÜnya SavaŞi

    Mesaj  AsiRuH Çarş. Kas. 05, 2008 4:14 pm

    DENİZ SAVAŞLARI

    Amiral Sir John Jellicoe ( 1859- 1935 ) komutasındaki İngiliz büyük
    donanması , daha güçsüz ve deneyimsiz Alman açık deniz donanmasıyka
    karşılaşmak için sabırsızlanıyordu. 28 Avustos 1914’te Amiral Sir David
    Beatty’nin ( 1871-1936 ) yönetiminde ağır silahlarla donatılmış zırhlı
    , büyük ve hızlı savaş gemileri olan kruvazörlerin desteklediği hafif
    İngiliz savaş gemileri , Alman kıyıları açıklarındaki Heligoland
    Körfezi Savaşı’nda üç Alman kruvazürünü batırdı.
    Açık denizlerde İngiliz deniz kuvvetleri askeri birlikleri taşıyan
    gemilere eşlik ediyor ve Alman sömürgelerinin eline geçirilmesine
    yardımcı oluyordu.General Paul von Lettow Vorbeck’in savunduğu alman
    Doğu Afrika’sı dışındaki tüm alman sömürgeleri kolayca ele geçirildi.
    Alman kruvazörleri , özelliklede 15 ticaret gemisini batıran Emden
    kuruvazörü açık denizlerde büyük tehlikelere yol açıyordu. Emden’i daha
    sonra , Avusturalya deniz kuvvetlerine bağlı Sydney kuruvazörü Hint
    Okyanusu’ndaki Cocos Adaları yakınlarında batırdı.

    3/5

    Alman donanması İtilaf birliklerinin kıyılara denizden çıkarma
    yapmasını engellerken İtilaf Devletleri’nin donanmalarıda asker ve
    gereç yedeklemelerini rahatça yapa bilmek için açık denizleri
    kolluyor., aynı zamanda İttifak devletleri’nin deniz yolundan besin ve
    gereç yardımı almalarına engel oluyurdu. 1915 Şubart’ın da açıklanan bu
    ablıkanın ciddi sonuçlar vermesi için iki yıl geçmesi gerekti. İngiliz
    ablukasına yanıt olarak Alman’lar İngiltere çevresindeki sularda yol
    alan her ticaret gemisini , içindekileri uyarmadan batıracaklarını
    açıkladılar. Deniz altılarının bu biçimde kullanımı uluslar arası
    yasalara aykırıydı ve ABD , Almanya’nın bu tutumu protesto etti. Bir
    Alman Deniz altısının İngiliz yolcu gemisi Lusitania’yı 7 Mayıs 1915’te
    batırması ve içlerinde ABD’lerinin de bulunduğu 1.200’e yakın yolcunun
    yaşamını yitirmesi protestoların artmasına neden oldu ve Almanlar bir
    süre büyük yolcu gemilerini uyarıda bulunmadan batırmayacaklarına söz
    vermek zorunda kaldılar. Lusitania’nın batırılışı , ABD’nin İtilaf
    Devletleri’ne verdiği desteği ve savaşa girişini büyük ölçüde etkiledi.
    İngiliz ve Alman donanması arasındaki en büyük çatışma 31 Mayıs 1916’da
    oldu. İngilizler ile Almanlar , önce kuruvazörler savaşında hemen
    ardından da iki donanma arasındaki Jutland Savaşı’nda karşı karşıya
    geldiler. Almanlar başarılı bir manevrayla kaçmayı başardılar ve
    kayıpları İngilizler’in kayıplarına karşın , Kuzey Denizi’ndeki
    üstünlüklerini sürdürdüler. 1916’da Alman denizaltılarının saldırıları
    ve ticaret gemilerinin batırılma hızı , yenilerinin yapılma hızını
    geçti. 1917 Şubart’ın da Almanlar , İtilaf Devletleri limanlarına giren
    ya da bu limanlardan ayrılan tüm gemileri , hiçbir uyarıda
    bulunmaksızın batıracaklarını açıkladılar. İtilaf Devletleri’nin gemi
    kayıpları giderek yükseldi ve nisanda İngiltere’ den uzak limanlar için
    ayrılan her dört ticaret gemisinden biri geri dönemedi.Şubart sonunda
    İngiltere’de ancak altı hafta yetecek kadar tahıl stoku kalmıştı. O
    dönemde ne deniz dibindeki denizaltılarının yerini saptayabilecek , ne
    de yeri bilinenleri bulundukları yerde yok edebilecek kadar gelişkin
    araçlar vardı. Güvenlik için ticaret gemileri silahlandırıldı ve
    ticaret konvaylarına savaş gemileri eşlik etti. Bu önlemler batırılan
    gemi sayısını bir ölçüde azalttı. Bu arada denizaltılarının yerini
    saptama ve yok etme yöntemleri de geliştirildi. Bazı denizaltılar da “Q
    gemisi” denen ve gizli toplarla donatılmış ticaret gemilerince
    batırıldı. Deniz erleri ve subaylarının gizlendiği bu gemilere
    denizaltı saldırısı olduğunda , önce “paniğe uğramış bir gurup”kurtarma
    sandallarına binip kaçıyordu. Denizaltı , Q gemisinin işini tamamen
    bitirmek için su yüzüne çıkınca gemide kalan denizciler gizledikleri
    silahları ortaya çıkararak denizaltıyı top ateşine tutuyorlardı.
    Almanlar bu savaşta çoğunluğu 1917 ve 1918’de olmak üzere yaklaşık 200
    denizaltı yitirdiler. Gene de Alman denizaltıları 6.000 gemi batırdı.
    Alman açık deniz donanmasının uzun süre denize açılmaması büyük
    gemilerde başkaldırmalara neden oldu. 29 Ekim 1918’de donanmaya denize
    açılma emri verildiğinde denizciler bu emre uymadı.

    HAVA SAVAŞLARI

    I.Dünya savaşı’nda hava kuvvetlerinin en önemli görevi deniz ve kara
    savaşlarını desteklemekti. Savaşın başında , karacıların ve
    denizcilerin hava kuvvetleri ayrı ayrıldı. O dönemde uçaklar emekleme
    dönemindeydi ve en kullanışlı uzunyol hava ulaşım aracı Almanlar’ın
    geliştirdiği, kocaman bir puro görünümündeki zeplin hava
    gemileriydi.1915 başlarında zeplinler geceleri İngiliz kentlerini
    bombaladı. Ama 1916’dan sonra savaş uçakları ve uçak savarlar devreye
    girince zeplinlerin saldırıları azaldı. 1917’de Alman uçakları
    Londra’yı ve öbür büyük kentleri bombalamaya başladılar. Son büyük hava
    saldırısı 1917’de 19 Mayıs’ı 20 Mayıs’a bağlayan gece 43 bombardıman
    uçağıyla başlatıldı ve bu uçakların 13’ü Londra’ya ulaştı. Halkı
    yaklaşan saldırılara karşı uyrayan sistem oldukça etkiliydi ; ama II.
    Dünya savaşı’nda geliştirilen korunaklar türünde çok az yer vardı.
    İngiltere’ye yapılan hava saldırılarında 1.300 kişi öldü , 3.000’den
    fazla kişi yaralandı. Savaşın sürdüğü cephelerde düşmanın yerini ve
    hareketlerini gözlemek ve fotoraf çekmek için de uçaklar kullanılırdı.
    Sonuçta , sık sık yoğun hava çatışmaları oldu. Uçaklar aynı zamanda
    demiryolu kavşaklarını , havaalanlarını ve levazım depolarını da
    bombalamak için kullanıldılar. Deniz uçaklarının bu savaşta görevleri
    oldukça sınırlıydı. Bu uçaklar ya tekerlek yerine konan kızaklarla
    denize inip kalabiliyor ya da büyük savaş gemilerine eklenen pistlerden
    havalanabiliyordu. İlk uçak gemisi olan HMS , Argus , uçakların inip
    kalkabileceği düz üst güvertesiyle ancak 1918 Eylül’ünde hizmete
    sokulabildi. İngiltere ve ABD , “Blimp” adı verilen küçük uçakları
    deniz altıları aramak için kullandılar.

    SAVAŞIN SONU

    Almanlar 3 Ekim 1918’de , ABD Başkanı Woodrow Wilson’a ateşkes
    istemesiyle başvurdular. Başkan kayıtsız şartsız teslim olmalarını
    istedi.

    4/5
    Bu sırada İtilaf Devletleri’nin deniz ablukası nedeniyle açlıktan
    kırılan Alman halkı 4 Kasım 1918’de ayaklandı. Alman ordularının tam
    bir bozguna uğramasına karşın , 11 Kasım 1918 sabahı Alman yetkililer
    yenigilerini kabul eden bir silah bırakma antlaşmasını imzaladılar. Bu
    antlaşma Compiegne Ormasnı’nda Foch’un özel vagonunda imzalandı ve
    imzadan altı saat sonra , 11. Ayın 11. Günü , saat 11’de yürürlüğe
    girdi.

    ANTLAŞMALAR

    Barış antlaşmalarının ilkelerini ABD Başkanı Wilson , İngiltere’de 1916
    sonundan beri başbakan olan David Lloyd George ve Fransız Başbakanı
    Georges Clemencau saptadı.Antlaşmalarda , Wilson’un dediği gibi ,
    “dünyada demokrasiyi güven altına almak” amacı güdüyordu. Avrupa’daki
    sınırların , bir ulusun başka bir egemenliğinde kalmasını sağlayacak
    bir biçimde düzenlenmesine çalışıldı.Almanya , Alsace-Lorraine’i
    Fransa’ya silezya’nın bir bölümünü, yeniden kurulan polanya Devletine
    verdi ve tüm sömürgelerini yitirdi. Macaristan’ın bağımsızlığını ilan
    etmesinde sonra Avusturalya- Macaristan imparatorluğu kuzey
    bölgesindeki toprakları yeni Çekostavakya ve Polanya devletlerine ;
    doğusundaki bazı yerleri Romanya’ya ; güneydeki sınırları genişletilen
    Sırp devleti Yugoslovya’ya bırakırken , batıdaki Fiume ( bugün Rijeka)
    bölgesini italya aldı. Balık kıyısında Estonya, letonya ve Litvanya
    adında üç yeni devlet kuruldu. Osmanlılar ile yapılan Sevr ( Serves )
    Antlaşması ile Osmanlı topraklarının bir bölümü Yunanistan ve başka
    bazı devletler arasında paylaşıldı. Mustafa kemal başkanlığındaki
    Ankara hükümetinin tanımadığı bir antlaşma , Kurtuluş savaşı sonunda
    ortadan kalktı. Ortadoğu’da o zamana kadar Osmanlı İmparatorluğu
    egemenliği altında bulunan topraklar ile Almanya’nın sömürgeleri ,
    Milletler cemiyeti adına yöneltilmek üzere bazı İtilaf Devletleri’nin
    mandası altına girdi. Dünya barışını korumak ve anlaşmazlıkları çözmek
    için kurulan Milletler Cemiyeti pek başarılı olamadı. Almanya sadece
    gönüllülerden oluşan kısıtlı bir kara ve deniz ordusu bulundura bilecek
    , denizaltı , tank gibi savaş araçlarına sahipolmayacağı gibi hava
    kuvvetleri de oluşturalamayacaktı. Alman donanmasının büyük bir bölümü
    Orkney Adaları’nda buluna Scapa Flow’a götürülerek 21 Haziran 1919’da
    Almanya ile imzalanan Versay ( Versailles) Antlaşması ile Milletler
    Cemiyeti’nin kurulmasını öngören yazılı antlaşma aynı gün yürürlüğe
    girdi. Senatosunda Milletler Cemiyeti’ne girmesine karşı çıkıldığı için
    ABD, Versay Antlaşmasi’nı tanımadı , Almanya ve Avusturalya ile 1921
    Ekim’inde aynı barış antlaşmaları imzalandı. Savaşın doğrudan açtığı
    ölümler yaklaşık 5 milyonu İtilaf Devletleri’nden olmak üzere , 8.5
    milyona ulaştı. Ayrıca 21 milyon sivil yaralandı. Bunlara ek olarak
    dünyanın değişik bölgelerinde , savaş yüzünden çıkan hastalıklardan ve
    kıtlıktan 20 milyona yakın insan öldü.

      Forum Saati Perş. Mayıs 09, 2024 12:43 pm