.talk4her

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
.talk4her

müzik dinle klip izle indir resim google yetkinforum video download youtube islamiyet ilahi


2 posters

    fıkra arşivi

    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:08 pm

    1 - Temel ve Kraliçe Elizabeth

    Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyul-
    maktaymis. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari neyin nesi?" diye.
    Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis.
    Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine
    sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca
    söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"



    2 - Temel ve Sevgilileri

    Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir.
    Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye
    ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner:
    -Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an
    mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha
    tekrarliyalim...



    3 - Parasitçü Temel

    Temel Nato da havaci olarak askerligini yapiyormus. Komutan askerlere
    parasütle nasil atlanacagini ögretmis.
    - "Uçaktan atlayinca birinci ipi çekeceksiniz. Parasüt açilmaz ise ikinci ipi
    çekeceksiniz. Yine açilmadi, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz."
    Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açilmaz, ikinci ipi
    çeker yine açilmaz. O sırada yere yavas yavas süzülen komutaninin
    yanindan geçerken sorar:
    - "Komutanim, komutanim.. O karinin adi neydi ?"



    4 - Banka Soygunu

    Temel ile Dursun Amerika da yasarlarken paralari bitmis ve bir


    soymayi
    kafalarina koymuslar. Gece yarisi olmus, Dursun ve Temel kapilari açip içeride
    kasalari aramaya koyulmuslar. Temel bir kasa görmüş, açmislar ve içinden bir
    kase muhallebi çikmis. E bu kadar ugrastik bosa gitmesin demisler ve bunu
    Temel afiyetle yemis. Daha sonra bir kasa daha görmüsler ve onu da açmislar
    bir kase muhallebi daha. Bunu da Dursun yemis. Tabii ikisi de sasirmis koca
    bankada nasil para olmaz diye ve orayi terk etmisler.
    Ertesi gün gazetelerde manset : "Dünyanin en büyük Sperm Bankasi soyuldu!..



    5 - Pilot Temel

    Pilot Temel telsize var gücüyle bagiriyordu :
    - "Ula, sag motor bozuldu. Düseyrum, düseyrum. Meydey düseyrum. Kule düseyrum."
    Kule hemen cevapladi :
    - "Mesaj anlasildi. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin."
    Temel gayet ciddi :
    -"Pilot kabini, öndeki sol koltuk, pilot kabini, öndeki sol koltuk."

    6 - Temel Usülü Intihar

    Dursun birgün ormanda gidiyormus. Temeli bir agaca belinden bagli sekilde
    bulmus. "Napiyosun Temel" demis Dursun; Temel de "Intihar ediyorum" demis.
    Dursun "Benim bildigim öyle intihar edilmez; o ipi beline diil boynuna
    bagliyacaksin" demis. Temel de: onu da denedim; az daha boguluyodum...



    7 - Babanin Sonu

    - Babam öldü, demis Temel.
    ilyas sormus:
    - Neden öldü?
    - Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düstü.
    - Eyvah parçalandi mi?
    - Yok, giristeki bakkalin tentesine düsünce oradan havalanip karsi
    apartmana yöneldi.
    - Apartmana mi çarpti, nasil oldu?
    - Yok, karsi apartmanin balkonunda çamasirlar asili idi.Çamasir ipine
    vurup fabrikanin bahçesine düstü.
    - Orada mi öldü?
    - Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki yaylarin üzerine düsüp
    havalandi yeniden...
    - Peki sonra?
    - Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de vurduk onu



    8 - Temel, Karisi ve Karisinin Asigi

    Temel, bir haftaligina gittigi memleketten, haber vermeden erken dönünce
    karisini evde baska bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde tasidigi
    tabancasina davranan Temel, yatakta yakaladigi adami alninin ortasindan
    vurur. Tabancayi tam kendi kafasina dogrultmusken, karisi haykirarak
    üzerine atlar:
    - Dur Temel im, kiyma kendine!..
    Temel, sinirden titreyerek haykirir:
    - Sus ******, sira sana da gelecek!..



    9 - Temel in Arabasi

    Temel Dursun a arabasinin öyküsünü anlatiyordu :
    Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli
    güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten
    sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice
    yukari çekip, dudaklarini islatti ve "Benden ne istersen
    alabilirsin" dedi, ben de arabasini aldim.
    Dursun : iyi etmissin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi.


    En son WEB_54 tarafından Ptsi Nis. 13, 2009 9:24 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:10 pm

    10 - Evde Kimse Olmayacak

    Temel Fadimeye demis ki; "Fadime, bu aksam bize gel. Evde kimse olmayacak."
    Fadime aksam gelmis kapiyi çalmis çalmis kimse açmamis...

    11 - 2 Katli Otobüs

    Bir gün Temel le Dursun 2 katli otobüsle yolculuk ediyomus. Temel
    cep telefonunu çikartip alt kattaki Dursun u aramis.
    - Orada havalar nasil Dursun kardesim?
    - Bizim söför uyumus otobüs kendi kendine gidiyo valla Temel cigim...
    - O dabirsey mi Dursun? Bizim katta söför bile yok. Otobüs kendi
    kendine gidiyo...



    12 - AIDS

    Temel birgün ölümcül hastaliga yakalanir. Dursun da yaninda refakatçi olarak
    kalmaktadir. Temel gelen herkese ben AIDS im der. Dursun artık dayanamaz ve
    sonunda sorar :
    - Temel sen AIDS felan degilsin neden herkese yalan söylüyorsun?
    Temelde:
    -Haçen öylede ölücem böylede. En azinda kariyi saglama alalim bari...



    13 - Tatbikat

    Temel ile Dursun bir gün parasüt tatbikatina katilmislar. Diger paraşütçüler
    gibi onlarinda uçaktan atlama siralari gelmis ve kendilerini bosluga
    salıvermisler. Temel in paraşütü açilmis ancak Dursun un ki açilmamis.
    Dursun Temel e :
    - Ula Temel bu meret açılmayi da!..
    Temel :
    - Ula Tursin yardimci parasüti aç usagum!..
    Dursun yardimci parasütü açmaya çalismis fakat o da açılmamis ve
    Dursun Temel e :
    - Ula Temel bu merette açilmayi.
    Temel :
    - Bos ver usagum nasul olsa tatbikattayiz...



    14 - Sinek Bar

    Temel Istanbul a ilk kez gelmis ve Bebek koyunda methedilen sinek bari arayip
    durmus. En sonunda sinek bari bulmus ve içeri girmis. Içkisini içerken kendi
    kendine düsünmüs "Ya bu sinekli barin ne özelligi var herkes methetti hiç bir
    özelligi yok". Ihtiyaçtan tuvalete gittiginde bir de ne görsün pisuvar
    altindanmis ve piril piril parliyormus; "Demek buranin özelligi buymus..." demis.
    Geri dönüp içkisini içmis. Ertesi aksam yine gelmis. Içkisini bitirince tuvalete
    gitmis ki altin pisuvar orada yokmus. Kizgin bir sekilde geri dönmüs. Barmene
    çatmis : "Hani buranin altin pisuvari kardesim bir özelliginiz vardi o da yok
    simdi". Barmen kenarda duran iri yari adama seslenmis : "Sadullah abi gel dün
    aksam senin saksafona iseyen adami buldum".



    15 - 100 Hamsi

    Dursun Temel e sormus :
    - Usagim oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
    Temel : 100 tane yerim valla...
    Dursun : Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi
    oruçsuz yersin...
    Bu espri Temel in acaip hosuna gitmis.Yolda Cemal i görmüs ve hemen sormus
    - Usagim oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
    Cemal : 50 tane yerim ben...
    Temel : Tüh be usagim 100 deseydun sana müthis bir espiri yapacaktum...

    16 - Arkadaslarimi Geri Getir

    Bir Fransiz bir Ingiliz ve bir de Temel bir gemi kazasindan sonra issiz bir adaya
    çikarlar. Ingiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransiz bunun Aladdin in sihirli
    lambasi olabilecegini söyler ve lambayi ovusturur. Gerçektende lambadan bir
    cin çikar ve konusmaya baslar :
    - Dileyin benden ne dilerseniz...
    Ingiliz : Ben ailemin yanina Ingiltereye gitmek istiyorum...
    der. Cin hemen istegini yerine getirir.
    Sira Fransiza gelir. O da ailesinin yanina Fransaya gitmek ister. Onun istegi de
    yerine gelir.
    Sira Temeldedir. Temel biraz düsünür. Cin çabuk olmasini söyler. Temel etrafina
    bakar ve cine dilegini söyler :
    - Arkadaslarim da gitti ben bu issiz adada yalniz kaldim onun için arkadaslarimi
    hemen geri getirmeni istiyorum" der...



    17 - Boynuzlu Köpek

    Temel birgün keçinin boynuna tasma takmis gezdiriyormus. Arkadasi Dursun
    yolda onu görüp :
    - Ula Temel Napiysin ?...
    - Ula cörmiymisin Çöpegimi cezdurayrum Dursun kardesim...
    - Ula Temel bunun boynuzlari var....
    - Valla ben onin özel hayatina karismayrum...



    18 - Gözlük

    Temel uzak doguya gider. 250$ verip bakinca insanlari çiplak gösteren
    gözlüklerden alir. Takar bakar çiplak, çikarir bakar giyinik. Çok hosuna gider.
    Ikide bir takip, çikarir.
    Eve gözünde gözlük gider, bakar Fadime ve sütçü çiplak. Gözlügüçikarir bakar
    çiplak. Takar bakar yine çiplak. Müthis cani sikilir ve Fadimeye der ki :
    - Ula Fadime 250$ verdim gözlük aldim ama hemen bozuldu!..



    19 - Hatirla

    Temel savasta yaninda 10 arkadasiyla birlikte düsmana esir düsmüs. Ilk gün
    iskence sonunda ekipten 5 tanesi bülbül gibi konusmus. Ikinci gün 3 kisi daha
    dayanamamis


    etmis. Üçüncü gün sonunda bir tek Temel kalmis. Dördüncü
    gün iskencenin dozu artmis Temel den çit yok. Besinci gün iskence iyice
    agarlasmis ama Temel yine ayni. Iki hafta sonra Temel i kaldigi hücrede
    izlemeye karar vermisler. Bizim Temel hem kafayi duvara vurmakta hem de
    söylenmekteymis :
    -Hatirla...Hatirla... Hatirlaaaa...



    20 - I am Sorry

    Temel bara gitmis. Geçmis bir kenara oturmus, biraz sonra bara bir adam girmis
    ve siska uzun boylu bir adamin kafasinin üzerine sise koymus, çekmis silahi
    ates etmis sise paramparça... Ates eden adam elini kaldirmis;
    - I am Pekosbill...
    demis ve çikip gitmis. Daha sonra bara bir baska adam girmis ve yine o siska
    adamin kafasinin üzerine konserve kutusu koymus, çekmis silahi ates etmis
    kutu paramparça... Ates eden adam elini kaldirmis;
    - I am Redkit...
    demis ve bardan çikip gitmis...
    Temel bunlari seyrettikten sonra dayanamamis, eline bir elma almis ve o siska
    adamin kafasinin üzerine elmayi yerlestirmis, çekmis silahi ates etmis ve adami
    tam anlinin ortasindan vurmus... Elini kaldirip;
    - I am sorry...
    demis ve çikip gitmis...

    21 - Internetin Temelcesi

    Temel, bilisim sektöründe çalisan bir firmaya is basvurusu yapmis. Firma
    yetkilileri önce bir bilgi testinden geçmesi gerektigi söylemisler ve ilk soruyu
    sormuslar :
    -Internet ne demektir ?
    Temel düsünmüs, tasinmis ve :
    - Ise ciremedum temektur...



    22 - Kamyon Söförü Temel

    Temel kamyon söförüymüs. Bir gün kamyonu ile yokus asagi inerken freninin
    patladigini farketmis. Ileriye dogru baktiginda da yolun ikiye ayrildigini görmüs.
    Bir tarafta pazar kuruluymus ve yüzlerce insanin alisveris yapiyormus. Diger
    tarafta ise küçük bir çocuk yolun ortasinda oyun oynamaktaymis. Temel çok
    hizli bir sekilde düsünerek "pazar yerune çirersem pi sürü insan ölür en eyisu
    çocigu ezeyum" demis.
    Ertesi gün gazetelerde söyle bir baslik; "pazara giren kamyon dehset saçti.
    150 ölü"
    Temel e sormuslar :
    - Sende hiç kafa yokmu? Bu kadar insani ezecegine bari çocugu ezseydin.
    Temel cevap vermis :
    - Ula siz benu salak mi sandunuz? Bunu bende düsündüm... Tabii ki çocugu
    ezecektim ama cocuk pazara dogri kosunca ben ne yapayim?



    23 - Mercedes-Benz

    Temel Istanbul da bir is yeri açar ve isler tikirinda gidince altina hemen
    Mercedes marka bir araba çeker. O günlerde Trabzon dan annesi arar ve :
    - Temel oglum, baban öldi. Hemen cel.
    Temel arabaya atlar ve hemen yola koyulur. 6 saatte trabzona varir.
    Neyse, babasinin cenazesini kaldirirlar, aksam annesinden izin ister ve isleri
    yüzünden hemen Istanbul a dönmesi gerektigini söyler. Annesi onayladiktan
    sonra Istanbul a telefon açip yaninda çalisanlara :
    - Usaklarim, benceliyoryum beni karsulayun.
    Usaklar bekler Temel gelmez. 1 gün geçer, Temel yok. 2 gün geçer Temel,
    yok. 3 gün geçer Temel yok. 4 gün sonunda Temel gelir. Hemen sorarlar
    - Patron 6 saatte gittin, 4 günde döndün. Çok merak ettik seni.
    Temel bunun üzerine usaklaruna döner ve der ki :
    - Ula usaklarum bu Almanlari anlamiyorum... Arabaya 5 tane ileri fites
    koymuslar, sanki isin geri dönüsü yok gibi geri fitesten sadece 1 tanecik
    koymuslar. O sebepten geç celdum.



    24 - Palavraci Komutan

    Temel ve Dursun parasüt egitimlerini tamamladiktan sonra ilk atlayislari için
    havalanirlar. Makul seviyeye geldiklerinde komutanlari son kontrolleri yapip;
    -Atladiktan bi süre sonra parasütün sag tarafindaki ipi çekin parasütleriniz
    açilacaktir... Sayet açilmazsa hiç telasa kapilmayin, sol tarafta yedek
    parasütün ipi var onu çekin sorun kalmaz... Indiginizde sizi bir jip bekliyor
    olacak sizi karargaha geri götürecek.
    Askerler korkarak da olsa atlamislar. Heyecanla sag taraftaki iplerine
    asilmislar... Tik yok. Tas gibi düsüyorlar. Hemen sol taraftaki iplere asilmislar
    ama parasütler yine açilmamis... Temel bunun üzerine bagarmaya baslamis :
    - Ula bu komutanun hiçbir dedugu çikmiyor... Hele bir de asagida jip yoksa o
    zaman anasini belleyecegum!..
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:10 pm

    25 - Sokaktan mi Topluyorum?

    Temel sevgilisiyle gidiyormus. Sevgilisi bir magazada gördügü kürkü istemis.
    Temel hemen vitrin c***** bir tugla atip içinden kürku alip sevgilisine
    vermis. Daha sonra sevgilisi otomobil galerisinde bir de araba görmüs ve bu
    sefer de onu istemis. Temel de bunun üzerine
    -Ben bu tuglalari sokaktan mi topluyorum?
    demis...

    26 - Sünnet

    Temelin çocugu 20 yasina basmis ama hala sünnet olmamis. Komsulari Temel e
    sormus :
    - Temel hayirdir... Çocugun 20 yasina basti neden halan sunet etirmedin...
    Temel de : Banene yahu... Evlenince karusu istedigi kadar kestursun...



    27 - Sinema Bileti

    Temel, oglu Hasan i ödüllendirmek için para vermis ve sinemaya göndermis.
    Hasan giseden biletini almis ve salona girmis ancak biraz sonra aglayarak disari
    çikmis. Gisedeki kiz Hasan in yanina gidip ne oldugunu sorunca Hasan da :
    -Kapitaki amica piletumi yirttu...



    28 - Prezarvatif

    Telefonda Temel çok endiseli ve telaslidir :
    - Aman Doktor bey, çocuk bizim prezarvatifi yutti, yetis!..
    Doktor aceleyle hazirlanir, çikmak üzereyken telefon yine çalar. Yine Temel,
    ama bu kez gayet neseli ve rahatlamis bir sesle :
    - Doktor Bey, celmene hacet kalmadi, pi prezarvatif taha bulduk!..



    29 - Sinek Bar

    Temel Istanbul a ilk kez gelmis ve Bebek koyunda methedilen sinek bari arayip
    durmus. En sonunda sinek bari bulmus ve içeri girmis. Içkisini içerken kendi
    kendine düsünmüs "Ya bu sinekli barin ne özelligi var herkes methetti hiç bir
    özelligi yok". Ihtiyaçtan tuvalete gittiginde bir de ne görsün pisuvar
    altindanmis ve piril piril parliyormus; "Demek buranin özelligi buymus..." demis.
    Geri dönüp içkisini içmis. Ertesi aksam yine gelmis. Içkisini bitirince tuvalete
    gitmis ki altin pisuvar orada yokmus. Kizgin bir sekilde geri dönmüs. Barmene
    çatmis : "Hani buranin altin pisuvari kardesim bir özelliginiz vardi o da yok
    simdi". Barmen kenarda duran iri yari adama seslenmis : "Sadullah abi gel dün
    aksam senin saksafona iseyen adami buldum".



    30 - Aksam Serinligi

    Rus kozmonotu Yuri Gagarin in aya ayak basmasindan sonra yapilan tartismaya
    katilan Temel, olaylara küçümser bir havada yaklasmakta ve bu arkadaslarinin
    da garibine gitmektedir. Bir ara Temel konusmaya baslar :
    - "O da pisey midur, piz yakunda günese gideceguz..."
    Sohbete katilanlarin gözleri faltasi gibi açilir ve içlerinden biri :
    - "Oraya gidemezsiniz iste!" der, "Çünkü orasi çok sicaktir."
    Temel, hiç lafin altinda kalir mi?
    - "Piz de gündüz gitmeyeceguz ya, aksam serunlugunda gideceguz..."

    31 - Çekirge

    Temel Üniversite de profesörmüs ve çekirgeler konusunda bir arastirma
    yapiyormus. Prof. Temel in arastirma notlari :
    1.gün
    - Çekirgenin 1 ayagini kopardigimizda, zipla deyince zipliyor.
    2.gün
    - Çekirgenin 2 ayagini kopardigimizdazipla deyince zipliyor.
    3.gün
    - Çekirgenin 3 ayagini kopardigimizda zipla deyince zipliyor.
    4.gün
    - Çekirgenin 4. ve sonuncu ayagini kopardigimizda kulaklari duymuyor..



    32 - Alkis

    Bir uçak düsmek üzereymis. Bu yüzden uçagin tabani da dahil olmak üzere her
    seyi atmislar. Yalnizca uçagin tavanina tutunan yolcular ve pilot kalmis. Pilot:
    "Uçak hala düsüyor, bir yolcunun atlamasi gerekli" demis. Temel: "Ben atlarim
    ama sevgili kaptan pilotumuz hariç hepinizden kuvvetli bir alkis bekliyorum..."
    deyince bütün yolcular Temel`i alkislamis ve asagi düsmüs.
    Sadece Temel ve pilot kurtulmus...



    33 - Ben de Oynarim

    Temel bir arkadasinin daveti üzerine Izmir e gitmis. Orada arkadasiyla
    dolasirken, birde bakmislar ki, birkaç efe zeybek oynuyor. Kendilerine özgu agir
    hareketlerle kol vurup diz buken efeleri seyrederlerken, arkadasi Temel e dönüp
    sormus :
    - Ne güzel oynuyorlar degil mi ?
    Temel dudak bükmüs;
    - O kadar düsündükten sonra ben de oynarim...



    34 - Bu Dolar Sahte

    Marketin birine bir turist gelmis, bir seyler almis, kasada ödeme yaparken,
    kasiyere cebinden 100$ çikartip vermis. Kasiyer paranin sahte olmasindan
    süphelenerek paranin orasina burasina bakmaya baslamis ama bir türlü emin
    olamamis. Bakmisböyle olmayacak parayi sirada bekleyen Temel e uzatmis.
    "Bir de siz bakar misiniz? Ben anlayamadim..." demis. Temel paranin bir altina
    bir üstüne bakmis sonra tezgahin üzerine atmis ve "Bu para sahte" demis.
    Herkes sasirmis ve nasil anladinbu kadar çabuk demisler.
    Temel de, Çok kolay, bunun üstünde ****** resmi yok. demis...



    35 - Iki Bardakli Temel

    Temel her gece yatarken basucuna 2 tane bardak koyuyormus. Biri su dolu
    digeri bos...
    1 gece 2 gece derken Temel in oda arkadasi Dursun dayanamayip sormus :
    - Ula Temel ne edisin sen her gece her gece bu pardaklarla?..
    Temel cevap vermis :
    - Aksamlari uyandigimda bazen canim su içmek istii bazen de istemii...

    36 - Kasla Göz Arasi

    Temel in taksisine Texasli bir adam binmis. Istanbul da dolasirken Akmerkez i
    göstererek "Büyük bina, bizim orda bunu 2 günde yaparlar", Galata Kulesi ni
    göstererek bizim orda bunu 1,5 günde yaparlar" diye atip tutuyormus.
    Sonunda Temel incanina tak etmis ve Süleymaniye Camisini göstererek,
    "Allah allah..." demis. Texasli ne oldu diye sorunca, Temel, "Az önce geçtik
    ama burada böyle bir cami yoktu... Yine kasla göz arasinda yapmis bizimkiler"
    demis...



    37 - Otelci Temel

    Otelci Temel in kapisini bir gece bir ispanyol asilzedesi çalmis.
    - Odaniz var mi?
    - Kimsunuz?
    - Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
    - Haa, pu katar usagu alacak yerum yok!..



    38 - Sampuan

    Temel dus almaya girer, sampuani saçlarina bosaltip ovalamaya baslar.
    Sirtini keselemeye gelen annesi sorar :
    - Oglum kafani islatmiyacak misin ?..
    Temel cevap verir :
    - Yok anne bu sampuan kuru saçlar icinmis !..



    39 - Reflex

    Temel Istanbul da gezerken tam önünde bir genç kiz bisikletten düser.
    Bacaklari havaya kalkar, etegi açilir. Temel bu sahneyi büyük bir zevkle
    seyrederken genç kiz hemen toparlanir, kalkar ve durumu idare etmek için
    sorar:
    - Refleksimigördünüz degil mi?
    - Uy Istanpul da öyle mi diyorsunuz ona?..



    40 - Dogan in Yengesi

    Temel ormanda agaç kesiyormus, o sirada çevreciler de ormanda yürüyüse
    çikmislar, Temeli bu vaziyette görünce bir güzel pataklamislar...
    Temel üstu basi perisan halde köye dönerken Dursun a raslamis, Dursun;
    -Ula Temel bu ne hal böyle? diyesormus,
    Temel de anlatmis;
    - Ormanda agaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Dogan in yengesini
    bozmisum diye dövdü peni, halbuki ne Dogan i taniyruuum, ne de yengesuni..

    41 - Tiryaki

    Cemal yolun karsi tarafindaki evinde oturan Temel e seslenir :
    - Uy usak,senun davarlarun arasunda
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:12 pm

    41 - Tiryaki

    Cemal yolun karsi tarafindaki evinde oturan Temel e seslenir :
    - Uy usak,senun davarlarun arasunda


    ya da narcule tiryakisi var
    midur?
    Temel saskin bagirir :
    - Uy sen delurdin mu, hiç davar tütün içer mu?
    - Temel,öyleyse senun ahur yaniyor, kos çabuk...



    42 - Agir Roman

    Temel bir kitabevine girmis, tezgahtara,
    -Bana bir roman lazum...
    demis. Tezgahtar sormus,
    - Efendim agir mi olsun yoksa hafif mi?
    Temel,
    - Farketmez, nasul olsa arabam kapinun önünde...



    43 - Helikopter

    Hayatinda ilk kez helikopter gören Temel yanindaki Dursun a soruyor :
    - Ula bu ne öyle?
    Dursun cevap veriyor:
    - Olsa olsa pin yasunda bi sinektur...



    44 - Lisan

    Temel ve Dursun kahvenin önünde oturuyorlarmis. Bir turist gelmis ve Temel e
    Ingilizce yolu sormus. Temelde ses yok. Turist bu defa Almanca sormus.
    Temelde yine ses yok. Turist bu defa Fransizca konusmus. Yine ses yok.
    Ispanyolca, yine sesyok. Turist kizmis, bagirip çagirdiktan sonra çekip gitmis.
    Bunun üzerine Dursun Temele,
    - Bir lisan ögrenmemizin zamani geldi galiba...
    demis. Temel ise Dursun a dönerek,
    - Bosver, ne gerek var? Adam dünya kadar lisan biliyor ama birderdini
    anlatabildi mi?..



    45 - Atlar Karisiyor

    Temel ile Dursun iki tane at almislar. Fakat devamli karistiriyorlarmis. Hangisi
    kimin ati belli degil. O yüzden Temel in aklina parlak bir fikir gelmis ve atin bir
    tanesinin kuyrugunu kesmis. Dursun da ona inat o da diger atin kuyrugunu
    kesmis. Temel bu sefer atin bir tanesine boya ile isaret koymus. Dursun ona
    inat diger atin ayni yerine ayni boya ile isaret koymus.
    Temel bakmis böyle olmuyor, Dursuna :
    - Dursun bak bu böyle olmayacak. En iyisu beyaz at benimki, siyah at da
    seninki olsun...

    46 - Asansör

    Kapici Temel çalistigi on katli binanin asansörü bozulunca asansörün kapisina
    söyle bir yazi asiyor :
    "Asansör pozuk, en yakin


    yüz metre ileride, Veysel Apartimanundadir."



    47 - Es Degistirme

    Iki laz çiftimiz vardir. Temel ile Fadime, Idris ile Emine...
    Temel, Idris e gitmis "Idris, ben es degisme diye bisi duydum, deneyelim mi?"
    demis... Idrisin de aklina yatmis, konuyu karilarina da açmislar, onlarin da
    onayini alinca bu isi yapacaklari tarihi belirleyerek ayarlamislar... O gun gelmis,
    gece olmus, herkes isini bitirmis, Temel cigara yakmis, Idrise dönüp "Idris yaw,
    bizim karilar simdi ne yapiyordur acaba?" demis.



    48 - Ormanin Güzelligi

    Temel ile Dursun ormanda kamp kurmuslar. Bir ara Temel Dursun a seslenmis,
    - Dursun su ormanin güzelligine bak...
    Dursun söyle bir etrafina bakmis,
    - Agaçlardan birsey göremiyorum ki...



    49 - Süper

    Temel arabayla giderken bakmis benzini bitiyor. Hemen en yakin benzinciye
    girmis, pompanin yaninda durmus, arabadan inip benzin deposunu açmis,
    baslamis deponun içine isemeye...
    Temel in depoya isedigini gören pompaci,
    - Ya sen ne yapiyorsun, bu yaptigin normal mi?..
    Temel hemen cevap vermis,
    - Yooo Süper...



    50 - Dönmedolap

    Temel ve Fadime lunaparka giderler. Dolasirlarken bir ara Fadime dönmedolaba
    binmek ister. Temel karsi cikar, "Olmaz, donun gözükür..." der. Fadime susar.
    Az sonra Temel balonlara tüfek atarken Fadime çaktirmadan yanindan ayrilir.
    On dakikasonra döndügünde Temel sorar, "Neredeydin?" Fadime kafasini öne
    egip, "Dönmedolaba bindim..." der ve bunu duyan Temel acaip sinirlenir. "Ben
    sana binme donun gözükür demedim mi?" der. Bunun üzerine Fadime "Dedin
    ama gözükmedi... Çikardim oni"...

    51 - 1881-1920

    Küçük Temel ilkokulda okurken bir sözlü sirasinda ögretmeni sormus :
    - Söyle bakalim Temel, 1881 de ne oldu?
    - ****** dogdu ögretmenim...
    - Afferim oglum, peki 1920 de ne oldu?
    - ****** 39 yasina basti ögretmenim!..



    52 - Lezbiyen

    Temel bara gitmis. Yanindaki kadinla sohbet etmege çalisirken kadin :
    - Bosuna benimle yakinlik kurmaya çalisma, ben lezbiyenim...
    demis. Temel lezbiyenin ne demek oldugunu sorunca, kadin :
    - Ben yalnizca kadinlarla beraber olurum...
    demis. Bu Temel in acaip hosuna gitmis ve söyle demis :
    - Pen ta sizin cibu lezbiyenum...



    53 - Deniz Bitti

    Açik denizde geminin kaptani ölünce Karadenizli diyerek Temel i kaptanliga
    getirirler... Bir gün, iki gün derken isler iyi gider, fakat üçüncü gün sabaha karsi
    gemi karaya oturunca bütün tayfalar :
    - Ne ettin de karaya oturttun gemiyi kaptan?..
    diye sorunca, Temel cevap verir :
    - Pen pisey etmedum... Denuz pitti...



    54 - Amerika, Amerika

    Temel ile Dursun Karadeniz sahilinde oturuyorlarmis. Temel Dursuna demis ki :
    -Gel beraber Amerika ya yüzelim...
    Iki kafadar Karadeniz den baslamislar yüzmeye, Marmara, Ege, Akdeniz felan
    derken okyanuslari da asip Amerika ya yaklasmislar.Hatta özgürlük anitini
    görmüsler. Tam bu sirada bizim Temel Dursun a dönüp :
    - Dursun ben kesildum geri doneyrum...



    55 - Ortadaki Benim

    Almanya daki Dursun Temel den hem kendini hem de köyü hatirlatacak bir
    hatira fotografi ister. Temel de Dursun un çok sevdigi iki ineginin arasinda bir
    fotografini çektirerek Dursun a gönderir. Dursun mektubu aldiginda fotografin
    arkasindasu yaziyi okur : "Ortadaki benim!"...

    56 - Sinyal

    Araba tamircisi arkadasi Temel e seslenmis,
    - Temel, bak bakalim arabinin sinyali çalisiyor mu?
    Temel bakmis,
    - Calisay calismay calisay calismay calisay calismay...



    57 - Vesikalik

    Temel bir gün Dursun a gidip,
    - Dursun, senin makinen var bana 12 tane vesikalik gerekiyor çeker misin?
    demis. Dursun da,
    - Çekerim ama benim makine boydan çeker vesikalik nasil olacak. demis ve
    baslamislar düsünmeye. Sonunda Dursun unaklina birsey gelmis ve,
    - Temel, sen sahile git kumu kaz içine gir omuzlarindan asagisi görünmesin
    böylece vesikalik olur.... tamam demis Temel, Dursun makineyi almak için eve
    giderken o da sahile gitmis, 12 tane çukur kazmis. Dursun gelmis,
    - Salak niye 12 tane çukur kazdin? Ben 12 tane makine getirmistim...



    58 - Güzellik-Aptallik

    Temel e sormuslar : "Güzel olmayi mi tercih ederdin yoksa aptal olmayi mi?"
    Temel biraz düsünmüs, "Tabii ki aptalligi" demis. "Niye?" diye sormuslar. Temel,
    "Güzellik geçiçidir." demis...



    59 - Su Derinligi

    Temel, dere kenarinda oturuyormus. Oradan jeeple geçmekte olan bir adam
    suyun derin olup olmadigini sormus. Temel,
    - Derin degildir, geçebilirsin...
    demis. Adamda Temel e güvenerek suya jeepiyle girmis. Jeep bir anda sulara
    gömülmüs. Kan ter içinde sudan çikan adam Temel in yakasina yapisarak,
    - Hani derin degildi ulan.
    diyerek Temel i tartaklamaya baslamis. Temel de,
    - Abi vallahi benim suçum yok. Demin bir ördek geçiyordu su beline geliyordu...



    60 - Tahliller

    Temel hastaneye gitmektedir. Giriste birinin agladigini görür. Yaklasir ve sorar,
    "Hayrola hemserim!.. Neden agliyorsun?" Adam, "Kan tahlili yaptirmaya geldim.
    Parmagimi kestiler." der. Bu sefer Temel daha siddetli bir sekilde aglamaya
    baslar. Ne oldugunu anlayamayan adam Temel e sorar, "Hayirdir hemserim. Sen
    niye aglamaya basladin?". Temel, " Ben..." der, "Idrar tahlili yaptirmaya
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:12 pm

    geldim"...

    61 - Aslan Yürekli Temel

    Temel hayvanat bahçesinde gezerken açik buldugu bir kafesten içeri dalmis.
    Görevliler panik içerinde arkasindan bagirmislar :
    - Hoop, dur ne yapiyorsun, orasi aslanin kafesi !..
    Temel geri dönmüs, görevlilere söyle bir bakip,
    - Sankimaslaninizi yeduk...



    62 - Dünyadan Haberin Yok

    Birgün Temel marketten bir kutu orkidle çikmis. Onu gören Dursun sormus,
    -Ne yapacaksin orkidi?
    -Sen bilmiyor musun Dursun? Onunla tenis oynaniyo, bisiklete biniliyo,
    kosuluyo, oohooo, senin dünyadan haberin yok...



    63 - Yatagin Alti

    Temel ve arkadaslari kahvede oturuyorlarmis. Birisi demis ki "Benim karim galiba
    beni manavla aldatiyor." digerleri nasil anladigini sorunca "Yatagin altinda
    karpuz buldum" demis... Baska biri "Sanirim karim beni marangozla aldatiyor.
    Ben de Yatagin altinda testere buldum..." derken Temel aniden "Yavv galiba
    Fadime beni atla aldatiyor" demis, arkadaslari, "Nasil anladin?" diye sormuslar.
    Temel de "Yatagin altinda JOKEY buldum" demis...



    64 - Attaaaa Gidecegiz

    Azrail Temel in canini almak için gelmisti. Temel hemen bir çare buldu. Isaret
    parmagini agzina sokup, "aguk guguk" sesleri çikartarak bebek taklidi yapti.
    Azrail durumu anlayip Temel in oyununu bozmak istemedi ve gitti. Ertesi gün
    Temel ialmak için geldiginde Temel in kendisine bir emzik bile aldigini ve yerler-
    de emekledigini gören Azrail, Temel e :
    - Temel, gel attaaaa gidecegiz...



    65 - Seni Kus Sandim

    Temel sehre inmis. Bakmis pencere kenarinda bir papagan. Içinden :
    - Allah allah kusa bak yav....
    demis. Tabi bu arada papagan da Temel in kendisine baktigini görüp :
    - Ne bakiyorsun hemserim...
    demis. Temel biraz saskinlik biraz da saflikla :
    - Afedersun hemserum. Ben seni kus sandiydum...

    66 - Cep Telefonu

    Temel arkeoloji profesörüdür ve Amerika da gerçeklesicek bir konferansa davet
    edilir. Konferansa katilir. Amerikalilar anlatmaya baslar,
    - Biz ülkemizde yaptigimiz kazilarda 25 metre asagi indik ve telefon kablolari
    bulduk. Öyleyse bizim atalarimiz asirlar önce telefon kullanmislardir. Sira
    Türkiye ye gelir ve Temel baslar anlatmaya,
    -Biz ülkemizde yaptigimiz kazilarda 50 metre asagi indik ama birsey bulamadik.
    Buradan su sonuca ulastik... Atalarimiz asirlar önce cep telefonu
    kullanmislardir...



    67 - Muz

    Temel hayatinda ilk defa memleketinden çikmis, güneye, Adana ya gidecekmis.
    Adana da buna bir hevenk muz ikram etmisler ve bu muzlari memleketine
    döndügünde yemesini rica etmisler. Aradan birkaç ay geçtikten sonra
    Adanalilar Trabzon a geridönen Temel e bir mektup yazmislar... Mektupta
    sormuslar, "Nasil, muzlari begendin mi?" diye.
    Temel cevaben gönderdigi mektupta "Begendim ama çekirdekleri çok büyüktü."
    demis...



    68 - Sadece Bende Var

    Temelle Fadime evlenmis, gerdege girmisler. Fadime daha çok toy oldugu icin
    Temel in "Bak bundan sadece bende var..." demesine inanmis ve uzun süre
    bunu böyle sanmis. Ama Temel in oturdugu mahallede bir de uyanik sütçü
    varmis. Her gün Temellere gelen bu sütçü sonunda zaten saf olan Fadime yi
    ayartmayi basarmis ve birlikte olmuslar. O aksam Temel eve geldiginde Fadime
    Temel e : "Sen beni aldattin. Bundan sadece bende var demistin, ama sütçüde
    de var..." demis. Temel olanlari anlamis ama bozuntuya vermemis, "Dogru, bir
    bende, bir de onda var, ona da ben vermistim zaten demis.
    Fadime karsilik vermis, "Madem öyle iyisini neden ona verdin?"...



    69 - Balik ve Temel

    Temel bir gün bir hayvanat bahçesine gitmis. Akvaryumlarin yaninda birini
    görmüs. Adam elini akvaryumun neresine götürse balik da takip ediyormus.
    Temel sormus :
    - Ula bu nasi oliyi?..
    Adam bilmis bir tavirla cevaplamis :
    - Her zaman daha zeki olan yaratiklar kendinden daha az zeki olanlari
    yönetebilirler...
    demis ve oradan uzaklasmis. Birkaç dakika sonra geldiginde bir de ne görsün?
    Temel akvaryuma agzini yapistirmis, balik gibi bir açiyor bir kapiyor...



    70 - Karsilikli Yardim

    Temel ile Dursun araba ile Rize den Trabzon a giderken yolda arabalari
    bozulmus olan iki kadin görmüsler. Hemen yanlarina gidip yardim
    edebileceklerini söylemisler ancak bu yardimlarinin karsiliginda aganigi naganigi
    isteriz demisler...
    Kadinlar çaresiz kabul etmisler yalniz prezervatif takmalisiniz, yoksa hamile
    kaliriz demisler. Neyse bütün isler bitmis, aradan bir hafta geçmis, Temel
    Dursun a :
    - Bana ne ya!.. Ben artik çikartiyorum bunu!.. Hamile kalirsa kalsin!..

    71 - Iyi Belle

    Temel ile Dursun balik avlamaya çikmislar. Birinci gün hiç balik yakalayamamis-
    lar, ikinci gün de hiç balik yakalayamamislar, üçüncü gün bir kova balik
    yakalamislar... Bunun üzerine Temel Dursun a :
    - Dursun bu yeri iyi belle, yarin da buraya geliriz...
    Kiyiya vardiklari zaman Temel Dursun a tekrar sormus :
    - Dursun yeri iyi belledin mi?
    - Evet...
    - Ne yaptin?
    - Kayigin ucuna çarpi koydum.
    - Ulan salak yarin bu kayigi kiralayacagimizi nereden biliyorsun?..



    72 - Baliklar

    Filozof Temel e sormuslar :
    - Hocam, sizce baliklar neden konusmazlar?
    - Basini suya sok, anlarsin!...



    73 - Mahkeme

    Bizim Temel bir tv kanalinda yarismaya katilir. Kazandigi parayi eksik verirler.
    Temel sebebini sorar. "Vergi kesiyoruz" cevabini alir. Bunun üzerine Temel de
    bir avukata basvurur. Avakut ona "Televizyonu mahkemeye ver." der.
    Aradan zaman geçer, avukat yolda Temel i görür ve sorar :
    - Ula televizyonu mahkemeye verdin mi?
    Temel cevaplar.
    - Verdim ama ertesi gün geri aldim oni... Insan televizyonsuz yapamayi!...



    74 - Yazdi mi Yaziyorum

    Temel bir gün çocugunun defterine bakmis ama hiç yazi görememis. Birgün
    okula gitmis bakmis, yine yazi yok. Sonra ogluna sormus :
    - Defterinde neden yazi yok?
    Çocuk cevap vermis :
    - Ögretmen tahtaya yazdi mi yaziyom, sildi mi siliyom...
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:14 pm

    75 - Kaplan Avcisi

    Temel bir gün Trabzon da is ve isçi bulma kurumuna gider.
    Memur : Daha önce ne tip islerle ugrastiniz?
    Temel : Kaplan avcisiyim...
    Memur : Trabzon da kaplan ne gezer be adam?
    Temel: Ula bende onun için issizum ya...

    76 - Temel bir kurt köpeği almış ve mükemmel eğitmiş. Adı Coni'ymiş.

    Coni, Temel'in her söylediğini anlayabiliyor ve havlarayak cevap veriyormuş.

    Hatta telefona bile bakabiliyormuş.

    Temel bir gün evi aramış.

    Coni açmış telefonu... -

    "Ula Coni sen musun?" -

    "HAV" -

    "Fadime evde mu?" -

    "HAV" -

    "Başka kimse var midur?"

    - "HAV"

    - "Ula kaç kişi vardur?"

    - "HAV HAV"

    - "Ne yapiyiler"

    - "EHE EHE EHE"

    - "Ula ne zamandan beri yapiyiler" -


    77 -Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar.

    Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar: -

    "Tekrar deneyin."

    Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur:

    - "Tekrar deneyin." ... ... ...

    En sonunda sinirlenen Temel:

    - "Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi."
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:14 pm

    TEK ASKER


    Manevra varmış.Temel elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan gelip sormuş :
    -Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel?
    Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da cevaplamış.
    Komutan en sonunda :
    -Ya düşman tepeden gelirse?deyince.
    Temel dayanamamış ve :
    -Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!


    ROMANTİZME BAK


    Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış, dolaşıyorlardı.Erkek ahtopot eğildi, hafif sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı :
    -Ne güzel bir gece, değil mi sevgilim?...Mehtap, yıldızlar, sen, ben...Ve bu güzel gecede seninle ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolaşıyoruz.


    AMELİYAT YERİ


    İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar :
    -Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.
    Delikanlının gözleri parlar.
    -Göster canım göster.
    Kız eliyle uzak bir yeri göstererek :
    -Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı....

    ÜÇ KEZ


    Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş :
    -Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.O kadar yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü...Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti.Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor!Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi?
    Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış :
    -Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.
    Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
    -Lafı karıştırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?

    İKİ VAKTE KADAR


    Eski deyimle basur (yeni ve bilimsel söylenişiyle hemoroit) çekenler bilir, çok ıstırap veren bir hastalıktır. Adamcağız da hemoroitten öyle çekmiş ki...Derken biri Kahve telvesi sür deyince, bir yerlerden kahve bulmuş.Bol bol koyup pişirmiş.Sonra da avuçladığı gibi sürmüş.Sürmüş ama...Ağlaya sızlaya doktora koşmuş. Soyunmuş, eğilmiş.Doktor da eğilmiş, bakarken...Hasta sormuş :
    -Ne var doktorcuğum? Ne gördün?
    -Vallahi iki vakte kadar bir yol görünüyor.Birde uzun boylu birinden toplu para alacaksınız.Haaa Bir de mektup var.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:14 pm

    HANGİSİ DAHA AÇIKGÖZ

    Çok akıllı geçinirdi.Kapısında "ikinci kez gelen hastalardan yarım ücret alınır"yazılı doktora girdi.Gülerek :
    -Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız mı beni?dedi.
    Doktor da güldü :
    Tabii, hatırlamaz olur muyum?
    Eeee? Muayene etmeyecek misiniz?İlaç vermeyecek misiniz?
    Hayır gerekmez...Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin...


    BAKAN


    Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :
    -Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :
    -Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
    Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
    Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
    -Bakan yüzme bilmiyor!

    BAKAN KARISI?


    Bakanlardan birinin ölmesiyle başka bir milletvekili onun süresini doldurmak üzere seçilmişti. Adam hemen karısına telefon ederek, bu haberi vermek istedi :
    -Bir bakan karısı olmak ister miydin? diye sordu.
    Karısı biraz düşündü sonra:
    -Hangisinin?

    BEN ENAYİ DEĞİLİM
    Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktığında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında bir kağıt vardır.Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır :
    -Ön vitesle geri vitesi şaşırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda gördüğünüz gibi büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdığımı sanıyorlar.Ne halin varsa gör, o kadar enayi değilim!

    BEBEK


    Adamın biri misafirliğe gitmiş. Akşam olunca haliyle sormuşlar :
    -Pardon arkadaş, demişler karı-koca. "Bizim odada mı yatarsın, bebeğin odasında mı, yoksa boş bir odada mı?
    Adam düşünmüş :
    -Karı-koca nın yanında yatılmaz, bebekte uyanır ağlarsa uykusu kaçacak, ben boş odada yatarım, demiş.
    Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış, bir de bakmış çok güzel bir kız adama havlu tutuyor.
    Adam:
    -Kızım senin ismin ne? diye sormuş.
    Kız :
    -Bebek amcacığım ya sizin isminiz?...
    Adam :
    -Eşek kızım eşşşeeek...
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:15 pm

    HEP BOĞA MI?


    İspanya'da tatilini geçiren turist, restoranda tipik bir İspanyol yemeği yemek istemişti. Listeyi uzun uzun inceledi.Cojano adı dikkatini çekti.Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.Parmağını basıp, garsona işaret etti.Garson bir tabak içerisinde yemeğini getirdi.Nefis bir şeydi ama içindekinin ne olduğunu çıkaramadı.Bir çeşit etti ana ne?...Garsonu çağırdı ve sordu...Garson anlattı :
    -Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayım?
    -Evet...
    -İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada öldürülen boğanın yumurtalıklarından yapıldı.
    Adam ertesi gün gene aynı restorana gitti.Tadı damağında kalan yemeği Cojano'yu bir kez daha istedi.Lezzetle yedi.Artık ahbap oldukları garson hatır sormaya geldi :
    -Nasıl memnun kaldınız mı bayım?
    -Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti.Dün yediğim Cojano biraz daha büyüktü gibi geldi bana.
    Garson başını iki yana salladı :
    -Her zaman boğa kaybetmez bayım...

    RESİM


    Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu.Babası kızın elindeki bomboş kagığıdı görünce sordu :
    -Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
    -Çimenlikte bir keçi resmi.
    -Çimenler nerede?
    -Keçi hepsini yedi.
    -Ya keçi?...
    -Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti.

    ÖNEMLİ NEDEN


    -Hayrola nereden?
    -Be be ben mi?Rad rad radyodan geliyorum...
    -Ne vardı radyoda?
    -Spi spi spi spiker sı sı sı sınavı vardı da...
    -Eeee, ne oldu?
    -Bı bı bı bırak yahu?Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.

    HOO!!!


    Doğu köylerinden birinde, kış kıyamette, adamın birisi ölmüş.Köylüler cenazeyi kızakla mezarlığa götürüyorlarmış.Ama daha mezarlığa varmadan, kızak da, öküzler de çamura saplanmış.Köylüler uzaktan öküzlere bağırmışlar çağırmışlarsa da, kimse çamura girmeyi göze alamamış.
    O sırada, birisi, bakmış ki; dirilerden hayır yok, ölüye seslenmiş :
    -Ulan, öldün öldün de, öküzlere bir "Ho!" diyemeyecek kadar mı öldün, mübarek?

    ÇORAP


    Ayakları çok fena kokardı. Bir gün bir arkadaşına birlikte tiyatroya gitmelerini teklif etti.
    -Hay hay, dedi arkadaşı.Ama eve git, ayaklarını yıka ve temiz bir çorap giy. Söz mü?
    Tiyatroya gittiler.Yerlerine oturdular.Aradan beş on dakika geçmeden etrafındakiler mendillerini burunlarına götürmeye başladı.
    -Hani söz vermiştin, dedi arkadaşı.
    -Vallahi değiştirdim, dedi.
    İnanmazsın diye kirlileri de cebime koydum.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:15 pm

    Temel araba sürerken kirmizi isikta geçmis.Tabi bunu gören polis temeli durdurmus.
    - Polis : Ehliyet ve ruhsat beyfendi
    - Temel : Verdunuzdami isteysunuz.

    Benzin istasyonunun önünde bir afiş: "Depoyu dolduran Lotaryada tutturursa bedava .... kazanıyor." İki kafadar benzinciye "Doldur depoyu" der, sonra bedava .... için lotaryaya talip olur... Benzinci sorar: Kafamdan bir sayı tuttum, bilirseniz bedava ..... "Üç" derler... Benzinci, "Bilemediniz, ben beş tutmuştum." Bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur, yine lotarya... Bizimkiler "Yedi" der. Benzinci "Olmadı, ben altı tutmuştum". Üç gün sora yine depoyu doldururlar, yine lotarya... "Iki" derler, benzinci "Bir" der. Kafadarlardan biri arkadaşına açılır... "Yahu bu bizi kandırıyor galiba, hep başka rakam söylüyor... Hile yapmasın!" Diğeri cevap verir: "Yok canım kızkardeşim arka arkaya iki kere kazandı

    Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar.
    - Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran. Adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper.
    - Sakın kımıldama ve heykelmissin gibi davran!
    - Bu nedir? hayatım, diye sorar kocası kapıdan girer girmez.
    - O mu? Sadece bir heykel. Smithler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım. Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz hatta yatağa girene kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner.
    - Al bakalım, der, bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti.

    İtalya'da Vatikan yakınlarında bir eve gece hırsız girmiş. Hırsız evin içinde karanlıkta ilerlerken arkasından bir ses gelmiş: -Seni ben görüyorum. Recep de görüyor! Hırsız panik içinde bir köşeye sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmiş - Seni ben görüyorum. Recep de görüyor! Hırsız sesin kendine seslendiğine emin olunca el fenerini açıp, sesin sahibini aramaya başlamış ve bakmış bir Papağan! Şaşkınlıkla söylemiş - Konusan sen miydin? Papağan tekrar konuşmuş -Evet.. Bunun üzerine Hırsız -Ama sen Papağansın! Papağan cevap vermiş.
    -Evet ben Papağanım...Recep da Doberman..

    Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Adam ne yapayım ne yapayım diye düşünürken birden bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden "İste şimdi boku yedik" der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
    - Hayır evladım boku yemedin.
    - Peki ne yapmam gerek ?
    - Şuradaki mızrağı görüyormusun? - Evet.
    - Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır.
    Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır.
    -Evladım işte şimdi boku yedin.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:15 pm

    KIZAMIK

    Bey, telefonu açıp seslendi :
    -Alo...Doktor Bey, bizim oğlan kızamık.
    -Biliyorum, dedi doktor, dün sizin eve girip gerekli şeyleri söyledim, kendisini kimseyle temas ettirmeyin ve..
    -Ama doktor bey, oğlan hizmetçiyi öpmüş bir kere...
    -Ya bu fena işte...Öyleyse hizmetçiyi de karantinaya almalı.
    -Doktor bey, bir şey daha var, sonra hizmetçiyi bende öptüm...
    -O... İşler çatallaştı, hastalık herhalde size de bulaşmış olmalı.
    -Ya..sonra ben karımı öptüm...
    -Ne diyorsun be? Öyleyse ben de kızamık olacağım demek...

    MİYAW


    İki deli, akılhastahanesinden kaçmaya karar vermişler. Gece vakti hızlı bir şekilde duvardan atlayarak boşluktaki tarlaya çıkmışlar. Tellerin arasından sürünerek ilerlerken bir bekçi bunların hışırtısını duymuş. Hemen bağırmış: "Kim var orada?" Delilerden biri hemen: "Miyaw, miyaww" diye seslenmiş. Huşırtıyı kedinin çıkardığını zanneden bekçi tam geri dönecekken deliler yine sürünmeye başlamışlar ve yine bir hışırtılar başlamış. Bekçi hemen dönmiş ve bağırmış: "Kim var orada?" İyice sinirlenen deli: "Miyaw dedik ya len" demiş

    EFENDİ MANİTU


    Stresten bıkmış adamın biri, uzun bir deniz seyahatine çıkmış. Fakat şanssızlıktan gemi batmış ve sadece bu adam kurtulabilmiş. Günlerce minik bir tahta parçasının üstünde denizde yol aldıktan sonra minik bir adaya gelmiş. Adam daha ne olduğunu anlamadan yerliler bunu almış götürmüşler. Adam yüzlerce yamyam yerlileri görünce: " Eyvah, boku yedik." demiş. Tam ağlayacağı sırada gökten " Hayır evladım, boku yemedin" diye acayip ve gür bir ses gelmiş. Şaşıran adam: "Sen kimsin ya?" demiş. Yine aynı gür ses "Ben ulular ulusu efendi manitu' yum." demiş. İyice şaşıran adam: "Peki Efendi Manitu, ne yapmam lazım?" demiş. Hemen cevap gelmiş: "Şimdi sakin bir şekilde sağ tarafındaki yerlinin mızrağını kap, en önde duran ve başında bir sürü tüy olan büyük yerliye sapla" demiş. Adam hemen can havliyle mızrağı kapıp şef yerliyi öldürmüş. Yine aynı ses son kez gürlemiş " İşte şimdi boku yedin evladım!"

    ELTİMGİLE GİDİYOM


    Yeni ilçe olan bir köye trafik ışıkları yeni konmuş, ışıkların altında bir polis bekliyor ve halkın ışıklara uymasını sağlamaya yani bir çeşit trafik eğitimi vermeye çalışıyormuş.
    O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu çocuğuyla, kırmızı yanarken karşıya geçiyor.Hemen seslenmiş :
    -Hanım, hanım! Nereye?
    Kadın dönüp :
    -Vıy! demiş. Sana ne? Eltimgile gidiyom.

    SERT KOVBOY


    Bir kovboy çiftliğine dönmektedir.Bindiği atı yeni satın almıştır.Atın üstünde bir gün evvel evlendiği genç bir kadını da getirmektedir.Sel yatağı boyunca ilerlediklerinden, kötü bir rastlantı sonucu at kayar.
    -Bir,der kovboy kısaca.
    Ve on dakika sonra at yine bir yoldan sapma yapar.
    -İki, der kovboy.
    Biraz daha ileride, at bir engel karşısında, az kalsın dengesini kaybeder gibi olur, bu kez kovboy ne bir, ne iki der.Kadını attan indirir ve :
    -Üç, der!
    Ve bir tabancayla atı öldürür.
    Genç evli kadın, dehşete düşmüştür.İtiraz etmekten kendini alıkoyamaz.
    -Herşeye karşın, biraz sert, yapmamalıydın!
    Ve kovboy sayar :
    -Bir!
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:16 pm

    KAZANAN KİM


    Ağa ile ırgatı köyden kasabaya giderken...Bir ara ağanın aklına bir muziplik geldi :
    -Bak, dedi, şu yol kenarında ineklerin bıraktığı tezekleri yersen...Bu arabamı da, atları da, koşumları da sana veririm.Senin olsun.
    Irgat gıcır gıcır arabayı, atları, koşumları görünce, düşünmedi bile...Tezeğin hepsini yiyip bitirdi.
    Kasabaya gittiler, alışveriş yaptılar, dönerken...Ağa birden düşünceye daldı."Muziplik derken, araba da, at da, koşumlar da gitti"diye :
    -Bana bak, dedi, arabayı, atları, koşumları geri istiyorum.Kaça verirsin?
    -Para filan istemem.Aldığım fiyata veririm,ağa...
    -Yani?
    -Yanisi şu ; Bak karşı kenarda duran tezekleri gördün mü?Sen de onları ye!Al arabayı, atları koşumları!...
    Baktı başka çare yok, ağa da eğildi, zorlana zorlana yedi tezekleri...
    Tam köye yaklaştıkları sırada ırgat gülmeye başladı kendi kendine...
    -Ne gülüyorsun, diye sordu ağa, bir şey mi var?
    -Nasıl gülmem, ağam?Biz yola çıkarken bu araba da, bu atlar da, bu koşum da senindi.Şimdi yine senin...Peki, öyleyse biz o tezekleri niye yedik?

    ŞEREFSİZ

    Hollywood'da güzel bir evde bir parti veriliyor.Partinin sahibi partiyeheyecan ve değişim katmak için mikrofonu eline alıp başlıyor :
    -Arkadaşlar akvaryumdaki iki Pirana'yı bu havuza atacağım.Havuza atlayıp karşıya çıkan arkadaş şu gördügünüz sarışınla sabaha kadar eğlenebilir.
    Kimsede ses seda yok.
    -Bu esmeride sunuyoruz.
    Yine kimsede ses yok.
    -Bu kumral bayanı da hediye ediyoruz.
    Yine ses yok.
    -Bu topu da veriyoruz.
    -Slaaaaash!!!...
    Adamın biri suda hızla yüzüyor ve karşıya geçiyor.Tekrar koşup havuzun öbür kenarına geliyor :
    -Nerede o şerefsiz!
    -Beyefendi o havuzun karşısında!
    Adam şaşkın şaşkın :
    -O değil! Beni havuza iten şerefsiz nerede......

    DAHA ÇOK İSTİYOR...


    Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlandı :
    -Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?
    -Hayır düşmedim.Arkadaşım Orhan'la dövüştük.Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!
    Annesi yatıştırmaya çalıştı :
    -Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil.Ben sana yarın pasta çörek vereyim.Arkadaşına da ver, barışın.Güzel güzel oynayın olmaz mı?
    -Olur anneciğim, barışırız.
    Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü.Annesi merakla sordu :
    -Yine ne oldu?
    -Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!

    Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar:
    -Gütenberg kim? Biliyormusunuz?
    -Hayır, der ötekiler.
    -Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinasını bulan kişi olduğunu bilecektiniz.... Ya Panmentier'i?
    -Hayır, der ötekiler.
    -Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam boyunca....
    İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar :
    -Oldu, anlaştık! Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Obarana kim biliyormusun?
    -Hayır!
    -Peki öyle ise öğren! Obarana, sen gece kurslarına giderken karınla yatan heriftir

    PATATES


    FBI gizli ajan eksikliğini giderebilmek için ajan seçmeleri yapmaya karar vermiş. Ve hergün üçer kişi çağırıp aralarından birini ajan olarak himayelerine alıyorlarmış. Seçimlerin 3. günü Temel' de katılmış. Yanındada bir ingiliz ve bir amerikan varmış. Bunlardan ilk olarak kamuflaj olmalarını istemişler. İçinde sadece bir çuvalın bulundu boş bir odaya sokmuşlar ve burada gizlenmelerini söylemişler. İlk önce ingiliz girmiş. 5 dk. sonra odaya giren bir yetkili gitmiş içinde ingilizin saklandığı çuvala tekme atmaya başlamış.
    Hemen çuvalın içinden bir ses gelmiş: " Miyaw, miyaw." İngilize ilk testi başarıyla geçtiğini söyleyip amerikan' ı odaya koymuşlar. Amerikan' da aynı çuvala saklanmış. Biraz sonra yine odaya giren yetkili gitmiş ve çuvala bir tekme atmış. Çuvalın içinden: "Hav, hav." diye bir ses gelmiş. Amerikan' ıda tebrik edip Temel' i odaya koymuşlar. 5 dk. sonra odaya giren aynı görevli gitmiş çuvala bir tekme atmış. Ama hiçbir ses gelmemiş. Bir daha atmış yine tık yok. Bir daha bir daha derken en sonunda çuvaldan cılız bir ses yükselmiş: " Patateeeeesss
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:16 pm

    Temel araba sürerken kirmizi isikta geçmis.Tabi bunu gören polis temeli durdurmus.
    - Polis : Ehliyet ve ruhsat beyfendi
    - Temel : Verdunuzdami isteysunuz.

    Temel araba sürerken kirmizi isikta geçmis.Tabi bunu gören polis temeli durdurmus.
    - Polis : Ehliyet ve ruhsat beyfendi
    - Temel : Verdunuzdami isteysunuz.

    İtalya'da Vatikan yakınlarında bir eve gece hırsız girmiş. Hırsız evin içinde karanlıkta ilerlerken arkasından bir ses gelmiş: -Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırsız panik içinde bir köşeye sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmiş - Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırsız sesin kendine seslendiğine emin olunca el fenerini açıp, sesin sahibini aramaya başlamış ve bakmış bir Papağan! Şaşkınlıkla söylemiş - Konusan sen miydin? Papağan tekrar konuşmuş -Evet.. Bunun üzerine Hırsız -Ama sen Papağansın! Papağan cevap vermiş.
    -Evet ben Papağanım...İsa da Doberman..

    Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Adam ne yapayım ne yapayım diye düşünürken birden bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden "İste şimdi boku yedik" der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
    - Hayır evladım boku yemedin.
    - Peki ne yapmam gerek ?
    - Şuradaki mızrağı görüyormusun? - Evet.
    - Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır.
    Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır.
    -Evladım işte şimdi boku yedin.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:18 pm

    Temel uçakla Trabzona gidecekmis.Oturmus bir yere rasgele... Asil yer sahibi gelmis;
    - Yer sahibi: Beyfendi burasi benim yerim kalkarmisiniz?
    - Temel: Hayir
    - Yer sahibi : Beyfendi burasi benim yerim kalkin
    - Temel: Hayir
    Yer sahibi gider Hostese basvurur.
    - Hostes: Beyfendi burasi sizin yeriniz degil kalkarmisiniz lütfen
    - Temel: Kalkmam
    Hostes çare bulamayinca kaptana basvurur.
    - Kaptan: Temelin kulagina bisi fisildar ve Temel gecer Arka tarafa oturur.
    Herkes hayret etmis biz bu kadar urastik kalkmadi acaba Kaptan nasil kaldirdi bunu.Dayanamiyorlar Kapatana Soruyorlar;
    - Kaptan: Dedim ki Burasi Trabzona Gitmez

    ŞİKE
    Futbol maçı başlamadan önce iki takımdan birinin kaptanı, hakemi bir köşeye çekip :
    -Hocam, der.Sen bizim takımın durumunu bilmezsin...
    -Bu maçı bize kaybettirecek olursan, bizimkiler seni ne yapar bilirmisin?
    -Ne yaparlar?
    -Seni parça parça ederler...
    Hakem cevap verdi :
    -Anlaşıldı, siz bu oyunda berabere kalacaksınız...
    -Neden?
    -Öteki, takımın kaptanı da bana aynı sözleri söyledi de ondan!...

    ŞEMSİYE


    Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış.Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş.
    O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş.Eri çağırarak :
    -Bu ne küstahlık, demiş.Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş.
    -Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!
    Neye uğradığını anlamayan er :
    -Başüstüne, diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş :
    -Teğmenim, beni az önce evine yollayan general şemsiyesini istediğinde kim kırdı diyeyim?

    SAKAT ÇOCUK


    Karısı hamile olan bir adama işyerinde aniden bir telefon gelmiş: "Beyefendi, bir bebeğiniz oldu acele hastahaneye geliniz" diye. Heyecanlanan adam hemen hastahanenin yolunu tutmuş. Doğum bölümüne gştmiş. Kendisini bir hemşire karşılamış. Adam durumu anlatınca hemşire: "Beyefendi, evet doğru bir çocuğunuz oldu ama malesef sakat doğdu" demiş. Habere çok üzülen adam: "Olsun çocuğumu gösterin bana" demiş. Hemşire: "Beyefendi, görmeseniz daha iyi olur çünkü çocuğunuz çok ileri derece spastik" demiş.
    Adam yinede: "Olsun o benim evladım, görmek istiyorum" diye diretmiş. Hemşire: "Peki öyleyse" deyip spastik çocuklar bölümüne geçmiş. Adamda peşinden gitmiş. İlk bölümde kolsuz çocuklar varmış. Adam: "Çocuğum burada mı?" diye sormuş Hemşire: "Hayır beyefendi, çocuğunuz ilerideki bölümlerde" diye yanıtlamış. Bir sonraki bölüme geçmişler. Buradada bacağı olmayan bebekler varmış. Adam yine: "Çocuğum burada mı hemşire hanım?" diye sormuş. Hemşire yine: "Hayır beyefendi, çocuğunuz daha ilerdeki bölümlerde" diye yanıtlamış.
    Bir bölüm daha geçmişler buradada hem kolu hem bacağı olmayan çocuklar varmış Adam yine heyecanla: "Buradamı çocuğum?" demiş. Fakat hemşire yine: "Hayır beyefendi" diye yanıtlamış. Üzülen adam bir sonraki bölüme geçmiş. Bu bölümde ise sadece kafa olan çocuklar varmış. Adam yine hüzünle: "Hemşire hanım, artık sanırım burada çocuğum" demiş. Fakat hemşire: "Hayır beyefendi, çocuğunuz şimdi gideceğimiz bölümde, fakat isterseniz gitmeyelim çünkü çocuğunuzu görünce çok kötü olabilirsiniz" demiş. Adam yine ısrarla: "Hayır, ne olursa olsun o benim çocuğum" demiş. Hemşire "Peki o zaman" deyip bir sonraki bölüme gitmiş. Bu bölümdeki oda bomboşmuş. Sadece odanın ortasında bir masa, masanın üstünde bir kavanoz, kavanozun içindede bir kulak duruyormuş. Adam hemen: "Bu mu benim çocuğum?" diye sormuş. Hemşire üzüntüyle: "Evet beyefendi, ama malesef çocuğunuz sağır" demiş.

    İYİLİK MELEĞİ
    Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
    -Binme, bu uçak düşecek!
    Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
    İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
    -Uçak düştü kurtulan olmadı!
    Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında :
    -Binme bu trene, raydan çıkacak!
    Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
    -Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
    Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
    -Bu otobüse binme, freni patlayacak!
    Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
    -Sen kimsin yahu?
    -Ben senin iyilik meleğinim!
    Adam iyice kızmış :
    -Ulan evlenirken neredeydin
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:19 pm

    Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim bıçkın halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner, - Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince, içerideki sesler nedir demiş, melek : - ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı? Melek: - İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş. Bıçkın olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır demiş.

    Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir eşya getirilmesine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar, "ee, sen ne getirdin ?", diğer mahkum bir kutu boya çıkarır ve bunlarla herşeyi boyayabileceğini söyler ve diyer mahkuma sorar, "sen ne getirdin ?". Oda, yanındaki kutuyu açar ve içinden iskambil kağıtlarını çıkarır. "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kart oyunu oynayabilirim" der. Üçüncü mahkum köşede sessizce sırıtarak oturmaktadır. Diğer iki mahkum farkeder ve sorarlar, "Sen niye kendinden eminsin o kadar, sen ne getirdin ?" Üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek "bu tamponları getirdim," der. Diğer iki mahkumunda kafası karışmıştır, merakla sorarlar, "Bunlarla ne yapabilirsin ki?" Üçüncü yine sırıtır ve kutuyu göstererek "Kutuda yazdığına göre, bunlarla at sürebilir, yüzmeye gidebilir hatta paten kayabilirmişim"

    Becky ve Sam 50'nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı. Sam birden soruverdi: "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?.." "O da nereden çıktı?" diye sinirlendi Becky.. "Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde ?.." "İsterim" dedi Sam.. "Lütfen anlat, ne olur?.." "Madem öyle" dedi Becky, "Üç kez aldattım seni.." "Üç kez öyle mi?.. Kimlerdi onlar?.." "İlki" diye anlatmaya başladı Becky, "Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin." "Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha.. Benim sevgili karım!.. Peki ikincisi.." "Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin.. Çok kritik bir bye-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiçbir doktor sana el süremiyordu.. Her an ölebilirdin. O sırada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü.." "Ah benim sevgili karım.. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?.. Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz. Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?.." "Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Başkanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?.."

    Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler... Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak..." Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor." Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..."


    Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der. Dilenci "beyim ben hiç sigara içmem" der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der. Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der. Sen de o zaman bir altılı oynarsın. Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim eve gel der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor."
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:20 pm

    Cimri bir kişi ölümü yaklaşınca oğullarını yanına çağırır.Üç oğlunada vasiyette bulunur . Ben ölünce hepinizin mezarıma tek tek birer milyar koymanızı istiyorum der. Adam öldükten sonra sırayla 1. ve 2. oğlu mezara gider ve birer milyar parayı mezara koyarlar daha sonra babası gibi parayı seven 3. oğluda mezara gider ve mezardaki paraları alır yerine babası adına bir 3 milyarlık çek koyar.

    SAPIK DOKTOR


    Psikolog karşısındaki sinir hastası bir genci teste tabi tutmaktadır.Kağıt üstüne bir dikörtgen çizip :
    -Bu size neyi hatırlatıyor?diye sorar.
    Hasta :
    -İçinde kadın bulunan bir yatağı, diye cevap verir.Arkasından psikolog kağıda büyükçe bir kare çizer.Hasta, bu kez :
    -İçi kadın dolu bir oda, der.
    Derken, çok büyük bir dikdörtgen çizdiğinde, hasta bu sefer de :
    -Bu da içi kadın dolu bir ev, deyince, psikolog dayanamaz :
    -Tamam beyefendi, der.Siz bir kadın budalasısınız.
    Ama psikolog daha lafını bitirmeden, hasta bağırır :
    -Ne, ben mi? Aslında sen kadın budalasısın be! Sabahtah beri bana terbiyesiz resimler çiziyorsun...

    İKRAM


    Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur :
    -Pek susadım, buralarda su bulamadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
    Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak, kısa bir tereddütten sonra :
    -İstersen ayran getireyim, der.
    Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten az sonra, çocuk bir çanak ayran getirir.
    Adam ayranı içtikten sonra çocuk :
    -İstersen daha getireyim,der.
    -Zahmet olur yavrum.
    -Hayır, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!
    Bunun üzerine, adam iğrenerek, elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır :
    -Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı!

    NE KOYSAYDIM?


    Adam sünnetçi dükkanının vitrinine şemsiye koymuş, biri de merak etmiş :
    -Yahu sünnetçi vitrininde şemsiyenin işi ne be?
    Sünnetçi fena fena bakmış :
    -Yani vitrine ne koysaydım?

    VEFAKAR AİLE


    Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken nehirde yıkanan genç ve çok güzel bir kadın gördüler.
    Oğul sordu :
    -Ne dersin baba, yiyelim mi onu?
    Baba bir an düşündükten sonra :
    -Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz! dedi
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:20 pm

    Temel deliler hastanesine düsmüs.Odada 15- 20 tane deli varmis.Odada bir delik varmii deliler siraya girip delige bakiyorlarmis.Temel de merak etmis girmis siraya...Sira Temele Gelince ;
    - Temel : Burda bisi yok puraya neden bakarsunuz demis.
    - Delinin Biri : Biz 20 senedir bakiyoz bisi göremedik de sen bir bakistami görecen demis

    Temelle Dursun bir agacin dibinde yatiyorlarmiss. Dursun Bir ara Kalkip Temele demiski ;
    - Dursun : Ula Temel Manzaraya bak demis.
    - Temel : Dursun agaçyan bisi coremeyrum demis.

    Bir kadin Kirmizi isiktan geçmis.Polis Durdurmus;
    - Polis: Nereye gidiyon teyze baksana isiga
    - Teyze: Saaanee Eltime cideyrumm

    Temel bir adam öldürmüs ve Temeli hapishane ye koymuslar. Mahkeme zamani gelince ;
    - Hakim : Temel idam cezasina çaptirildin demis ölümlerden ölüm beyen...
    - Temel : Hakim bey bana aids virüsü verin de biraz daha yasarim demisler.
    Temele vermisler aids virüsünü salmislar. Ertesi gün ;
    - Temel : Ula ben ne kadar akilliyim he bana aids vürüsünü verirken prezarvatif takmistim demis.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:20 pm

    SÜTÜ OLMAZMIŞ


    Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür.Bebeğe bakan doktor :
    -Bu çocuk iyi gıda almıyor, der ve kadına dönerek ;
    -Lütfen soyununuz, diye rica eder.
    Soyunan kadının, göğüslerini iyice kontrol ettikten sonra doktor
    -Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi der, sizin hiç sütünüz yok.
    Kadın :
    -Tabi olmaz doktor bey, der.Ben çocuğun teyzesiyim...

    Bir Türk Amerikaya ziyarete gezmeye gitmiş.Sokakta dolaşırken tuvaleti gelir.Koştura koştura umumi bir tuvalet bulur.Kendini bir an önce içeri atmak ister fakat kapıdaki adam 25 cent ister.Bizimki sıkışa sıkışa 25 cent i verir içeri dalar.Zart zurt sesli yaparken yandan "yavaş be adam" diye ses gelir meyerse yandakide bir Türkmüş.İşini bitirip dışarı çıktıktan sonra yandakiyle karşılaşır ve lafı yapıştırır."Be adam 25 cent e mozartımı yoksa şopennimi dinleyeceğini sanıyordun" der.

    VAAZ



    Sahranın ıssız bir köşesinde,bir din adamı lejyonerlere vaaz vermeye gelir.Vaaz'dan önce binbaşı askerleri uyarır:
    -Rahibin ziyareti sırasında, özellikle küfür ve müstehcen kelimeler istemiyorum! Dövüşmeyi bildiğiniz gibi, kendinizi tutmayı da bildiğinizi ona gösterin...
    Daha sonra rahip, birliğin önünde vaazına başlar :
    -Herşeyden uzakta yaşıyorsunuz, ama geleneklerinizle övünmeniz gerekir.Ben size kendisi de sizin gibi bir kahraman olan Hz. İsa'nın selamlarını getirdim.Söyleyin bana, kahramanlıktan daha saf, daha güzel ne vardır?
    Tam o anda birkaç lejyoner ağızlarını açmaya hazırlanırken binbaşı ayağa fırlar ve haykırır :
    -G*tum, diyene onbeş gün hapis!...

    Bir bayanın yatak odasındaki gardrop bozuktur. Evin yanında bulunan istasyondan tren geçince kapağı açılmaktadır. Bunun için bir gün bir marangoz çağırır. Marangozu yatak odasına götürür ve dolabı gösterir. O anda bir tren geçer ve gardrobun kapağı kendiliğinden açılır. Marangoz menteşelere, kilide bakar. Hanımefendi buradan gardrobunuzun nesi olduğunu anlayamadım. Şimdi ben içine gireyim ve siz kapağı kapatın, böylece ben içeriden bakarım belki böyle anlarım der. Marangoz içeri girer, kadın kapağı kapatır. O anda kapı çalar. Kadın kapıyı açar. Kadının kocası gelmiştir. Kocası doğru odasına gider ve üstünü çıkarıp asmak için gardrobunu açar. Bir bakar ki gardropta bir adam. Kızarak adama bağırır. "Ne işin var senin burada" der. Marangoz korkmuş bir vaziyette cevap verir. "Şey beyefendi nedesemki, şimdi size burada tren bekliyorum desem inanırmısınız?"

    HEPSİ BİRDEN


    Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu :
    -Bakın çocuklar, dedi.Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır.Hastalara...Yaşlılara...Muhtaçlara...Her sabah okula geldiğiniz zaman size birgün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım.Tamam mı?
    Ertesi sabah Oymakbeyi çocukları toplayıp sordu :
    -Söyleyin bakalım...Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?
    Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
    -Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
    Adamcağız şaşırdı :
    -Hepiniz mi?
    -Evet efendim, hepimiz birden.
    -Neden?
    Çocuklardan biri cevap verdi :
    -Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:21 pm

    Temel Askere gidiyor . Askerden döndügünde yolda Dursunu görüyorr.
    - Temel : Dursun Babam neriyedu?
    - Dursun: Temel Baban Öldüü.
    - Temel : vah vahhh. Mezari neerde?
    - Dursun: Tabutla götürürlerken suya düstü kayboldu
    - Temel:Annem nerde peki Dursun?
    - Dursun: Annende babamin ölümünden sonra hep agliya agliya öldü
    - Temel: ula Dursun desene söndü ocagim
    - Dursun: Yok ben giderken hala eviniz yaniyordu.Temel mantik bilmine merak salmis.Ertesi gün Temel kütüphane ye gitmis.ve bir kitap almis mantik ilmi ile ilgili...
    kasada;
    - Temel : Sayin kasiyer beyfendi ben böle böle mantik bilmine merak saldim bana bu konuda ön bilgi verirmisiniz demiş.
    - Kasiyer : Tabi beyfendi Mesela evinizde akvaryum varmı?
    - Temel : var
    - Kasiyer :akvaryumu görünce akliniza ne gelir demis su suya bakinca akliniza ne gelir deniz denize bakinca akliniza ne gelir plaj e plaj a bakinca akliniza ne gelir civil civil kizlar civil civil kizlara bakinca akliniza ne gelir demis ehuheheu.Bunun gibi birbirine bagli zincir demis.
    Temel kitabi yarilamis ve yolda yürürken Dursun u görmüs;
    - Temel : Ula Dursun ben mantik bilmine merak saldim ula
    - Dursun: O bokyiyen o nedu
    - Temel : Dursun bak evine akvaryum var mi?
    - Dursun: Yok
    - Temel : O bokyiyen sen yoksa .... musun

    Karne

    Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
    -"Getir bakayım şu karneyi!"
    -"Al baba..."
    Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
    -"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
    -"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."

    TEMEL YARISMADA


    Bir gün temel kim 500 bin istere katılır
    Soruları bile bile 10 000 nin sınırına gelir takılır.

    Kenan ışık:joker haklarınızdan kullanın

    Temel:tamam dursuni armak istiyorum.

    Dursunu baglarlar.

    Dursunelam lo ne soricen

    Temel:ula dursun karar verümedim bu soruda %50 hakıkımı yokse seyirci hakkımı mı kullanim der.

    Vites


    Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış;
    Konu arabalardan açılınca, Temel başlamış arabasını övmeye, Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı araba vs. neyse böyle konuşulurken iş iddiaya binmiş ve Temel 'Ben arabamla Trabzon'dan Samsuna 4 saatte giderim' demiş.
    Arkadaşları gidemezsin demişler. Temel hemen heyecanlanarak arabasına binmiş ve 'gideyimde görün uşaklar'demiş.
    Arkadaşları 'iyide biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz demişler.'
    Temel'de 'Samsun'a varınca telefon ederim.' demiş.
    Ordan hemen biri atılmış ve 'iyide Samsun'dan aradığını nereden bileceğiz. Sen git şu kişiyi bul ordan, o bizi arasın.' demiş.
    Temel adresi alarak yola çıkmış ve 3,5 saatte Samsun'a varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzon'a telefon etmişler.
    Arkadaşları Temel'e 'oooo Temel iddiayı kazandın tamam hadi gel' demişler ve başlamışlar Temel'i beklemeye.
    Aradan 5 saat geçmiş Temel yok. gece olmuş Temel yok.
    Arkadaşları 'nerde kaldı bu yahu' diyerek evlerine gitmişler. Sabah erkenden herkes birbirine 'Temel geldimi? ' diye sormuş ama kimseden cevap yok.
    O gün de Temel efendi Trabzon'a teşrif etmemiş.
    Ertesi gün sabah yine yok, öğleden sonra çıkmış gelmiş!.
    Arkadaşları Temel'e hemen 'yahu Temel Samsun'a 3,5 saatte gittin 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım' demişler
    Temel de ' Sormayın be arkadaşlar bu Alman'lar ne gerizekalı bir millet' demiş.
    Arkadaşları ' Ne oldu Temel' demişler
    Temel ' Şu güzelim arabayı yapmışlar, 5 tane ileri vites koymuşlar ama 1 tane geri vitesi koymuşlar' demiş.

    YAĞMUR BAŞLAYINCA


    Temel, Dursun'a misafirliğe gitmiş.
    Gece sağnak halde yağmur başlayınca;
    Dursun konukseverlik göstermiş: "Temel çok fena yağmur yağıyor, eve gitme, burada kal."
    Temel kabul etmiş, ama ansızın ortadan kaybolmuş.
    Aradan epeyce zaman geçtikten sonra kapı çalmış, bakmışlar kapıda sırılsıklam Temel:
    "Neredesun ula Temel merak ettik ?"
    "Eve cittum pijamamu aldum da..."
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:21 pm

    Çocuğun birisi, bir gün matematik dersi sonrasında kafasında bir takım soru işaretleri ile babasına gelir. Babası, "Oğlum bugün okul nasıl geçti" diye sorunca, çocuk babasına anlatır. "Babacığım her sey iyiydi. Ama matematik dersinde anlatılan "reel" ve "potansiyel" kavramlarını anlayamadım". Bu durum üzerine babası çocuğuna bu kavramları ilginç bir yöntemle anlatmaya karar verir. Çocuğuna, annesine gitmesini ve ona 1 milyon dolar karşılığında Robert De Niro`yla yatıp yatmayacağını sormasını ister. Çocuk gider ve sorar. Annesi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını, bedava olarakta seve seve Robert De Niro`yla yatabileceğini söyler. Çocuk bu cevabı babasına iletir. Bunun üzerine babası çocuğun ablasına giderek ona 1 milyon dolar karşılığında Leonardo Di Caprio`yla yatıp yatmayacağını sormasını ister. Çocuk ablasına gider ve sorar. Ablasıda annesi gibi, 1 milyon dolar`a gerek olmadığını bedava bile seve seve onunla yatabileceğini belirtir. Çocuk bu cevabıda babasına iletir. Babası ise söyle der. "İşte oğlum sorularının cevabı. Şu anda elimizde reel olarak 2 milyon dolar para, ve 2 tane potansiyel o... var."

    Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene "Biliyormusun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş Doğal olarak barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış. Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyormusun" demiş; "ben sağ gözümü de ısırırım!" Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş. Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış. Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene "İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş. "İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim." Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamaış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış. Biraz sakinleşince adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş. "Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam; "Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyormusunuz? İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".

    Duygu Asena, yolda yürümektedir. Parkın birinde Küçük Asım'ı masum masum oynarken görür: "N'apıyorsun sen evladım?" diye sorar. Küçük Asım: "Feminist yapıyorum teyze" der. Asena, doğal olarak birtakım çamurlarla nasıl feminist yapılabildiğini merak eder. Küçük Asım anlatır: "İşte, şu çomakları şu çamurdan bedene yapıştırıyorum, otlardan saç yapıyorum, gazoz kapağından şapka, sonra üzerine sıçınca feminist oluyor!" Duygu Asena, duygulu bir kadın olarak sinirlenir ve çocuğa bir şaplak patlatır. Ertesi gün Küçük Asım'ı yine görür ve akıllanmıştır umuduyla yine sorar: "N'apıyorsun evladım?". "Feminist yapıyorum teyze".. nasıl yapıldığı konusunda da yine aynı cevabı alınca, bu sefer adamakallı döver. Bu, bir hafta boyunca böyle gider. Asena, feminist inadıyla hala Asım'a eğitim amaçlı dayaklar atmaktadır. Nihayet birgün, Küçük Asım, farklı bir cevap verir, "Erkek yapıyorum" der. Asena, büyük bir zevkle "Nasıl yapıyorsun evladım?" diye sorar. Çocuk anlatır: "İşte, şu çomakları şu çamurdan bedene yapıştırıyorum, otlardan saç yapıyorum, gazoz kapağından da şapka yapınca erkek oluyor!". Asena, merak içerisinde sorar: "Eeee, üzerine sıçmayacak mısın?". Küçük Asım, sırıtır: "Yok teyze, üzerine sıçarsam, feminist olur."

    Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".

    Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktorda adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demişki:bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel. Adam bir hafta sonra gelince doktor: Öksürüğün nasıl oldu deyince, adamda: Cesaret edipte öksüremiyorumki,demiş
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:24 pm

    YAĞMUR BAŞLAYINCA


    Temel, Dursun'a misafirliğe gitmiş.
    Gece sağnak halde yağmur başlayınca;
    Dursun konukseverlik göstermiş: "Temel çok fena yağmur yağıyor, eve gitme, burada kal."
    Temel kabul etmiş, ama ansızın ortadan kaybolmuş.
    Aradan epeyce zaman geçtikten sonra kapı çalmış, bakmışlar kapıda sırılsıklam Temel:
    "Neredesun ula Temel merak ettik ?"
    "Eve cittum pijamamu aldum da..."
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:24 pm

    Adamın biri bara girmiş. Garson, herkeze içki ver kendinede al demiş. İçkiler içilmiş garson hesap için gelince adam: Para yok demiş. Tabi garson bunu bir güzel dövüp dışarı atmış. Diğer akşam tekrar gelmiş ve yine garson herkeze içki kendinede al demiş ve sonuçta parası olmadığı icin yine dayak yemiş ve gitmiş. Bu üç akşam böyle devametmiş. Dördüncü gün yine gelmiş ve garson herkeze içki fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonrada kavga çıkarıyorsun.

    Genç bir sanatçı adayı , kız doktoruna telefon açıp aldığı randevuya gelemiyeceğini söyledi. Doktor sordu: "Neden çok mu hastasınız?" -Yoo değilim. Yalnız bugün bir prodüktöre gidip bir rol istedim. Sonra terzime gittim. Daha sonra ev sahibiyle kira meselesini tartıştık. Kısacası doktor bey, bir defa daha soyunacak halim kalmadı!

    İki arkadaş hem içiyor, hem de karılarından yakınıyordu. Biri -"Ben" dedi, "Evliliğimizin ilk senelerinde işten eve dönünce karımı kucaklar, nefesi kesilene kadar kollarımda sıkardım."
    Diğeri içini çekerek sordu "Ya şimdi?"
    -Şimdi mi? Daha fazla sıkmadığım için pişmanım!..

    Tiyatroda, ünlü oyuncu rolü gereği uşaklarına bağırır.
    -Atımı getirin!
    O sırada münasebetsiz bir seyirci "Eşek olsa olmaz mı? diye seslenir. Oyuncu hiç istifini bozmaz:
    -Hay hay! Buyrun beyefendi!.

    Bir kürt ve Temel Amerikaya zengin olmak için gitmişler. 1 sene sonra aynı yerde tekrar buluşmak üzere ayrılmışlar... Bir sene sonra Temel yine aynı şekilde beş parasız buluşma yerine gelmiş. Daha sonra yanına bir limuzin yanaşmış ve içinden smokin giymiş bizim kürt çıkmış. Kısa bir selamlaşmadan sonra -Temel: Valla ben hiç bir baltaya sap olamadım der. Ama görüyorum ki sen oldukça iyi durumdasın. _ Kürt: Eh işte durum iyi der. Valla bu amerikalılar salak. Bir fal makinası yaptım. 5 dolara elini makineye koyuyorsun ve fala bakıyor der. Daha sonra yine bir sene sonrası için sözleşirler. Bir sene sonra yine kürt limuzini ile gelir ve beklemeye başlar. 10 dk sonra tepeden dabadabadabna bir helikopter iner ve içinden bizim Temel çıkar. Kürt şaşırır. Ulan nasıl olduda bukadar zengin oldun? - Temel : Valla bu amarikalılar çok salak. Ben senin makineyi biraz geliştirdim der. 5$'a elini veriyorsun fala bakıyor. 10$ vermezsen elini geri alamıyorsun.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:25 pm

    Sınıfta öğretmen sormuş: Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır? Çocuk cevaplamış: Hiç kalmaz örtmenim. "Olur mu oğlum" demiş öğretmen, "2 tane kalır." "Olmaz öğretmenim" demiş çocuk, "siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar..." Öğretmen şaşırmış ve " Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim." demiş. Sonra çocuk, "Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum: Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir? " Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş, "Emerek yiyen evlidir" demiş. Çocuk, "Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir" demiş, "Ama düşünce tarzınızı beğendim."

    Adamın biri bir gün İngiltere'ye gezmeğe gitmek istemiş. Tabi ingilizce bilmediğinden arkadaşına sormuş: -Yav ben İngiltere'ye gidince onlarla nasıl anlaşacağım? demiş. Arkadaşıda: -Bak konuştuğun her cümlenin sonuna 'ing' koy , onlar senin ne demek istediğini anlarlar demiş. Ve adam ingiltere'ye gitmiş ve solugu bir cafede almış. Arkadaşının taktiğini uygulamaya başlamış ve garsonu çağırmış: -Sen bana bir çay getirebiling? demiş ve garson şaşkın şaşkın çay getirmeye gitmiş. Garson çayı hemen getirmiş. Adam demişki: -Bak , ben ne güzel ingilizce konuşuyoring değiling? demiş. Garson lafı yapıştırmış: -Ben Türk olmaying , bok içerdin çaying!

    Doktor hastasını telefonla arar ve hastasına bir kötü birde çok kötü haberi olduğunu söyler. Daha sonrada ilk önce hangisini söylememi istersiniz diye sorar. Hasta ilk önce kötü haberi duymak istediğini söyler. Doktor hastaya "Tahlillerinizi aldım ve ne yazık ki 24 saat ömrünüz kaldı." der. Hasta yıkılmıştır. Doktora sorar "Daha kötü haber ne olabilirki ?"
    Doktor "Dünden beri sizi arıyorum ama telefonunuzu daha yeni düşürebildim."

    Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes cuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor... Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı.... İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... Enson çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees

    Adamın biri bir gün meyhaneden çıkmış tabii kafasıda iyi. Yolda bir ayağı kaldırımda bir ayağıda yolda yürüyormuş. Adamın biri bunu görüp yanına yaklaşmış. Ve de merakını gizleyemeden sormuş. -Ya hemşerim , niye bir ayağın asfaltta bir ayağın kaldırımda yürüyorsun? Bir yerde yürüsene? demiş. Adamda ona: -Allah razı olsun hemşerim sana. Bende acaba ne zaman topal oldum diye düşünüyordum.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:25 pm

    Bir adam diğerine sordu:
    Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır?
    -Hem de fazlasıyla sadık. Size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim.
    -Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?
    Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi.

    İki general bir cafede oturup konuşuyorlarmış. İçkinin de etkisiyle generalin biri "benim bir erim var çok salak demiş. Diğeriyse "hayır, benim bir erim var o daha da salaktır." demiş. Tartışma çok büyümeden kimin askerinin daha salak olduğunu anlamak için yarışma gibi bir şey yapmaya karar vermişler. İlk general askerini yanına çağırıp "oğlum, git bana şu 5000 lirayla bir Mercedes al gel" demiş. İkinci general de askerini çağırıp "git bak ben ordu evinde miyim?" demiş. İki asker yolda karşılaşmışlar. İlki "ya benim general çok salak. Bu günün pazar olduğunu bildiği halde beni araba aldırmaya gönderdi." demiş. İkincisiyse "benim general daha salak. Yanında telefon dururken, beni ordu evine gönderdi." demiş.

    Külkedisi meşhur baloya gitmek için tam hazırlanmaya başlayacakken regl olduğunu farkeder. Tüm aramalarına rağmen üvey kardeşleri orkid ve tamponları sakladığından çaresizlik içinde ağlamaya başlar. O sırada iyilik perisi elinde bir tamponla belirir ve saat tam geceyarısı evde olması gerektiğini sıkı sıkı tembihler. Külkedisi büyük bir neşe içinde baloya gider ve gecenin en güzel kızı olarak bütün bir gece yakışıklı prensiyle dans eder. Vaktin nasıl geçtiğini anlamayan külkedisi birde bakar ki geceyarısına on saniye kalmış. Panik içinde toparlanıp kaçmaya çalışırken büyük bir patlama olur . Tampon balkabağına dönüşmüştür....

    Biri içinde 1 milyar bulunan cüzdanını kaybetmiş. Kaybettiği yerdekilere cüzdanını getirene 100 milyon vereceğini söylemiş. Kalabalıktan bir ses daha duyulmuş.
    -O cüzdanı bulup bana getirene 250 milyom vereceğim...!

    Amerikada yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi obiçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış.
    -HEY JOE, Ön kapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım.
    AsiRuH
    AsiRuH
    yönetici
    yönetici


    Erkek
    mesaj sayısı : 9861
    Yaş : 36
    İş/meslek : xxxxx
    Kayıt tarihi : 27/09/08

    fıkra arşivi Empty Geri: fıkra arşivi

    Mesaj  AsiRuH Paz Kas. 02, 2008 9:25 pm

    Temel ve Kraliçe Elizabeth

    Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyul-
    maktaymis. Merak edip sormus. "Hemserim bu top atislari neyin nesi?" diye.
    Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis.
    Aradan yarim saatgeçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine
    sormus bir baskasina "Bu top atislari neden?" diye. Ayni cevabi alinca
    söylenmis: "Ulan, yarim saattir bir kariyi vuramadilar, be!"

    WAMPIR TEMEL


    temel bir gün wampir arkadaşlarıyla gezmeye gider bitanesi gider aradan 10 dakika geçtikten sonra geri gelir şurda bi ev var görüyon evet işte ordaki iki kadının kanını içtim sıra ikinciye gelir oda aradan 15 dakika geçtikten sonra geri gelir şu bi ev var görüyon işte ordaki adamların kanını içtim sıra bizim temele gelir temel gider aradan 1 saat geçer temel yok 2 saat geçer temel yok 3.saat temel üstü başı kanlar içinde gelir temele sorarlar temel bu halin ne ne olsu sana katliam mı yaptın temel şu evi göreysun evet peki şu direği göreysun evet işte ben onu görmedum!!!!!!!

    mahkeme

    Mahkemede Hakİm,temel'e SormuŞ:
    _kİmİnle Evlİsİn?
    _bİzum Karİylan!
    Hakİm SİnİrlenmİŞ:
    _e,herhalde,sen HİÇ Erkekle Evlenen Duydun Mu?
    _duydum Tabİ,nasİl Duymadum!.......
    _kİmmİŞ?
    _bİzum Karİ.

    TELEFON

    Temel şehrin en gözde semtinde büro tutmuş ve kapısına "Avukat Temel" yazılı bir tabela asmış. Yeni bürosunda ilk sabah otururken kapı çalınmış ve sekretere:

    - Kapıyı aç kızım

    demiş. Sekreter kapıyı açıp büroya gelen adamı Temel'in odasına soktuğu anda Temel hemen telefona sarılmış konuşmaya başlamış:

    -O iş tamam beyim... Benum aldığum davada kötü bir netice çıkmaz, tabi hemen çıkarıruz Osmanı da ben kurtarmıştım Dursun'u da... Siz hiç merak etmeyun. Ankara'da çok tanıduk var.

    Konuşma bu şekilde birkaç dakika daha devam ettikten sonra Temel sekreterin odaya getirdiği adama:

    - Aman efendum kusura bakmayun ama görüyorsunuz ki işler çok yoğun sizin ne davanuz vardı?

    Demiş. Adam

    -Hiiç...Benim davam filan yok ben telefonunuzu bağlamaya gelmiştim! demiş

    Temel İle dursun 5 İla 10 yıl arasında Amerika'da yaşarlar ve orada kürkü çok pahalı bir sincap çeşidi bulurlar Türkiye'ye gelirken bundan getirip,üretip,çok zengin olmayı tasarlarlar.Dursun sincabı sırt çantasına koyar ve havaalanından içeri sokar temelde hemen arkasından havaalanına gelir ve uçağa binerler.Bir süre sonra dursun uyur kucağında bulunan çanta yere düşer ve sincap çantadan dışarı çıkar.Hemen Temelin kucağına gelir onunla oynar ve sonra temel sincabi öldürür.Dursun uyanıp sincabı ölmüş görünce hemen temele sinirle sorar ne oldi buna? Temel cevaplamaya başlar sincap çantadan çıktı kucağıma geldi oradan pantolonuma girdi aleti yakaladı bir sağa salladı bir sola salladı kaldırdı üzerine çıktı İndi çıktı İndi çıktı sesimi çıkarmadım.Sonra biraz aşağı İndi taşakları buldu oynadı ,tokuşturdu ceviz zannetti oynadı ellemedim.Biraz daha aşağıya indi deliği buldu yuva zannetti galiba girdi çıktı girdi çıktı yine ellemedim,ama ne zaman cevizleri yuvaya taşımaya kalktı İşte o zaman öldürdim oni.

      Forum Saati Perş. Mart 28, 2024 3:20 pm