Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmek • Temanın fişine geri dönmek
fıkra arşivi
2 posters
5 sayfadaki 5 sayfası
5 sayfadaki 5 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5
Geri: fıkra arşivi
PARMAK
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'ı
bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
-Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek
ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütmeye
başlayınca,
Napolyon:
-Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'ı
bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
-Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek
ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütmeye
başlayınca,
Napolyon:
-Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
SINAV SORUSU
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip
çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra
sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt
kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken
demiş ki, "Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var,
sınavınız bacağından böceği tanımak" Tabi hemen itirazlar, ama
fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına
geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış,
kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş :
''Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış :
"Tanısana hadi, tanısana kim olduğumu"
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip
çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra
sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt
kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken
demiş ki, "Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var,
sınavınız bacağından böceği tanımak" Tabi hemen itirazlar, ama
fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına
geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış,
kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş :
''Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış :
"Tanısana hadi, tanısana kim olduğumu"
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
KOL
Genç avukat, hırsızlıkla suçlanan müvekkilini hapis
cezasından ancak, yaratıcı bir savunma yaparak kurtarabileceğini
biliyordu. Bu nedenle savunmasını, sözcüklere "dans
ettirerek" yapmaya başladı.
· "Müvekkilim, arabanın camından içeri yalnızca
kolunu sokup çantayı almıştır" dedi ve yargıcın hukuka olan
saygısını hedefleyerek sürdürdü konuşmasını: "Siz de
takdir edersiniz ki, müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat
kendisi değildir" dedi ve görüşünü şöyle
sürdürdü: "Yalnızca bir kol tarafından işlenen bir
suç için, kişinin suçsuz öteki kolunu,
bacaklarını ve bedeninin suçsuz tüm organlarını da
cezalandırmış oluyorsunuz. Bu kararınızla, suçsuz organları da
hiç de hak etmedikleri bir cezaya çarptırıyorsunuz. "
Genç avukat bu görüşünü açıkladıktan
sonra yargıca sordu: "Bu davranışınızı, kişi hukukuna olan saygınızla
nasıl bağdaştırabileceğinizi açıklayabilir misiniz?"
Yargıç, genç avukatın bu sözleri üzerine
gülümsedi :
· "Peki, o zaman ben de kararımı aynı mantık doğrultusunda
veriyorum ve müvekkilinizin, suçlu kolunu bir yıl hapse
mahkum ediyorum" dedi. Sonra da kararını, gülümseyerek
tamamladı : "Müvekkiliniz isterse, hapsedilen koluna eşlik
edebilir."
Yargıcın bu kararından sonra gülme sırası, yargılanmakta olan
hırsıza gelmişti. Genç avukatının yardımıyla takma kolunu
çıkarttı, yargıca teslim etti ve öteki kolunu avukatının
koluna sokarak mahkeme salonundan ayrıldı.
Genç avukat, hırsızlıkla suçlanan müvekkilini hapis
cezasından ancak, yaratıcı bir savunma yaparak kurtarabileceğini
biliyordu. Bu nedenle savunmasını, sözcüklere "dans
ettirerek" yapmaya başladı.
· "Müvekkilim, arabanın camından içeri yalnızca
kolunu sokup çantayı almıştır" dedi ve yargıcın hukuka olan
saygısını hedefleyerek sürdürdü konuşmasını: "Siz de
takdir edersiniz ki, müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat
kendisi değildir" dedi ve görüşünü şöyle
sürdürdü: "Yalnızca bir kol tarafından işlenen bir
suç için, kişinin suçsuz öteki kolunu,
bacaklarını ve bedeninin suçsuz tüm organlarını da
cezalandırmış oluyorsunuz. Bu kararınızla, suçsuz organları da
hiç de hak etmedikleri bir cezaya çarptırıyorsunuz. "
Genç avukat bu görüşünü açıkladıktan
sonra yargıca sordu: "Bu davranışınızı, kişi hukukuna olan saygınızla
nasıl bağdaştırabileceğinizi açıklayabilir misiniz?"
Yargıç, genç avukatın bu sözleri üzerine
gülümsedi :
· "Peki, o zaman ben de kararımı aynı mantık doğrultusunda
veriyorum ve müvekkilinizin, suçlu kolunu bir yıl hapse
mahkum ediyorum" dedi. Sonra da kararını, gülümseyerek
tamamladı : "Müvekkiliniz isterse, hapsedilen koluna eşlik
edebilir."
Yargıcın bu kararından sonra gülme sırası, yargılanmakta olan
hırsıza gelmişti. Genç avukatının yardımıyla takma kolunu
çıkarttı, yargıca teslim etti ve öteki kolunu avukatının
koluna sokarak mahkeme salonundan ayrıldı.
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
KOL
Genç avukat, hırsızlıkla suçlanan müvekkilini hapis
cezasından ancak, yaratıcı bir savunma yaparak kurtarabileceğini
biliyordu. Bu nedenle savunmasını, sözcüklere "dans
ettirerek" yapmaya başladı.
· "Müvekkilim, arabanın camından içeri yalnızca
kolunu sokup çantayı almıştır" dedi ve yargıcın hukuka olan
saygısını hedefleyerek sürdürdü konuşmasını: "Siz de
takdir edersiniz ki, müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat
kendisi değildir" dedi ve görüşünü şöyle
sürdürdü: "Yalnızca bir kol tarafından işlenen bir
suç için, kişinin suçsuz öteki kolunu,
bacaklarını ve bedeninin suçsuz tüm organlarını da
cezalandırmış oluyorsunuz. Bu kararınızla, suçsuz organları da
hiç de hak etmedikleri bir cezaya çarptırıyorsunuz. "
Genç avukat bu görüşünü açıkladıktan
sonra yargıca sordu: "Bu davranışınızı, kişi hukukuna olan saygınızla
nasıl bağdaştırabileceğinizi açıklayabilir misiniz?"
Yargıç, genç avukatın bu sözleri üzerine
gülümsedi :
· "Peki, o zaman ben de kararımı aynı mantık doğrultusunda
veriyorum ve müvekkilinizin, suçlu kolunu bir yıl hapse
mahkum ediyorum" dedi. Sonra da kararını, gülümseyerek
tamamladı : "Müvekkiliniz isterse, hapsedilen koluna eşlik
edebilir."
Yargıcın bu kararından sonra gülme sırası, yargılanmakta olan
hırsıza gelmişti. Genç avukatının yardımıyla takma kolunu
çıkarttı, yargıca teslim etti ve öteki kolunu avukatının
koluna sokarak mahkeme salonundan ayrıldı.
Genç avukat, hırsızlıkla suçlanan müvekkilini hapis
cezasından ancak, yaratıcı bir savunma yaparak kurtarabileceğini
biliyordu. Bu nedenle savunmasını, sözcüklere "dans
ettirerek" yapmaya başladı.
· "Müvekkilim, arabanın camından içeri yalnızca
kolunu sokup çantayı almıştır" dedi ve yargıcın hukuka olan
saygısını hedefleyerek sürdürdü konuşmasını: "Siz de
takdir edersiniz ki, müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat
kendisi değildir" dedi ve görüşünü şöyle
sürdürdü: "Yalnızca bir kol tarafından işlenen bir
suç için, kişinin suçsuz öteki kolunu,
bacaklarını ve bedeninin suçsuz tüm organlarını da
cezalandırmış oluyorsunuz. Bu kararınızla, suçsuz organları da
hiç de hak etmedikleri bir cezaya çarptırıyorsunuz. "
Genç avukat bu görüşünü açıkladıktan
sonra yargıca sordu: "Bu davranışınızı, kişi hukukuna olan saygınızla
nasıl bağdaştırabileceğinizi açıklayabilir misiniz?"
Yargıç, genç avukatın bu sözleri üzerine
gülümsedi :
· "Peki, o zaman ben de kararımı aynı mantık doğrultusunda
veriyorum ve müvekkilinizin, suçlu kolunu bir yıl hapse
mahkum ediyorum" dedi. Sonra da kararını, gülümseyerek
tamamladı : "Müvekkiliniz isterse, hapsedilen koluna eşlik
edebilir."
Yargıcın bu kararından sonra gülme sırası, yargılanmakta olan
hırsıza gelmişti. Genç avukatının yardımıyla takma kolunu
çıkarttı, yargıca teslim etti ve öteki kolunu avukatının
koluna sokarak mahkeme salonundan ayrıldı.
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
SOBADAKİ HİKMET
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet
bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen
yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler
ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır.
Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir.
Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece
daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek
konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş";
jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir
deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin
olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik
merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış";
antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif
biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada
ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini
sorarlar.,
Adam cevap verir:
- "Boru yetmedi."
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet
bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen
yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler
ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır.
Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir.
Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece
daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek
konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş";
jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir
deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin
olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik
merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış";
antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif
biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada
ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini
sorarlar.,
Adam cevap verir:
- "Boru yetmedi."
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
SORULAR-CEVAPLAR
Soru: Bir kadın kocasını milyoner yapabilir mi?
Cevap: Kocası daha önce milyarderse evet.
Soru: Mikroskopla kadın arasında ne benzerlik vardır?
Cevap: İkisi de pireyi deve yapar.
Soru: Geveze bir kadınla tespih arasında ne fark vardır?
Cevap: Biri çekilir, diğeri hiç çekilmez
Soru: Duvar saati ile geveze bir kadın arasında ne fark vardır?
Cevap: Duvar saati hiç olmazsa arada bir durur.
Soru: Birbiriyle tartışan iki erkekle birbiriyle tartışan iki kadınarasında ne fark vardır?
Cevap: Tartışan iki erkek kendilerini, iki kadınsa üçüncü bir kadını tartışırlar.
Soru: Bir kadın ile gazetenin benzerliği nedir?
Cevap: Her ikisi de ağzına kadar laf doludur ve insanı paradan çıkarır.
Soru: Bir kadın kocasını milyoner yapabilir mi?
Cevap: Kocası daha önce milyarderse evet.
Soru: Mikroskopla kadın arasında ne benzerlik vardır?
Cevap: İkisi de pireyi deve yapar.
Soru: Geveze bir kadınla tespih arasında ne fark vardır?
Cevap: Biri çekilir, diğeri hiç çekilmez
Soru: Duvar saati ile geveze bir kadın arasında ne fark vardır?
Cevap: Duvar saati hiç olmazsa arada bir durur.
Soru: Birbiriyle tartışan iki erkekle birbiriyle tartışan iki kadınarasında ne fark vardır?
Cevap: Tartışan iki erkek kendilerini, iki kadınsa üçüncü bir kadını tartışırlar.
Soru: Bir kadın ile gazetenin benzerliği nedir?
Cevap: Her ikisi de ağzına kadar laf doludur ve insanı paradan çıkarır.
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
ŞANS
Bir filozofa sormuşlar :
"Şansa inanır mısınız?" Filozof :
"Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle açıklardım".
Bir filozofa sormuşlar :
"Şansa inanır mısınız?" Filozof :
"Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle açıklardım".
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
BİZ DE YAKLAŞIYORUZ
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken,
keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla :
"300 bin kişilik düţman ordusu bize Doğru yaklaşıyor" der.
Alparslan hiç önemsemeyerek söyle der :
"Biz de onlara yaklaşıyoruz.”
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken,
keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla :
"300 bin kişilik düţman ordusu bize Doğru yaklaşıyor" der.
Alparslan hiç önemsemeyerek söyle der :
"Biz de onlara yaklaşıyoruz.”
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
SIR TUTMAK
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere
çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında,
vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca,
Yavuz ona
"Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir :
"Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
"Ben de bilirim".
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere
çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında,
vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca,
Yavuz ona
"Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir :
"Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
"Ben de bilirim".
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
VETERİNER
Bir toplantıda bir genç Mehmet Akif küçük düşürmek için :
Affedersiniz,siz veteriner misiniz? demiş. M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş :
Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
Bir toplantıda bir genç Mehmet Akif küçük düşürmek için :
Affedersiniz,siz veteriner misiniz? demiş. M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş :
Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
NİSBET
Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık
birbirlerini iğnelermiş.. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine,
Churchill'i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş :
“Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp
gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill , hemen cevap
göndermiş:
“Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için
oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii
oyununuz ikinci gece oynarsa."
Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık
birbirlerini iğnelermiş.. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine,
Churchill'i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş :
“Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp
gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill , hemen cevap
göndermiş:
“Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için
oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii
oyununuz ikinci gece oynarsa."
bjkli- moderatör
-
mesaj sayısı : 184
Yaş : 40
Kayıt tarihi : 01/12/08
Geri: fıkra arşivi
Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken nehirde yıkanan genç ve çok güzel bir kadın gördüler.
Oğul sordu :
-Ne dersin baba, yiyelim mi onu?
Baba bir an düşündükten sonra :
-Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz! dedi.
Oğul sordu :
-Ne dersin baba, yiyelim mi onu?
Baba bir an düşündükten sonra :
-Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz! dedi.
AsiRuH- yönetici
-
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08
5 sayfadaki 5 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5
Similar topics
» AT YARIŞI süper bir fıkra :)
» Gif Sarayı gif arşivi
» gif arşivi-2-
» graffiti arşivi
» 3D Oyun Arşivi
» Gif Sarayı gif arşivi
» gif arşivi-2-
» graffiti arşivi
» 3D Oyun Arşivi
5 sayfadaki 5 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz