Bunlar, toplumu kendi rengini vermek farziyetiyle, içtimai bir farz için şahsi farzını feda eden ve dinin toplumdan dışlanmasına başkaldırarak okula örtüsünü sıyırarak girenlerdir.
Kimi zaman gözyaşlarıyla, titreyen elleriyle örtülerini sıyırıp giren kız kardeşlerimizin; şüphesiz cennet pınarlarından aziz gözyaşları, değil kendilerini cennete kanatlandırmak onları meleklerin parmakla birbirlerine gösterip iftihar ettiği, kendi toplumundan dışlanan birer Hz. Meryemcik makamına yükselteceğini her vicdan sahibi hissedecektir.
Ve bu ıstırapla yetişen Meryemsi nesiller elbette Mesihi sümbüller verecektir.
Bu gözyaşlarıyla elde edilen makama hangi erkek, hangi erkekliğiyle erişebilir ki?
Onlar görmese de melekler manevi zırhlarıyla onları kem gözlerden koruyacak, maddi ve manevi musibetlere perde olacaklardır. Bu kutsi niyetleriyle başları zahiri olarak açık ama melekler refakatinde daha emin bir tesettürle ders takip edeceklerdir.
Derste ve ders çıkışı örtüleriyle evlerine yol alırken başları üzerinde sürekli gölge eden ve rahmet yağdıran bir bulut olacaktır.
(Bu arada mesture bir hanım siluetine gözü ilişip de saygıyla ona dua etmeyenlere...)