MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kıbrıs
Türklerine karşı siyasi, ekonomik, ulaştırma, turizm ve spor
alanlarında uygulanan haksız ambargoların bugün de
sürdüğünü belirterek, ''AB, Kıbrıs Türklerini
yok saymış, Kıbrıs Rum yönetimini Kıbrıs'ın tek temsilcisi olarak
tanımıştır'' dedi. ANKARA -Bahçeli,
partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada,
Türkiye-Ermenistan ilişkilerine değindi. Hükümet
politikalarının kamuoyunda sorgulanmaya, Azerbaycan'ın
duyarlılıklarının öne çıkmaya başladığına dikkati
çeken Bahçeli, ''Özellikle Ermenistan ile AKP
Hükümeti arasında yakın ilişki ve işbirliğinin başladığı bir
süreçte, Azerbaycan ile dostluğumuza gölge
düşürecek gelişmeler gerçekleşmiştir. MHP'nin bu
konudaki kapsamlı görüş ve tepkileri bellidir ve
tereddüte mahal vermeyecek kadar nettir'' diye konuştu.Azerbaycan
Milli Meclisinde düzenlenen Türkiye-Azerbaycan İlişkileri
Ortak Çıkarlar ve Problemler konulu foruma iştirak eden MHP'li
milletvekilleri ile Türkiye'yi ziyaret eden Azerbaycan'ın 6 kadın
milletvekili ve beraberindeki heyete ev sahipliği yapan MHP İzmir
Milletvekili Şenol Bal'a teşekkür etti.TBMM'nin
açıldığı 23 Nisan 1920 tarihinin Türk Milletinin kendisine
dayatılmak istenen ve rıza göstermesi beklenen teslimiyeti
reddedişinin ve sonucunda Cumhuriyetle taçlanan sürecin en
önemli dönüm noktası olduğunu söyleyen
Bahçeli, sonucun, milletin istiklalini yine milletin azim ve
kararının kurtaracağına inanan kahramanların eseri olduğunu vurguladı.Bahçeli,
''Kuruluşunun 89. yılını kutladığımız TBMM, bugün de tıpkı o
gün olduğu gibi demokrasimizin, milli devletimizin ve
geleceğimizin en büyük güvencesidir. Bu güvencenin
toplumsal dayanağı ve en temiz kaynağı ise pırıl pırıl
çocuklarımız olmalıdır'' diye konuştu.Geleceğin teminatı
çocuklar için yapılanların yeterli olmadığını ifade eden
Bahçeli, yarının yetişkinleri olacak kuşağın sorunlarının,
ülkenin ve milletin genel sorun ve sıkıntılarından ayrı
düşünülerek çözülemeyeceğini
söyledi.Babanın ve annenin sorunlarının
çözülmeden, aileye huzur, mutluluk, aydınlanma
girmeden çocukların ayrı bir varlık gibi
düşünülerek sorunlarının üstesinden gelinmeyeceğini
belirten Bahçeli, ''Bugün milyonlarca işsizin çok
önemli bir bölümü, bir çocuğun babası ve
annesidir. Evine ekmek götürmekte zorlanan, ailesini
geçindirme imkanları azalan kaygılı ve gergin bir ortamdan
yeterince sağlıklı ve yetişmiş bir çocuğun gelişmesini beklemek
gerçekçi olmayacaktır'' dedi.Devlet
Bahçeli, 2008 sonu itibariyle 18 yaşına kadar olan nüfusun
23.5 milyonu aştığını kaydederek, 15 yaşından küçük
nüfusun ise 18 milyon 800 bine ulaştığını, bu nüfusun
birçok ülkenin toplam nüfusundan fazla olduğunu
kaydetti.''Elbette ki genç nüfusun fazlalığı,
yaşlanan dünyamızda stratejik bir avantaj ve beşeri zenginliktir''
diyen Bahçeli, bu potansiyel gücün eğitimle ve
sevgiyle desteklenmesi, milli kültürle beslenmesinin bir
anlam taşıyacağını, aksi halde sorunlarla boğuşan bir kuşaktan yeterli
verim alınamayacağını söyledi.''AB, KIBRIS TÜRKLERİNİ YOK SAYMIŞTIR''
KKTC'de
yapılan seçimlerin Kıbrıslı Türkler için ''demokrasi
ve siyasi olgunluk sınavı'' olduğunu belirten Bahçeli, ''İlk
sonuçlara göre seçim iktidar partisinin
büyük oy kaybı ile neticelenmiş, muhalefetteki UBP tek başına
iktidar oluşturacak bir çoğunluğa ulaşarak seçimi
kazanmıştır. Bu sonuç, Kıbrıs'ta Rumların peşine takılarak ve
sahte cennet vaad ederek iktidara gelen siyaset tüccarlığının
sonu, devletlerinin sorununa daha gerçekçi bakmaya
başlayan soydaşlarımızın başarısı olarak değerlendirilmelidir'' diye
konuştu.Geçmişte kurnazca hazırlanan kampanyalarla
vicdanları karartılan Kıbrıslıların, Annan Planı ile birlikte Kıbrıs'ta
sorunlara çözüm geleceğini ve AB'ye üye
olacaklarını düşündüklerini ifade eden Bahçeli,
şunları söyledi:''Oysa 'bir adım önde olmak' adına
atılan adımlar, tam bir fiyasko ile sonuçlanmış, Rum
yönetiminin AB'ye dayanarak Türkleri Rum yönetiminin
tabiyetine sokma çabaları hız kazanmıştır. Bu
süreçte kimliksiz bir Kıbrıs Türk'ü oluşturulmaya
çalışılmış, Rumlar'ın tahakkümüne açık, azınlık
statüsü altında yaşamayı kabullenen ve zaman içinde
milli varlıkları eriyecek bir toplum haline getirilmek istenmiştir.Bizler,
büyük bir milli sorumluluk duygusuyla Kıbrıs Rum
yönetiminin çözüme asla yanaşmayacağını, eşit bir
ortaklığı kabul etmeyeceğini, AB üyeliğini bir dayatma unsuru
olarak kullanacağını, sürecin Türklerin lehine
sonuçlanmayacağını defalarca duyurmuştuk. AB, Kıbrıs
Türklerine verdiği sözlerin hiçbirini yerine
getirmemiştir. Ticaretin geliştirilmesi, ekonomik yardım ve uygulanan
kısıtlamaların kaldırılması konusundaki sözlerin hepsi kağıt
üzerinde kalmış, bu yönde hiçbir adım atılmamıştır.
Kıbrıs Türklerine karşı siyasi, ekonomik, ulaştırma, turizm ve
spor alanlarında reva görülen haksız ambargolar, bugün
aynen sürmektedir. AB, Kıbrıs Türklerini yok saymış, Kıbrıs
Rum yönetimini Kıbrıs'ın tek temsilcisi olarak tanımıştır.''KKTC'de
seçimlerle birlikte yeni bir dönem başladığını belirten
Bahçeli, ''Kıbrıs Türkiye için beka meselesidir.
Türkiye'nin güvenliği ile Kıbrıs'ın güven içinde
yaşayacakları şartların hazırlanması, Türkiye için
vazgeçilmez bir siyasi ve ahlaki sorumluluk, milli bir
vecibedir'' dedi.''EKONOMİYİ İŞSİZLİK FIRTINASININ TAM ORTASINA GETİRİP KENDİ HALİNE TERK ETMİŞTİR''
MHP
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, işsizliğin her geçen
gün biraz daha arttığını belirterek, ''İşsizliğin azaltılması bir
yana, AKP Hükümeti tarafından ekonomik sorunların inkar
edilmesi ve çözüm için atılması gereken
adımların ihmaliyle vatandaşlarımızın işsizlik salgınına daha
çok maruz kalmasına yol açmıştır'' dedi.Bahçeli,
partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada ''ekonomik
gelişmelere ve yaşanan işsizlik'' sorununa değindi.Daha
önce yaptığı açıklamalarda, yaşanan ekonomik krize
değindiğini anımsatan Bahçeli, Hükümetin ise kriz
kelimesini kullanmaktan imtina ettiğini söyledi.
Hükümetin verdiği ''Her şey yolunda'' mesajları ile hem
kendisini hem de milleti aldattığını ifade eden Bahçeli,
''Başbakan Erdoğan, ekonomiyi işsizlik fırtınasının tam ortasına
getirip kendi haline terk etmiştir'' diye konuştu.Bahçeli,
aradan geçen sürede, işsizliğin azaltılması bir yana,
Hükümet tarafından ekonomik sorunların inkar edilmesi ve
çözüm için atılması gereken adımların ihmaliyle
vatandaşların ''işsizlik salgınına daha çok maruz'' kalmasına
yol açtığını belirterek, şöyle konuştu:''Türkiye
ekonomisinin mevcut görünümüyle, kriz kelimesini
ısrarla yan yana getirmekten imtina eden, 'her şey yolunda'
mesajlarıyla hem kendisini hem de milletimizi aldatan Başbakan Erdoğan,
ekonomiyi işsizlik fırtınasının tam ortasına getirip kendi haline terk
etmiştir. Üretim takati kesilen, üretim faktörlerini
aynı hedefe yönlendiremeyen ekonomik yapının baştan aşağı
gözden geçirilip eksikliklerinin tashihi ve zayıf
yanlarının ikmali gerekirken, Başbakan sonu ve ideali olmayan kısır
çekişmelere kıstırdığı siyasi sistemin, asıl meselelerle
ilgilenmesine sürekli engel olmuştur. Başbakan Erdoğan;ın, her
kesimden krize karşı önlem alınması gerektiği yönünde
görüş ileri sürüldüğü bir dönemde;
'krizi son derece hazırlıklı ve ihtiyatlı şekilde karşıladık'
sözlerinin şimdi ne kadar temelsiz, sakat ve gerçeklerden
uzak olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. En başta, tıpkı ekonomik krizde
olduğu gibi, işsizliği de teşhis ve tespitte derin bir aczin
içine düşen Başbakan, enflasyonun düştüğü
bir ortamda, işsizliğin daha yüksek seviyelere çıkmamış
olmasını önemli bir başarı göstererek hayret ve endişe verici
bir zihniyete sahip olduğunu göstermiştir.''''BAŞBAKANIN KRİZİ YOK FARZ ETMESİ''
MHP
lideri Bahçeli, dünyanın ekonomik krizle başa
çıkmaya çalışırken, Başbakan Erdoğan'ın krizi yok farz
etmesinin; krizi küçültmediğini, ağırlığından bir şey
kaybettirmediğini, aksine fark edilemeyen etkileriyle ekonomik ve
sosyal tahribatı daha da büyüttüğünü bildirdi.Resmi
rakamlarla, 2009 Ocak döneminde, işsiz sayısının geçen
yılın aynı dönemine göre 1 milyon 59 bin artarak 3 milyon 650
bine ulaştığına işaret eden Bahçeli, işsizlik oranının da
yüzde 15,5 seviyesine çıktığına dikkati çekti.
Bahçeli, şöyle devam etti:''İşsizlik oranı kentlerde
yüzde 17,2, kırsal yerlerde ise yüzde 11,8 düzeyinde
ortaya çıkmıştır. Son bir yıl içinde tarım dışı işsiz
sayısı 1 milyon 148 bin artarken tarım dışı işsizlik oranı yüzde
19'a ulaşmış bulunmaktadır. Geçen yılın aynı döneminde
tarım dışı işsizliğin yüzde 13,7 olduğu dikkate alındığında, tarım
dışı işsizlik oranının sadece bir yılda 5,3 puan yükselmiş olması
tek başına iş gücü göstergelerindeki dramatik bozulmayı
ortaya çıkarmaktadır. Meselenin en hazin ve tehlikeli tarafı ise
genç nüfusta yüzde 28;e ulaşan işsizliğin aldığı ve
ulaştığı boyuttur. Resmi olarak ilan edilen rakamlarda bile
çığırından çıktığı görülen işsizliğin,
gerçekte daha yüksek ve kaygı verici bir noktada olduğunu
söylemek lazımdır. TÜİK'in hesaplamalarında işsiz sayısına
dahil edilmeyen; ancak iş aramayıp çalışmaya hazır olan 2 milyon
394 bin kişiyle, iş bulma ümidini kaybetmiş 873 bin vatandaşımızın
işsiz sayısına ilave edilmesiyle birlikte, toplam işsiz sayısı 6 milyon
917 bin kişiye ulaşacaktır. Bu halde ortaya çıkacak işsizlik
oranının ise yüzde 30;a yaklaştığını ifade etmek
mümkündür.''''SOKAKTAKİ İKİ VATANDAŞTAN BİRİNİN İŞİ YOK''
Devlet
Bahçeli, sokaktaki iki vatandaştan birinin işinin olmadığını
söylemenin abartılı olmayacağını ifade etti. Bahçeli,
geçen hafta açıklanan ''Katılım Öncesi Ekonomik
Program''da işsizlik oranının; 2009 yılında yüzde 13,5, 2010
yılında yüzde 13,9, 2011 yılında ise yüzde 13,9 oranında
tahmin edilmesinin, bir anlamda hükümetin işsizlik sorununun
çözemeyeceğinin itirafı olduğunu söyledi.2009
yılı için öngörülen 3 milyon 310 bin
düzeyinde toplam işsiz sayısının, 2009 yılının ocak döneminde
aşılarak, yapılan tahminlerin içinin ne kadar boş ve anlamsız
olduğunu gözler önüne serdiğini iddia eden
Bahçeli, ''2002 yılında toplam iş gücü 23 milyon 818
bin kişi ve işsizlik oranı yüzde 10,3 iken, bugün iş
gücü 23 milyon 523 bin ve işsizlik oranı da yüzde 15,5
düzeyindedir. Buna göre 2002 yılında iş gücü
miktarı, bugüne kıyasla fazla olmasına rağmen, işsizlik oranı yine
bugüne kıyasla daha düşüktür. Nitekim içinde
bulunduğumuz dönemde işsizlik oranı, 2002;deki miktarına göre
yüzde 50,4 artmıştır'' dedi.''KRİZ TÜRKİYE'YE AĞIR HASAR VERDİ''
''Kendi
yandaşlarını abat etmede kural ve sınır tanımayan, aile yakınlarının
şatafatlı hayatlarına son hızla devam etmesinde bir beis görmeyen
AKP saltanatının, işsiz kalan vatandaşlarımızı umursamamasının ve
çaresizliklerini gidermek için hamle yapmamasının elbette
siyasi bir faturası olacaktır'' diyen Bahçeli, ''O zaman
geldiğinde Başbakan Erdoğan'ı ne dış yardakçıları ne de
iç menfaat destekçileri asla kurtaramayacak, yapılanların
acı bilançosu bir bir bugünkü kadroların
önüne konulacaktır'' ifadesini kullandı.Krizin
Türkiye ekonomisinin bütün göstergelerine ağır
hasar vererek, üretim yapısını tahrip ettiğini belirten
Bahçeli, ''Hükümetin elindeki imkan ve araçları
krizin sevk ve yönetiminde bu zamana kadar yeterince kullanmamış
olması, krizi halının altına süpürmeye çalışması,
sorunları daha da büyütmüş ve bugün içinden
çıkılmaz bir aşamaya getirmiştir'' diye konuştu.Başbakan
Erdoğan'ın ''milleti söz ve hamasetle avutmaya
çalıştığını'', 6,5 yıllık iktidarında hiçbir şey
yapmadığını ileri süren Bahçeli,
''Çiftçimizin ürünü para etmemiş, sattığı
borcuna dahi yetmemiştir. Esnafımızın rafları boş kalmış, ekmek
parasını dahi kazanamayacak bir duruma gelmiştir. Memurumuz, maaşıyla
en temel ihtiyacını bile karşılayamaz olmuştur. Emeklimiz ise
içler acısı bir hayat standardına adeta mahkum edilmiştir'' dedi.Bahçeli,
sürekli kriz üreten, vatandaşların fakirleşmesine dayanan,
işsizlik meselesinin kronik bir hale gelmesine yol açan mevcut
ekonomik düzenin tamiriyle geçen on yıllarda, her alanda
kaybın çok fazla olduğunu söyledi. ''HÜKÜMET EKONOMİDEKİ KONTROLÜ KAYBETTİ''
AK
Parti Hükümeti'nin ''dağınık ve savruk yöntemlerle,
krize karşı organize bir tavır ortaya koyamadığını iddia eden
Bahçeli, bu iktidarın fertten başlayarak yeni ve kapsamlı bir
ekonomik zihniyet dönüşümünü sağlayabilmesinin
de imkan dahilinde görülmediğini ileri sürdü.
Bahçeli, şunları kaydetti:''MHP olarak değerlendirmemiz,
ekonominin tıkanma ve boğulma süreçlerini peş peşe yaşadığı
bugünkü ortamın ve yapının reforma tabi tutulmasıyla en
çetin ve muğlak sorun alanları önce anlamlandırılacak,
sonra yumuşayacak ve son tahlilde çözüm sürecine
girebilecektir. AKP hükümetinin yaklaşık 6,5 yıllık
döneminde, üreten sektörlerden daha çok mali
piyasalardaki makro dengeleri koruyarak başarılı olmaya
çalışması, bunda da ısrar etmesi, sağlıklı sonuçlar
vermemiş, piyasalardaki en ufak bir sallantı gelişme olarak sunulan her
şeyin tarumar olmasına neden olmuştur. Ekonominin genel durumunun IMF
anlaşmasına kilitlenmesi ve beklentilerin bu yönde yoğunlaşması,
hükümetin ekonomideki kontrolü kaybettiğinin bir
göstergesi olarak görülmelidir.Bu neticenin işsizlik faciasının kapsamını daha da genişleteceği açıktır.MHP
olarak tüm istek ve beklentimiz vatandaşlarımızın hayatın
güçlüklerine daha fazla muhatap olmamasıdır. Değişen
değerlerin, artan toplumsal beklentilerin ve onlara dayalı ekonomik
taleplerin kavranması ve bunlara yönelik siyaset üretimi
kaçınılmaz bir görev olarak önümüzde
durmakta ve partimiz bunu açıklıkla görmektedir.Hiçbir
vatan evladının layık olmadığına inandığımız yoksulluk ve
çaresizliğin son bulmasını ümit ediyor; insanca yaşamanın
her vatandaşımızın hakkı olduğunu bu vesileyle belirtmek istiyorum.''(A.A)