.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


    Karacaoğlan (Yozgatlı)

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    Karacaoğlan (Yozgatlı) Empty Karacaoğlan (Yozgatlı)

    Mesaj  AsiRuH Paz Ekim 12, 2008 10:33 pm

    Karacaoğlan (Yozgatlı)

    Her sabah her sabah çıkar bakarsın
    Bilemiyorum ne derdin var yar senin
    Dertli sinem aşk oduna yakarsın
    Bilemiyorum ne derdin var yar senin

    Karac’oğlan der ki olduğu yerde
    Ciğer biryan olur gördüğü yerde
    Sabah güneşinin doğduğu yerde
    Bilemiyorum ne derdin var yar senin


    Araştırıcılar tarafından varlığı kabul edilen ancak yaşadığı yüzyıl
    hakkında anlaşmazlıklar bulunan Yozgatlı Karacaoğlan XVI. yüzyılda
    yaşamış bir Bektaşi Şairi olarak gösterildiği gibi 105 XIX. Yüzyılında
    yaşamış ümmi bir aşık106 ve medrese tahsilli görmüş bir şair 107
    olarak da gösterilmektedir.

    Yozgatlı Karacaoğlan’ın yaşadığı yüzyıl ve sosyal statüsü hakkındaki
    rivayetlerin bu derece çeşitlenmesi öncelikle Yozgatlı Karacaoğlan’ın
    varlığının araştırılmaya muhtaç olduğunu göstermektedir. Hangi yüzyılda
    olursa olsun Yozgat’ta Karacaoğlan adında bir aşık/şair gerçekten
    yaşamış mıdır? Yaşamışsa yaşadığı yüzyıl mensubu olduğu sosyal çevre ve
    köyü/ kasabası neresidir?

    Sırasıyla bu iki soruya Karacaoğlan hakkında yapılan araştırmaları ve
    şiirleri göz önüne alarak cevap arayalım: Cumhuriyet döneminde
    Karacaoğlan hakkında yapılan araştırmaların çoğunda XVII. Yüzyılda
    Çukurova’da yaşayan Karacaoğlan’dan başka Karacaoğlanların da var
    olduğu dile getirilmiş. Bu çevrede “Nizipli Karacaoğlan”108 “Rumelili
    Karacaoğlan”109 “Yozgatlı Karacaoğlan”110… gibi şairlerin varlığı
    üzerinde fikirler ortaya konmuş. Belgeler gösterilmiştir.

    İşte bu çerçevede Yozgatlı Karacaoğlan’ın hakkında ileri sürülen görüşler şu noktalarda toplanmaktadır.

    Yukarıda adı geçen makalesinde en az dört Karacaoğlan’ın yaşamış olduğu
    görüşünü dile getiren Prof. Dr. İlhan Başgöz “Karaca’oğlan111 adlı
    eserinde “bir Karac’oğlan dan ziyade Karac’oğlan geleneğinden
    Karac’oğlan şiir okulundan bahsetmenin daha doğru olduğu” kanaatini
    taşıdığı belirtmektir. 112 Yayınlandığı bu eserinden sonra Karacaoğlan
    üzerine yaptığı araştırmaları sürdüren Başgöz yapılan araştırmalarla
    XVI. yüzyılda yaşadığı bildirilen Bektaşi tarikatına mensup
    Karacaoğlan’ın113 Yozgatlı olduğu hükmüne varmaktadır.
    114 Bu Karacaoğlan Rumeli’deki savaşlara katılan bir yeniçeri şairidir.
    Yılmaz Göksoy’un tespit ettiği rivayetlerden115 yola çıkan Başgöz’e
    göre Karacaoğlan, Yozgat’ın Mamure (Aydıncık) köyünden olup, pazarlarda
    pekmez satarak geçimini temin etmektedir. Pazarlarda pekmez satarak
    geçimini temine çalışan bu köyü daha sonra Zileli Salih Hoca
    medresesinden tahsili görmekte, bulunan ardından saz şairleri
    geleneğine uygun bir şekilde rüya görüp bade içmekte çalıp türkü
    söylemektir. Ardından Yavuz Sultan Selim’in ordusunda İran seferine
    katılmakta, 1514 yılındaki bu seferde gösterdiği yararlılıklardan
    dolayı terfi etmekte, bunun ardından ordudan ayrılarak Yozgat’a
    dönmektedir. Yozgat’ta sevdiği kız alamayınca yeniden orduya katılarak
    Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan Avrupa seferlerinde
    bulunmaktadır.116

    Yozgatlı Karacaoğlan’a yakıştırılan bu uzun maceralı ve destani hayatın
    izaha muhtaç bir çok yeri bulunmaktadır. Pazarda pekmez satan bir
    köylünün daha sonra Zile’de medrese tahsili görmesi, medrese
    tahsilinden sonra bede içip, aşık olması, Yavuz’un ordusuyla İran’a
    Kanuni’nin ordusuyla Avrupa içlerine gitmesi, devşirme çocuklarından
    kurulan Yeniçeri ordusundan Kolağası Yardımcılığı rütbesine kadar
    yükselmesi, gerçek bir hayatın izlerini taşımaktan çok, musannifi
    bilinmeyen bir halk hikayesinin konusuna daha uygun düşmektedir.117

    Yozgatlı Karacaoğlan’ın XIX. yüzyılda yaşadığını dile getiren ilk
    yazılar M. Şakir Ülkütaşır tarafından kaleme alınmıştır. Ahali Gazetesi
    118 ve Yeni Türk Mecmuası’nda 119 yayınlanan yazılarında Ülkütaşır,
    “Yozgatlı Karacaoğlan, Yozgat’ın Zeyneddin (Doğanlı) köyünde doğmuş ve
    o havalide tanınmış bir halk şairidir. 1260 h. tarihlerinde yani
    Osmanoğullarından Abdülmecid zamanında yaşamıştır. Ümmi olup deyişleri
    de fıtri istidadının mahsulüdür.” görüşlerine herhangi bir kaynak
    göstermeden yer vermekte ve Yozgatlı Karacaoğlan’a ait olarak
    gösterdiği beş koşmayı yayınlamaktadır.

    Yozgatlı Karacaoğlan’ın XIX. yüzyılda yaşadığını savunan bir diğer
    araştırıcı ise tesbit ettiği rivayetlerde Prof. Dr. İlhan Başgöz’ün
    şairimizin XVI. yüzyılda yaşadığı görüşünü savunmasına kaynaklık eden
    Yılmaz Göksoy’dur. Erciyes dergisinden yayınlanan üç makalesinde 120
    başta M. Şakir Ülkütaşır’ın yazıları olmak üzere, Yozgat civarında
    dolaşan rivayetleri değerlendirerek ve Yozgatlı Karacaoğlan’ın olduğu
    kabul edilen şiirleri inceleyerek sonuca ulaşmaktadır:
    Yılmaz Göksoy, A. Gani Telli Hoca adlı kaynak kişinin Karacaoğlan’ın
    mezarının Gevrek ile Doğanlı köyleri arasındaki yığılı taşların
    arasında olduğunu söylediğini bildirmektedir 121 ki bu rivayet
    Ülkütaşır’ın Yozgatlı Karacaoğlan’ın Zeyneddin (doğanlı) köyünden
    olduğuna dair verdiği bilgiye de uymaktadır. 122
    Yılmaz Göksoy’un tesbit edilen bir başka rivayet ise, Yozgatlı
    Karacaoğlan’ın Gevrek köyüne uğradığı, bir kıza aşık olduğu, kızı
    alamayınca da üzüntüsünden öldüğü şeklindedir. 123
    Yine Göksoy tarafından tesbit edilen bir başka rivayetin Yozgatlı
    Karacaoğlan’ın Mamureli (Aydıncık) olduğuna işaret ettiğini ve bu
    rivayetin Prof. Dr. İlhan Başgöz tarafından onun XVI. Yüzyılda
    yaşadığının delili olarak gösterildiğini daha önce ifade etmiştik. 124
    Bu rivayetlere ilaveten Göksoy, Karacaoğlan’ın şiirlerinde geçen yer
    isimleri ile Yozgat’taki yer isimleri arasında bağlantı kurmakta ve
    meşhur, Karacaoğlan ile Karacakız 125 hikayesinin de Yozgatlı
    Karacaoğlan’a ait olduğunu ileri sürmektedir. Göksoy’un bu konudaki
    görüşleri şu noktalarda toplanmaktadır:
    Karacaoğlan’ın
    “Mamalı’dan ben bir Rıdvan oğluyum”
    mısraı bazı araştırıcılarca 126 XVII. Yüzyılda yaşayan Karacaoğlan’ın
    Mamalı aşiretinden olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Halbuki
    Dulkadirlilerin bir kolu olan Mamalı aşiretinin Bozok civarında
    yerleşmiş Türkmen oymaklarından olduğu açıktır. 127 Ayrıca;
    “Uğran Pazarcık’a Salmanbaba’ya”

    mısranın da Yozgatlı Karacaoğlan'a ait olmasının muhtemel olduğunu
    belirten Göksoy mamalı aşiretinin yerleştiği çorum un sungurlu ilçesine
    bağlı salman köyünün varlığına dikkat çekmektedir.Karacaoğlan ın;
    “Tonuz ovasına her gelen çöker”
    mısraını değerlendiren Göksoy Yozgat yaylalarının eski adı Tonuz olan
    Şarkışla ya kadar uzandığını belirterek yine Şarkışla nın Topaç köyü
    yakınlarındaki Kızılırmak’ın geçitlerinden birisinin Karacaoğlan adını
    taşımasına dikkat çekerek Yozgatlı Karacaoğlan’ın bu çevrede
    çalıp-söylediği kanaatine varmaktadır. Yine Karacaoğlan’ın;
    Bozok kazasında Üsyünova da 128
    Yavrunun menendi güzel var m’ola”

    mısralarının Yozgatlı Karacaoğlan’ın varlığının delillerinde biri
    olduğunu bildirmektedir. Göksoy, Karacaoğlan ile Karakız’ın mezarının
    olduğu bu köye Karakız adını bu sebeple vermiş olduğu görüşlerini
    ortaya koymaktadır.129 Makalelerinde daha sonra Karacaoğlan’ın
    şiirlerinde geçen mahalli kelimeler ve yer isimleri sadece Yozgat’ta
    kullanılan mahalli kelimeler olduğunu belirterek şiirlerde geçen Emir,
    Eymirli, Sincan gibi yer isimlerinin de Yozgat’ta bulunduğuna dikkat
    çekmektedir.130

    Birbirinden farklı ve dağınık bu rivayetleri değerlendiren Göksoy biri
    XVI. yüzyılda diğeri XIX. yüzyılda yaşamış iki Yozgatlı Karacaoğlan’ın
    bulunabileceği ihtimali üzerinde duruyor.131 Görüldüğü üzere bu rivayet
    şu veya yüzyılda bir Yozgatlı Karacaoğlan’ın yaşadığına hükmetmemize
    yetecek bilgi ve belgeleri beraberinde getirmemektedir. XVI.yüzyılda
    bir Yozgatlı Karacaoğlan’ın yaşamış olacağı ise büsbütün imkansız gibi
    görünmektedir. XVI. büyük ölçüde göçebe hayatı yaşanan, mamur bir
    beldeden yoksun olan132 Bozok'ta XVI.yüzyılında yaşamış hiçbir şair
    günümüze gelmezken hakkında anlatılanlarda gerçekten çok hikaye
    unsurları bulunan Yozgatlı Karacaoğlan’ın günümüze gelmesi oldukça
    zordu. Kaldı ki Yılmaz Göksoy’un derlediği hikayeden 133 başka elimiz
    de bilgi bulunmadığı halde XVI. yüzyılda yaşamış Yozgatlı Karacaoğlan
    dan bahsetmek mümkün değildir.

    Bununla birlikte eğer Yozgat’ta Karacaoğlan’ın adına bir şair yaşamışsa
    bunun XIX. yüzyılında yaşamış olması kuvvetle muhtemeldir. Yozgat XIX.
    yüzyılda Çapanoğulları’nın imar hareketleriyle Orta Anadolu’nun
    gelişmiş bayındır şehirlerinden biri haline gelirken açılan onlarca
    medresede tahsil görenlerin bir çoğü güçlü birer şair olacak bu
    yüzyılında tertip edilen cönk ve mecmualarda yerlerini almışlardır.
    Nitekim yaklaşık yüz yıl önce tertip edildiği anlaşılan Yozgat’ın
    Fakıbeyli köyünden İbrahim tarafından Yozgat İl Müzesi’ne bağışlanan
    bir cönkte XIX. yüz yılında yaşayan Yozgatlı şairlerle birlikte
    Karacaoğlan’ın da beş şiiri bulunmaktadır 134 yine bu dönemde yetişen
    Hüzni ve Zari’nin cönklerinde Karacaoğlan şiirleri bulunmaktadır. 135
    Şiileri sözlü gelenekte yaşayan hayatı hakkındaki rivayetler halk
    arasında dolaşan Karacaoğlan’ın günümüze yakın bir tarihte yaşamış
    olmasını daha çok ihtimal için buluyoruz.

    Bütün bu rivayetler ve şiirlerden hareketle meşhur Karacaoğlan’dan
    faklı olarak Yozgat’ta bir Karacaoğlan dan faklı olarak Yozgat’ta bir
    Karacaoğlan’ın yaşadığını kabul edersek, bu şairin meşhur
    Karacaoğlan’ın etkisi altında bu mahlası aldığını veya halkın
    Karacaoğlan’ı taklit etmesinden dolayı kendisine karaca oğlan adını
    yakıştırdığını ve zamanla bu mahlasla çerçevesinde tanındığını
    düşünebiliriz. Yozgatlı Karacaoğlan’a mal edilen şiirlerin çoğunda
    meşhur Karacaoğlan’ın tavrını, edasını görmekteyiz. Bu şiirler
    gerçekten Çukurovalı Karacaoğlan’a aittir yada Yozgatlı karaca oğlan,
    Karacaoğlan etki sinede şiir söyleyen bir şairimizdir. Karacaoğlan’ın
    Anadolu’da yüzyıllardır eksilmeyen şöhreti ve şiirlerinin bir çok şair
    tarafından taklit edildiği göz önüne alınırsa her iki ihtimalin de
    tabii olduğu anlaşılır.

    Yozgatlı Karacaoğlan’a mal edilen şiirlerle, Yozgatlı diğer şairlerin
    şiirleri arasında bir takım konu, söyleyiş ve en önemlisi “ayak”
    benzerlikleri bulunmaktadır. Bu noktalardan hareketle Yozgatlı
    Karacaoğlan hakkında bir sonuca varılamaz ise de Karacaoğlan’ın ve
    şiirlerinin yukarıda değerlendirilen belgelerin ışığında Yozgat’a ve
    Yozgatlı şairlere uzak olmadığı rahatlıkla dile getirilebilir.

    Sonuç olarak biz, buraya kadar değerlendirdiğimiz bilgi ve belgelerin
    ışığında Çukurovalı Karacaoğlan’ın etkisi altında şiir yazan XIX.
    Yüzyılda yaşamış bir Yozgatlı Karacaoğlan’ın varlığını aksi ispat
    olunana kadar kabul ediyor ve Yozgatlı Karacaoğlan’a mal edilen
    şiirleri de bu çerçevede değerlendiriyoruz.

    1
    Her Sabah Her Sabah Çıkar Bakarsın
    Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin
    Dertli Sinem Aşk Oduna Yakarsın
    Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin

    Bahar Gelmeyince Güller Açılmaz136
    Yarsız Yaylalara137 Konup Göçülmez
    Uykudan Mı Kalktın Gözün Açılmaz
    Bilemiyorum Ne Dersin Var Yar Senin

    Yaz Gelince Kuru Otlar Sulanır
    Cahil Olanların Gönlü Bulanır
    Yıl Başında İki Bayram Dolanır138
    Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin

    Bahar Gelmeyince Güllerin Bitmez
    Şakıyıp Dalında Bülbüller Ötmez
    Her Sabah Ellerin Koynundan Gitmez
    Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin

    Karac’oğlan Der Ki Olduğu Yerde
    Ciğer Biryan Olur Gördüğü140 Yerde
    Sabah Güneşinin Doğduğu Yerde
    Bilemiyorum Ne Derdin Var Yar Senin141

    2
    Kömür Gözlüm Ben Bu Yerden Gidersem
    Gülen Oynan Yaran İle Eş İle
    Aralıktan Kem Haberin Duyarsam
    Delem Bu Sineme Kara Taş İle

    Hey Ağalar Ben Bir Hata İşledim
    Gamı Koydum Kasavete Başladım
    Elma Deyi Al Yanağı Dişledim
    İncitmişim Dökülesi Diş İle

    Ememedim Leblerinden Barımı143
    Deremedim Has Hasbahçemden Narımı144
    Kim Ağlatmışım Benim Nazlı Yarim
    Kan Doldurmuş Gözlerine Yaş İle

    Karac’oğlan Ben Sevdadan Doyamam145
    Ak Gerdanda Çifte Benler Sayamam
    Can Tatlıdır Cana Kıyamam
    Meğer Ağu Yediler Aş İle146

    3
    Ateşim Yanmadan Tütünüm Tüter
    Havaya Bulutun Ağdığını Gibi
    Yarin Bahçesinde Gülleri Biter
    Ayın On Dördünde Doğduğu Gibi

    O Yar Yine Bize Name Yollanmış
    Arif Olan Sözlerinden Anlamış
    Al Yanaklar Domur Domur Terlemiş
    Rahmetin Güllere Yağdayı Gibi

    Karaca Oğlan Aydur Başların Tacı
    Ayrılık Şerbeti Zehirden Acı
    Kıvrım Kıvrım Olmuş Zülfünün Ucu
    Mor Menevşe Boynun Eğdiği Gibi147

      Forum Saati Perş. Mayıs 09, 2024 4:20 pm