Korkut Eken Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

.talk4her
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi
 
AnasayfaLatest imageschatboxKorkut Eken ReportGiriş yapKayıt Ol

 

 Korkut Eken

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AsiRuH
yönetici
yönetici
AsiRuH


Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Korkut Eken Empty
MesajKonu: Korkut Eken   Korkut Eken EmptyPtsi Nis. 20, 2009 10:14 am

Eken, 1945 yılında Ankara'da doğdu. 1963 yılında baba mesleği olan
subaylığa ilk adımı Kara Harp Okulu'na girerek attı. Hava İndirme
Tugayı'nda görevliyken 20 Temmuz 1974'de
paraşütçü birlikler ile Kıbrıs'ta ilk görev yapan
askerlerimiz arasında yeraldı.

1978 yılında çok üstün eğitimli subay ve
astsubaylardan oluşan Özel Harp Dairesi, özel birlik
komutanlığına atandı. 1984 Eruh baskınıyla başlayan PKK terör
örgütüyle mücadelede, birliğiyle birlikte Siirt ve
Sason bölgelerinde görevlendirildi.

1986 yılına kadar devam eden bu görevinde sayısız sıcak
çatışmaya girdi. Yaptığı çalışmalardan dolayı Türk
Silahlı Kuvvetlerimiz'in en önemli madalyası olan Üstün
Cesaret ve Feragat Madalyası ile Başarı Madalyası ve birçok
takdirname aldı. 1981 yılından 1986 yılına kadar Emniyet Genel
Müdürlüğü Polis Özel Harekat Timleri'nin
teşkili, teçhizi ve eğitiminde görev aldı.

Kendi isteğiyle 1987 yılında Yarbay rütbesindeyken emekliye
ayrıldı ve hemen MİT'de Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcısı olarak
göreve başladı. Basına sızan ünlü MİT raporunu
hazırlayan Daire'de görevli olduğu için soruşturma
geçirdi. Başka bir bakanlığa atanacağını öğrenince 1988
yılında MİT'den emekliye ayrıldı.
1993 yılında dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet
Ağar'ın daveti üzerine Emniyet Genel
Müdürlüğü'nde çalışmaya başladı.

1996 yılına kadar Özel Harekat timlerini yetiştirdi ve bunlarla birlikte operasyonlara katıldı.

Samsun Terme nüfusuna kayıtlı Korkut Eken evli ve 3 çocuk babası.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AsiRuH
yönetici
yönetici
AsiRuH


Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Korkut Eken Empty
MesajKonu: Geri: Korkut Eken   Korkut Eken EmptyPtsi Nis. 20, 2009 10:14 am

PKK ile Mücadele

Korkut Eken, ilk ve tek ropörtajını 19 Ocak 2002 tarihinde Star
gazetesi yazarı Saygı Öztürk'e verdi. İşte Eken'in ağzından
PKK ile mücadelesi:

Güneydoğu'da operasyonlarda asker - polis sorunu yaşanıyor muydu?

Benzer sorunlar yaşanıyordu. Asker olmam nedeniyle komutanlarımızla da
görüşüp, sorunu daha kolay çözüyorduk.
Eruh - Şemdinli baskınlarından sonra 1984 - 1986 yıllarında, o zaman en
yüksek rütbeli komutanlar, bizler dağlara çıktık.
Olaylar yoğunlaşınca, paşalar dahil, ellerinde silahlar en önde
gidiyorlardı. En yüksek rütbeli subaylardan bir tanesi
bendim, dolayısıyla Apo'nun öldürülmesi konusunu kendime
bir görev addetmiştim. İnanın rüyalarıma giriyordu. Bir
kıstırsam, yakalasam diye ama Türkiye hudutları içine
girmedi.

Apo'yu öldürmeyi niçin bu kadar istiyordunuz?

Ben, terör örgütünün başı
öldürülürse örgütün
çökeceğine inanıyordum. O dönemde bile yabancılar
PKK'ya destek oluyor, helikopterle gıda atıyor, yaralılarını
taşıyorlardı. Apo yakalanıp Türkiye'ye getirildiğinde işi
anlamıştım. Bir zamanlar PKK terör örgütünü
destekleyen ülkeler, nasıl olur da şimdi Apo'yu paketleyip bize
teslim ediyorlar? Bu işin siyasallaşma süreci başlıyor ki bu,
silahlı mücadeleden çok daha tehlikeli ve karşı
mücadelesi zor.

Apo idam edilmeli mi?

Artık bize verildikten sonra idam edilmemeli. Doğrusu şu anda yapılan.
Apo idam edilirse daha kötü şeyler olabilirdi. Kendimiz
yakalasak, dağda bayırda bir çatışmada ölse tamam. Ama
teslim olmuş, elleri kolları bağlı olarak verildiğine göre idam
etmemiz doğru olmaz.

Güneydoğu'da olayların yaşandığı dönemde durum nasıldı?

Başlangıçta tabii askerin özel timlerin komutanı olarak
Mardin, Hakkari, Siirt bölgeleri bana bağlıydı. O dönemde
gece operasyon yapan bizim gibi birlik yoktu. Ondan sonra polisin
özel timlerinin kurulması görevi verildi. Onu da hakkıyla
yerine getirdiğime inanıyorum.

Timlerin yetiştirilmesi için kimlerden emir alıyordunuz?

Eğitimin bir süresi var. Biz eğitime ilk başladığımız 1982 yılında
Amerikan sistemine göre eğitim vermeye başladık. Sonra fabrikasyon
adam istemeye başladılar. Başbakan Turgut Özal, 500 kişinin hemen
eğitilmesini istedi. Mümkün olmadığını söyledim.
Çünkü o kadar kişiyi eğitecek kadromuz yoktu.
Üstelik bunları bir ayda eğitmemizi istiyordu. Bunları o şekilde
göndermemiz mümkün değildi. Eşkiyanın karşısına o
şekilde gönderemezdik. Tansu Çiller'in başbakanlığı
döneminde de ortalık yanıyordu. Bu kez 1000 özel
harekatçı daha yetiştirmemiz istendi. Çaresiz kalınmıştı.
Örgütle nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda
bilgi veriyordum. Birliğin sayısı değil, niteliği önemlidir.

Bir de devletin kullandığı "Yeşil" var. Bu konuda ne dersiniz?

Yeşil'le ilgili en ufak bir bilgim yok, tanımıyorum, çalışmadım.
Bir defa Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde göz
altına alınmıştı. O zaman gördüm.

Devletin kullandığı bu tür kişiler çok mu?

Çok vardır. Örneğin bir dönem çok sayıda
itirafçı grubu vardı. Şimdi itirafçıların devlete faydalı
olacak ne tarafı var? Ama 1984 Eruh - Şemdinli baskınının yaşandığı
dönemi ele alalım. Araziyi bilmiyorsunuz, yolu bilmiyorsunuz,
geçiş yollarını bilmiyorsunuz, gizli depoları bilmiyorsunuz,
bunlar yer gösteriyorlardı. Ondan sonra operasyonlara sokmaya
başladılar.

İtirafçıların operasyonda kullanılmasına karşı mıydınız?

İtirafçı kim ki operasyonu yönlendirecek? Böyle bir
şey var mı? Bizim eğitimimiz çok yüksek seviyede. Bir
özel time katılan subay dört sene özel kurs
görüyor. İtirafçıları yer gösterme dışında
operasyonun içine katmazdım. Gerek yok.

Girdiğiniz çatışmalarda unutamadığınız ve sizi en çok etkileyen olay ne oldu?

Operasyondayız, çatışma çıkmıştı. Hemen yakınımda duran
asker, gözümüzün önünde bize silah sıkan
teröriste doğru yürümeye başladı. Bas bas bağırıyorum,
gitmemesini söylüyorum. Ama o devam ediyor. Önüne
kuşun sıkıyorum, ilerliyor. Konsantre mi oldu, şoka mı girdi
bilemiyorum, gidiyor. Terörist tam kafasından vurdu. Orada
öldü. Meğer o aslan çavuş, kaldığım lojmanın
kapıcısının çocuğu değil miymiş?

Güneydoğu'da büyük hatalar yapıldı mı?

Başlangıçta yanlışlar var. Koordine sağlanamadı. Böyle
olaylara başlangıçta hazırlık yoktu. Ama sonradan özellikle
askeri birlikler, güvenlik kuvvetleri çok tecrübeli
oldu. Yörede alan kontrolü şart. Alan kontrolünü
yapamayınca vazgeçtiler. Karakolları kapattılar. Karakol
basılıyordu. Bütün karakollara tek tek timleri
gönderdim. Güneydoğu'nun bütün bölgelerine.
Hakkari, Mardin, Siirt aklınıza neresi geliyorsa, tek tek
bütün jandarma karakolları eğitildi. Baskına karşı planlar
hazırladık, adamların eline verdik. Karakol komutanlarının takviye
talepleri de yerine getirildi.

Abdullah Öcalan'ın durumu ne olacak?

Parti başkanı olabilir. Bu duruma getirildikten sonra başka ne
olabilir? Zamanında öldürülmesi gerekirdi. Devlet kendi
birimleri arasındaki çatışma yüzünden başarılı
olamadı. Adamın gittiği yeri adım adım biliyorsun, yerini biliyorsun,
yapılamaz mıydı eylem? Eh işte, o onu çekemedi derken olay
basına sızdırıldı. Bunun kasıtlı olduğuna inanıyorum. Operasyonun o
haliyle başarılı olamayacağını tahmin ediyordum. Dört birimle bu
iş olmazdı zaten.

Bu eylemi siz başarıyla yapabilir miydiniz?

Başbakan veya kim sorumluysa, "Buraya gel kardeşim Korkut Eken,
istediğin adamı almakta serbestsin. Türkiye genelinde kimi
istersen seç, silah zaten var, onda bir eksik yok. Maddi finans
icap ediyorsa karşılıyorum. Şu kadar da süre veriyorum, şu
imkanlarla söylüyorum" dese bu işe başlar ve sonuç
alırdım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AsiRuH
yönetici
yönetici
AsiRuH


Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Korkut Eken Empty
MesajKonu: Geri: Korkut Eken   Korkut Eken EmptyPtsi Nis. 20, 2009 10:14 am

MİT'e Giriş

Yıl 1986... "Yarbay Eken, gönüllüler arasından
seçtiği Polis Özel Harekat Timlerine eğitim verirken,
eğitim alanına iki Land Rover araç geldi. Araçlardan
inenlerden biri MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas'tı. Abas
için hep "Türkiye'nin en iyi silah kullanan kişisi"
denirdi. Uzaktan Eken'in atışlarını hayranlıkla izledi. Eken şişeyi
vurmanın ötesinde, kurşunu şişenin içinden
geçiriyordu. Abas yanlarına gitti, değişik silahlarla o da
hedeflere ateş etmeye başladı. Abas hedefleri 12'den vuruyor, aynı
delikten ikinci kurşun geçiyordu...

Hiram Abas, aniden döndü ve uzakta duran Land Rover'lara ateş
etmeye başladı. Araçların yanına gittiler. Kurşunun değdiği
yerlere parmaklarını sürdü. İçeriye girip baktı.
"Güzel" dedi.

Araçlara zırh geçirilmişti. Yeni alınacak Land
Rover'ların zırhlarının dayanıklılığını belirlemek için ateş
ediliyordu. Hiram Abas, Eken'e "Yarbayım bir de siz deneyin" dedi. Eken
önce Land Rover'ı inceledi. Nereye ateş edeceğini
kararlaştırmıştı. Atış tamamlandığında hep birlikte yine aracın başına
gidildi. Hiram Abas, "Yarbayım zayıf noktaları iyi yakalamışsın. Tebrik
ederim" diye Eken'i kutladı. Korkut Eken'e teklifi hemen orada yaptı:
"Size ihtiyacımız var. Emekli olup MİT'e gelin".

Eken, 1987 yılında Özel Birlik Komutanlığından emekliye
ayrıldığında, zaman geçirmeden MİT'te göreve başladı.
Görev yeri, MİT Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcılığıydı." *
* Devletin Derinliklerinde, Saygı Öztürk, Ümit Yayıncılık
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AsiRuH
yönetici
yönetici
AsiRuH


Erkek
mesaj sayısı : 9861
Yaş : 36
İş/meslek : xxxxx
Kayıt tarihi : 27/09/08

Korkut Eken Empty
MesajKonu: Geri: Korkut Eken   Korkut Eken EmptyPtsi Nis. 20, 2009 10:15 am

Eken ve Çatlı

"Korkut Eken, Emniyet'te olduğu dönemde, Abdullah Çatlı'ya
ihtiyaç duymuştu... Haber gönderdi, "Ankara'ya gelsin
görüşelim" diye. Aslında Çatlı'nın bir ayağı
Ankara'daydı. Sık sık geliyor, görüşmelerde bulunup
gidiyordu. Görüşme yeri için gizli saklı bir yer de
seçilmemişti. Ankara Tandoğan'da bulunan ve bugün adı Ador
olan Merit Altınel Oteli'nin lobisinde buluşma gerçekleşti.

Kahve içerken Eken, "Sana bir dış görev vereceğim.
Fransa'ya gideceksin, Dursun Karataş'a bakacaksın. Almanya'da PKK'nın
lider kadrosunun yerini tesbit edeceksin. Bu bilgileri onbeş gün
içinde temin etmeni istiyorum" dedi.

Abdullah Çatlı hiç itiraz etmedi. Bilet ve masrafları
için gerekli para verildi. Ayrılırken el sıkıştılar. Korkut
Eken, "Gel seni bir öpeyim" dedi ve o güçlü
elleriyle Çatlı'yı kendine doğru çekip öptü.
Sırtını okşarken, "Bu zor görevde sana güveniyorum" dedi.

Abdullah Çatlı, "Yarbayım, ben de size güveniyorum. Siz
olmazsanız ben böyle bir görevi kabul etmezdim.
Çünkü, bana yapılan bazı şeylere çok
üzüldüm. Kelle koltukta görev yapıyorum ama
neredeyse beni vurdurtacaklardı" diye yanıtladı.

Eken, "Merak etme, komutanına güven" deyince, Çatlı'dan şu sözcüğü duydu: "Güveniyorum Emmi."...

Birbirlerine güvenmişlerdi. Eken, Çatlı'nın getirdiği
raporları okurken, rapora girmeyen özel bilgileri de dinliyordu.
Bu raporlar Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'a
veriliyor, raporun bir örneği de Başbakan Tansu Çiller'e
sunuluyordu. Çatlı, Avrupa ülkelerinde önemli bir
istihbarat ağı oluşturmuştu. "Net" bilgiler getiriyor, bilgileri
fotoğraf ve filmle destekliyordu..." *


Gazeteci Saygı Öztürk soruyor, Korkut Eken Çatlı'yla bağlantısını açıklıyor:

Abdullah Çatlı'yı tanıyor musunuz?

Abdullah Çatlı'yı MİT'ten emekliye ayrıldıktan sonra, yani
devlet hizmetinde olmadığım bir dönemde İstanbul'da bir yemekte
tanıdım. O yemekte MİT'ten ayrılanlar da vardı, sekiz - on kişiydik.

Emniyette göreve başladıktan sonra mı Çatlı'yla ilişki kurdunuz?

Emekliye ayrıldıktan sonra uzun yıllar MİT ve Emniyet'le bağım olmadı.
1993'te ben Emniyet'te göreve gelince kendisiyle irtibat kurdum.
Mahkemede Çatlı'yı tanıyıp tanımadığım sorulunca, tanıdığımı
ifade ettim. Sebebi, tanıdığım için çekineceğim birşey
yoktu. Bu kişiyi hem Abdullah Çatlı olarak, hem de kod ismi
Mehmet Özbay olarak, şimdi hatırlamayacağım birkaç kod ismi
daha vardı, hepsiyle tanıyorum.

İnterpol tarafından aranan bir kişiye neden görev teklif ettiniz?

Çünkü Avrupa'da çok gücü ve
potansiyeli vardı. Çatlı'nın Avrupa'daki çok
büyük haber alma imkanından faydalanmak için
görev teklif ettim ve kabul etti. İki - üç defa
Avrupa'ya gitti, çok güzel net bilgiler verdi.

Çatlı'dan aldığınız bilgileri ne yapıyordunuz?

Özellikle Avrupa'daki PKK'lı liderlerin yerleri konusunda,
faaliyetleri konusunda bilgiler getirdi, raporlar getirdi. Biz de bu
raporları ilgili makamlara aktardık.

Abdullah Çatlı'nın arandığını bile bile ona görev vermeniz doğru bir yaklaşım mı?

Abdullah Çatlı'nın kanun kaçağı olduğunu bakan biliyor.
Bakanın yemeklerine bu kişi katılıyor, onunla konuşuyor,
milletvekillerinin yanlarına gidiyor. Parti kongresine gidiyor. ANAP
kongresine onlarca arabayla geldi.

Çatlı verdiğiniz görevleri istediğiniz gibi yerine getirebiliyor muydu?

Çatlı önemli görevler yaptı. Öna "PKK'nın askeri
kanat sorumlusu şu anda Hollanda'ya kaçtı diye bir duyumumuz
var. Adamın yerini tespit et bildir" diyorsunuz. Gidiyor, onbeş
gün sonra bilgileri getiriyor. O, Avrupa'daki Türklerin
çoğunu örgütlemiş. Bu kadar meşhur. Her gittiği
ülkede krallar gibi karşılanıyor.

Kanun kaçağını yakalamanız gerekirken, siz görev veriyorsunuz. Ceza almanız da bu yüzden değil mi?

Bizim yaptığımız hemen her ülkede olan bir işlem. Her ülkede
bu böyledir. Geçmişte de böyle olmuştur.
Ülkemizde olanın aynısı Çin'de de, Amerika'da da,
İngiltere'de de inanın aynen böyledir. Normal bir vatandaş bu tip
bir görevi kabul edebilir mi? Resmi görev daha tehlikeli
olur. Neden? Devletin adı çıkar. Siz adamı görevlendirirken
diyorsunuz ki, "Kardeşim yakalanırsan tanımayız, sahip çıkmayız.
Bu şartları kabul ediyor musun?"

Çatlı'ya siz de öyle mi dediniz?

Tabii ki benzer şeyler söyledim. Çatlı, TBMM'ye gidiyor,
milletvekilleriyle görüşüyordu. Bürokratların
yanına gidip geliyordu. Onların çoğu da onu Mehmet Özbay
adının yanısıra Abdullah Çatlı olarak da tanıyordu. Bu nasıl
aranmak?

Çatlı'ya bu görevi verirken, hizmetinin karşılığında o sizden ne istedi?

Bunlar da bu tip görevlere talip olurken, gerçek şu ki,
güvence, yani devletten aranmamasını isterler. Ailesinin yanında
rahat yatmak ve oturmak istiyorlar. Budur yani. Başka bir şey yok.

Silahlı bir eylem yaptırdınız mı?

Çatlı'yı istihbarat faaliyetlerinde kullandım. Çatlı'yla
ilişiğinizi kestiğiniz zaman yerine hazır bulunan başkasını
gönderirsiniz. Bunlar olan işler.

Yurtdışına nasıl gönderiyordunuz?

Niye? Normal pasaportu vardı. Mehmet Özbay adına
düzenlenmişti. Yeşil pasaport konusunda bilgim yok. Zaten
yurtdışındaki bu tip görevlerde yeşil pasaport çok dikkat
çeker.

Çatlı ölene kadar size bağlı mı çalıştı?

Çatlı benimle çok uzun çalışmadı. Benden alınıp
kime verildiğini bilmiyorum. Beni aşıp görüşmeler yaptığını
öğrenince bundan hoşnut olmadığımı biliyordu. Halbuki, bu tip
insanlarla, idare edenin arasında çok güzel sevgiye,
saygıya dayanan bir bağlılık gereklidir. Mutlaka mesafe konulmalı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Korkut Eken
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
.talk4her :: bilgi bankası :: biyografiler-
Buraya geçin: