CHP Genel Başkanı Deniz ******, Türkiye'nin Ermenistan
sınırını Ermenistan'ın Azerbaycan'ı işgaline tavır olarak kapattığını
ve ancak bu durumun ortadan kalkması halinde açabileceğini
belirterek, ''Türkiye, Azerbaycan'ın arkadan
hançerlenmesine göz yumamaz. Hiç kimse, hangi
baskıya maruz kalırsa kalsın Türkiye'nin Azerbaycan'a ihanet
etmesini sağlayamaz. Hiçbir hükümetin buna
gücü yetmez'' dedi.ANKARA - ******,
CHP Genel Merkezi'nde Parti Meclisi toplantısı öncesinde
düzenlediği basın toplantısında Türkiye-Ermenistan ilişkileri
ve Azerbaycan'ın ilişkilerdeki konumuna ilişkin görüşlerini
açıkladı. Ermenistan ile ilişkilerde yeni ve olumlu
gelişmelerin söz konusu olduğunu ifade eden ******, Kafkasya
ülkeleriyle yakın ilişki kurulmasının hem Türkiye'nin hem
bölge ülkelerinin yararına olduğunu söyledi. Türkiye'nin,
Ermenistan'ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden olduğunu
anımsatan ******, Ermenistan'ın ortaya çıkışından sonra
Ermenistan'ın Türkiye sınırını tanıması ve 1915 olaylarıyla ilgili
sorunların başgösterdiğini söyledi. ******, her iki
konunun da Türkiye ile Ermenistan'ı ilgilendirdiğini,
Türkiye'nin bu konular karşısında telaş ve tedirginlik
içine girmesini gerektiren durum olmadığını ifade etti.
Ermenistan ile yaşanan bu iki sorunun da aşılabileceğine inandığını
dile getiren ******, ''bu konuları çok yaşamsal saymadığını''
söyledi. Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerini
geliştirmeye yönelik yaklaşım içinde olduğunu ve zaman
zaman görüşmeler yapıldığını anlatan ******, ''Bunda
hiçbir yanlış yoktur. Bundan sonra bu konulara dayalı
ihtilaflarla ilgili engelleyici tavır almadan işbirliğini aramamız,
geliştirmemiz mümkündür'' diye konuştu. Türkiye
ile Ermenistan ilişkilerinin, Ermenistan'ın Dağlık Karabağ dışında
Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20'sini işgal etmesiyle
derinden etkilendiğini ve iki ülke arasında başka bir sorun ortaya
çıktığını anlatan ******, işgalin başta BM Güvenlik Konseyi
kararıyla olmak üzere uluslararası hukuka aykırı olduğunun tam
mutabakat içinde hüküm altına alındığını kaydetti. Türkiye'nin,
bu işgal karşısında Ermenistan ile sınırını kapatma kararı aldığını
anımsatan ******, bu kararın o zamandan beri iktidara gelen tüm
hükümetler tarafından kararlılıkla
sürdürüldüğünü dile getirdi. Türkiye'nin
bu kararları, Ermenistan'ı işgali sona erdirmeye ikna için
aldığını ve bu yönde politika yürüttüğünü
ifade eden ******, günümüzde bu politikanın esnemeye
başladığına dair işaretler bulunduğunu savundu. ******, Dışişleri
Bakanı Ali Babacan ya da üst düzey bir yetkilinin bu konuda
açıklama yapmamasının da kaygıları artırdığını söyledi. ''TEK KOŞUL, İŞGALİN KALKMASI GÜVENCESİ''
******,
''ortak tarih komisyonu kurulması vaadine dayalı olarak sınırın
açılabileceğinin'' dile getirilmesinin, ''bugüne kadarki
politikaların terk edilmesi ve fevkalade sakıncalı yeni anlayışa
gidilmesi anlamına geleceğini'' savunarak, sözlerine şöyle
devam etti: ''Türkiye, Ermenistan sınırını Azerbaycan'ı
işgaline karşı bir tavır olarak kapatmıştır. Bunun tarihi ihtilafla bir
ilgisi yoktur. Sınırın açılması konusu, ancak Ermenistan'ın
Azerbaycan'ı işgaliyle ilgili olarak düşünülebilir.
Sınır, işgal nedeniyle kapatılmıştır, ancak o neden ortadan kalkarsa
açılır. İşgalin kaldırılmasının netlik kazanmasıyla
açılabilir. Sınır açmak öyle bir iştir ki, bir defa
açtıktan sonra tekrar, 'beklentim gerçekleşmedi' diye
kapatamazsınız. Çünkü sınır kapatmak hasmane bir
davranıştır. Ne zaman hasmane bir davranıştır? Eğer ortada bir başka
hasmane davranış yoksa. Ermenistan, Azerbaycan'a karşı hasmane bir
davranış sergiledi ve sınır kapandı. Sınırın açılması,
Azerbaycan'daki Ermeni işgalinin haklılığının dolaylı olarak
kabulü anlamına gelir. Sınır açılmasını bağlayabileceğin
tek koşul, Azerbaycan işgalinin ortadan kaldırılacağının güvenceye
alınmasıdır.'' CHP Genel Başkanı ******, işgal devam ederken
sınırın açılması halinde, işgalin sona ermesini sağlayacak etkin
önlem şansı kalmayacağını savunarak, bunun makul
görülemeyeceğini söyledi. Ermenistan'ın
barışçı bir tutumla işgali kaldırması halinde bölgenin
istikrara kavuşacağını dile getiren ******, aksi takdirde orta vadede
yeni çatışma alanları ortaya çıkabileceğini
kaydetti. Azerbaycan'ın en büyük ve en
stratejik ülkesi olduğunu, zengin doğal kaynakları bulunduğunu ve
Türkiye'nin Orta Asya ile bağlantısında önemli konumu
olduğunu anlatan ******, ''Türkiye'nin Kafkasya'ya bakarken ilk
görmesi gereken ülke, hiç tartışma götürmez
şekilde Azerbaycan'dır. Türkiye'nin Azerbaycan'ın güvenini
sarsması, Azerbaycan'ın çok ötesinde bu güvensizliğin
yaygınlaşacağı ve Türk dış politikasının en yakın dostlarına bile
ters düşmeye açık bir zafiyet içinde olduğu
görüldüğü anda, Türkiye'ye yönelik
güvenin çok ciddi şekilde sarsılması ve bunun bir domino
etkisiyle bölgeye yansıması kaçınılmaz olur'' diye konuştu.
''İNANDIRICILIĞINIZI, GÜVENİLİRLİĞİNİZİ SARSARSINIZ''
******, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün bu konuda açıklama yaptığını anımsatarak, şöyle devam etti: ''Türkiye'ye
yönelik bir bekleyişin yaratılmasına, Türkiye'nin bu konuda
somut adım atacağı anlayışının yaygınlaşmasına uzun bir süreden
beri göz yumarak, son dakika yapılacak böyle
açıklamalarla olumlu sonuç elde etme şansınız sıkıntıya
giriyor. Yapılması gereken iş, ta başından beri yanlış umutlar
vermemek. Böyle bir bekleyiş ortaya çıktıktan sonra şu ya
da bu gerekçeyle bir engel çıkarmaya kalkmanız halinde
inandırıcılığınızı, güvenilirliğinizi ciddi şekilde sarsarsınız ve
direnme gücünüz kaybolmaya başlar. Şu ana kadar
izlenen politika çok ciddi bir yanlış karara dayanmaktadır.
Dürüst ve açık bir şekilde bizim Ermenistan ile
ilişkilerimizin düzelmesinin temel dayanağının Azerbaycan'daki
Ermenistan işgalinin sona erdirilmesi olduğu öyle anlaşılıyor ki
ifade edilmemiştir. Tarih komisyonu ayrı bir konu. Ermenistan ile bizim
aramızdaki mesele. Biz Ermenistan'ın Azarbaycan ile arasındaki sorunun
çözülmesini istiyoruz. Bizim İşgali meşrulaştırmak
anlamına gelecek bir duruma sürüklenemeyeceğimizi herkesin
bilmesi lazım. Türkiye, Azerbaycan'ın arkadan
hançerlenmesine göz yumamaz. Türkiye'de hiç
kimse hangi baskıya maruz kalırsa kalsın Azerbaycan'a Türkiye'nin
ihanet etmesini sağlayamaz. Hiçbir hükümetin buna
gücü yetmez. Hükümetlerin yanlış umutlar,
bekleyişler yaratmaması, bu konuda gerçekçi,
dürüst, açık politika izlemesi zorunluluğu vardır. Kimse
kendini biz Azerbaycan'a bilgi verdik diye aldatmasın. Burada söz
konusu olan Türkiye'nin Kafkas politikasında Azerbaycan'a bilgi
vermek değildir. Türkiye'nin Kafkasya politikasını Azerbaycan'la
danışarak şekillendirmektir. Ara sıra emrivakileri telefonla
bildirerek, bu konuyu çözdüğünü kimse
düşünmemeli. Neyin nasıl yapılacağı konusunda ortak anlayışın
şekillenmesine ihtiyaç var. Tarih komisyonunu ister
kurun ister kurmayın, bu, bundan sonra Türkiye'ye yönelik
baskıların, tehditlerin daha da artmasına yönelik teşviki de
beraberinde getirecektir. Bu konuda esnemenin sonucu, bu yöntemle
sonuç alınabileceğinin ortaya çıkması için
örnek oluşturmasıdır. İktidar, Arap ülkeleri ve
Ortadoğu ülkelerine gösterdiği ilginin bir kısmını
Kafkasya'daki, Orta Asya'daki dostlarımızdan esirgememeli.
Türkiye'nin yeni ilişkiler içine girerek, eski
dostluklarını gözden çıkarması kabul edilemez.''Açıklamalarının
ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan ******, Ermenistan'ın
işgalden vazgeçme konusunda ciddi kararlılık içine
girmesi ve ortak bir plan üzerinde anlayış birliği sağlanması ve
uygulanması halinde iyi niyetli adımlar atılmasına yardımcı olacağını
söyledi. Ermenistan'ın BM Güvenlik Konseyi
kararındaki işgal ettiği yerlerden çekilmesi halinde sınırın
açılmasının mümkün olabileceğini belirtti, ancak bu
konuda somut bir plan bulunmadığına dikkati çekti. ******,
Azerbaycan ile ilişkileri önemsediklerini belirterek,
önümüzdeki günlerde bir CHP heyetinin Azerbaycan'a
gideceğini bildirdi. (A.A)