Anlatım Biçimleri Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

.talk4her
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Anlatım Biçimleri

Aşağa gitmek

Anlatım Biçimleri Empty Anlatım Biçimleri

Mesaj  AsiRuH Paz Ekim 12, 2008 10:06 pm

Anlatım Biçimleri



Anlatım Biçimleri:

Anlatım Biçimleri : Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir tasarıyı, bir olayı sözle ya da yazıyla ifade etmeye anlatım denir.

Birbirinden farklı konuları, olayları, gözlem ve izlenimleri anlatırken kullanılan yöntemlere ise anlatım biçimi denir.

Açıklayıcı Anlatım : Bu anlatım biçiminde temel amaç, okura herhangi
bir konu üzerinde bilgi verme, iyice anlaşılmayan ya da yanlış
anlaşılan bir sözü, bir düşünceyi açıklığa kavuşturmaktır. Bu anlatım
biçiminde temel amaç bilgi vermek olduğu için belirtilen yargı
tartışılmaz; konuyla ilgili karşıt görüşlere yer verilmez. Anlatım
oldukça ciddi, kuru ve öğreticidir.

Açıklamanın yapılabilmesi, bir bilginin tam ve eksiksiz olarak
verilmesi için tanımlamalardan, örneklemelerden, karşılaştırmalardan ve
sayısal verilerden yararlanılır.

Fıkra, makale, deneme, gezi, eleştiri, röportaj gibi yazı türlerinde açıklayıcı anlatım biçimi yoğun olarak görülür.

Örnek :

Çağdaş eğitim, bireyi bilgi ile donatmaktan çok, ona kendi kendine
bilgi edinme yollarını öğretmeyi amaçlar. Bireyde, sağlıklı düşünme,
doğru anlama, toplum içinde türlü durumlara olumlu uyum sağlayabilme
yeteneklerinin geliştirilmesini ister. Sağlıklı düşünme, öncelikle
dilin işleyiş düzeninin kavranmasına bağlıdır. Bu sebeple kişinin
eğitimi ile ana dili arasında doğrudan bir bağlantı vardır.

Tartışmacı Anlatım : Bu anlatım biçiminde birbirine karşıt düşünceleri,
bir konuyla ilgili kanıları değiştirmek, çürütmek ya da onların yerine
yenisini koymak amaçlanır.

Tartışmacı anlatımda yazar, inandırıcılığı sağlayabilmek için ciddi ve
ağırbaşlı bir anlatım yerine sohbete varan rahat bir anlatım kullanır.
Yazarın sık sık sorular sorup bunlara yanıtlar vermesi, bu anlatımın
ayırt edici bir başka özelliğidir.

Tartışmacı anlatım, bilimsel inceleme ve araştırmaya dayalı yapıtlar
başta olmak üzere eleştiri, fıkra, deneme, makale, röportaj gibi yazı
türlerinde de sık sık rastlanan bir anlatım biçimidir.

Örnek :

Gene bir eski özlemdir, gidiyor. Yeniye kötü kötü bakıyorlar, mana
yokmuş, güzel değilmiş, düşünmekten, çalışmaktan kaçınan kimselerin ne
yaptıklarını bilmeden ortaya attıkları şeylermiş. Geçmişin büyük
eserlerini inceleyip de onlardan örnek almalıymışız. Oysa ki asıl, yeni
zordur; yeninin manasını anlamak, güzelliğini duymak zordur. Bunun için
alışkanlıklarımızı aşmak, dikkatimizi işletmek gerekir.

Betimleyici Anlatım : Varlıkların kendilerine özgü ayırıcı
niteliklerini, bu niteliklerin duyu organlarımız üzerindeki etki ve
izlenimlerini görünür kılmaya, onları sözcükler aracılığıyla
resimlendirmeye betimleme denir.

Bir anlatımın betimlemelere dayandırılması ve betimlemenin amaç olarak
kullanılması ile oluşturulan anlatım biçimine betimleyici anlatım denir.

Betimlemede, görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama duyularına
yönelik bir anlatım vardır. Herhangi bir varlığın, nesnenin, olayın
veya çevrenin, duyu organlarımız üzerinde bıraktığı izlenimler belirli
bir plana göre okura aktarılır.

Betimleyici anlatım biçimi, amacına göre iki çeşittir:

Açıklayıcı Betimleme : Bu tür betimlemelerde amaç bilgi vermektir.
Betimlenen varlık yada nesne tanıtıcı ve ayırıcı özellikleriyle nesnel
bir tutumla okura aktarılır.

Sanatsal Betimleme : Bu betimlemede temel amaç, izlenim kazandırmaktır.
Anlatımda, genel ayrıntılardan, ayırıcı ayrıntılara doğru gidilir.
Kısaca gözlemlenen varlık ya da nesnenin anlatıcı üzerinde bıraktığı
etki yansıtılır.

Örnek :

Burada müthiş karasinek vardı. Hele kebapçının bulunduğu yerde... Bir
dükkanda ve etrafında bu kadar sinek olmasının bir hikmeti vardır,
elbette...

Öyküleyici Anlatım : Tasarlanan, gözlemlenen ya da yaşanan bir olayı
yer, zaman ve kişi kavramlarına bağlayarak anlatan anlatım biçimine
öyküleme denir. O halde öykülemede dört temel kavram bulunur:

ü Öykülemede, konuyu geliştiren olgu ya da olgular vardır ki buna olay denir.

ü Öykülemede, olayın geçtiği çevre ya da yer kavramı bulunur.

ü Olayın akışı içinde aklımızda yarattığımız kavram, zaman öğesini oluşturur.

ü Olayın içinde yer alan veya bu olayı yaratan öğelere kişi adı verilir.

İki farklı öyküleme biçimi vardır:

Açıklayıcı Öyküleme : Birtakım bilgileri zamansal oluşuma (kronolojiye)
göre anlatan ve sanatsal bir kaygının güdülmediği bir öyküleme
biçimidir. Temel amaç herhangi bir şeyi tarihsel gelişimi içinde okura
aktarmak, bu konuda onu bilgilendirmektir.

Sanatsal Öyküleme : Bu öykülemede bilgilendirme amacı yoktur. Temel
amaç bir olay anlatıp okuru o olayın içine çekmek, onun içinde yaşatıp
okuru duygulandırmaktır. Öykü, roman gibi yazınsal türlerin
kullanıldığı öykülemeye sanatsal öyküleme denir.

Örnek :

Hamdi amcamı en son 1960-1961 yıllarında gördüm. Bir iş nedeniyle
Ankara'ya gelmişti. Beni görmeden gitmeyi içine sindirememiş, telefon
edip geleceğini söylemişti. Tıpkı çocukluğumda babamı beklediğim gibi,
camdan cama koşup gelişini bekledim. Uzun yıllar sonra birbirimizi
görüp konuşacaktık. Amca yeğen birbirimize sarıldık. Hem sevinçten hem
de annemi babamı anımsayıp ağladık. Çocuklarımı kucağına aldı. Onları
öpüp öpüp sevdi. Kardeşim Leman Hanım, bunları görseydi, dedi. O gün
onu son görüşüm oldu. Öldüğünü duyduğum zaman ne yapacağımı şaşırdım...

Düşünceyi Geliştirme Yolları (Anlatımda Başvurulan Yollar) : Bir
düşüncenin, bir konunun, bir açıklamanın tam olarak anlatılabilmesi
için yararlanılan yönteme "düşünceyi geliştirme yolu" ya da "anlatımda
başvurulan yol" adı verilir. Bir paragrafta düşünceyi geliştirme
yollarından yalnız biri kullanılabileceği gibi, bunların birkaçı da
kullanılabilir.

Düşünceyi Geliştirme Yolları :

Tanımlama : Bir varlığın, bir nesnenin ya da bir kavramın özel ve
değişmez niteliklerini sıralayarak onu tanıtmaktır. Tanımlama,
genellikle, paragrafın giriş bölümünde yer alır. Gelişme ve sonuç
bölümlerinde tanımlamalara pek rastlanmaz. Tanımlama, daha çok
açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimlerinde kullanılan bir düşünceyi
geliştirme yoludur.

Örnek :

Roman, insanların başından geçen ya da geçebilecek türdeki olayları yer
ve zaman belirterek anlatan uzun yazı türüdür. Yazarın üstün bilgisi,
sağlam gözlemi, duygusu romanın başarılı olmasını sağlayan en önemli
etkendir.

Örnekleme : Genellikle soyut bir düşünceyi ya da kavramı somutlamak;
onu görünür, bilinir kılmak için bir yapıtı, bir kişiyi, bir olayı
paragrafa aktarmaya örnekleme denir. Örnekleme, düşünceyi somut
kılacağı için onun hem daha kolay anlaşılmasını, hem de inandırıcılık
kazanmasını sağlar. Örnek olarak verilen şey, anlatımı somutlayacak
nitelikte genel ve bilinir bir şey olmalıdır. Örnekler, bir paragrafın
daha çok gelişme bölümünde yer alır. Çünkü bu bölümde konu açılacak ve
ona somutluk ve inandırıcılık kazandırılacaktır.

Örnek :

Kültür, bir toplumun yaşama biçiminde, davranışlarında belirginleşir,
giyinişine, yiyip içmesine, çalışmasına, hatta jestlerine yansır. Bir
Türk 'hayır' anlamında başını yukarı kaldırır. Amerikan kültüründe ise
aynı amaç için baş iki yana hareket ettirilir. İki erkeğim kol kola
girip gezmesine Anglosakson ülkelerinde rastlayamazsınız.

Karşılaştırma : Nesneler, kavramlar, olay ya da durumlar arasındaki
benzerlik veya farklılıkların dile getirilmesidir. Dolayısıyla
karşılaştırma, yalnızca iki kavram arasındaki karşıtlıkları gösterme
değildir. Benzerlikleri gösterirken de karşılaştırmalardan
yararlanılabilir. Böylece sözü edilen kavram daha görünür, daha somut
bir özellik kazanmış olur.

Örnek :

Hayvanların koşullanmaya ve denem yanılma etkinliğine dayanan
öğrenmeleri yanında, insan öğrenmesinin ayrı bir niteliği vardır.
İnsanın her öğreniş aşaması bedence belirli bir olgunlaşmayı
gerektirir. Söz gelimi; konuşmayı öğrenmek yalnız ses çıkarmak değildir.

Benzetme : Bir durumu, bir kavramı açıklarken bilinen ve ondan daha etkin benzerinden yararlanmaya benzetme denir.

Örnek :

Boş bırakılmış topraklar, gübreli ve bereketli ise, yüz bin çeşit otla
dolar. Yararlı olabilmeleri için onlara kazma vuruyor, işe yarar
tohumlar ekiyoruz. Ruhlar da böyledir. Onları bir fikirle uğraştırıp
dizginlerini tutmazsanız, uçsuz bucaksız bir hayal dünyasında başıboş,
öteye beriye dolaşıp dururlar. Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu
yitirir.

Tanık Gösterme : Anlatma somutluk ve inandırıcılık kazandırmak amacıyla
başkalarının düşünce ve sözlerinden yararlanmaya tanık gösterme denir.
Ancak tanık gösterilen kişi, bilinen ve kabul gören bir özellikte
olmalıdır. Yoksa sıradan bir insanın tanık gösterilmesi, düşünceyi
inandırıcı kılmaktan uzak düşer.

Tanık olarak seçilen, kişi değil de bir söz ise bu, tırnak içine
alınarak verilmelidir. Ayrıca hem kişi adı kullanılıp hem de onun
konuyla ilgili sözleri verilecekse, bu sözler tırnak içine alınmalıdır.

Örnek :

Jan Paul Sartre şöyle der: "İnsan bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için
yazardır." Bu görüşe katılmamak mümkün mü? Söz sanatçısı dediğin,
herkesin söylemek isteyip de söyleyemediği sözleri, kendine özgü
biçimler arasından seçerek söyleyivermeli ve okuyucuya : "Benim
söylemek istediğimden daha güzel" dedirtmeli.

İlişki Kurma: Paragrafta ortaya konan düşüncenin açıklanması için,
herhangi bir durumun ya da olayın ortaya çıkışını, onun nedenini
geçmişte olan bir başka duruma veya olaya dayandırarak açıklamaktır. Bu
anlatım yolunda geçmişteki bir olay anımsatılarak asıl anlatılmak
istenen daha net ve inandırıcı bir biçimde ortaya konmuş olur.

Örnek :

Ben, hasta ruhları ve sinirli insanları daima yüzlerinin tebessümlü
olup olmamasıyla teşhis ederim. Sinirli adamların yüzleri gülmez.
Tebessümden mahrum bir çehre gördüğüm zaman, derhal bunun bir sinir
hastasına ait olduğunu anlarım. Tebessüm, ruhun sağlamlığı kadar,
saadetin de müjdecisidir.

Sayısal Verilerden Yararlanma : Bir düşünceyi aktarabilmek için
anlatılmak istenen nesnenin ya da kavramın nicelik özelliklerinden
yararlanmadır. Bu düşünceyi geliştirme yolu, daha çok tekniğe ve
istatistiğe dayalı bilgilerin anlatımında kullanılır.

Örnek :

Öğrencilerin çalışırken ara verip dinlenmeleri gerektiğini
düşünenlerdenim. Mola verilmeden yapılan uzun soluklu bir çalışma,
verimi düşürür. Ellişer kişiden oluşan iki ayrı gruba yüz soruluk bir
test uygulanır. Grubun biri, testi hiç ara vermeden yanıtlarken, diğer
gruba elli sorudan sonra 15 dakikalık dinlenme verilir. Dinlenme
almayan grubun başarısı, alan grubun başarısından % 30 düşük çıkar.
AsiRuH
AsiRuH
yönetici
yönetici

Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz